Sudan Egemenlik Konseyi: Cuba Barış Anlaşması’nın iptal edilmesine izin vermeyeceğiz

El-Hadi İdris anlaşmanın uygulanmamasına karşı uyardı

El-Hadi İdris (SUNA)
El-Hadi İdris (SUNA)
TT

Sudan Egemenlik Konseyi: Cuba Barış Anlaşması’nın iptal edilmesine izin vermeyeceğiz

El-Hadi İdris (SUNA)
El-Hadi İdris (SUNA)

Sudan Egemenlik Konseyi üyesi El-Hadi İdris, “Görevden alınan geçici sivil hükümetin Darfur, Nuba Dağları ve Mavi Nil bölgelerinde silahlı gruplarla 2020 yılında imzaladığı Cuba Barış Anlaşması'nın çökmesine yada iptal edilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
Devrimci Cephe lideri İdris, siyasi sürecin son aşamasının bir parçası olarak dün (Çarşamba) Hartum'da Barış Anlaşması Değerlendirme Konferansı'nın ilk oturumunda yaptığı konuşmada, ‘tüm imzacıların zayıf siyasi iradesinden, onların anlaşmayı uygulamamaktan ve uygulamaya koymaktan doğrudan sorumlu’ olduğunu belirtti.
Birleşmiş Milletler (BM), Afrika Birliği (AfB) ve Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi'nden (IGAD) oluşan üçlü mekanizmanın huzurunda konferansa, çerçeve anlaşmayı imzalayan taraflarının temsilcileri, yerinden edilmiş paydaşlar ve mülteciler katıldı. Konferans, anlaşmayı reddeden Cibril İbrahim ve Mini Arko Minawi destekçilerince boykot edildi.
“Konferansın amacı Cuba Barış Anlaşması’nı değiştirmek veya iptal etmek değil. Bazıları konferansı karıştırmak için bu konuşmayı başlatmaya çalışıyor” diyen İdris, “Anlaşmadaki açık bir metin, anlaşmanın tüm taraflarca imzalanan bir anlaşma dışında değiştirilemeyeceğini söylüyor” maddesine işaret etti.
İdris, ‘Cuba Barış Anlaşması'nın hükümlerinin yüzde 99'unun uygulanmadığını ve uygulanmamasına neden olan en büyük engelin, tüm imzacı tarafların (hükümet ve silahlı gruplar) siyasi irade eksikliği olduğunu’ ifade etti. İdris ayrıca, diğer engellerinse onların ‘kararlaştırılan programlara uymamaları, kanunları geçirmemeleri ve güvenlik düzenlemeleri dosyasının tamamlanmasını ve anlaşmanın ilerlemesini izleme rolünü oynayacak Yasama Konseyi'nin oluşumunu engellemeleri olduğunu’ belirtti.
İdris, Darfur'da savaş suçları ve soykırımdan suçlu devrik Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir ve kıdemli yardımcılarının iadesi konusunda Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ile iş birliğine ilişkin olarak, Cuba Barış Anlaşması'na imza atan tarafların taahhüt eksikliğine atıfta bulundu. İdris, “Anlaşma, mahkemeyle tam bir iş birliği sağladı ve mahkeme müfettişlerinin mağdurlara ve tanıklara ulaşmasına olanak sağlıyor. Ayrıca mahkeme tarafından haklarında tutuklama emri çıkarılan kişilerin ortaya çıkmasına izin veriyor. Ancak bu olmadı ve bunun için bir açıklama yok” dedi.
Sudan Egemenlik Konseyi üyesi, barış anlaşmasının uygulanmamasını ‘sivil geçiş hükümeti dönemindeki ve ordunun 25 Ekim 2021'deki eylemlerinden sonra ülkedeki siyasi istikrarsızlığa’ bağladı. İdris, “Barış anlaşmasının uygulanmasının önündeki en büyük engeller, Hartum'daki merkezi hükümetin ve uluslararası toplumdaki ortakların Darfur bölgesinin yeniden inşası için gerekli fonları sağlayamaması, yerinden edilenlerin ve mültecilerin kendi bölgelerine gönüllü dönüşlerine yönelik programların uygulanmaması, imzacı taraflar arasındaki çekişmeler ve siyasi sürece yönelik birleşik bir vizyonun olmamasıdır” dedi. Sudan Egemenlik Konseyi’nin bir üyesi, “Hartum'da sabit duran ve Bakanlar Kurulu dosyaları arasında bekleyen bir barış anlaşması istemiyoruz. Anlaşmanın iptal edilmesine de izin vermeyeceğiz” dedi.
5 Aralık'ta Sudan ordu liderleri, Özgürlük ve Değişim Güçleri (ÖDG) ve geçişi destekleyen diğer taraflar, ordunun siyasetten çıkarılmasını ve ülkede sivil yönetimin geri getirilmesini şart koşan bir çerçeve anlaşma imzaladılar.
Barış Anlaşması Değerlendirme Konferansı, çerçeve anlaşmaya imza atan tarafların tartıştığı başlıca konuları ele alıyor. Bunlar: Tecrit edilmiş rejimin tasfiyesi, adalet, güvenlik, askeri reform ve doğu Sudan'daki krizin ele alınması. Bu sorunların çözülmesi, ülkede sivil liderliğin bir hükümet kurmak için nihai anlaşmanın imzalanmasının yolunu açıyor.



İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırıda aynı aileden 7 çocuk öldürüldü

İsrail'in Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat kampına düzenlediği saldırıda yaralı bir çocuğu taşıyan Filistinli (Reuters)
İsrail'in Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat kampına düzenlediği saldırıda yaralı bir çocuğu taşıyan Filistinli (Reuters)
TT

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırıda aynı aileden 7 çocuk öldürüldü

İsrail'in Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat kampına düzenlediği saldırıda yaralı bir çocuğu taşıyan Filistinli (Reuters)
İsrail'in Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat kampına düzenlediği saldırıda yaralı bir çocuğu taşıyan Filistinli (Reuters)

Gazze Sivil Savunması yaptığı açıklamada, İsrail'in dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerine düzenlediği hava saldırısında, aralarında yedi çocuğun da bulunduğu bir ailenin on üyesinin öldüğünü duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Sivil Savunma sözcüsü Mahmud Basal açıklamasında “Cibaliye el-Nuzla'daki evlerinin hava saldırısına hedef olmasının ardından işgalcilerin Halla ailesine karşı işlediği katliamda 10 şehit var” dedi.  Basal, ‘Şehitlerin hepsi aynı aileden, en büyüğü altı yaşında olan yedi çocuk da dahil, hava saldırısında 15 kişi de yaralandı” bilgisini paylaştı.

İsrail ordusu ise Sivil Savunma tarafından bildirilen ölü sayısının “elindeki bilgilerle uyuşmadığını” söyledi. AFP'nin haberine göre ordu, İsrail güçlerinin Hamas'a ait “askeri bir yapıda faaliyet gösteren” ve “tehdit oluşturan” bir dizi teröristi vurduğunu belirtti.

Görsel kaldırıldı.İsrail'in Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat kampına düzenlediği saldırıdada yaralı bir çocuğu taşıyan Filistinli (Reuters)

ABD, Mısır ve Katar savaşı durdurmak ve Gazze'de Hamas'ın elinde bulunan düzinelerce rehinenin serbest bırakılmasını sağlamak için müzakereleri destekliyor. ABD salı günü ateşkes olasılığı konusunda “ihtiyatlı bir iyimserlik” dile getirdi.

İsrail 7 Ekim 2023 saldırısına Gazze Şeridi'nde yıkıcı bombardıman ve kara operasyonlarıyla karşılık verdi ve Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'nın rakamlarına göre çoğu sivil, kadın ve çocuk olmak üzere 45bin 206 kişiyi öldürdü.

İsrail, Gazze'de daha önce görülmemiş düzeydeki sivil kayıplar nedeniyle yaygın uluslararası eleştirilerle ve bunları önlemek için yeterince çaba gösterip göstermediğine dair sorularla karşı karşıya.