Netanyahu’nun verdiği sözü tutup tutmayacağı belirsizliğini koruyor

Netanyahu önceki gün Paris'i ziyaret etti. (AFP)
Netanyahu önceki gün Paris'i ziyaret etti. (AFP)
TT

Netanyahu’nun verdiği sözü tutup tutmayacağı belirsizliğini koruyor

Netanyahu önceki gün Paris'i ziyaret etti. (AFP)
Netanyahu önceki gün Paris'i ziyaret etti. (AFP)

Eski İsrail Başbakanı Levi Eşkol hakkında anlatılan meşhur bir olay vardır.  Yönetimi sırasında, yoksulları savunan derneklerin temsilcileri kendisine gelerek temel tüketim malları için mali desteği artırma yönündeki seçim vaadini yerine getirmesini istediler. Eşkol onlara şu cevabı verdi:
“Evet, söz verdim. Ama sözümü tutacağıma dair söz vermedim.”
İsrailliler söz konusu dönemden bu yana ne zaman sözünden dönen bir başbakan ya da bir yetkiliyle karşılaşsalar bu sözü hatırlatıyorlar. Bugün Ukrayna'daki politikacılar, Binyamin Netanyahu'nun kendilerine verdiği sözlerin doğru olup olmadığını sorgulamaya başladı. Netanyahu geçen yıl 22 Ekim’de, İsrail seçimlerinden bir hafta önce USA Today'e verdiği röportajda, seçimleri kazanması halinde İsrail'in ‘Ukrayna'ya yönelik politikasını değiştireceğine ve Ukrayna’ya silah sağlayacağına’ dair söz verdi.
Netanyahu’nun açıklamaları önce sağ cenahtaki yoldaşlarını şaşırttı. Zira onun da kendileri gibi Rus pozisyonuna eğilimli olduğunu ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakın ilişkileri bulunduğunu biliyorlar. Mayıs 2022'de, Ukrayna'daki savaşın zirve yaptığı zamanlarda, Tel Aviv sokaklarına Netanyahu'nun Putin'le fotoğrafının olduğu ve üzerinde “Bana arkadaşını söyle?" yazılı devasa pankartlar asmışlardı.
Netanyahu’nun Likud Partisi’ndeki yardımcıları ve kendisine yakın olan isimler İsrail Başbakanı’nın açıklamalarının Ukrayna'yı destekleyen Ukrayna veya Rusya kökenli yüz binlerce İsrail vatandaşına yönelik olduğunu söylediler. Netanyahu bu açıklamaları ile onların oylarını almayı hedefledi.
Netanyahu, İsrail'de Putin ile en çok görüşen başbakan olarak kabul ediliyor. Rusya’da 2015 yılında, Rusya ile İsrail arasındaki çıkar anlaşmasını imzalayan da Netanyahu olmuştu. Anlaşmaya göre taraflar, birbirlerinin çıkarlarına zarar vermemeyi taahhüt ediyor. Putin ve Netanyahu, Suriye'deki operasyonlarında tarafların birbirlerine zarar vermemesini sağlamak için iki ülke arasında iki ordunun genelkurmay başkan yardımcıları düzeyinde bir askeri koordinasyon komitesi kurdular. Pratikte bu, İsrail'in hava saldırılarını özgürce yapabileceği ve Rusya'nın rejimle ilişkilerini özgürce yönetebileceği anlamına geliyor. Buna göre Netanyahu, Rus çıkarlarına zarar vermeyecek ve onlarla Ukrayna topraklarında çatışmaya girmeyecek.
Netanyahu'yu tebrik etmek için telefonla arayan Putin, aralarındaki anlaşmaları hatırlatarak İsrail Başbakanı’nın elini kolunu bağladı. Netanyahu, Kiev'e alenen silah sağlama sözü vermişti.
Diğer yandan Netanyahu ile son iki hafta içinde görüşen üç ABD’li üst düzey yetkili (Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, İstihbarat Direktörü William Burns ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken) kendisinden ısrarla Ukrayna'da Batı siyasetinin gerisinde kalmamasını istedi. Bu üç yetkili, İran'ın Rusya'ya verdiği desteğin İsrail denklemini de değiştirmesi gerektiğini belirttiler. Rusların Kiev'e karşı kullandığı İran silahları, Tahran'ın İsrail'e karşı kullanmaya hazırlandığı silahlarla aynı. Bu durum, İsrail’in Batı'nın pozisyonunu desteklemesi için bazı adımlar atmasını gerektiriyor. Aynı pozisyon, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından Paris'teki görüşmeleri sırasında da ortaya atıldı.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Netanyahu'yu pozisyonunu değiştirmeye ve hükümetini ve ordusunu desteklemeye çağırdı. Zelenskiy, Netanyahu’ya doğrudan askeri destek ve silah desteği için bir talep listesi sundu. Ukrayna Devlet Başkanı’nın, İsrail Başnbakanı’na Yahudi olduğunu hatırlattığını söyleyenler var. İddiaya göre Zelenskiy, Netanyahu’ya savaşta kendi tarafında yer alan İsrailli Yahudi gönüllülerden bahsetti. Ancak çelişkilerle dolu bir hükümet kuran Netanyahu pamuk ipliğinde yürüyor. Putin sinirlenip Suriye topraklarında onunla çarpışmasın diye burada değişken bir tavır aldı. Washington ve Batı'yı da kızdırmıyor. Ancak iki tarafı da tatmin etmiyor. Başlangıçta, kendisini iki taraf arasında iyi bir arabulucu olarak sunmayı seçti.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'in Danışmanı Mykhailo Podolyak, Yafa'dan (Tel Aviv yakınlarında) yayın yapan 24 televizyonuna yaptığı açıklamada ülkesinin, ‘Netanyahu'yu savaşı durdurmak için Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk rolünü oynamaya uygun bir figür’ olarak gördüğünü söyledi.
Podolyak, “Netanyahu'nun etkili bir arabulucu olabileceğinden hiç şüphemiz yok. Modern savaşların ne olduğunu ve bu koşullar altında arabuluculuğun özünün ne olduğunu tam olarak anlıyor” ifadesini kullandı.
Netanyahu ise arabulucu rolünü oynamayı seçti:
“Ben muhalefetteyken bile birçok kişi arabulucu olmam için bana geldi. Ancak Eski Başbakan Naftali Bennett'in çabalarını engellemek istemedim” dedi.
Bilindiği üzere Bennett söz konusu dönemde bu arabuluculukta başarılı olamamış, ancak savaşta belirleyici bir pozisyon almaktan kaçmayı başarmıştı. Böylece hem Moskova'nın hem de Washington'ın onayını kazandı. Bugün Netanyahu da aynı başlangıç noktasına dönüyor. Arabuluculuk başarısız olsa bile Moskova ve Washington'ın öfkesini üzerine çekmeyecek.



