TTB Başkanı Fincancı'ya verilen hapis cezasının gerekçesi açıklandı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

TTB Başkanı Fincancı'ya verilen hapis cezasının gerekçesi açıklandı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı'ya, "silahlı terör örgütü propagandası yapmak" suçundan verilen hapis cezasının gerekçeli kararında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre Fincancı'nın PKK ile iltisaklı televizyon kanalında sarf ettiği sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği kaydedildi.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi, TTB Başkanı Fincancı'ya verilen 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezasının gerekçesini açıkladı.
Mahkemenin 107 sayfalık gerekçeli kararında, cumhuriyet savcılığının iddianamesi, sanık ve avukatların savunmaları ile duruşma tutanakları ve delillere yer verildikten sonra mahkeme heyetinin kurduğu hükme ilişkin gerekçeler sıralandı.
Gerekçeli kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve AİHM kararlarından alıntılar yapılarak, şiddete, silahlı direnmeye veya isyana teşvik niteliği taşıyan yaklaşımlar ile azınlıklara yönelik nefret söylemi içeren açıklamaların ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğine vurgu yapıldı.
Yargıtay kararlarından da örnekler verilen gerekçeli kararda, Türkiye, Irak, Suriye ve İran toprakları üzerinde birleşik bağımsız bir Kürdistan devleti kurmayı hedefleyen PKK/KCK terör örgütünün bu amacı gerçekleştirmek için 1984'ten itibaren yurt içinde çok sayıda öldürme, tehdit, yaralama, soygun, gasp, yol kesme, köy ve karakol basma, kişi hürriyetini yoksun kılma, kundaklama, mala zarar verme ve benzeri eylemleri gerçekleştiren silahlı bir terör örgütü olduğu anlatıldı.
Kararda, Şebnem Korur Fincancı'nın bu terör örgütü ile irtibatlı Medya Haber TV ile yaptığı canlı bağlantının ekran görüntülerinde PKK üyelerinin çok sayıda resminin bulunduğu, ekranda yer alan görüntülerde örgüt üyelerinin uzun namlulu silahları ile görüldüğü aktarıldı.
Fincancı'nın bağlandığı canlı yayında örgütsel saikle ve propaganda yapmak kastıyla "Zap'ta kimyasal silahla gerilla katledildi." şeklinde arka fon resmi kullanıldığına işaret edildi.

- "PKK'nın propagandasının yapılması eylemine aktif biçimde katılım sağladı"
Gerekçeli kararda, Fincancı'nın, gerçeği yansıtmayan, nerede ve ne zaman çekildiği belli olmayan ve örgüt tarafından servis edilen görüntüler üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terör örgütlerine yönelik mücadelesinin karalanması amacıyla örgüt tarafından ortaya atılan sözde kimyasal silah kullanımı propagandasına ilişkin söz konusu resim, yazı ve yapılan canlı bağlantı kapsamında PKK silahlı terör örgütünün propagandasının yapılması eylemine aktif biçimde katılım sağladığı kaydedildi.
Sanık Fincancı'nın söz konusu yayında, "Daha önceden de incelemiştim. Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, kimyasal gazlardan, zehirli gazlardan biri kullanılmış durumda. Çok çeşitli kimyasal silahlar var. Her ne kadar kullanılması yasak ise de ne yazık ki yasaklanmış silahların çatışmalarda kullanıldığını da görüyoruz." şeklinde açıklama yaptığı aktarıldı.
Gerekçeli kararda, "Sanığın Medya Haber TV üzerinden yapmış olduğu açıklamaların, canlı bağlantı şeklinde belli kitlelere ulaşabilecek ana haber bülteni ve uluslararası ölçekteki kapsamlı yayın kapsamında olduğu, sanığın söz konusu canlı bağlantıda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kendisine yasal olarak vermiş olduğu resmi bir unvan olan Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı unvanını da kullanmak suretiyle PKK silahlı terör örgütünün propagandası yapmak eylemini basın yayın araçlarından biri olan Medya Haber TV'de yaptığı." belirtildi.

