Diş bakımı beyin sağlığını nasıl etkiler?

Kötü diş temizleme alışkanlıkları felç riskini artırıyor (Reuters)
Kötü diş temizleme alışkanlıkları felç riskini artırıyor (Reuters)
TT

Diş bakımı beyin sağlığını nasıl etkiler?

Kötü diş temizleme alışkanlıkları felç riskini artırıyor (Reuters)
Kötü diş temizleme alışkanlıkları felç riskini artırıyor (Reuters)

Uzmanlar, yapılan çalışmalarda diş hijyenine dikkat etmenin beyni de etkilediği sonucuna vardı.
Şarku’l Avsat’ın The Independent gazetesinden aktardığı habere göre, çalışma bulguları, diş sorunlarının erken tedavi edilmesinin beyin sağlığına önemli faydalar sağlayabileceğini ortaya koydu.
Araştırmacılara göre, genetik olarak kötü ağız sağlığına yatkın yetişkinlerin, sağlıklı diş ve diş etlerine sahip olanlara göre, beyin sağlığında bozulma belirtileri gösterme olasılığı daha yüksek.
Önceki çalışmalar, diş eti hastalığının, eksik dişlerin ve diğer kötü ağız sağlığı belirtilerinin yanı sıra kötü fırçalama alışkanlıklarının felç riskini artırdığını gösterdi.
Araştırma ayrıca diş eti hastalığı ve diğer ağız sağlığı endişelerinin kalp hastalığı risk faktörleri ve yüksek tansiyon gibi diğer durumlarla bağlantılı olduğunu ortaya koydu.
Çalışmanın yazarlarından, ABD’deki Yale Tıp Fakültesi’nden Dr. Cyprien Rivier şunları söyledi;
“Açık olmayan şey, kötü ağız sağlığının beyin sağlığını, yani bir kişinin beyninin işlevsel durumunu etkileyip etkilemediğidir ki, bunu artık manyetik rezonans görüntüleme veya MRI gibi nörogörüntüleme araçlarını kullanarak daha iyi anlayabiliyoruz. Ağız sağlığı üzerinde çalışmak özellikle önemli, çünkü kötü ağız sağlığı sık sık meydana gelir ve kolayca değiştirilebilir bir risk faktörüdür. Herkes minimum zaman ve mali yatırımla ağız sağlığını etkili bir şekilde iyileştirebilir.”
Dr. Rivier, sağlıklı yaşam tarzı seçimlerinin kalp hastalığı ve felç riskini etkilediği gibi, bir şeyleri hatırlama ve net düşünme yeteneğini de içeren beyin sağlığını etkilediğini de söyledi.
Araştırma ekibi, 2014 ile 2021 yılları arasında felç öyküsü olmayan, ortalama yaşları 57 olan 40 bin İngiliz yetişkin arasında ağız sağlığı ve beyin sağlığı arasındaki potansiyel bağlantıyı analiz etti.
Katılımcılar, insanların ileriki yaşamlarında çürük, takma diş ve eksik dişlere yatkınlık oluşturduğu bilinen 105 genetik varyant için tarandı ve kötü ağız sağlığı için genetik risk faktörlerinin yükü ile beyin sağlığı arasındaki ilişki değerlendirildi.
Kötü beyin sağlığı belirtileri, beynin beyaz maddesinde hafızayı, dengeyi ve hareketliliği bozabilecek birikmiş hasarı gösteren bir MRI taraması aracılığıyla incelendi.
Analiz, genetik olarak çürüklere, eksik dişlere veya takma dişlere ihtiyaç duyan kişilerin sessiz serebrovasküler hastalık yükünün daha yüksek olduğunu buldu.
Bu, MRI görüntülerinde görülebilen beyaz cevher hasarı miktarında yüzde 24’lük bir artışı temsil ediyor.
Genel olarak genetik olarak zayıf ağız sağlığına sahip olanlar, MRI taramalarında görülebilen yüzde 43’lük bir oranla beynin mikro yapısında artan hasar yaşadılar.
Dr. Rivier, “Kötü ağız sağlığı beyin sağlığında düşüşlere neden olabilir, bu nedenle ağız hijyenimize ekstra dikkat etmemiz gerekiyor, çünkü bunun ağzın çok ötesinde etkileri var” dedi.