Esed rejimi döneminde kaybolan mahkûmların çocuklarıyla ilgili davada hayır kuruluşlarının başkanları tutuklandı

Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
TT

Esed rejimi döneminde kaybolan mahkûmların çocuklarıyla ilgili davada hayır kuruluşlarının başkanları tutuklandı

Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)

Suriye Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile koordinasyon halinde, Nada el-Gabra, Lema es-Savaf, Rana el-Baba ve devrik rejim döneminde gözaltına alınan ve kaybolan muhaliflerin kayıp çocuklarıyla ilgili dosyada yer alan diğer sanıkların tutuklandığını duyurdu. Kayıp Çocuklar Komitesi Sözcüsü, sanıklara yönelik tutuklama emrinin, çocukların aileleri ve yakınlarının kişisel iddiaları ve açılan davalar üzerine Şam Savcılığı tarafından çıkarıldığını bildirdi.

Kayıp Çocuklar Komitesi Sözcüsü Samir el-Kirbi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Şam'daki Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi'ni yöneten Nada el-Gabra ve Lema es-Savaf ile Şam'daki el-Mubarrah Yetim Sponsorluk Derneği'ni yöneten Rana Muvaffak el-Baba'nın, ‘Şam Cumhuriyet Savcılığı tarafından çıkarılan bir tutuklama emrine göre, kaybolan çocukların dosyasının saklanmasına karışan diğer sanıklarla birlikte tutuklandığını’ belirtti.

El-Kirbi bu önlemin, önceki dönemlerde mahkûmların çocuklarının kaybolmasıyla ilgili davalara karıştıkları yönündeki suçlamaların arka planında geldiğini söyledi. El-Kirbi, “Resmi ve sivil makamların yanı sıra konuyla ilgili herhangi bir bilgiye sahip olan herkesi, bu çocukların akıbetini aydınlatmak ve haklarını güvence altına almak için soruşturma komitesiyle iş birliği yapmaya çağırıyoruz” dedi.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, çocukların dosyasıyla ilgili bir dizi kişi tutuklandı ve bu kişiler, ‘çocukların akıbetiyle ilgili olası suiistimal ve ihlallere karıştıklarından şüphelenildiği için resmi soruşturma altına alındı.’ Söz konusu adımlar, Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı’nın 2025 tarihli ve 1806 sayılı kararı uyarınca, bu dosyayı araştırmak ve çocukların akıbetini takip etmek üzere özel bir komite oluşturulmasını takiben atıldı.

