Aşırı sağın iktidara gelmesinin ardından bazı İsrailliler ülkeyi terk etme arayışına girdi

İsrail'de bir havalimanı - AA
İsrail'de bir havalimanı - AA
TT

Aşırı sağın iktidara gelmesinin ardından bazı İsrailliler ülkeyi terk etme arayışına girdi

İsrail'de bir havalimanı - AA
İsrail'de bir havalimanı - AA

Binyamin Netanyahu liderliğinde aşırı sağcı bir hükümetin kurulmasıyla sonuçlanan kasım seçimlerinden bu yana İsrailliler arasında Avrupa vatandaşlığına talepler arttı.
Geçen yılki seçimlerin ardından kurulan "Ülkeden Birlikte Ayrılalım" isimli sosyal medya grubu, son aylarda ön plana çıkmaya başladı. Grubun sosyal medya hesapları kurulduğu günden bu yana ilgiyle takip edilirken, ülkeyi terk etme fikri etrafında toplanan İsrailliler, bugüne kadar sanal ortamda birçok toplantı gerçekleştirdi.
Grubun kurucusu İsrailli aktivist Yaniv Gorelik, iktidarın değişmesi sonrasında ülkede olup bitenleri takip etmeye karar verdiklerini söyledi. İsrail'in doğal yapısının daha da kötüye gittiğini, hayatın eskisi gibi olmadığını ifade eden sosyal medya paylaşımlarında bulunan Gorelik, ilk etapta ülkeden 10 bin kişinin göç edeceğini sonrasında ise göçün artarak süreceğini savundu.
İsrail'den topluca göç etme fikri önce WhatsApp'ta kurulan bir grupla başladı. Zamanla Gorelik, gruba katılanları hangi ülkeye göç etmek istediklerine göre farklı alt gruplara ayırdı ve toplamda 39 farklı grup ortaya çıktı.
İsrailli göçmen adaylarının gitmek istediği ülkelerin çoğunluğunu Avrupa ülkeleri oluştursa da ABD, Kanada ve Güney Amerika ülkeleri de göç edilmek istenen ülkeler arasında yer alıyor.
İsrail'deki Yahudilerin tamamına yakını başka ülkelerden tarihi Filistin topraklarına göç edenler oldukları için birçok kişi ebeveynlerinden devraldıkları ikinci ülke vatandaşlıklarına sahip. Bu da göç etmeyi kolaylaştıran bir unsur olarak öne çıkıyor.
Avrupa merkezli Schengen Visa News ( Schengen Vizesi Haberleri) adlı haber platformunda yer alan habere göre, Netanyahu liderliğindeki aşırı sağcı hükümetin kurulduğu kasım seçimlerinin ardından İsrail'deki Fransız Büyükelçiliğine yapılan vatandaşlık başvurularında yüzde 13'lük artış gerçekleşti.
Ekim 2022'de İsrailliler tarafından Fransız vatandaşlığı için toplam 1210 başvurunun kaydedildiği ve bunun kasım ayında 1365 başvuruya yükseldiği bildirildi.
İsrail'deki Fransız Büyükelçiliğine dayandırılan haberde, vatandaşlık için başvuranların neredeyse yüzde 60'ının bunu ilk kez yaptığı belirtildi. Haberde, İsrail'den Fransız vatandaşlığına yapılan başvuru oranının şimdiye kadarki en yüksek seviyede olduğu aktarıldı.

