ABD’nin gözü Türkiye ve Türk şirketlerinin üzerinde: Rusya'ya savaşında kullanabileceği araçlar ihraç etmeyin

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz Ekim ayında Kazakistan'da düzenlenen Asya'da Etkileşim ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı Zirvesi'nin oturum aralarında el sıkışırken (Arşiv-AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz Ekim ayında Kazakistan'da düzenlenen Asya'da Etkileşim ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı Zirvesi'nin oturum aralarında el sıkışırken (Arşiv-AP)
TT

ABD’nin gözü Türkiye ve Türk şirketlerinin üzerinde: Rusya'ya savaşında kullanabileceği araçlar ihraç etmeyin

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz Ekim ayında Kazakistan'da düzenlenen Asya'da Etkileşim ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı Zirvesi'nin oturum aralarında el sıkışırken (Arşiv-AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz Ekim ayında Kazakistan'da düzenlenen Asya'da Etkileşim ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı Zirvesi'nin oturum aralarında el sıkışırken (Arşiv-AP)

ABD, Türkiye'yi Ukrayna'daki savaşında kullanılabilecek kimyasallar, mikroçipler ve diğer ürünleri Rusya'ya ihraç etmemesi konusunda uyarırken, yaptırımları ihlal eden Türk şirketlerini ve bankalarını cezalandırmak için harekete geçilebileceğini aktardı.
ABD Hazine Bakanlığı'nın, Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Hazine Müsteşarı Brian Nelson, bu malların akışını kesintiye uğratmak için daha fazla işbirliği çağrısında bulunmak üzere Perşembe ve Cuma günleri Türkiye'de hükümet ve özel sektör yetkilileriyle bir araya geldi.
Bankalar Birliği ile bir araya gelen Nelson yaptığı açıklamada, Rusya’ya yapılan ihracatla birlikte Türk işletmelerinin, yaptırım uygulanan Rus kuruluşlarıyla iş yaparak yaptırım riski ve G7 pazarlarına erişimlerini kaybetme riski ile karşı karşıya kalabileceğini söyledi.
Nelson, Türk şirketlerinin ve bankalarının, Rus askeri-endüstriyel kompleksi tarafından kullanılabilecek potansiyel ikili kullanıma sahip teknoloji aktarımları ile ilgili işlemlerden uzak durmak için ilave önlem alması gerektiğini vurguladı.
Üst düzey bir ABD'li yetkili, Reuters haber ajansına, Nelson ve beraberindeki heyetin Ankara ve İstanbul'da yapılan toplantılarda Rusya'ya yapılan on milyonlarca dolarlık ihracatın kaygı uyandırdığını vurguladıklarını söyledi.
NATO üyesi olan Türkiye, prensip olarak Rusya'ya yönelik kapsamlı yaptırımlara karşı çıkıyor.
Batılı ülkeler, Moskova’nın yaklaşık bir yıl önce başlayan Ukrayna işgalinin ardından Rusya’ya yönelik ihracat kontrolleri ve yaptırımları yürürlüğe koydu.
Reuters, Rus gümrük kayıtlarına atıfta bulunarak Aralık ayında, en az 2,6 milyar dolar değerinde bilgisayar ve diğer elektronik araçların 31 Ekim'e kadar olan yedi ayda Rusya'ya gittiğini bildirdi. Batılı şirketler bu ürünlerden en az 777 milyon dolar kazanırken, bu şirketlerin çipleri Rus silah sistemlerinde tespit edildi.

Baskıyı yoğunlaştırmak
Savaş sırasında hem Moskova hem de Kiev ile ilişkilerini dengede tutan Ankara, iki taraf arasında görüşmeler yürüttü ve Ukrayna tahılının ülkeden çıkarılması için Rusya ve BM’nin de katılımıyla bir anlaşmaya aracılık etti.
Nelson'ın ziyareti, ABD'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlarının uygulanmasını sağlamak için Ankara üzerindeki baskıyı artırmak amacıyla üst düzey bir ABD’li yetkilinin Türkiye'ye yaptığı son ziyaret oldu.
Baskılar bazı değişiklikleri de beraberinde getirdi.
Reuters haber ajansına göre, Türkiye'nin havalimanı yer hizmeti sağlayıcısı Havaş, 31 Ocak tarihli notunda Rus havayollarına ABD menşeli uçaklarına hizmet vermeyi durdurabileceğini söyledi.
Geçtiğimiz Eylül ayında ise beş Türk bankası, Rus ödeme sistemi MIR’ın kullanımını askıya aldı.
Nelson, Türk bankacıları Rusya ile bağlantılı işlemleri incelemeye çağırdı ve Rus oligarkların Türkiye'de gayrimenkul ve yat almaya devam ettiğini kaydetti.