8 yaşındaki çocuk metal dedektörüyle 200 yıllık gemi enkazı keşfetti

Newfoundland'in Cape Ray bölgesindeki eski bir gemi enkazının havadan görünümü (AFP)
Newfoundland'in Cape Ray bölgesindeki eski bir gemi enkazının havadan görünümü (AFP)
TT

8 yaşındaki çocuk metal dedektörüyle 200 yıllık gemi enkazı keşfetti

Newfoundland'in Cape Ray bölgesindeki eski bir gemi enkazının havadan görünümü (AFP)
Newfoundland'in Cape Ray bölgesindeki eski bir gemi enkazının havadan görünümü (AFP)

Metal dedektörü kullanan 8 yaşındaki bir çocuk, Kanada'nın Ontario eyaletinde yaklaşık 200 yıllık bir gemi enkazı keşfetti.

Artık 10 yaşında olan Lucas Atchison, 2023'te Goderich yakınlarındaki Point Farms Provincial Park'a yaptığı bir aile gezisi sırasında, doğum günü hediyesi olan metal dedektörüyle küçük bir çelik çivi buldu ve daha fazla kazmaya karar verdi.

Çivinin bir tahta parçasına bağlı olduğu ve bu tahta parçasının üzerinde de birkaç tane daha çivi olduğu ortaya çıktı.

Daha detaylı bir incelemenin sonucunda, çivilerin ve tahtanın tamamen enkaz halindeki bir geminin parçası olduğu anlaşıldı.

CBC News'in haberine göre, çocuk ve ailesi keşfi park personeline ve Ontario Deniz Mirası Komitesi adlı gönüllü topluluğa bildirdi.

Arkeologlar geminin muhtemelen iki direkli, ahşap bir yelkenli türü olan eski bir uskuna olduğunu tespit etti. Çift iskeletli olması, mal taşıması için güçlü bir şekilde inşa edilmiş bir gemi olduğuna işaret ediyor.

Öte yandan geminin kesin kimliği belirsizliğini koruyor.

Araştırmacılar gemiyi tanımlamak için batığın farklı açılardan çizimlerini yapıyor. Ayrıca gemilerin sigorta gerekliliklerini detaylandıran 19. yüzyıl kataloglarını da inceliyorlar.

Bu gereklilikler arasında her gemi tipinin iskeletinde bulunması gereken bağlantı elemanı veya çivi sayısı da yer aldığından, katalogların incelenmesi geminin tipinin belirlenmesini sağlayabilir.

Halihazırda uskunanın St. Anthony olduğundan şüpheleniyorlar.

1856'da inşa edilen St. Anthony, Şikago'dan Buffalo'ya buğday taşırken Ontario'daki Huron Gölü'nde batmıştı.

Buffalo Daily Republic'in 1856'ya ait bir haber klibi, "Erie'den St. Anthony adlı uskunanın" Ontario'nun Goderich bölgesi yakınlarında bir buğday kargosu taşıdığına dikkat çekiyor. Aynı yılın kasım ayına ait bir başka görüntüyse 325 tonluk gövdeye sahip uskunanın Goderich yakınlarında karaya oturduğuna işaret ediyor.

Haber klibinde "Buğday yükünün tamamı dibe vurmuş durumda. Geminin çıkarılabileceği düşünülüyor" ifadeleri kullanılıyor.

Geminin en azından bir kısmı batmış ve 2023'e kadar gömülü kalmış gibi görünüyor. CBS News'e konuşan deniz tarihçisi Patrick Folkes şöyle diyor: 

Goderich'in 4 mil (yaklaşık 6,5 kilometre) kuzeyinde karaya oturduğu söyleniyor, bu da enkazın bulunduğu yere uyuyor ve sadece çok küçük bir parçayı temsil ediyor.

Independent Türkçe