Suriye’de tehlike yaklaşıyor: Dera’da rastgele açılan kuyu sayısında artış var

Yıllardır kuraklığın yaşandığı Dera şehri (Şarku'l Avsat)
Yıllardır kuraklığın yaşandığı Dera şehri (Şarku'l Avsat)
TT

Suriye’de tehlike yaklaşıyor: Dera’da rastgele açılan kuyu sayısında artış var

Yıllardır kuraklığın yaşandığı Dera şehri (Şarku'l Avsat)
Yıllardır kuraklığın yaşandığı Dera şehri (Şarku'l Avsat)

Suriye Su Kaynakları Müdürü, daha önce Suriye medyasına yaptığı açıklamada, bugün Dera’da her an tam bir kuraklık düzeyine ulaşılabilecek bir su açığının olduğunu bildirmişti. Birleşmiş Milletler kuruluşları, 2013 yılından bu yana Suriye'yi su sıkıntısı çeken ülkeler arasında sınıflandırıyor.
Suriye'nin güneyinde yer alan Havran bölgesinde tarımcılık ile meşhur Dera'da, kuyu kazımı için ruhsat verme ve kazım alanındaki önceki büyük idari kontroller ve engeller, rüşvet ve adam kayırma gibi yasadışı yöntemlerin ortaya çıkmasına neden olmuştu.
Dera'nın doğu kırsalında tarım projelerinin sahibi Eyhem (48), Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, Dera’daki kuyulara ilişkin bu kasvetli tablonun devlet yetkilileri, çevresindekiler, bürokrasiyi para ile aşabilen büyük sermaye sahiplerinden güçlü ve nüfuzlu kimseler için geçerli olduğunu söylüyor. Dolayısıyla kuyu açılmasının bilimsel temellere dayanmadığını vurguluyor.
2011'de Dera'da Suriye rejimine karşı olayların başlaması ardından 2018'e kadarki süre içerisinde ildeki bölgeler Suriye rejiminin kontrolünden çıkmaya başladı. Böylece Dera'daki birçok çiftçi, bölgeleri rejimin kontrolünden çıkar çıkmaz kendi topraklarında kuyu kazmaya başladı. Zirâ denetim veya hesap verilebilirlik olmadığı için ruhsat alıp almamak önemsiz hale geldi. Dolayısıyla gelişigüzel kuyu açma olgusu, sekiz yıldır istikrarlı bir şekilde sürüyor.
Eyhem, “Dera’nın doğu kırsalında 163 normal kuyu, 480'den fazla ihlal  kuyusu bulunuyor. Bu sebeple 2022'de ilçeleri ve şehirleri sulamak için tasarlanmış kuyular dahil olmak üzere kuyulardaki suların ve yeraltı suyunun ciddi şekilde tükendiği kaydedildi. Böylece insanların içme suyu sağlamadaki zorlukları arttı” ifadelerine başvurdu.
Dera’da bir kuyu sahibi ise “Bir kuyu kazmayı bitirir bitirmez bir başkasına başlıyoruz. Bazen iki kuyuyu arasında yalnızca 100 metre bulunuyor. Birçok kuyu yeniden açılıyor. Bazılarının süresi altı ayı geçmiyor. Kuyuların çokluğu ve birbirine yakınlığı, çıkarılan su miktarında ciddi bir kıtlığa yol açıyor. Kuyu sahiplerinden bir şikayet geldiğinde, daha derin bir mesafede yeniden sondaj yapmaktan başka bir çözüm bulamıyoruz” ifadelerini kullanıyor.
Deraa'nın doğu kırsalındaki bir ziraat mühendisi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Güvenlik kontrolleri ve gözetimin olmaması, rastgele kuyu sahiplerinin ilgisizliği ve güneydeki yağışların azalması, rastgele kuyu açma olgusunun artmasına neden oluyor. Bu hususta adalet eksikliği var. Çiftçiler kontrolsüz bir şekilde kuyu açıyor. Geçen yıl ilin doğu kırsalındaki altı beldede 20'ye yakın kuyu tamamen kurudu. Maalesef bunlardan bazıları köylerin içme suyunu karşılıyordu” ifadelerine başvuruyor.
Dera’dan Şarku’l Avsat’a konuşan bir jeolog ise Dera’dan Şarku’l Avsat’a konuşan bir jeolog ise Dera’da iki tür kuyunun varlığını doğruladı. İlk türde yeraltı nehirlerine bağlı yeraltı suyunun bulunduğuna, 200 ila 700 metre derinlikte kazı yapıldığına ve su bolluğunun genellikle 2 ila 3 inç arasında olduğuna değinen jeolog, diğerinin ise bölgedeki açık denizlere bağlı olduğunu, 800 ila bin 200 metre derinlikte sondaj gerektirdiğini, ancak yüksek maliyeti dolayısıyla bölgede nadir bulunduğunu belirtiyor.
Aynı zamanda şöyle ekliyor:
“Jeoloji bilimi, iki kuyu arasında en az bin metre mesafe bırakılması gerektiğine değiniyor. Ancak burada yasalara uyulmadan, bilimsel çalışma ve hesaplamalar yapılmadan kuyu kazılıyor. Bazen aynı akan nehirde üç, bazen de aynı havzada dört kuyu buluyoruz. Havzadan bu büyüklükte su çekimi, nehir veya havzanın tükenmesine yol açıyor. El-Ezrak Su Havzası’nın üzerinde yer alan doğu kırsalında kuyu açılmamış 200 metrekare zar zor bulunuyor. Bazıları ihtiyaca bağlı değil. Kimsenin sorumlu tutulmadığı güvenlik zafiyetinin istismar edilmesi ile ilgili. Bölgedeki büyük kıtlığı telafi edecek kadar yağmur yağmadığı taktirde, yeraltı sularının tükenmesi en nihayetinde bir felakete yol açacak. Bunun işaretleri bu yıl çok sayıda kuyunun kurumasıyla başladı. Ancak en kötüsü, tüm su kuyuları kuruyor. Bu da bölgeyi susuzluk ve kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya getiriyor. Olup bitenden tamamen uzaktaki ilgili devlet kurumları ise, kuralları ihlal eden kuyu sahiplerine ruhsat almaları veya dolgu prosedürlerini başlatmaları için bir takım yazılı uyarılar göndermekle yetiniyor. Durum böyle devam ettiği, gelişigüzel kuyuların açılmasını durduracak resmi veya sivil bir taraf olmadığı taktirde, kapsamlı bir kuraklık yaşanacak.”



