Verileri analiz eden program, Kovid-19 hastalarının iyileşme şanslarını tahmin ediyor

Program, kan plazmasındaki immünoloji ve beslenme göstergelerini ölçüyor

Çalışma kapsamında katılımcılarından birinden kan örneği alınırken (Murdoch Üniversitesi)
Çalışma kapsamında katılımcılarından birinden kan örneği alınırken (Murdoch Üniversitesi)
TT

Verileri analiz eden program, Kovid-19 hastalarının iyileşme şanslarını tahmin ediyor

Çalışma kapsamında katılımcılarından birinden kan örneği alınırken (Murdoch Üniversitesi)
Çalışma kapsamında katılımcılarından birinden kan örneği alınırken (Murdoch Üniversitesi)

İngiliz-Avustralyalı bir araştırma ekibi, vücudun yeni tip koronavirüse (Kovid-19) nasıl tepki verdiğini ortaya çıkarmak için enfekte insanların biyoloji ve biyokimya belirtilerini ayrıntılı bir şekilde gözlemledi. Ekip hastaların bireysel iyileşme şanslarını ölçmek için tahmine dayalı bir model oluşturdu. Araştırmada, enfeksiyondan sonraki bir yıla varan bir sürede 215 hastada hastalığın seyri takip edildi. Araştırmacılar, aşılanmamış hastaların hastalıktan tamamen kurtulma olasılıklarını öngörmek için bir dizi bağışıklık sistemi hücresini ve kan plazmasındaki metabolik parametreleri ölçtü ve hastaların iyileşme şanslarını tahmin etmek üzere girilen verileri analiz eden bir bilgisayar programını geliştirdi.
Bu keşif, Cambridge Üniversitesi’nden araştırmacılar Hélène Ruffieux ve Christoph Hess ile Cambridge Terapötik İmmünoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü ve Avustralya’nın Murdoch Üniversitesi işbirliğinde üç yıllık bir ortaklığın sonucunda geldi. Çalışmanın ayrıntıları Salı günü Nature Immunology dergisinde yayınlandı.
Cambridge Üniversitesi Sağlık Bilimleri Rektör Yardımcısı Jeremy Nicholson, çalışmanın yayınlanması ile eş zamanlı olarak üniversitenin internet sitesinde yayınlanan bir raporda “Keşif, güçlü teknolojiler ve etkili bir klinik iş birliği bir araya geldiğinde mümkün olan başarıyı gösteriyor. Birleşik Krallık’taki Cambridge Üniversitesi’ne bağlı Addenbrookes Hastanesi’nden çok iyi toplanmış ve derlenmiş hasta kan örneklerinden yararlandık. Son model teknolojilerimizle birleştirerek hastalığın ilerlemesi ve sonuçlarının görüşmemiş derecede ayrıntılı bireysel haritasını oluşturduk” dedi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre, Nicholson “Araştırma, hastalığın şiddet ve kalıcılık açısından büyük değişiklik gösteren birçok yeni özelliğine ışık tutuyor. Daha da önemlisi, bağışıklık sistemi ile kan metabolik göstergeleri arasındaki etkileşim, bireylerin nasıl farklılık gösterdiğine ve bu varyasyonun uzun süreli Kovid-19 hatta ölüm dahil olmak üzere sonuçları nasıl etkilediğine dair derinlemesine bir vizyon sunuyor” ifadelerini kullandı. Ayrıca “Endişe verici olan bulgu, uzun vadeli hastalık seyrinin, enfeksiyon sırasında çok erken bir aşamada belirlenmiş gibi görünmesi oldu. Bu durum, aşılanmamış hastalar için (çalışmadaki tüm hastalar aşısızdı), hastalığın uzun vadeli olumsuz sonuçlarını hafifletmek için acil önlemler alınması gerektiği anlamına geliyor” dedi. Nicholson, “Bir sonraki görevimiz, bu modeli ideal olarak tek bir analitik araç kullanılarak hızla ölçülebilen parametrelere indirgeyerek işlevsel hale getirmek ve şu anda bunu üzerine çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Cambridge Terapötik İmmünoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü’nden Julien Wist “Keşif, Kovid-19’un enflamatuar etkilerinin bir sonucu olarak bozulan, belirli amino asitler ve lipoproteinlerin neden olduğu farklı tipte bağışıklık hücresi sayılarının ve metabolik yolların önemini vurguluyor” dedi. Wist,  “Verileri ve Cambridge ile geliştirilen matematiksel modeli yayınladık. Şu anda yalnızca araştırma amaçlı ve farklı parametrelerin nasıl etkileşime girdiğini incelemek isteyen herkes tarafından çevrimiçi olarak kullanılabilir” dedi.
El-Ezher Üniversitesi’nde viroloji profesörü olan Muhammed Nadi, “Üç yıllık salgının ardından, Kovid-19 hastalığı hakkında çok şey öğrendik, ancak hastalıktan iyileşme derecelerinde bireyler arasındaki farklılıklar da dahil olmak üzere hala anlamadığımız şeyler var” dedi. Nadi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Bu tür keşiflerin, bazı kişilerde hastalığı hafifletmek için alınabilecek klinik kararlar dikkate alınarak, karmaşık hastalık sürecini anlamaya yardımcı olacağını düşünüyorum” açıklamasında bulundu.