Başka ülkelerden vatandaşlık isteyen İsraillilerin sayısı 6 kat arttı
İsrailliler arasında yabancı vatandaşlık başvurusunun son seçimlerin ardından 6 kat arttığı kaydedilen habere göre en çok vatandaşlık talep edilen ülke Fransa.
Bunu Portekiz ve diğer AB ülkeleri takip ediyor. Kasım ayındaki seçimlerin ardından Portekiz'den vatandaşlık alma taleplerinde yüzde 68 artış yaşandığı aktarılan haberde, aynı dönemde yabancı ülkelerden vatandaşlık talep eden İsraillilerin sayısında bir önceki yılın aynı dönemine göre 6 kat artış gözlendi.
Haberde görüşlerine yer verilen vatandaşlık hukuku uzmanı Dror Hayek, Portekiz'in 2013 yılından beri Sefaradim Yahudilerine vatandaşlık verdiğini söyledi. İspanya ve Portekiz, 2013 yılında çıkardıkları yasalarla, 16. yüzyılda engizisyon mahkemelerinde yargılananlara vatandaşlık verilmesine olanak sağlamıştı.
Engizisyon mahkemeleri döneminde binlerce Yahudi'nin sürgün edildiği veya kimliklerinin kaybettirildiğine vurgu yapan Hayek, "İsraillilerin Almanya vatandaşlığına başvurularında da artış var." dedi.
Avrupa vatandaşlık işlerinde uzman avukat Tutti Eschebel de kasım ve aralık aylarında Almanya vatandaşlık taleplerinde yüzde 10 artış olduğunu söyledi.
Söz konusu haberde uzmanların, Polonya'dan vatandaşlık alma taleplerinde de yüzde 10 artış olduğunu belirttiğine işaret edildi.
Romanya Büyükelçiliği ise vatandaşlık taleplerinde bir artış görülmediğini ancak İsrail'de çok sayıda Roman asıllı Yahudi olması sebebiyle vatandaşlık oranlarının eskiden beri yüksek olduğunu belirtiyor.

İsrail'deki göç taleplerinin sebepleri
"Ülkeden Birlikte Ayrılalım" adı altında faaliyet gösteren İsrailli grubun sosyal medya paylaşımları, insanları İsrail'den göçe sevk eden 3 ana sebebe işaret ediyor.
Bunlardan ilki aşırı sağcı hükümetin hayata geçirebileceği yeni yasalarla "demokrasi ve özgürlüklerin" kısıtlanmasından duyulan endişe. İkincisi ülkedeki hayat pahalılığından duyulan rahatsızlık, üçüncüsü ise İsrail dışında farklı ülkelerde "İsrailli göçmenler grubu oluşturma" arzusu.
Sair Dayan isimli İsrailli, Facebook hesabından yaptığı bir paylaşımda, "Bence hedef büyük bir göçmen topluluğu kurmak ve onlar için yeni bir ortam oluşturmak. Haydi İsrail'in dışında dünyanın herhangi bir yerinde küçük bir İsrail kuralım." ifadelerini kullandı.
Anat Bar Netan isimli İsrailli kadın da sosyal medya paylaşımında, "Benim kardeşim Belçika'da yaşıyor. Kendisi 2 çocuğuyla orada yaşamaktan gayet memnun. Orada hayat, İsrail'e göre en az yüzde 50 daha ucuz." yorumunda bulundu.
Belçika'da insanların "iyi bir gelire sahip olduğunu" yazan Netan, yorumunu şöyle sürdürdü:
"İnsanlar orada bahçeli, 4 yatak odalı ve büyük salonlara sahip evlerde yaşıyor. Orada büyük ve rahat bir ev için verdikleri kirayla İsrail'de küçük bir ev ancak tutulabiliyor. Orada ayrıca okul ve çocuk kreşleri de ücretsiz."
Belçika'da emlak vergisinin olmadığı gibi market ve AVM'lerin de İsrail'e göre yüzde 50 daha uygun olduğunu söyleyen Netan, oralarda elektrik ve su faturalarının ise İsrail'e göre yüzde 30 veya 40 daha düşük olduğunu aktardı.
Rotem Gal isimli İsrail vatandaşı ise Facebook hesabından yaptığı paylaşımda, "Bu karanlık ülkede hala bir azınlık olduğumuzu gördüğüm için üzgünüm. Bu da gelecekte bir değişim şansı olmadığı ve işlerin daha da kötüleşeceği anlamına geliyor." ifadelerini kullandı.
İsrail dışında bir vatandaşlığı olmadığı için kendisini "çok şansız" gördüğünü belirten Gal, "Benim herhangi bir ülkeye göç etmem için kabul gören bir mesleğim veya para gücüm de yok." ifadelerine yer verdi.
İsrail'de aşırı sağcı siyasi güçlerin seçimleri kazandığı Kasım 2022'den sonra "Ülkeden Birlikte Ayrılalım" isimli grubun başlattığı göç kampanyasına rağmen ülke dışına yönelik kitlesel bir göç yaşanmadı.



Beyaz Saray yakınında silahlı saldırı: 2 ABD askeri vuruldu Beyaz Saray kapatıldı

Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
TT

Beyaz Saray yakınında silahlı saldırı: 2 ABD askeri vuruldu Beyaz Saray kapatıldı

Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)

ABD medyası ABC News, Washington’da Beyaz Saray yakınında iki askerin silahlı saldırıya uğradığını bildirdi.

Beyaz Saray sözcüsü, Başkan Donald Trump’ın olay hakkında bilgilendirildiğini ve Beyaz Saray’ın kapatıldığını açıkladı.

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem ise iki Ulusal Muhafız mensubunun Washington’da silahlı saldırıya maruz kaldığını doğruladı, ancak detay vermedi.


İran, Hamaney sonrası döneme mi hazırlanıyor?

Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf
Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf
TT

İran, Hamaney sonrası döneme mi hazırlanıyor?

Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf
Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf

Financial Times, İran’daki elit çevrelerde özellikle Batı ve Arap ülkeleriyle ilişkiler konusunda dış politikanın yeniden şekillendirilmesi gerektiğine dair tartışmaların arttığını bildirdi. Bu tartışmalar, Haziran ayında İsrail ile yaşanan 12 günlük savaşın ardından gündeme geldi.

Habere göre, İran elitleri arasında bir değişim gözlemleniyor; devrimin ikinci kuşağı, üst düzey yetkililer ve yönetim içi önemli isimler bu tartışmalara dahil. Lider Ali Hamaney’in (86) görünürlüğü, İsrailli yetkililerin suikast tehdidi sonrası azaldı ve Hamaney’in yerine geçecek liderle ilgili spekülasyonlar gündeme geldi.

İçerideki pragmatik sesler arasında yer alan Hamza Safavi, İran’ın ABD ve İsrail’e karşı tutumunu yeniden değerlendirmesi gerektiğini vurguluyor ve Çin modelinden örnek veriyor. Eski parlamento üyesi Fazile Haşimi ise Washington ile diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasını ve İran’ın daha açık bir sisteme doğru adım atmasını savunuyor.

Şarku’l Avsat’ın Financial Times’tan aktardığı analize göre bu tartışmaların kısa vadede sınırlı etkisi olabileceğini, ancak Hamaney sonrası dönemin temel fikir ve nüfuz mücadelesini şimdiden şekillendirdiğini belirtiyor. Halkın, ideolojik çatışmaların ekonomik ve yaşam standartları üzerindeki etkilerinden endişeli olduğu vurgulanıyor.


Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
TT

Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)

İsrail Savunma Bakanı Yoav Katz ile Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ofisinde düzenlenen uzlaşı toplantısında bir araya gelmiş olsalar da aralarındaki gerilim dinmedi. Tartışma, İsrail kamuoyunda büyük tepki yaratırken yorumcular bunu “öğretmenin çocukların kavgasından keyif aldığı bir anaokulu”na benzetiyor.

Anlaşmazlık, Zamir’in 7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırısı sırasında yaşanan “büyük başarısızlıktan” sorumlu tuttukları üst düzey subaylara ceza vermesiyle başladı. Savunma Bakanı Katz ise bu kararların kendisine danışılmadan alındığını söyleyerek uygulamayı reddetti. Uzmanlara göre konu artık yalnızca iki isim arasındaki bir çekişme değil; hükümet ile güvenlik kurumları arasındaki güç mücadelesine dönüşmüş durumda.

