Başağa: Libya seçimlerini iki hükümetin varlığında gerçekleştirmek imkansız

Libya İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa
Libya İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa
TT

Başağa: Libya seçimlerini iki hükümetin varlığında gerçekleştirmek imkansız

Libya İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa
Libya İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa

Libya İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa, 2020’de Birleşmiş Milletler’in (BM) Cenevre’de ev sahipliği yaptığına benzer yeni bir siyasi diyaloğu ima ederek, iki hükümetin varlığı ışığında seçimlerin tamamlanmasının ‘imkansız’ olduğunu vurguladı.
Başağa dün yaptığı açıklamada, “Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nin Cenevre Anlaşması kapsamında meşruiyetini kaybetti, ancak BM tarafından uluslararası alanda tanınıyor. Çünkü onun gidişi yeni bir diyalogla gerçekleşmeli ve bu da içinde bulunduğumuz ay bitmeden olacak” dedi.
İstikrar Hükümeti Başbakanı, bu ifadeleri ile neyi kast ettiğine dair herhangi bir detay vermedi.
‘Görev süresi bitmiş’ olarak nitelendirdiği Dibeybe hükümetinin, seçimleri düzenleme ve insanların yaşamlarını etkileyen reformlar yapma görevlerinde ‘başarısız olduğunu’ söyleyen Başağa, ertelenen cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinin iki hükümetin varlığında yapılma olasılığını dışladı.
İki hükümet altında seçimlerin tamamlanmasının imkansız olduğunu vurgulayan Başağa, “Libya’nın bölünmemiş kurumlarla ülkede seçimleri yönetebilecek tek bir hükümeti olmalıdır” diye ekledi.
Başağa’nın bu açıklamalarından saatler önce, BM Libya Destek Misyonu (UNSMIL), merkezi İsviçre’de bulunan İnsani Diyalog Merkezi’ne atıfta bulunarak, BM’ye bağlı olduğunu iddia eden bilinmeyen bir kuruluş aracılığıyla ileriye dönük çözümler bulmayı hedefleyen yeni bir ‘yasama organı’ kurulmasıyla ilgili iddiaları yalanladı.
UNSMIL konuya ilişkin yaptığı açıklamada, bu merkezle hiçbir ilgisinin olmadığını bildirdi ve çalışmalarıyla ilgili tüm haberlerin sosyal medyadaki resmi hesaplarında ve internet sitesinde yayınlandığı bilgisini verdi.
Öte yandan, Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Dibeybe, Çarşamba akşamı Libya Merkez Bankası Başkanı Sıddık el-Kebir ile birlikte Batı Sahili Askeri Bölgesi’ndeki 162. Tugay karargahını denetledi ve askeri gücün toplantısına katıldı.
Dibeybe, askeri yetkililerin sınır noktalarının etkinleştirilmesi, sınırların korunması ve her türlü kaçakçılığın önlenmesindeki rollerini oynarken desteklenmelerinin önemini vurguladı.
Bölgede askıya alınan çok sayıda proje ve terörle mücadele güvenlik noktasında incelemelerde bulunan Dibeybe, bölge sakinleri ile yaptığı görüşmede yaşadıkları zorlukları dinledi.
Ayrıca, bölgeyi denetlemek ve tüm sektörlerdeki ihtiyaçlarını belirlemek için bir hükümet heyeti oluşturulması talimatı verdi.
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi ise, dün başkent Trablus’ta Petrol ve Gaz Sektörü İşçileri Sendikası temsilcileri ve Petrol Şirketleri İşçi Sendikaları’nın başkanları ile bir araya geldi.
Söz konusu temsilciler ve başkanlar, Menfi’nin ulusal uzlaşma projesindeki liderliğine ve Libya halkının kazanımlarını yurtiçi ve yurtdışındaki tüm ihlallerden korumaya olan ilgisine övgüde bulundu.
Libya Ulusal Ordusu (LUO) lideri Halife Hafter, önceki gün Bingazi Üniversitesi öğretim üyeleriyle yaptığı toplantıda ‘Sadakat Kalkanı’ aldı.
LUO Sözcüsü Tümgeneral Ahmed Mismari, “Ordu liderliği ülkenin toprak bütünlüğü ve güvenliğinden taviz vermedi, ülkenin bağımsızlığı ve güvenliği ile Libya’nın toprak bütünlüğünü baltalayan her türlü ittifakı reddetti” dedi.
Mismari, “Libya’daki birçok siyasi güç, vatan meselelerinde çıkarları adına anlaşmalar imzalayarak pazarlık ederken, ordu liderliği vatanı güvenliğe kavuşturmak için tüm uluslararası çabaları ciddiyetle ve işbirliğiyle ele aldı” ifadelerini kullandı.



Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.