Stresli anlarda partnerler mi evcil hayvanlar mı tercih ediliyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Stresli anlarda partnerler mi evcil hayvanlar mı tercih ediliyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni araştırmaya göre, evcil hayvan sahiplerinin çoğunluğu stresli olduğunda eşleri, aileleri ya da arkadaşları yerine hayvanlarıyla vakit geçirmeyi tercih ediyor.

20 ülkede 30 bin evcil hayvan sahibiyle yapılan küresel anket, kedi ve köpeklerin insanların refahını nasıl etkilediğini ortaya çıkardı.

Araştırma, evcil hayvan sahiplerinin onda 6'sının (yüzde 58) stresli olduğunda kedi ve köpeklerine sarılmayı tercih ettiğini ortaya koydu.

Öte yandan sadece yüzde 32'si eşleriyle, yüzde 23'ü aileleriyle zaman geçirmeyi tercih ettiğini ve sadece yüzde 18'i stresli olduğunda arkadaşlarına veya çocuklarına sarılmayı tercih ettiğini söyledi.

Mars Petcare ve Calm adına YouGov tarafından yapılan ankette, evcil hayvan sahiplerinin yüzde 56'sı stresli zamanlarda konuşmaya gerek kalmadan evcil hayvanlarının kendilerine eşlik ettiğini söyledi.

Ayrıca büyük çoğunluk (yüzde 84), evcil hayvanlarının sadece varlığının bile kendilerini rahatlatmaya yettiğini belirtti.

Waltham Petcare Bilim Enstitüsü'nde kıdemli araştırma müdürü Dr. Tammie King, "Evcil hayvanlarımızı çok sevmemize rağmen onların bize ne kadar çok şey verdiğini genellikle fark etmiyoruz" dedi.

Evcil hayvanınızın günlük 'müdahalelerini' duraklamak, nefes almak ve anda kalmak için sevgi dolu hatırlatıcılar olarak yeniden yorumlamak güçlü bir esenlik aracı işlevi görebilir. Araştırmalar, temasa dayalı evcil hayvan etkileşimlerinin insanlarda oksitosin seviyelerini artırabildiğini gösteriyor. Bu anketin bulguları, daha fazla insanın evcil hayvanların bizi günlük olarak yönlendirdiği küçük esenlik anları üzerinde düşünmesine ve bunları kabul etmesine yardımcı olacak.

Ankete katılanların neredeyse onda 8'i, evcil hayvanlarının kendilerine iş, ev işleri veya görevlere ara vermelerini hatırlattığını ve yüzde 50'si bunun her gün gerçekleştiğini söyledi.

Yüzde 73'ü evcil hayvanlarının onları fazla düşünmeyi veya endişelenmeyi bırakmaya teşvik ettiğini ve ayrıca evcil hayvanlarının onları dışarıda vakit geçirmeye yönlendirdiğini söyledi.

Öte yandan yüzde 77'si evcil hayvanlarının onları ekranlardan uzak durmaya teşvik ettiğini belirtti.

Calm Klinik Şefi Dr. Chris Mosunic şunları söyledi:

Küçük, bilinçli, sakin anların genel refahımız üzerinde büyük bir etkisi olabileceğini biliyoruz ve evcil hayvanlarımız bizi bu konuda yönlendirmek için inanılmaz bir yönteme sahip. Köpeği kısa bir yürüyüşe çıkarmak ya da ekranın önünde gezinen kediyle masamızda kucaklaşmak, sıfırlanmak ve yenilenmek için basit bir an sağlayabilir. Mars'la işbirliği yapmaktan, evcil hayvanlarla aramızdaki bağın potansiyelini vurgulamak için bu verileri ön plana çıkarmaktan  ve daha fazla insanın evcil hayvanlarla ilişkimizin, refahlarına sağlayabileceği harika faydaları keşfetmesine yardımcı olmaktan gurur duyuyoruz.

Independent Türkçe