Ötücü kuşların yırtıcı kuşlara ne zaman saldırmaları gerektiğini anladığı keşfedildi

Toplu saldırı her iki taraf için de risklidir çünkü yırtıcı kuşlar sürüye saldırabilir, bu nedenle küçük kuşlar sadece en uygun anlarda savaşır

Kuzey cüce baykuşu, bazen avının kendisine karşılık verdiğini görür (W. Douglas Robinson)
Kuzey cüce baykuşu, bazen avının kendisine karşılık verdiğini görür (W. Douglas Robinson)
TT

Ötücü kuşların yırtıcı kuşlara ne zaman saldırmaları gerektiğini anladığı keşfedildi

Kuzey cüce baykuşu, bazen avının kendisine karşılık verdiğini görür (W. Douglas Robinson)
Kuzey cüce baykuşu, bazen avının kendisine karşılık verdiğini görür (W. Douglas Robinson)

Ötücü kuşlar, kaçmak yerine yırtıcı kuşlara toplu saldırılar düzenler fakat yalnızca saldırı tehdidi en yüksek olduğunda savaşırlar.
Birçok ötücü kuş türünün, ses ve hareketle taciz etmek için bir yırtıcı kuşun etrafında agresif şekilde toplanarak saldırdığı biliniyor.
Toplu saldırı her iki taraf için de risklidir çünkü yırtıcı kuşlar bir aradaki kuşlara saldırabilirken, avcı da yığın halindeki avlar tarafından yaralanma riski taşır.
Şimdi Oregon Eyalet Üniversitesi'nden biyologlar, ötücü kuşların mevsim ve coğrafyaya bağlı olarak ortak bir yırtıcı tarafından avlanma riskinin en yüksek olduğu zamanı anlayabildiğini gösterdi.
Buna karşılık olarak da toplu saldırı davranışlarının sıklığını artırıyorlar. Bu risk asgari düzeydeyken,yırtıcıdan, bu durumda kuzey cüce baykuşundan, kaçma veya onu görmezden gelme olasılıkları daha yüksek.
The Independent'ta yer alan habere göre, çalışmanın yazarları, ötücü kuşların bir kuralı takip etme eğiliminde olduğu sonucuna varıyor: Sadece size karşı gerçek bir tehdit varsa topluca saldırın, yoksa kendi işinize bakın.
Ancak tehdit gerçekse ve toplu saldırı faydalı olacaksa, bunu sadece etrafta riski azaltacak kadar ötücü kuş varsa yapın.
Oregon Eyalet Üniversitesi'nden çalışmanın ikinci yazarı Profesör W. Douglas Robinson, "Toplu saldırı enerji bakımından maliyetli olmalı, çünkü yiyeceğin kıt olduğu ancak etrafta hâlâ çok sayıda ötücü kuşun bulunduğu kış aylarında nadir gerçekleştiğini görüyoruz" diyor.

"Bu etkinin yanı sıra, mevcut ötücü kuşların sayısı arttıkça toplu saldırı olasılığı da artıyor ve her saldırgan için risk azalıyor. Böylece ötücü kuşlar, kuzey cüce baykuşları tarafından avlanma riskinin ne zaman en yüksek olduğunu ve sayılarının ne zaman güvenli olduğunu değerlendirebilir."

Bu sonuçlar Frontiers in Ecology and Evolution akademik dergisinde yayımlandı.
Robinson ve çalışmanın baş yazarı olan yüksek lisans öğrencisi Madeleine Scott, ABD'nin Oregon eyaletinin batısında, Corvallis kasabası yakınlarında ve yakındaki Pasifik Dağ Sistemleri'nde kuzey cüce baykuşlarına (Glaucidium gnoma) yapılan toplu saldırıları inceledi. Kuzey cüce baykuşları, Kuzey Amerika'nın batısında yaşayan, genellikle küçük memelilere ve ötücü kuşlara pusu kurarak saldıran küçük, gündüz yaşayan bir baykuş türüdür.
Scott şunları söylüyor:
"Kuzey cüce baykuşunun beslenmesinde küçük kuşların küçük memelilere göre oranı ilkbahardan yaza neredeyse iki katına çıkıyor ve bu da kuşları yazın birincil besin kaynağı haline getiriyor. Bunun nedeni muhtemelen tüylenmiş yavru kuşların sayısının artması."



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging