Microsoft: Charlie Hebdo'ya yönelik siber saldırının arkasında İranlı 'Kutsal Ruhlar' var

Bilgisayar korsanlarının 200 bin abonenin bilgilerini Bitcoin karşılığında satılığa çıkardığı öne sürüldü

 Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo  (AP)
Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo (AP)
TT

Microsoft: Charlie Hebdo'ya yönelik siber saldırının arkasında İranlı 'Kutsal Ruhlar' var

 Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo  (AP)
Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo (AP)

Microsoft, Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo'ya 4 Ocak'ta düzenlenen siber saldırının ardında İranlı hackerların olduğunu öne sürdü.
Teknoloji devinin dijital tehdit analiz merkezinin yöneticisi Clint Watts, cuma günkü açıklamasında, kendilerine "Kutsal Ruhlar" diyen hacker grubunun, Tahran destekli siber güvenlik firması Emennet Pasargad'a bağlı çalıştığını savundu.
Hacker grubu, dergiye abone olan en az 200 bin kişinin şahsi bilgilerini ele geçirdiklerini duyurmuş, bunlardan bazılarını kanıt olarak sosyal medyada paylaşmıştı. Fransa'nın önde gelen gazetelerinden Le Monde, gönderileri inceleyerek, sızdırılan verilerin doğruluğunu onaylamıştı.
Ayrıca saldırganlar, veri tabanından çaldıkları bilgileri 20 Bitcoin'e (yaklaşık 8,6 milyon TL) satmayı da teklif etmişti. Verilerin satılıp satılmadığına dair herhangi bir bilgi paylaşılmadı.
Microsoft, hackerların saldırılarının etkisini artırmak için Twitter üzerinden sahte hesaplar kullandığına da dikkat çekti.
Buna göre hackerlar, dergide çalışan editörlerden biri adına sahte hesap açarak, çaldıkları verilerden bazılarını paylaştı. Twitter'ın daha sonra hesabı kapattığı aktarıldı.
Söz konusu siber saldırı, derginin Mahsa Amini protestolarına destek olarak aralıkta yayımladığı sayıda, İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'le dalga geçen karikatürlere yer vermesinin ardından gerçekleşmişti.
Dergiye tepki gösteren İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, karikatürlerin ülkesine ve Müslümanlara hakaret niteliğinde olduğunu savunmuştu.
Ayrıca İran, Fransa'nın Tahran Büyükelçisi Nicolas Roche'u Dışişleri Bakanlığı'na çağırmış, Paris hükümetine de nota vermişti. Tahran'daki Fransız Araştırmaları Enstitüsü de kapatılmıştı.

Mahsa Amini protestoları
Tahran'da 13 Eylül'de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Amini'nin 16 Eylül'de yaşamını yitirmesi, ülkede yönetime karşı büyük protestolara yol açmıştı.
Polis, Amini'nin sorgu sırasında sağlık sorunları nedeniyle fenalaştığını iddia etmiş, muhaliflerse genç kadının işkence görerek öldüğünü savunmuştu.
ABD merkezli İran İnsan Hakları Aktivistleri Ajansı'na göre 3 Şubat itibarıyla gösterilerde yaşamını yitiren eylemci sayısı 527 olurken, 19 bin 623 kişi de gözaltına alındı. 4 kişiyse protestolardaki rolü nedeniyle idam edildi.



Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
TT

Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)

Hamas bugün yaptığı açıklamada ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in askeri baskısının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan temasların bir ‘meyvesi’ olduğunu bildirdi.

Hamas'tan yapılan açıklamada, “Edan Alexander'ın geri dönüşü, Siyonist saldırganlığın ya da askeri baskı yanılsamasının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan ciddi temasların ve arabulucuların çabalarının bir meyvesidir” denildi.

Hamas dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Körfez turu öncesinde Gazze Şeridi'nde tutulan Edan Alexander'ı serbest bıraktı. 21 yaşındaki Alexander, 19 aydan uzun bir süredir Gazze Şeridi'nde tutuluyordu ve ABD vatandaşlığına sahip yaşayan son esirdi.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail Başbakanı’nın söylediğinin aksine İsrail'in askeri baskısının değil, Washington'la yapılan ‘ciddi temasların’ bir sonucu olduğu belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Alexander'ın dönüşünü ‘sıcak’ bir şekilde karşıladı ve ‘İsrail hükümetinin yaşayan ya da ölü tüm esirleri ve kayıp kişileri geri getirmeye kararlı olduğunu’ vurguladı. Netanyahu, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail devletinin askeri baskısı ve Trump'ın ‘siyasi baskısı’ sonucunda gerçekleştiği değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ordusu, 7 Ekim saldırısı sırasında kaçırılan 251 esirden 57'sinin halen Gazze Şeridi'nde tutulduğunu, bunlardan 34'ünün öldüğünü açıkladı. Ayrıca Hamas, 2014 yılından bu yana bir İsrail askerinin cesedini elinde tutuyor.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde çoğu sivil olmak üzere en az 52 bin 862 Filistinli hayatını kaybetti. Bunların 2 bin 749'u yaklaşık iki ay süren kırılgan bir ateşkesin ardından İsrail'in 18 Mart'ta saldırılarına yeniden başlamasından sonra yaşamını yitirdi.