Hamas, İsrail'e baskı yaparak Refah sınır kapısının her iki yönde de açılmasını sağlamaları için arabuluculara çağrıda bulundu

İnsani yardım yüklü bir kamyon, Gazze Şeridi ile Refah sınır kapısının Mısır tarafında izin bekliyor (AFP)
İnsani yardım yüklü bir kamyon, Gazze Şeridi ile Refah sınır kapısının Mısır tarafında izin bekliyor (AFP)
TT

Hamas, İsrail'e baskı yaparak Refah sınır kapısının her iki yönde de açılmasını sağlamaları için arabuluculara çağrıda bulundu

İnsani yardım yüklü bir kamyon, Gazze Şeridi ile Refah sınır kapısının Mısır tarafında izin bekliyor (AFP)
İnsani yardım yüklü bir kamyon, Gazze Şeridi ile Refah sınır kapısının Mısır tarafında izin bekliyor (AFP)

Hamas, arabuluculara ve Gazze'deki Şarm el-Şeyh ateşkes anlaşmasının garantör ülkelerine, İsrail'in anlaşmayı "ihlal etmesini" durdurması ve anlaşmada yer alan taahhütlerini, özellikle de Refah sınır kapısının her iki yönde açılması gibi taahhütlerini yerine getirmesi için ciddi baskı yapmaları çağrısında bulundu.