- Anayasaya aykırılık iddiası ciddi görülmedi
Gerekçeli kararda ayrıca şu değerlendirmeler yapıldı:
"Sanığın, PKK silahlı terör örgütü ile doğrudan irtibatı olan Medya Haber TV kanalının ana haber canlı bağlantısında sırası ile arka fonda leşker kıyafet ve uzun namlulu silahları bulunan PKK silahlı terör örgütü üyelerinin gerilla sıfatı ile gösterilerek Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ülkenin bölünmez bütünlüğüne yönelik yapmış olduğu meşru müdafaa ve koruma faaliyetlerini illegal bir eylem ve kimyasal silahlar kullanılmış gibi göstermek suretiyle, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında da bölücü bir silahlı terör örgütü olarak kabul edilen PKK/KCK - PYD/YPG terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı, AİHM ile Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre söz konusu sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği ve silahlı terör örgütünün propagandası yapmak suçunu oluşturduğu sonucuna varılmıştır."
Kararda, sanığın suç ve cezadan kurutulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmediği belirtilerek, eylemine uyan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu 7/2-1. cümle maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, sanığın kastının ağırlığı ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınarak takdiren ve teşdiden cezalandırılmasına hükmedildiği kaydedildi.
Sanık avukatı tarafından ileri sürülen Anayasaya aykırılık iddiasının ise Anayasa 152. maddesi kapsamında ciddi görülmediği ifade edildi.

- Davanın geçmişi
TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında, terör örgütü PKK ile bağlantılı bir televizyonda, Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik ifadeleri nedeniyle soruşturma başlatılmıştı. İstanbul'da evinde gözaltına alınan Fincancı, 27 Ekim 2022'de Ankara'da sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucu hazırlanan iddianamede, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin meşru müdafaa kapsamındaki legal faaliyetleri ile terör örgütünün illegal faaliyetlerini bağdaştırma suretiyle "terör örgütü propagandası" yaptığı belirtilen sanık Fincancı'nın 1 yıl 6 aydan 7 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Fincancı'nın ikamet yerinin İstanbul olması, soruşturmanın da burada yürütülmesi nedeniyle İstanbul'daki ağır ceza mahkemesinin yargılamaya yetkili olduğuna karar vermiş, dosyayı yetkisizlikle İstanbul'a göndermişti.
Fincancı'nın yargılanmasına başlanan 23 Aralık 2022'deki ilk duruşmada, esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcılık, "basın yayın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis cezası talebinde bulunmuştu.
Mahkeme heyeti, Fincancı'nın "silahlı terör örgütü PKK propagandası yapmak" suçundan 2 yıl 8 ay 15 gün hapisle cezalandırılmasına karar vermiş, Fincancı kararla birlikte tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak tahliye edilmişti.



Türkiye, Abdi'nin ‘doğrudan temas’ açıklamaları ve ABD raporlarının ardından yetkililerinin SDG lideriyle görüşme planı olduğu iddialarını yalanladı

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi (Reuters)
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi (Reuters)
TT

Türkiye, Abdi'nin ‘doğrudan temas’ açıklamaları ve ABD raporlarının ardından yetkililerinin SDG lideriyle görüşme planı olduğu iddialarını yalanladı

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi (Reuters)
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi (Reuters)

Türkiye, Ankara ile doğrudan iletişim kanallarının varlığından söz eden Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi ile Türk yetkililer arasında herhangi bir görüşme planı ya da hazırlığı olduğunu reddetti.

Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Türkiye'nin Abdi ile görüşmeye hazır olduğuna dair haberlerin doğru olmadığını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Anadolu Ajansı'ndan (AA) aktardığına göre kaynaklar, ABD merkezli haber sitesi Al-Monitor'un bu konu hakkındaki bir haberinde yer alan iddiaların ‘gerçek dışı’ olduğunu belirtti.

Türk gazeteci Amberin Zaman'ın Al-Monitor'da yer alan haberinde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ya da Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın'ın Abdi ile görüşeceği iddia edildi.

fghy
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera perşembe günü ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack'ı Şam'da kabul etti. (DPA)

İsmi açıklanmayan kaynaklara göre, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack, perşembe günü Şam'da bulunduğu sırada Abdi ile bir telefon görüşmesi yaptı ve 13 yılı aşkın bir süredir kapalı olan ABD Büyükelçiliği konutuna Amerikan bayrağını çekti. Abdi'ye DEAŞ’a karşı mücadelede ABD'nin desteğini sürdüreceği güvencesini veren Barrack, SDG ile Türkiye arasında ABD'nin arabuluculuğunda yürütülen gerilimi azaltma görüşmelerini sürdürmesi için onu teşvik etti.