3 bin 700 çocuk yetimhanelere yerleştirildi

İnsan hakları örgütleri ve medya raporları, eski rejime muhalif mahkûmların Şam'daki yetimhanelere veya çocuk esirgeme kurumlarına yönlendirilen 3 bin 700 çocuğu olduğunu gösteriyor. Esed'in devrilmesi ve kaçışından sonra yayınlanan gizli Suriye istihbarat belgelerine göre, yaklaşık 400 çocuk tutukluluk yılları boyunca muhaliflerin ailelerinden ayrılarak Şam'daki Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi, Daru’r Rahme Yetimhanesi ve Çocuk Köyleri de dahil olmak üzere dört yetimhaneye yerleştirildi.

 Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi (SANA)

Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi (SANA)

Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi bir televizyon röportajında, eski rejimin yıkılmasından önce 2015-2024 yılları arasında 27 çocuğun kendisiyle birlikte yetimhanede kaldığını ve güvenlik güçlerinin bu çocukları gizli notlarla şube mahzenlerinden yetimhaneye gönderdiğini itiraf etti. Güvenlik güçleri bu çocukları gizli emirlerle yetimhaneye gönderiyor, isimlerini değiştiriyor ve Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı'ndan yazılı onay almadıkça kimsenin onları ziyaret etmesine izin vermiyordu.

Esma Esed yetimlerle ilgilenmek üzere Şam kırsalındaki SOS Çocuk Köyleri’ni ziyaret etti. (SANA)Esma Esed yetimlerle ilgilenmek üzere Şam kırsalındaki SOS Çocuk Köyleri’ni ziyaret etti. (SANA)

Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi Müdürü Meys Acib bir televizyon kanalında yayınlanan açıklamalarında, kompleksin geçmişte özel durumları olan çocukları kabul ettiğini ve devrik Devlet Başkanı’nın eşi Esma Esed'in bu çocukların dosyalarını bizzat takip ettiğini itiraf etti. Öte yandan SOS Çocuk Köyleri yetkilileri de 2014-2018 yılları arasında resmî belge ve kayıtları olmayan 139 çocuğu kabul ettiğini ve bunların çoğunu Esed'in yetkililerine iade ettiğini ve o dönemde bakanlıktan bu tür vakaların gönderilmemesini istediğini kabul etti.

Samir el-Kirbi, çocukların akıbetinin belirlenmesi ve halen hayatta olup olmadıkları ya da toplu mezarlara gömülüp gömülmedikleri konusunda, bu çocuklar için özel toplu mezarların varlığının söz konusu olmadığını vurguladı. El-Kirbi, “Bugüne kadar yaptığımız dikkatli araştırma ve incelemeler sonucunda çocuklar için toplu mezarların varlığına rastlamadık, ancak bu çocukların yetimhanelere ve çocuk derneklerine yönlendirildiğini kanıtlayan belge ve kanıtlara sahibiz. Kayıp Çocuklar Komitesi, gerçeği ortaya çıkarmak ve çocukların ailelerine ve yakınlarına adalet sağlamak amacıyla bu dosyaları ilgili bakanlıklarla paylaşıyor” ifadelerini kullandı.

 Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) Suriye'de Çocuklara Yönelik İhlallere İlişkin 13’üncü Yıllık Raporu, Kasım 2024Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) Suriye'de Çocuklara Yönelik İhlallere İlişkin 13’üncü Yıllık Raporu, Kasım 2024

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Mart 2011'den bu yana Suriye'de Esed rejimi tarafından en az 23 bin çocuğun öldürüldüğünü, bunlardan 190'ının işkence altında hayatını kaybettiğini ve 5 bin 200 çocuğun da zorla kaybedildiğini belgeledi.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Hind Kabavat tarafından kurulan Kayıp Çocuklar Komitesi'nde Adalet, İçişleri ve Vakıflar bakanlıklarından birer temsilci ile devrik rejim döneminde kaybolan kişiler ve mahkûmlar konusunda çalışan sivil derneklerin başkanları yer alıyor.