Rusya anlaşmanın sağlandığını açıkladı: Suriye-Türkiye görüşmelerinde masada İran’da olacak

Fotoğraf: Mustafa Kamacı/AA
Fotoğraf: Mustafa Kamacı/AA
TT

Rusya anlaşmanın sağlandığını açıkladı: Suriye-Türkiye görüşmelerinde masada İran’da olacak

Fotoğraf: Mustafa Kamacı/AA
Fotoğraf: Mustafa Kamacı/AA

Önümüzdeki Mayıs ayından önce Suriye, Rus ve Türk liderler düzeyinde bir zirveye hazırlık olarak dışişleri bakanları düzeyinde üçlü bir toplantı gerçekleştirileceği yönünde tahminler artarken, Moskova, Ankara ile Şam arasındaki yakınlaşma yolunu hareketlendirme çabasını yineledi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün yaptığı açıklamada Moskova'nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ankara ve Şam arasındaki krizi çözme yaklaşımını desteklediğini vurguladı. Dün görüştüğü Mısırlı mevkidaşı Samih Şukri ile yaptığı basın toplantısında konuşan Lavrov, ‘İran'ın bu sürece katılması konusunda bir anlaşmaya varıldığını’ söyledi. Lavrov ‘Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesine yönelik gelecekte yapılacak temasların Rusya ve İran'ın arabuluculuğuyla gerçekleştirilmesinin mantıklı’ olduğunu ifade etti. ‘Belirli sonuçlara ulaşmak için ivedilikle ilerleme kaydedilmesi gerektiğini’ vurgulayan Lavrov, “Askeri ve diplomatik düzeyde önümüzdeki tarihler ve formüller konusunda çalışmalar devam ediyor” dedi.
Şarku’l Avsat’a konuşan diplomatik bir kaynak, daha önce müzakerelere İran’ın dahil olmasına karşı çıkan Ankara’nın Moskova ile İran’ın normalleşme sürecine katılması konusunda anlaşmaya vardıklarını söyledi. Öte yandan aynı kaynağa göre daha önce İran'ın, Rus ve Türk tarafların Tahran'ın rolünü görmezden gelmesine ilişkin çekinceleri vardı ve Rus tarafına ‘Suriye-Türkiye normalleşme yoluna dahil edilmesinin gerekliliği’ konusundaki görüşünü bildirmişti.
Lavrov’un açıklamalarından bir gün önce Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir açıklamaya göre, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, Pazartesi günü Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Eymen Susan ile yaptığı görüşmede, Moskova’nın ‘Suriye egemenliğine saygı ilkeleri temelinde Şam ile Ankara arasındaki ilişkileri normalleştirmeye yardım etmeye’ hazır olduğunu duyurdu.
Söz konusu açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Şam'ın bölgesel çevre ile diyaloğunun kademeli olarak geliştirilmesi Suriye'de uzun vadeli kapsamlı bir çözümün önemli bir bileşeni olarak görülürken, Rus tarafı, Suriye'nin birliğine, toprak bütünlüğüne ve egemenliğine koşulsuz saygı ilkeleri çerçevesinde Suriye-Türkiye ilişkilerinin normalleştirilmesi de dahil olmak üzere gerekli yardımı sağlamaya devam etmeye hazır olduğunu yineledi.”
Açıklamanın devamında ‘görüşmede Suriye ve çevresindeki duruma ilişkin görüş alışverişinde bulunmanın yanı sıra, Suriye'de kapsamlı bir çözümü teşvik etmeye, Astana formülünün öncü rolü ile önemine ve Suriye Anayasa Komitesi'nin yapıcı çalışmalarının yoğunlaştırılmasına vurgu yapıldığı’ ifade edildi. Aynı şekilde ‘çeşitli düzeylerde ikili temasların programı da dahil olmak üzere geleneksel Rusya-Suriye dostane ilişkilerini daha da güçlendirmeye yönelik bağımsız konuların’ tartışıldığı belirtildi.