Netanyahu’nun bu krizi kendi lehine kullanmaya çalıştığı belirtiliyor. Başbakanın, yaklaşan Likud iç seçimleri öncesinde Katz’ın parti içindeki konumunu zayıflatmak, aynı zamanda Zamir’in ordudaki konumunu da tartışmalı hâle getirmek istediği ifade ediliyor.

Gerilim son olarak dün gece doruğa ulaştı. Netanyahu, iki tarafı barıştırmak için Katz ve Zamir’i birlikte toplantıya çağırdı. Ancak Katz toplantıya zamanında gelmedi ve iki ayrı görüşme yapılmasını tercih ettiğini bildirdi. Netanyahu’nun da bu talebi kabul ettiği aktarıldı.

Netanyahu’dan iki tarafa da mesajlar

Başbakanlık çevreleri, basına yapılan sızıntılarla iki tarafa da mesajlar iletti. Medyaya yansıyan haberlere göre Netanyahu, Katz’ın “Genelkurmay Başkanıyla gereksiz çatışma çıkardığını ve aşırı şekilde saygısız davrandığını” düşünüyor. Öte yandan başka sızıntılarda Netanyahu’nun, “Zamir’in atanmasının hata olduğunu düşündüğü, bağımsız hareket ettiği ve görev öncesi verdiği sözlerden döndüğü” iddia edildi.

fgthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bir ordu karargahındabir araya geliyor. (İsrail hükümeti)

Bu sızıntılar kamuoyunda tartışma yaratınca, bu kez “askerî çevrelerin kasıtlı olarak gerilimi artırmak için bilgi sızdırdığı” iddia edildi. Netanyahu’ya yakın isimler, başbakanın Katz’ı da Zamir’i de görevden almayı planlamadığını savundu.

Çatışmanın kökeni

Gerilim, Zamir’in Hamas saldırısı sırasında güney cephesinden sorumlu komutanlara disiplin cezaları vermesi ve terfi listesini bakanlığa danışmadan hazırlamasıyla büyüdü. Katz, buna karşılık terfileri askıya aldı ve ordu içi incelemelerin yeniden araştırılmasını içeren başka bir komisyon kurdu.

Zamir, yapılan tüm atama ve cezaların “profesyonel askerî kararlar” olduğunu savunurken, Katz bunu “otoriteye başkaldırı” olarak niteliyor. Netanyahu ise hem Zamir’i “bakanı yok saymakla”, hem de Katz’ı “gerilimi tırmandırmakla” eleştirdi.

Orduyu suçlama stratejisi

Haaretz gazetesi, yaşananları “7 Ekim hükümetinin tüm sorumluluğu orduya yükleme çabasının” bir parçası olarak değerlendirdi. Gazete, hükümetin “kamuoyunun orduya güvenini sarsmayı, atamaları siyasallaştırmayı ve Genelkurmay Başkanı’nı küçük düşürmeyi” amaçladığını iddia etti.

Strateji uzmanı Efrahim Ganor da Maariv’e yaptığı açıklamada, yaşananların “devlet güvenliğini tehlikeye atan bir skandal” olduğunu belirterek, “Gerçek bir devlet adamı önceliğini güvenliğe ve ülkenin geleceğine verirdi” dedi.

Lapid’den Netanyahu’yu sıkıştıracak hamle

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, gelecek hafta ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze krizinin çözümü ve rehinelerin serbest bırakılması için sunduğu 20 maddelik planı Knesset’e oylatacağını açıkladı. Lapid’in amacı, bu plana karşı çıkan koalisyon partilerini zor durumda bırakarak Netanyahu’yu ABD yönetimi karşısında sıkıştırmak.

Lapid, muhalefetteki ortağı Avigdor Liberman’ı da plana destek vermeye ikna etmeye çalışıyor. “İsrail halkı, Başkan Trump’ın rehinelerin serbest bırakılması için yürüttüğü cesur girişime minnettardır” diyen Lapid, tüm partilere plana destek çağrısı yaptı.