İsrailli yetkililer uyarıyor: İran hakkında medyada yer alan sızıntılar yeni bir savaşı tetikleyebilir

 İsrail hava savunma sistemleri, geçtiğimiz haziran ayında Tel Aviv üzerindeki İran füzelerini önledi. (AP)
İsrail hava savunma sistemleri, geçtiğimiz haziran ayında Tel Aviv üzerindeki İran füzelerini önledi. (AP)
TT

İsrailli yetkililer uyarıyor: İran hakkında medyada yer alan sızıntılar yeni bir savaşı tetikleyebilir

 İsrail hava savunma sistemleri, geçtiğimiz haziran ayında Tel Aviv üzerindeki İran füzelerini önledi. (AP)
İsrail hava savunma sistemleri, geçtiğimiz haziran ayında Tel Aviv üzerindeki İran füzelerini önledi. (AP)

İsrailli istihbarat yetkilileri, son günlerde İsrail’den sızan haberler ve basın brifinglerinin, İran ile olası çatışmaların yeniden başlamasına dair tartışmaların, Tahran tarafından düşüncesiz bir tepkiye yol açabileceği ve daha geniş çaplı bir savaşın çıkmasına neden olabileceği konusunda uyarıda bulundu.

İsrail'den sızan bilgiler gerçek bir savaşı tetikleyecek mi?

İsrail’in Yedioth Ahronoth gazetesinin internet sitesi Ynet, yetkililere dayandırdığı haberinde, “Bu sızdırmalar ve basın brifingleri, genellikle üst düzey bir diplomatik yetkiliye veya Batılı istihbarat kaynaklarına atfediliyor; İsrail’deki diğer önemli konulardan dikkatleri saptırmanın yanı sıra (bunlar arasında 7 Ekim saldırılarına yönelik hükümet soruşturması ve Gazze’de Hamas ile varılan ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının gecikmesi de bulunuyor) gerçek bir savaş çıkarma riski taşıyor” ifadelerine yer verdi.

Yetkililer ayrıca, İran ile iletişimin yanlış yönetilmesinin, ‘her iki tarafın da şu an göğüslemeyi istemediği yıpratıcı bir çatışmanın fitilini ateşleyebileceği’ konusunda uyardı.

İsrail ordusundaki kıdemli subaylar, özellikle haziran ayında İsrail ile İran arasında patlak veren savaşın ardından, bu yıl defalarca uyarıda bulundu. Subaylar, İran meselesinin yanlış yönetilmesinin, iki ülke arasında düşmanlıkların yeniden başlamasının başlıca kıvılcımı olabileceğini belirtti.

İran'ın önleyici bir saldırı düzenleyebileceği uyarısı

Şu anda İran’ın tehdit değerlendirmeleri büyük ölçüde İsrail medyasına dayandırılıyor. İran istihbarat ajanları, İsrail içinde sahada faaliyet göstermekte giderek daha fazla zorluk yaşıyor. Savaşın başlangıcından bu yana, İsrail içinde 34 casusluk girişimi engellendi.

İsrailli üst düzey güvenlik yetkilileri, “Eğer İranlılar savaş rüzgârlarının tekrar buradan estiğini hissederse, önleyici bir saldırı düzenlemeyi düşünebilirler” uyarısında bulundu.

Yetkililer ayrıca, “Amaç, saldırıları yeniden başlatmak veya mevcut ateşkesi sürdürmekse, medyayı bu tür büyük haberlerle doldurmak yerine sessiz kalmak daha iyidir. Batılı istihbarat ajanslarının İran’da gözlemlediği olağandışı hareketler, kısmen İsrail Telegram kanallarında yayılan ve tırmanış hazırlıklarıyla ilgili temelsiz söylentilerden kaynaklanıyor olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Yetkililer, İran’ın toparlanmasının herhangi bir engelle karşılaşmadan devam ettiğini vurguladı.

Ayrıca, “Uluslararası bir uygulama mekanizması veya Tahran’ın etkisini sınırlayacak herhangi bir diplomatik düzenleme bulunmadığı için, İran güçleri yazın İsrail ile yaşanan tarihi çatışmanın hemen ardından füze kapasitesini yeniden inşa etmeye başladı. Son aylarda, ileri füze üretim teknikleri ve büyük finansal destek, Yemen’den Lübnan’a İran’ın vekil güçlerine düzenli olarak aktarıldı” denildi.

İsrail ordusundaki yetkililer, bu eğilim devam ederse İran ile yeni bir düşmanlık döneminin olası olduğunu belirtti. İsrail’in yalnızca Tahran belirli sınırları aştığında herhangi bir saldırı düzenlemesi tavsiye edildi.

