Cumhuriyetçiler, Biden yönetimini sorgulamaya başladı

‘Terör listesindeki’ bir İranlı'nın tutuklanması yasa dışı göç dosyasını canlandırıyor

Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyeleri Matt Gaetz ve Jim Jordan dünkü Yargı Komitesi toplantısında (AFP)
Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyeleri Matt Gaetz ve Jim Jordan dünkü Yargı Komitesi toplantısında (AFP)
TT

Cumhuriyetçiler, Biden yönetimini sorgulamaya başladı

Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyeleri Matt Gaetz ve Jim Jordan dünkü Yargı Komitesi toplantısında (AFP)
Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyeleri Matt Gaetz ve Jim Jordan dünkü Yargı Komitesi toplantısında (AFP)

ABD yetkilileri, ülkenin güney sınırından içeriye sızmaya çalışan ve terörist listelerinde yer alan bir İranlıyı tutukladı. Ön bilgilere göre geçen hafta Meksika sınırındaki Teksas eyaletinde tutuklanan İranlı şahsın adı Ali Rıza Haydari (29).
Şarku’l Avsat’ın Fox News'ten aktardığı habere göre olay, Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu ele geçirmesinden beri Kongre’deki ilk soruşturma oturumlarını yasa dışı göç konusunu resmi olarak açmak için kullandıkları bir sırada yaşandı. Dolayısıyla hiç şüphesiz Haydari’nin tutuklanması ekmeklerine yağ sürmüş olacak.

Sınır krizi
Temsilciler Meclisi Yargı Komitesi’nin soruşturma oturumunun başlığı, Biden'ın karşılaşacağı sıkıntıları net bir şekilde yansıtıyor: “Biden Sınır Krizi: Birinci Kısım”. Komite Başkanı Jim Jordan liderliğindeki Cumhuriyetçiler, Biden yönetimini Meksika sınırında ‘kriz yaratmakla’ suçlayıp sınırdan ‘teröristlerin sızdığından’ ve son zamanlarda ABD'de yaygınlaşan fentanil hapları gibi ‘uyuşturucuların aktığından’ söz ediyorlar. Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi Chip Roy, “Yönetimin ülkemizi tarumar eden saçma açık sınırlar politikasını ifşa etmeye devam edeceğiz” dedi. Diğer üyeler ise fentanil maddesinin ABD’ye nasıl girdiği konusunda yönetim yetkililerinden yanıt almaya çalışacaklarına söz verdiler. Cumhuriyetçiler bu dosyada ABD İç Güvenlik Bakanı Alejandro Mayorkas'ı hedef alırken, Mayorkas’ın görevinden alınması yönünde çağrılar yapılıyor. Hatta görevden alınması ile ilgili işlemlerde ilerleme kaydetmek için bir dizi yasa tasarısı önerildi. Ancak bu tasarılar Demokratların kontrolündeki Senato Meclisi’nden geçemeyecektir.
Bazı Cumhuriyetçiler, sınır güvenliğinin kontrolüne katkı sağlayacağı düşüncesinden hareketle ABD'deki siyasi iltica politikasını askıya almaya çalışırken, Demokratlar bu hamlelere karşı çıkıyor. Yargı Komitesi’ndeki kıdemli Demokratlardan Jerry Nadler, “Kanıtlar, siyasi iltica başvurusunda bulunanların ülkeye uyuşturucu soktuklarını göstermiyor. Asıl uyuşturucu kartelleri, sınırdan uyuşturucu kaçakçılığı yapmak için ABD’lileri kullanıyor” dedi. Demokratlar, yönetimin uyuşturucu krizini çözmek için sıkı bir şekilde çalıştığını söylüyor ve Hazine Bakanlığı’nın bu hafta Meksikalı bir uyuşturucu kartelinin başına ve iki yardımcısına yaptırım uyguladığına işaret ediyor.