11 yıl sonra ilk resmi temas
Geçen Aralık ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e Türkiye, Rusya ve Suriye arasında istihbarat servisleri başkanları ile savunma ve dışişleri bakanlarının bir araya gelmesinin ardından ülke liderleri arasında bir görüşme yapılmasını teklif ettiğini açıklamıştı. Rusya Savunma Bakanlığı'na göre Suriye krizini çözmenin yollarını görüşmek üzere Rusya, Suriye ve Türkiye'nin savunma bakanları ve üç ülkenin istihbarat başkanları geçen yılın sonlarında Moskova'da bir araya gelmişlerdi. Bu görüşmeler, Ankara ile Şam arasında 11 yıl aradan sonra yapılan ilk resmi teması temsil ediyordu.
Görüşmelerin ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara'nın geçtiğimiz Ocak ayının ikinci yarısında Türkiye ve Suriye dışişleri bakanları arasında üçüncü bir ülkede olabilecek şekilde bir toplantı düzenlenmesini önerdiğini söylemişti.
Aralarında Kremlin'e yakınlığı ile bilinen Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RIAC) Program Koordinatörü Ivan Bocharov'un da bulunduğu Rus uzmanlar yakın bir zamanda, Moskova, Ankara ve Şam arasındaki gelecek müzakerelerin ve beklenen diyalog gündemine ilişkin düşüncelerin belirlenmesinin önemini vurguladılar. Bu diyaloğu ilerletirken Kürtlerin çıkarlarının dikkate alınması gerektiğine de işaret ettiler. Bocharov Rusya merkezli İzvestiya gazetesinde kaleme aldığı bir yazıda, Türkiye'nin Suriye hükümetiyle ilişkileri normalleştirme olasılığıyla güç yöntemlerini birleştirerek Suriyeli Kürtlerin sorununu çözmeye çalıştığını belirtti. Moskova-Ankara-Şam hattındaki müzakerelerin önemli olduğunu ancak Suriye Kürtleriyle de etkileşim içinde olunması gerektiğini sözlerine ekledi. Bu bakımdan Bocharov’a göre misilleme adımları atmaması için Türk tarafının kışkırtılmaması gerektiğine Suriyeli Kürtleri ikna etmek önemli. Bu, iddia edilen askeri operasyonu durdurmaya yardımcı olabilir. Böylece de başka bir insani krizin çıkması önlenip Moskova, Ankara ve Şam arasındaki müzakereler için olumlu bir zemin oluşturulabilir.
Bocharov yazısının devamında “Rus uzmanlar topluluğu, Suriye hükümetinin ekonomik bağları yeniden gözden geçirme, ademi merkeziyetçi bir yönetime geçme ve yerel (Kürt) seçkinlerin ulusal düzeyde güç hiyerarşisine entegrasyonu yönünde çalışması gerektiğine defalarca dikkat çekti. Bu sayede Kürt sorunu çözülebilir. Kürtlerin çıkarları dikkate alınmazsa, Ankara ile müzakereleri zorlaştırabilecek şekilde faaliyetlerini artırmaları olası” ifadelerini kullandı.

Rusya, OPCW raporuna tepki gösterdi
Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanlığı, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) 2018 yılında Şam kırsalındaki Duma ilçesine düzenlenen kimyasal saldırıya ilişkin yakın zamanda yayınladığı raporu şiddetle eleştirerek, OPCW’nin kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ilişkin raporunun amacının Batı'nın Suriye'ye yönelik saldırganlığını haklı çıkarmak olduğunu vurguladı.
Bakanlık tarafından Pazartesi günü yayınlanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Soruşturma ekibinin önünde duran ve en nihayetinde yerine getiremediği görevin asıl amacının, ABD, İngiltere ve Fransa'nın Duma olayı bahanesine sığınarak Suriye'ye yönelik saldırganlığını haklı çıkarmak ve uluslararası hukukun normlarını ve temel ilkelerini ihlal ederek Suriye'deki sivil ve askeri bölgelere geniş çaplı bir füze saldırısı başlatmak olduğu aşikârdır (...) Moskova, Batı'nın bu uluslararası örgütü manipüle etmesini kınıyor.”
Bakanlık ‘örgütün raporunun, Suriyeli ve Rus uzmanların; OPCW, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi ve BM Genel Kurulu'na sunduğu ve Duma kimyasal saldırı olayını Batı'nın uydurduğunu kanıtlayan bulgularını çürütme girişimi’ olduğunu belirtti. Bakanlık bu raporun ‘politize edildiğini ve parayla satın alındığını’ iddia ederek, raporun, ‘Suriye Silahlı Kuvvetleri’nin Duma ilçesi çevresindeki hareketlerinin Rus tarafı tarafından denetlendiği izlenimi yaratmak amacıyla araştırmacıların ve sponsorlarının başarısız girişimleri’ olduğunu kaydetti.
Bakanlık “Rusya’nın kimyasal provokasyon ile ilgili anlatısını destekleyecek bilgileri soruşturma ekibine vermediği yönündeki suçlamalar tarafımızca reddedilmektedir. Çünkü Rusya, tıpkı diğer bazı devletler gibi, bu kurumu gayri meşru görmektedir ve defalarca ifade edildiği gibi, temel hususlar dışında kendisiyle işbirliği yapma niyetinde değildir” ifadelerini kullandı.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.