Irak Başbakanı'nın 18 danışmanı tartışmaların hedefinde

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (Reuters)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (Reuters)
TT

Irak Başbakanı'nın 18 danışmanı tartışmaların hedefinde

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (Reuters)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (Reuters)

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin kendisine çok sayıda danışman atanmasına ilişkin hamlesi, pek çok eleştirinin yanı sıra bu atamaların başbakanın işindeki önemine ilişkin pek çok soruyu da gündeme getiriyor. Gerek meselenin yararlılığıyla gerek Sudani'nin siyasi blokları ve grupları yatıştırmak için yaptığı bir tür siyasi manevrayla ilgili birçok soru işaretine neden oldu. Ancak Sudani'ye yakın çevreler bunu reddedip bir danışmanlar ekibi aracılığıyla devletin çeşitli sektörlerinin işlerini kolaylaştırmayı ve takip etmeyi amaçladığını söylüyor. Sudani’nin geçtiğimiz günlerde danışman olarak atadığı tanınmış isimler arasında, Dürüstlük Komisyonu eski başkanı Hasan el-Yasiri, el-Hikme Hareketi’nin Lideri Fadi eş-Şemri, Kültür İşleri Dairesi Genel Müdürü şair Arif es-Saadi ve Hukuk Devleti Koalisyonu Başkanı Nuri el-Maliki'nin Ofisi Direktörü Hişam er-Rikabi de bulunuyor.
Hukuk Komitesi üyesi Temsilci Raid Hamdan el-Maliki, danışmanlarının sayısı ve atama davasında dayandığı yasal metin hakkında Başbakan'a bir soru önergesi sundu. Maliki'nin sunduğu gensoru metninde, “Ofisiniz, başbakanlığı devraldığınızdan bu yana çeşitli amaçlar için eski danışmanların yanı sıra yeni danışmanların atanması da dahil olmak üzere birçok kararname yayınladı. Çünkü bu husus, danışmanların çalışmalarını düzenleyen 2022 tarihli ve 3 sayılı Kanun'un Bakanlar Kurulu'na danışman sayısının (6) danışmanla sınırlandırılmasını öngören hükümlerine uygun olmalıdır. Kanun, bu sınırlamanın daha önce atanan danışmanlar açısından dikkate alınması gerektiğini, yani danışman olarak çalışanların toplamının yalnızca altıyı geçmemesi gerektiğini belirtmektedir” ifadelerine yer verildi.
Öte yandan Temsilciler Meclisi üyesi Basim Haşşan, Dürüstlük Komisyonu Eski Başkanı Hasan el-Yasiri'nin Başbakan Danışmanı olarak atanmasının ‘hukuk ihlali’ olduğunu ifade etti. Haşşan, Twitter hesabından dün yaptığı açıklamada, “Sayın Sudani, Federal Mahkeme kararlarının kesin ve tüm makamlar için bağlayıcı olduğunu öngören Anayasa'nın 94. maddesine aykırı olarak, Sayın Hasan el-Yasiri'yi anayasal işler danışmanı olarak atadı. Bu konularda uzmanlaşmamış olmasından bahsetmeye bile gerek yok. Irak'taki anayasa ve yasa metinleri, ancak şarkı söylemeye uygun yarayan, şiir ve kasideler haline geldi” ifadelerini kullandı.
Başbakan'ın medya ofisi geçtiğimiz Pazar günü yaptığı açıklamada, el-Yasiri'nin anayasal işler danışmanı olarak atandığını bildirdi. Açıklamada ayrıca “Bu, hükümetin bakanlık platformunun bazı içeriklerini uygulama taahhüdü olarak ve siyasi blokların üzerinde anlaşmaya varılacak anayasa değişiklikleri yapma ihtiyacına ilişkin anlaşmasına uygun olarak ve özellikle son dönemde farklı aşamalarda ortaya çıkan siyasi blokajların bir daha tekrarlanmaması için gelen bir adımdır” ifadelerine yer verildi. Açıklamaya göre bu adım hükümetin, Federal Yüksek Mahkeme'nin önceki kararları ve Yüksek Yargı Konseyi'nin pozisyonları uyarınca, devletin eklemlerinde gerekli iş düzgünlüğünü elde etmesi çabası içinde atıldı. Öte yandan Başbakan’ın bir danışmanı, Sudani, çoğunluğu devlet dairelerinde, eski maaşlarıyla çalışan ve kamu hizmetine atanan 18 danışman atadı. Belirli maaşlarla atanan sadece 5 yeni danışman var” dedi.
İsmini açıklamak istemeyen danışman Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Yeni atamalar hukuka aykırı değil. Eski Başbakan Mustafa el-Kazımi'nin hükümetinde atanan danışmanların sayısı 62'ydi ve bu danışmanlara görev ödeneği tahsis edilmişti ve bunların çoğu işsizdi. Tüm danışmanlara çeşitli uzmanlık alanlarında (siyasi, ekonomik, mühendislik çabası, hükümet programı, mali politika, dış ilişkiler, insani gelişme, yönetişim, ulusal sağlık programı, kültür) güçlü görevler ve dosyalar verildi” şeklinde konuştu. Danışman, bazı bloklara ve siyasi partilere mensup danışmanların seçiminin Sudani'nin siyasi bir manevrasına veya gündemine dayandığı yönündeki haberleri yalanladı. Bu konuda, “Siyasi boyutu olan müşavirlerin bazı siyasi güçlere mensup olması doğaldır. Çünkü hükümet siyasidir. Tanınmış siyasi partilere mensup sadece üç veya dört yeni danışman var ve bunlar blok veya siyasi parti adayı oldukları için değil, şahsiyetleri nedeniyle seçildiler” ifadelerini kullandı.



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.