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, bugün yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun "sivilleri hedef alarak, çadırlarını içerideyken yakarak, Şeridin evlerinden geriye kalanları yıkarak ve Refah sınır kapısını kapatmaya devam ederek Gazze Şeridi'ndeki halkımıza karşı katliamlar yapmaya devam ettiğini" söyledi.

Kasım, hareketin ateşkes anlaşmasına bağlı kaldığını belirtti. Anlaşmanın uygulanması kapsamında dün tutuklularından birinin cenazesini teslim ettiklerini kaydeden Kasım, tutuklu değişimini tamamen sonuçlandırmak için çalışmalarına devam edeceklerini ifade etti.

İsrail hükümeti dün, Refah sınır kapısının önümüzdeki günlerde yalnızca Gazze Şeridi'nden ayrılanların Mısır'a seyahat edebilmeleri için açılacağını duyurdu.

Ancak Mısır Devlet Enformasyon Servisi daha sonra bir yetkilinin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden çıkış kapısının açılması için Kahire ile iş birliği yapılacağı yönündeki açıklamasını yalanladığını bildirdi.

Resmi kaynak, "Sınır kapısının açılması konusunda anlaşmaya varılması halinde, Trump'ın planında belirtildiği gibi, sektöre giriş ve çıkışlar çift yönlü olarak sağlanacak" ifadelerini kullandı.


Refah Sınır Kapısı ve cephe hattı Gazze meselesini körüklüyor

2023 yılının Kasım ayında Refah Sınır Kapısı’nın Gazze Şeridi tarafındaki Filistinliler (AFP)
2023 yılının Kasım ayında Refah Sınır Kapısı’nın Gazze Şeridi tarafındaki Filistinliler (AFP)
TT

Refah Sınır Kapısı ve cephe hattı Gazze meselesini körüklüyor

2023 yılının Kasım ayında Refah Sınır Kapısı’nın Gazze Şeridi tarafındaki Filistinliler (AFP)
2023 yılının Kasım ayında Refah Sınır Kapısı’nın Gazze Şeridi tarafındaki Filistinliler (AFP)

Refah Sınır Kapısı’nın açılması konusunda Mısır ile İsrail arasında çıkan anlaşmazlık ve aynı cephede Hamas üyesi olduğu sanılan unsurların İsrail güçlerine düzenlediği saldırı, Gazze'de gerginliği yeniden alevlendirdi.

Mısır dün, İsrail'in ‘Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafından sadece çıkış için açılması konusunda bir anlaşmaya varıldığı’ iddiasını yalanladı. Mısırlı bir yetkili, “Sınır kapısı, eğer anlaşma sağlanırsa, geçiş noktası ABD Başkanı Donald Trump'ın barış planına çerçevesinde her iki yönde de giriş ve çıkış için açılacak” dedi. İsrail hükümetinin Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü, sınır kapısının ‘önümüzdeki günlerde, yalnızca Gazze sakinlerinin Mısır'a çıkması için’ açılacağını bildirdi.

Öte yandan sahada silahlı unsurlar, Refah Sınır Kapısı’nda konuşlu İsrail güçlerine tanksavar füzeleriyle saldırdı.

Bir diğer gelişmede, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki iktidar koalisyonu, Filistin devleti kurulmasını öngören Trump’ın Gazze’deki savaşı sona erdirme planını desteklemekten kaçınmak için, muhalefetin dün İsrail parlamentosu Knesset'te önerdiği oylamayı boykot etti.


Petrol zengini Babnusa'dan sonra HDK’nin yeni hedefi Kadugli mi, el-Ubeyd mi?

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kordofan eyaletindeki el-Ubeyd şehrine düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (Sosyal medya)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kordofan eyaletindeki el-Ubeyd şehrine düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (Sosyal medya)
TT

Petrol zengini Babnusa'dan sonra HDK’nin yeni hedefi Kadugli mi, el-Ubeyd mi?

