Britanyalı bilim insanı, Koca Ayak efsanesine basit bir açıklama getirdi

Efsanevi yaratık, Yeti diye de biliniyor.

Daha önce Yeti'nin aslında iri bir maymun olabileceği düşünülmüştü (Pixabay)
Daha önce Yeti'nin aslında iri bir maymun olabileceği düşünülmüştü (Pixabay)
TT

Britanyalı bilim insanı, Koca Ayak efsanesine basit bir açıklama getirdi

Daha önce Yeti'nin aslında iri bir maymun olabileceği düşünülmüştü (Pixabay)
Daha önce Yeti'nin aslında iri bir maymun olabileceği düşünülmüştü (Pixabay)

Britanyalı bir bilim insanı, Koca Ayak efsanesinin arkasında Amerikan kaya ayısının olabileceğini ifade etti.
Nottingham Üniversitesi'nden veri bilimci Floe Foxon, Kuzey Amerikalıların Koca Ayak'ı gördüğünü iddia ettiği, kayda geçen gözlemleri inceledi.
Daha sonra bunları bölgedeki kara ayı popülasyonundaki iniş ve çıkışlarla karşılaştırdı.
Bunun sonucunda efsanevi yaratığı gördüğünü söyleyenlerin aslında iki ayağı üzerinde yürüyen ayılar olduğu sonucuna vardı.
Yeti diye de bilinen Koca Ayak, kiminin Himalayalar'da yaşadığına inandığı, primat-benzeri büyük bir efsanevi yaratık.
Efsane dünya genelinde yayıldıkça Kuzey Amerikalılar da Koca Ayak'ı gördüğünü söylemeye başladı.
Ancak Foxon'un hakem onayından geçmeyi bekleyen makalesine göre, bu kişilerin aslında Latince adı Ursus americanus olan kara ayıları görmüş olma ihtimali çok yüksek.
İnsan nüfusunun ve kara ayı popülasyonunun yoğunlaştığı bölgelerde Koca Ayak ihbarlarının arttığı belirlendi. Bu durumun özellikle Kuzeybatı Pasifik için geçerli olduğu ifade edildi.
Foxon'un hesaplamalarına göre, belirli bir eyaletteki her 900 kara ayı başına bir Koca Ayak ihbarı düşüyor.
Foxon'a göre dünyanın başka yerlerinde de insanların yerel ayı türlerini Koca Ayak sanmaları ihtimal dahilinde.
Örneğin, Asya dağlarında, Yeti'nin aslında Asya kara ayısı, Himalaya boz ayısı veya Tibet boz ayısı olması mümkün.
Geçmişte de Yeti'ye ait olduğu zannedilerek toplanan diş ve kıl gibi kalıntıların başka hayvanlara ait olduğu ortaya çıkmıştı. Bunlar da genellikle ayılar olmuştu.
Foxon, konuyla ilgili şu açıklamada bulundu:
"Sonuç olarak, Koca Ayak gördüyseniz etrafta birçok ayı olabilir."
Independent Türkçe, IFL Science, Science Alert



James Gandolfini televizyon tarihine geçen rolünü neredeyse alamıyordu

Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
TT

James Gandolfini televizyon tarihine geçen rolünü neredeyse alamıyordu

Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)

Televizyon tarihinin en ikonik karakterlerinden Tony Soprano'yu, James Gandolfini dışında birinin canlandırdığını hayal etmek bile imkansız. Ancak dizinin yaratıcısı David Chase, başta bu konuda o kadar da emin değildi.

"Tony Soprano'yu buldum galiba"

New Jersey'li bir mafya babasının özel hayatı ve iş dünyasındaki çatışmalarını konu alan The Sopranos'un yaratıcısı Chase, Gandolfini'yi başrol için ilk izlediğinde tereddüt yaşamış. Jason Bailey'nin yeni kitabı Gandolfini: Jim, Tony, and the Life of a Legend'da (Gandolfini: Jim, Tony ve Bir Efsanenin Hayatı) yer alan ve Vulture tarafından yayımlanan bir bölüm, dizinin oyuncu seçim sürecini ve Chase'in başlangıçtaki çekincelerini detaylandırıyor.

Gandolfini'nin adı, menajeri Nancy Sanders pilot bölümün senaryosunu okuduğunda gündeme gelmiş. Senaryoyu eline alır almaz "Aman Tanrım, Tony Soprano'yu buldum galiba" diye düşündüğünü anlatıyor.

Ancak Gandolfini'nin kayıtlarını izledikten sonra Chase, "Bence çok iyi bir oyuncu ama tek bir endişem var. Yeterince tehditkar mı?" diye sormuş.

Sanders bu söz karşısında şaşkına dönmüş. "Eğer bana 'Biraz kilolu' ya da 'Saçları dökülüyor' deseydiniz anlar, kabul ederdim. Ama yeterince tehditkar mı? Bu adam tam sizin aradığınız kişi" diyerek Gandolfini'nin rol için mükemmel seçim olduğunu savunmuş.

Üç aday kaldı

Gandolfini ise senaryoyu çok sevmesine rağmen rolü alacağından pek umutlu değilmiş. Asıl endişesiyse Chase'in çalışması zor biri olma ihtimaliymiş. Deneme çekimlerinden önce Chase'le kahvaltıda buluşması istendiğinde hiç de hevesli değilmiş. Ama buluşma düşündüğünün aksine son derece keyifli geçmiş. 

Sonunda Tony Soprano rolü için üç aday kalmış: James Gandolfini, Mike Rispoli ve daha sonra dizide başka bir karaktere hayat verecek Steven Van Zandt. Deneme çekimleri sırasında Chase'in tüm şüpheleri dağılmış:

Sonunda kendini verip gerçekten okumaya başladığında, işte o anda her şey belli oldu.

Sonrasında The Sopranos, televizyonun altın çağını başlatan yapımlardan biri oldu. 1999-2007'de 6 sezon süren dizide Tony Soprano'ya hayat veren Gandolfini, televizyon tarihinin en etkili karakterlerinden biri olarak anılıyor. 

2013'te 51 yaşında kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Gandolfini, bu performansıyla üç Emmy, 5 SAG (Screen Actors Guild) ve bir Altın Küre kazanmıştı.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Vulture