Ordu, siyasi liderlerin açıklamalarını sorguluyor

Şu anda İsrailli askeri yetkililer, İran’ın belirlenen sınırları henüz aşmadığı görüşünde. İsrail ordusundaki kaynaklar dün, siyasi liderlikten gelen son dönemdeki açıklamalara karşı şüphelerini dile getirdi. Örneğin, bu ay yapılan İran askeri tatbikatlarının, İsrail’e yönelik yakın bir saldırı hazırlığına işaret etmediği kaydedildi.

İsrailli güvenlik yetkilileri, İran’ın bu aşamada İsrail’e karşı stratejik bir çıkarının bulunmadığını düşünüyor. Yetkililer, Tahran’ın ‘yaz dönemindeki başarısızlıklarından ders çıkararak askeri kapasitesini geliştirmeye, istihbarat yeteneklerini güçlendirmeye ve Hizbullah ile Husi güçlerini donatmaya odaklandığını’ belirtti. Ayrıca, İran rejiminin mevcut dönemde intikam arzusundan çok kendi varlığını koruma motivasyonunun öne çıktığı vurgulandı.


İsrail Savunma Bakanı: Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğiz

Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)
Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)
TT

İsrail Savunma Bakanı: Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğiz

Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)
Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün salı günü yaptığı açıklamada, İsrail’in “Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğini” söyledi. Katz, 2005 yılında İsrail’in Gazze’den çekilmesi kapsamında boşaltılan yerleşimlerin yerine, Gazze’nin kuzeyinde yeni askerî-tarımsal noktalar kurulacağını belirtti.

İsrail basınının aktardığına göre Katz, Beyt El’de düzenlenen bir törende yaptığı konuşmada, “Bunu doğru şekilde ve doğru zamanda yapacağız. Bazıları itiraz edebilir, ancak ipleri elinde tutan biziz” ifadelerini kullandı.

sdcds
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

Katz’ın açıklamaları, Hamas ile varılan ateşkesin ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik uzun vadeli planları hakkında artan spekülasyonların ortasında geldi. Açıklamalar, ABD Başkanı Donald Trump’ın kısa süre önce bu konudaki bir soruya yanıt verirken İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etme ihtimalini dışlamasıyla da aynı döneme denk geldi.

Bu konuya atıfta bulunan Katz, “Bu hükümet bir yerleşim hükümetidir. Egemenliği uygulamak mümkün olursa, bunu uygularız. Şu anda fiili bir egemenlik aşamasındayız. 7 Ekim’deki korkunç felaketin ardından İsrail’in ortaya koyduğu tutum ve güç sayesinde, uzun zamandır görmediğimiz fırsatlar önümüzde duruyor” dedi.

Katz’ın ardından konuşan Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise, son yıllarda Batı Şeria’da yürütülen “geniş çaplı yerleşim kampanyasıyla” övündü.


ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir tekneye düzenlediği saldırıda bir kişi öldü

Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
TT

ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir tekneye düzenlediği saldırıda bir kişi öldü

Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)

ABD ordusu dün, Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığı bilinen rotada seyreden bir teknede şüpheli bir uyuşturucu kaçakçısını öldürdüğünü açıkladı.

Latin Amerika'daki Washington askeri operasyonlarını denetleyen ABD Güney Komutanlığı, X'te yayınlanan açıklamada, "Birleşik Müşterek Görev Gücü Güney Mızrağı, uluslararası sularda belirlenmiş terör örgütleri tarafından işletilen gemiye karşı ölümcül bir saldırı düzenledi" dedi. Açıklamada, hiçbir ABD askeri personelinin yaralanmadığı da belirtildi. Güney Komutanlığı, teknenin gerçekten uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili olduğuna dair kanıt sunmadı.

Güney Komutanlığı tarafından yayınlanan videoda, teknenin bir tarafına su püskürtüldüğü görülüyor. İkinci bir püskürtmenin ardından, teknenin arka kısmı alev alıyor, etrafı daha fazla su püskürtmesiyle çevrili ve alevler şiddetleniyor. Videonun son saniyesinde, teknenin yanında büyük bir alev topuyla sürüklendiği görülüyor.

Daha önceki ABD saldırılarında teknelere yönelik patlamaları gösteren videolarda, gemilerde ani patlamalar görülmüş ve bu da füze kullanımına işaret etmişti. Bazı kayıtlarda ise füze benzeri cisimlerin teknelere doğru düştüğü açıkça görülmüştü.

Trump yönetimi, saldırıların ABD'ye uyuşturucu akışını durdurmayı ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro üzerindeki baskıyı artırmayı amaçladığını belirtmişti.