Kovid-19 cephesi
Öte yandan Cumhuriyetçiler başka bir cephe daha açtı: Yönetimin Kovid-19’u Ele Alma Politikası. Temsilciler Meclisi Gözetim ve Reform Komitesi, “Federal Pandemi Giderleri: İsraf, Yolsuzluk ve Suistimal İçin Bir Reçete” başlıklı bir soruşturma oturumu düzenledi. Cumhuriyetçiler, Kovid-19 ile ilgili programlarda ‘milyarlarca’ doların israf edildiğini öne sürüyor. Temsilciler Meclisi Gözetim ve Reform Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi James Comer, dosyanın ayrıntılarını şöyle açıkladı:
"ABD’li vergi mükelleflerinin paralarına yönelik en büyük hırsızlığın temeline inmeyi ABD halkına borçluyuz. Komite, federal hükümetteki hemen hemen her kurumdan sağlanan yüz milyarlarca dolarlık hibe ve kredilerin pandemiye yanıt vermek için uygun bir şekilde kullanılıp Kovid-19 ile ilgisi olmayan mevzulara gitmediğinden emin olmak için değerlendirme yapacak.”
Cumhuriyetçiler, bir yandan seçim kampanyaları sırasında vaat ettikleri bir stratejinin parçası olarak ABD yönetimine açıktan açığa ve yoğun bir şekilde saldırırken; bir yandan da yeni Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy ile ABD Başkanı Joe Biden'ı bir araya getirerek kamu borcunun tavanının yükseltilmesi ile ilgili krizi çözmeye çalıştıkları bir toplantıyla Beyaz Saray'a zeytin dalı uzatıyorlar. Bu hamle, seçmenlerin Meclis’te borç tavanını yükseltmeye karşı çıkan Cumhuriyetçileri suçlayabilecekleri herhangi bir ekonomik bozulmayı engelleme stratejisinin bir parçası gibi görünüyor.



ABD'de Florida ve Texas eyaletlerinin sosyal medya yasaları Yüksek Mahkemede tartışılıyor

(AA)
(AA)
TT

ABD'de Florida ve Texas eyaletlerinin sosyal medya yasaları Yüksek Mahkemede tartışılıyor

(AA)
(AA)

Florida eyaleti, 6 Ocak Kongre baskını sonrası Facebook, Twitter ve YouTube'un, dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ın hesaplarını kapatmasının ardından 2021'de, teknoloji şirketlerinin devlet görevlisini yasaklayamayacaklarına ilişkin kanun çıkardı.

Texas eyaleti de Florida'dan kısa süre sonra sosyal medya platformlarını sitelerindeki "siyasi içeriği" kaldırmaktan men eden kanunları kabul etti.

Bu şirketleri temsilen "NetChoice" ve "The Computer&Communications Industry Association" dernekleri, ABD Anayasası Birinci Değişikliği bağlamında gazeteler nasıl kendi içeriğine karar veriyorsa şirketlerin de platformlarına dair kararları verme hakları bulunduğunu savunarak, yasaları temyize taşıdı.

Dernekler, Anayasa'nın Birinci Değişikliği'nin şirketlere istedikleri içeriği platformlarından kaldırma hakkı verdiğini çünkü ürünlerini ve içeriklerini korumaları için editoryal seçimler yapabilme haklarını koruduğunu belirtti.

Davanın dün 4 saatten uzun sözlü duruşmalarında tarafları dinleyen Yüksek Mahkeme yargıçları, Florida ve Texas eyaletlerinin 2021'de geçirdikleri yasaların sakıncalı görülebileceğine, diğer yandan tamamının da bloke edilemeyeceğine dair düşüncelerini ifade etti.

Yargıçlar, söz konusu yasaların, şirketlerin ifade özgürlüğüne yönelik ihlallerdeki editoryal takdir yetkisini sarsabileceği endişesini dile getirdi.

Eyaletlerin yasalarını eleştirenler, yasalarla sosyal medya platformlarında Neonazi gibi aşırıcı içeriklerin daha fazla yayılabileceğini, yasaları savunanlar ise tartışmalı tüm meselelerin sosyal medya platformlarında kaldırılabileceğini belirtiyor.

Bazı uzmanlar, Anayasa'nın Birinci Değişikliği'nin basın özgürlüğünün yanı sıra ifade özgürlüğünü korumayı amaçladığını vurgulayarak, sosyal medya şirketlerine bu madde kapsamında sınırsız güç verilmesinin sonuçlarından da endişeli olduklarını kaydediyor.