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kordofan eyaletindeki el-Ubeyd şehrine düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (Sosyal medya)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kordofan eyaletindeki el-Ubeyd şehrine düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (Sosyal medya)

İki yılı aşkın süredir devam eden şiddetli çatışmaların ardından Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) geçtiğimiz pazartesi günü, Orta Sudan’daki Batı Kordofan eyaletinin merkezi Babnusa şehrinde, Sudan ordusunun son kalesi olan 22. Piyade Tugayı üzerinde ‘tam kontrol’ sağladığını duyurdu. Bu arada bazı askeri uzmanlar, petrol zenginliği ve süt ürünleri üretimi ile tanınan stratejik şehrin düşmesinin, kuzey ve güneydeki diğer bölgelere yönelik yeni saha kazanımları için bir sıçrama noktası haline gelebileceğini öngörüyor. Olayın üzerinden iki gün geçmesine rağmen Sudan ordusundan resmi bir açıklama gelmezken, orduya yakın platformlarda, şehirdeki birliklerin aynı eyaletteki Heglig bölgesine çekildiği iddiaları paylaşıldı.

Kordofan şehirleri sallantıda

Kordofan’daki büyük şehirler, HDK’nin baskılarının artmasıyla sallantıda. Sudan ordusunun elinde sadece, Batı Kordofan’da Nuhud ve Babnusa’nın düşmesinin ardından Kuzey Kordofan eyaletinin el-Ubeyd ve Um Ruvabe şehirleri ile Batı Kordofan’daki petrol zengini Heglig kaldı. Güney Kordofan eyaletinde ise ordu Kadugli ve Deleng’i kontrol ederken, HDK ed-Dubeybat’ta hakimiyet kurmuş durumda. Diğer yandan HDK’nin müttefiki olan Sudan Halk Kurtuluş Hareketi’nin Abdulaziz el-Hilu kanadı, Güney Kordofan’daki Nuba Dağları’ndaki Kauda şehrini kontrol ediyor.

Babnusa’nın önemi

Batı Kordofan eyaletinde, Doğu Darfur sınırına yakın konumda bulunan Babnusa, başkent Hartum’a yaklaşık 600 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Sudan demiryolu ağının en önemli kavşaklarından biri olan şehir, ülkenin batısı ile doğusu ve kuzeyini birbirine bağlıyor. Babnusa, Sudan’ın önde gelen süt fabrikalarına ev sahipliği yapmasının yanı sıra petrol zenginliği ile ekonomik açıdan stratejik bir şehir olarak kabul ediliyor.

dfvg
El-Faşir'in Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) eline geçmesinin ardından şehirden kaçmak zorunda kalan yerlerinden edilmiş Sudanlılar, 26 Ekim 2025 (AFP)

HDK, Babnusa’nın düşüşünün ardından izleyeceği net stratejiyi henüz açıklamamış olsa da, eski Sudan ordusu askerleri olası senaryolar üzerinde değerlendirmelerde bulundu. İsminin açıklanmasını istemeyen eski bir Sudan ordusu subayı, Babnusa’nın hem askeri hem de coğrafi açıdan büyük öneme sahip olduğunu, düşmesinin savaşın gidişatında kritik bir dönüm noktası oluşturabileceğini ve bunun, Güney Kordofan’ın başkenti Kadugli, Deleng ve ordunun hâlâ kontrolünde tuttuğu diğer bölgelerin ele geçirilmesine kapı açabileceğini belirtti. Subay, “HDK, Kuzey Kordofan eyaletinin başkenti el-Ubeyd’i öncelikli askeri hedefleri arasına almış ve sürekli saldırılar düzenlemeye devam etmiştir. Kuvvetlerini stratejik noktalara yaymaları, şehre yönelik bir saldırının her an gerçekleşebileceğini gösteriyor” dedi.

