Sinema yapımcısı Sekkaf Şarku’l Avsat’a konuştu: Kültürel dönüşümün parçasıyım

Yasir el-Sekkaf, Şarku’l Avsat’a “Suudi kültürel hareketinin bir parçası olmayı arzuluyorum” açıklamasında bulundu

Yasir es-Sekkaf “Falik Tayyib (Wheel of Fortune/ Çarkıfelek)” stüdyosunda
Yasir es-Sekkaf “Falik Tayyib (Wheel of Fortune/ Çarkıfelek)” stüdyosunda
TT

Sinema yapımcısı Sekkaf Şarku’l Avsat’a konuştu: Kültürel dönüşümün parçasıyım

Yasir es-Sekkaf “Falik Tayyib (Wheel of Fortune/ Çarkıfelek)” stüdyosunda
Yasir es-Sekkaf “Falik Tayyib (Wheel of Fortune/ Çarkıfelek)” stüdyosunda

Yapımcı-Yönetmen Yasir es-Sekkaf, insani ve sanatsal olarak güçlü bir yapım olan "Kahramanlar" filminin çekimlerini bitirdi. Sadece film yapımının perde arkasını keşfetmekle kalmadı, aynı zamanda hakkında çok az şey bildiği bir dünyanın derinliklerine daldı. Filmde kendisiyle birlikte özel gereksinimli çocuklar rol aldı. El-Sekkaf, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu grubu tanıyan veya onunla bir arada yaşayan çok az insan var. Ben, onların yanında aylar geçirdim, her gün birlikte çekim yaptık. Bu çocukların spor koçları Halid rolünü oynadım ama kendimi onlardan çok şey öğrenirken buldum ve onların bizden hiçbir farkı olmadığını keşfettim.” El- Sekkaf, çekimlerin tamamlanmasını kutlamak için bir bölümde toplandıklarını ancak bu toplanmanın daha sonra filmden temel bir sahneye dönüştüğünü ve o samimi anları unutamadığını söyledi.


“Kahramanlar” filminin afişi

2022'de vizyona giren ve halen "Şahid" platformunda gösterilen Suudi filmi "Kahramanlar/Heros", Yasir el- Sekkaf’ın kariyerinde bir dönüm noktası oldu. Onu sadece sunucu olarak küçük ekrandan, bir filmde başrol oyuncusu olarak büyük ekrana taşımakla kalmadı, aynı zamanda ona eğlenceyi anlamlı bir mesajla karıştırma fırsatı da verdi. Belirlediği bu çifte hedefle ilgili olarak el- Sekkaf şunları söyledi: “Teknik düzeyde sanatı A'dan Z'ye öğrendim çünkü sadece oyunculukla yetinmedim, yapımın perde arkasına geçtim ve baştan sona film çekmeyi öğrendim. Ancak ister istemez insan tecrübesi bu sanatın önüne geçti, çünkü biz bir aile olduk ve onların yeteneklerinin gerçek olduğunu ve her alanda şans verilmeyi hak ettiğini biliyorum. Filmin mesajı da bu zaten. Çünkü ekip olarak hepimiz buna inandık.”
Sekkaf, filmde oynamak üzere yakaladığı bu fırsatı dikkatle aramıştı. Öğrencilik zamanlarından beri okul eğlencelerinde sahnede kendini geliştirmeye başlamıştı. El- Sekkaf aslında elektrik mühendisliği okumuş ama başlangıcı kendi deyimiyle “fırsata dönüşen bir tesadüf” şeklinde olsa da tutkusunun peşinden yılmadan devam etmiş. El-Sekkaf, "Tam bir tesadüf beni program sunmaya yöneltti, ancak onlara nasıl olumlu yatırım yapacağımı ve kendimi bu alanda nasıl geliştireceğimi biliyordum" ifadelerini kullandı.
Yasir es-Sekkaf, radyonun arkasında 10 yıl geçirdi, birçok program sundu ve bu esnada yüzlerce etkinlik ve aktiviteyi sahnede sundu.
Geniş Arap izleyicisi, Yasir el- Sekkaf ile MBC kanalında yayınlanan “The Voice” yetenek programının sunucusu olduğunda tanıştı. Bu deneyim, onu Arapların evlerine bir konuk olarak tanıttığı için medya kariyerinde önemli bir durak oldu. Popüler TV programındaki dikkat çekici rolü hakkında şunları söylüyor: “Ses programı olumlu bir dönüm noktasıydı. Yetenek programlarını sunmanın özel ve güzel bir karakteri olduğuna şüphe yok ama bireysel programlarla karşılaştırılamaz. Bir karakter yaratabileceğim ve esas olarak sunucuya güvenilen kendi programımda yalnız olmayı tercih ederim. Talihin kendisine, yeni programı “Falik Tayyib (Wheel of Fortune / Çarkıfelek)”te gülümsediği Suudi gazeteci şunları söyledi: "Kişisel düzeyde, MBC kanalında her Arabın ekranında günlük olarak yer almak benim için çok şey ifade ediyor." Kendisiyle çelişmeyen, aksine medya ve oyunculuk alanındaki adımlarını kolaylaştıran kadere minnettar görünen el- Sekkaf şu ifadeleri kullandı: "Sanki her şey ben fark etmeden ayarlanmış gibi. Geliştirmek için çok çabaladığım bir yetenek ve izleyicilerin sevdiği başarılara dönüştü.”