Barrack aynı zamanda SDG ile Suriye hükümeti arasında imzalanan anlaşmanın uygulanması gerektiğini vurguladı.

Kaynaklar, Abdi'nin telefon görüşmesi sırasında üst düzey Türk yetkililerle Şam'da bir araya gelme teklifi aldığını, görüşmenin SDG'den bir heyetin cuma günü Şam'da Suriye hükümetiyle yapacağı görüşmelerin sonuçlarına göre belirleneceğini, ancak Suriye hükümetinin yeni bir tarih belirlemeden görüşmenin ertelendiğini duyurduğunu bildirdi.

Türk Dışişleri Bakanlığı kaynakları Al-Monitor'un haberinde Türkiye ve yetkilileriyle ilgili iddiaların asılsız olduğunu söyledi.

Türkiye'nin pozisyonu teyit edildi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan perşembe günü yaptığı açıklamada, SDG'yi, Suriye ordusuna entegre edilmesi için yeni Suriye hükümetiyle varılan anlaşmaya rağmen ‘oyalama taktikleri’ kullanmakla suçladı.

Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'nin birlik ve toprak bütünlüğünün korunması yönündeki tutumunu yineleyerek, SDG ile Şam arasında varılan anlaşmanın mutabık kalınan ve planlanan zaman dilimi içerisinde uygulanması gerektiğini vurguladı.

Türkiye, SDG'yi PKK’nın Suriye'deki uzantısı olan bir ‘terör örgütü’ olarak görüyor ve ABD desteğinin sona erdirilmesini, feshedilmesini, Suriye ordusuna entegre edilmesini ve yabancı savaşçılarının Suriye'den çıkarılmasını talep ediyor.

fgthy
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, SDG'yi Şam ile varılan anlaşmanın uygulanmasını geciktirmekle suçladı. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Abdi arasında geçtiğimiz mart ayında Şam'da imzalanan SDG'nin kendini feshetmesi, Suriye ordusuna entegre olması ve Suriye'nin kuzeydoğusunda kontrol ettiği bölgeleri Suriye yönetimine devretmesine ilişkin anlaşmanın üzerinden üç aydan fazla bir süre geçmesine rağmen, SDG'nin anlaşmayı uygulamak için adım atmadığı ve halen Suriye'nin kuzeydoğusunda özerklikten bahsettiği görülüyor.

Cuma günü bir televizyon röportajında Abdi, Şam hükümetiyle varılan anlaşmanın uygulanması için SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesi sürecinin yıllar alabileceğini ve ‘anlaşmanın siyasi adem-i merkeziyetçiliği ve kuzey ve doğu Suriye'deki bileşenlerin haklarını tanıyan kapsamlı bir siyasi çerçeve içinde olması gerektiğini’ söyledi.

gthyuj7ı
SDG lideri Mazlum Abdi, SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesi için mart ayında Şam'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile bir anlaşma imzaladı. (AP)

Abdi, Şam ile ‘siyasi adem-i merkeziyetçilik’ çerçevesinde diyaloğa açık olduğunu ifade ederek, Kürt meselesinin özüne hitap etmeyen hızlı ya da resmi çözümleri reddetti. Abdi, “Güçlerimizin üzerinde mutabık kalınmış bir ulusal yapı içerisinde organize bir güç olarak varlığını sürdürmesini garanti altına alacak bir formül arıyoruz” ifadesini kullandı.

“Türkiye ile iyi bir ilişki kurmaya açığız. Türkiye ile doğrudan ve aracılar vasıtasıyla iletişim kanallarımız var ve bu ilişkinin gelişeceğini umuyoruz” diyen Abdi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmeye bir itirazı olmadığını ifade etti.

SDG'nin İsrail ile ilişkileri konusunda ise Abdi, “Bazıları bizi İsrail ile ilişkimiz olmakla suçluyor ama biz bunu reddediyoruz” dedi.