HDK ateşkese uymadı

Kaynak, HDK’nin tek taraflı bir ateşkes ilan etmiş olmasına rağmen buna uymadığını ve 22. Piyade Tugayı’na bağlı askerlerin mevzilerine yönelik saldırılarına devam ederek şehri ele geçirdiğini belirtti. Bu durum, grubun askeri hedeflerinin henüz tamamlanmadığını ortaya koyuyor.

Askeri uzmanlara göre HDK’nin bu bölgeyi ele geçirmesi, ona daha fazla askeri operasyon için iyi bir üs sağlıyor. Uzmanlar, kuvvetlerin müttefiki olan Abdulaziz el-Hilu liderliğindeki Halk Kurtuluş Hareketi’ni destekleyerek, Güney Kordofan eyaletinin başkenti Kadugli’yi ele geçirmeye çalışmasının muhtemel olduğunu belirtiyor. Bu, ordunun eyaletteki önemli bazı kasabaları ele geçirmesinin ardından gelen stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Sudan ordusunun eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı ve sözcüsü Tümgeneral Muhammed Beşir Süleyman, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Babnusa’nın HDK’nin eline geçmesinin beklenen bir gelişme olduğunu ve kenti kontrol eden tarafın operasyonel manevra alanını büyük ölçüde genişleteceğini söyledi. Süleyman, “Babnusa, petrol zenginliğiyle ekonomik açıdan önemli bir eyalette yer alıyor. Ayrıca demografik yapısı, HDK’nin sosyal tabanlarını oluşturuyor. Bu durum, onlara siyasi bir boyut kazandırıyor; özellikle Darfur bölgesi ile bağlantılı olarak kontrol alanlarını genişletmek ve Kordofan’da savaşçılar için lojistik destek sağlamak amacıyla bir tür geçici yönetim oluşturma stratejisi izliyorlar” ifadelerini kullandı.

efrf
El-Faşir'den gelen Sudanlı mülteciler, Tine Mülteci Kampı (Reuters)

Süleyman, HDK’nin Babnusa’yı ele geçirmesinin, ordunun Kuzey Kordofan eyaletindeki operasyonel ilerleyişine karşı onu daha avantajlı bir askeri konuma getirdiğini, buna rağmen ordunun el-Ubeyd’in batısı ve Nuba Dağları’nda elde ettiği zaferlerin önemini koruduğunu belirtti.

Ordu neye ihtiyaç duyuyor?

Süleyman, ordunun Kuzey ve Batı Kordofan’daki tüm cephelerde operasyonları yönetebilmesi için doğru planlamaya ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Bunun, kuvvetler, lojistik destek ve yedeklerin sağlanması gibi büyük askeri kaynakları gerektirdiğini ifade ederek, “Operasyonel başarısızlığa yer yok. Stratejik hedef, Darfur’un yeniden kontrolünü sağlamak” dedi.

Eski asker, HDK’nin Babnusa’yı ele geçirerek başarmayı hedeflediği askeri amaçların başında, Sudan ordusunu Batı Kordofan’daki sosyal tabanlarından uzaklaştırmak olduğunu söyledi.

Süleyman, “Bu bölgeyi kontrol etmek HDK’ye, operasyonlarında asker ve teçhizat tedarikini sürdürme imkânı sunuyor, böylece daha fazla toprak kazanabiliyor, aynı zamanda Darfur’u güvence altına alıyor ve stratejik öneme sahip el-Ubeyd şehrine yönelik operasyonlarını geliştirebiliyor” dedi.

Süleyman ayrıca, HDK’nin kenti ele geçirme çabasının, askeri ve siyasi olarak konumunu güçlendirme, kara hakimiyetini genişletme ve böylece daha güçlü bir müzakere pozisyonu elde etme amacı taşıdığını vurguladı. Bu çerçevede, ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’ın dahil olduğu Dörtlü’nün Sudan’da üç aylık bir insani ateşkes sağlama çabaları da devam ediyor.