Suudi gazeteci ve aktör Yasir el-Sekkaf

Yasir el-Sekkaf, oyunculuk ve program sunuculuğu arasında bir seçim yapmak istemiyor ve kalbi birinden birine meyletmiyor. Bununla ilgili el-Sekkaf, “Ne oyunculuğu sunuculuğa, ne sunuculuğu oyunculuğa tercih etmiyorum. Her halükarda, özellikle kamera önünde bir karakteri somutlaştırma düzeyinde çok benzer olduklarını düşünüyorum.” İşini yaparken yüzünde maske olmadığını söyleyen el-Sekkaf, “Her iki alanda da doğal olmaya çalışıyorum. Kitlelere olabildiğince spontane ve samimi görünmeye çalışıyorum ki onlar da içimdeki gazeteciyi veya oyuncuyu kabul etmeden önce Yasir'i insan olarak kabul etsinler. İzleyici kabulü her şeydir; Seyirci sizi kabul ettiği sürece her zaman ekranlarda olabilirsiniz” açıklamasında bulundu.
"Kahramanlar" filmindeki seçkin rolü, yeniden oyunculuk deneyimi yaşamasına neden oldu ve yeni yılı, bu yıl içinde gösterilecek bir Suudi dizisinin çekimlerine başlayarak açtı. Söz konusu diziyle ilgili el-Sekkaf şunları söyledi: “Dizi farklı bir hikaye anlatıyor ve küresel platformlardan birinde yayınlanacak ilk orijinal yapımlardan biri. Dizinin ilk sezonu 4 bölümden oluşuyor ve başka sezonlar da gelecek.” Sürekliliği kural olarak kabul eden ve bu temelde kararlılık ve güvenle yoluna devam eden el-Sekkaf, “Halkın beğenisini kazanan eserler ortaya koyduysanız bundan vazgeçmeniz yanlıştır. Aksine mesleği geliştirmeniz, eğitmeniz ve profesyonelleştirmeniz gerekir” dedi.
Yasir el-Sekkaf’ı en çok en çok mutlu eden şey ise, onun sunuculuk ve oyunculuk alanındaki yükselişinin Suudi Arabistan Krallığı'nın tanık olduğu kültürel ve sanatsal refahla örtüşmesi. Neler olup bittiğini yakından takip ediyor ve Suudi Arabistan tarihindeki bu eşsiz anı "medya veya sanat alanında çalışan herkes için çok önemli ve farklı bir dönem" olarak tanımlıyor.
Konuyla ilgili olarak el-Sekkaf, şu açıklamayı yaptı: "Suudi Arabistan’da gerçekleşen kültürel hareketten ve hükümetimizden gördüğümüz büyük ilgiden dolayı gurur duyuyorum. Krallığın güzel bir imajını, yeteneklerini ve sanatını Arap dünyasına ve bir bütün olarak dünyaya yansıtan bu hareketin bir parçası olmayı arzuluyorum.”
El-Sekkaf’a göre belki de en önemli şey, gerçekleşen tüm faaliyetlerin sanatçıları daha fazlasını sunmaya, Suudi toplumuna hizmet eden eserler üretmeye ve dünyaya Suudi Arabistan’ın ayırt edici bir imajını aktarmaya motive etmesi.
El-Sekkaf, tamamı 2023-2024 yılları arasında vizyona girmesi beklenen iki filmin yanı sıra bu yıl birden fazla dizi çekmeye hazırlanıyor.



Efsanevi yönetmen hakkında dikkat çeken iddia: "Hitler ölünce ağladı"

Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)
Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)
TT

Efsanevi yönetmen hakkında dikkat çeken iddia: "Hitler ölünce ağladı"

Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)
Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)

Kevin E. G. Perry Kültür ve Yaşam Haberleri Yazarı 

Stellan Skarsgård, yönetmen Ingmar Bergman hakkında bir iddiada bulunarak "Hitler ölünce ağlayan bir tek onu tanıyorum" dedi.

74 yaşındaki Dune yıldızı, çığır açan yönetmenle İsveç tiyatrosu ve televizyonunda defalarca birlikte çalışmıştı.

2007'de 89 yaşında hayatını kaybeden Bergman, 1957 yapımı Yedinci Mühür (Det sjunde inseglet) ve 1966 yapımı Persona gibi klasikler sayesinde tüm zamanların en etkili sinemacılarından biri kabul ediliyor. Yönetmenin 1972 yapımı Çığlıklar ve Fısıltılar'ı (Viskningar och rop), Akademi Ödülleri'nde En İyi Film dalında aday gösterilmişti.

Çek Cumhuriyeti'nde düzenlenen Karlovy Vary Film Festivali'nde konuşan Skarsgård, Bergman'ın çalışmalarının büyüklüğüyle Nazi inançlarını birbirinden ayırmanın mümkün olduğunu savundu.

Variety'nin haberine göre Skarsgård, "Bergman'la aramdaki karmaşık ilişki, onun pek de iyi bir adam olmamasıyla ilgili" dedi.

İyi bir yönetmendi ama yine de bir insanı pislik olduğu için kınayabilirsiniz. Caravaggio da muhtemelen pisliğin tekiydi ama harika resimler yaptı.

Skarsgård, Bergman'ın 1983 yapımı İsveç TV filmi Hustruskolan'da (Eşler Okulu) ve August Strindberg'in Rüya Oyunu (Ett drömspel) adlı eserinin 1986 yapımı sahne prodüksiyonunda rol aldı.

Skarsgård, "Bergman manipülatif biriydi" diye devam etti. 

Savaş döneminde Nazi'ydi ve Hitler ölünce ağlayan bir tek onu tanıyorum.

Biz onu mazur görmeye devam ettik ama onun başkalarına karşı çok tuhaf bir bakış açısı olduğunu hissediyorum. Bazı insanların değersiz olduğunu [düşünüyordu]. Başkalarını manipüle ederken bu hissediliyordu. İyi biri değildi.

Bergman geçmişte Nazilerle aynı inançları paylaştığını yaşamının ilerleyen dönemlerinde kabul etmiş ancak Holokost'un gerçeklerini öğrendikten sonra bunları onaylamadığını söylemişti.

Yönetmen, 1936'da Almanya'ya yaptığı bir öğrenci değişim gezisinde Hitler'i konuşurken görmüş. İsveç'in II. Dünya Savaşı'nda iddia ettiği kadar tarafsız olup olmadığını inceleyen bir kitap yazan yazar Maria-Pia Boethius'a konuşan Bergman şöyle demişti:

Hitler inanılmaz derecede karizmatikti. Kalabalığı heyecanlandırdı.

Bergman "Benim gördüğüm Nazizm eğlenceli ve genç duruyordu" diye eklemişti.

En büyük tehdit, nefret edilen Bolşeviklerdi.

Yönetmen, Nazi inançlarından ancak toplama kamplarının görüntülerini gördükten sonra vazgeçtiğini söylemişti. "Toplama kamplarının kapıları açıldığında ilk başta gözlerime inanmak istemedim" demişti. 

Gerçek ortaya çıktığında korkunç bir şok yaşadım. Acımasız ve vahşi bir şekilde aniden masumiyetimden koparıldım.

Independent Türkçe, independent.co.uk/arts-entertainment