Cumhurbaşkanı Erdoğan: 14 Mayıs Kemal'in bay bay Kemal olacağı gündür

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Menderes'in hatırasını kirletecek yüzsüzlükle onun 'Yeter söz milletindir' sloganına çökmeye çalışanlar var. 14 Mayıs Kemal'in bay bay Kemal olacağı gündür." dedi

AA
AA
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 14 Mayıs Kemal'in bay bay Kemal olacağı gündür

AA
AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Menderes'in aziz hatırasını kirletecek bir yüzsüzlükle onun 'Yeter söz milletindir' sloganına çökmeye çalışanlar var. Kim bu? Bay bay Kemal. İşte 14 Mayıs Kemal'in bay bay Kemal olacağı gündür." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Kent Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde konuştu.
Konuşmasına alandakileri selamlayarak başlayan Erdoğan, yaklaşık bir yıllık aranın ardından bir kez daha Aydın'da ve Aydınlılarla birlikte olmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.
Merhum Başbakan Adnan Menderes'in "Demokrasi bayrağını kaldırdığı" Aydın'ın gönüllerde ayrı bir yeri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Menderes'in kendisini yargılayanlara hitaben yazdığı mektubu okudu.
Menderes ile 592 kişinin aylarca ülkenin demokrasi ve adalet tarihine "yüz karası" olarak geçecek bir nobranlıkla yargılandığı Yassıada'yı Demokrasi ve Özgürlükler Adası haline getirdiklerine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"İşte AK Parti bu. Bizim CHP'den, yandaşlarından farkımız bu. Yargılamanın yapıldığı salonu da müze haline dönüştürdük. Bu salonda yargılananlardan biri de öğrenciliğinde Milli Türk Talebe Birliği Başkanlığı, Demokrat Parti hükümetlerinde Milli Eğitim ve Bayındırlık Bakanlığı, başbakan yardımcılığı, meclis başkan vekilliği görevlerini yapan Milli Eğitim Bakanlığı döneminde din derslerini müfredata alan, imam hatip okullarının ve İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nün açılmasına öncülük eden, hayatını ülkesine ve milletine hizmete adayan hemşehrim Ahmet Tevfik İleri'ydi."
İleri'nin Yassıada Mahkemesi tarafından önce idama mahkum edildiğini, ardından da ömür boyu hapis cezası alarak cezasını çektiği Kayseri Cezaevi'nde hastalanarak vefat ettiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İleri'nin vefatından önce ailesine yazdığı mektubun bir bölümünü okudu.
Konuşması sırasında Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na canlı bağlantı yapan Erdoğan, merhum Ahmet Tevfik İleri'nin torunu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri ile görüştü.
1960 darbesi sonrasında yapılan yargılamalara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Allah, ülkemize bir daha böyle felaketler, böyle facialar, böyle acılar yaşatmasın. Darbeciler, ülke yönetimini ele geçirince başa getirdikleri Cemal Gürsel'in ilk işi, CHP'nin ebedi şefi İnönü'yü telefonla aramak oldu. Gürsel telefonda İnönü'ye, 'Emirleriniz bizim için daima peygamber buyruğudur paşam.' diyor. İşte CHP bu, bunları iyi tanıyın. İnönü de Gürsel'e 'Büyük iş başardınız.' diyerek mukabelede bulunuyor. Tek parti faşistleri ve darbeciler Menderes'i devirmenin ve ardından idam etmenin sevincini böyle yaşarken hesap etmedikleri bir şey vardı. Milletimiz, Menderes'i de mücadelesini de daima kalbinin en mutena köşesinde yaşatmış, fırsatını bulduğu her anda onun mirasını yeniden ayağa kaldırmıştır. Nitekim rahmetli Özal'ın gayretleriyle Menderes'in ve aynı şekilde idam edilen bakanları Zorlu ve Polatkan'ın naaşları 1990'da İstanbul'daki anıt mezara nakledilmiştir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilere, "Aydın, 14 Mayıs'ta CHP'ye en ideal dersi vermeye hazır mı? Ana kademe, kadın kolları, gençler hazır mıyız?" diye seslendi. Alandakiler hep bir ağızdan "evet" karşılığını verdi.
Erdoğan, konuşması sırasında Adnan Menderes Anıt Mezarı'nda bulunan AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, Esenler Belediye Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkan Vekili Mehmet Tevfik Göksu ile beraberindekilerle de canlı bağlantı kurdu.
Bağlantıda, İstanbul Müftüsü Safi Arpaguş, anıt mezarda dua okudu.
Erdoğan da merhum Adnan Menderes ve arkadaşları için alandakilerle Fatiha okudu.
Türkiye'nin, Cumhuriyetin kurulması ve demokrasiye geçiş ve kalkınma hamlelerini gerçekleştirmesinin kolay olmadığını belirten Erdoğan, "Her adımını büyük mücadeleler ve büyük fedakarlıklarla yürüttüğümüz bu sürecin şahikası AK Parti'nin 20 yılda kazandırdığı eser ve hizmetler dönemidir." dedi.
Türkiye Yüzyılı'nı Cumhuriyetin ilk asrında yaşadıkları tüm tecrübeler ve elde edilen kazanımların üzerine inşa etmek için "14 Mayıs'ta bir kez daha hep beraber sizlerle sandığa gidip, sandıkları patlatmaya var mıyız?" diye soran Erdoğan, vatandaşlara desteklerinin çok önemli olduğunu söyledi.
Alandakilere "Durmak yok, yola devam" diye seslenen Erdoğan, "Milli mücadelenin resmen ilanının adı olarak gördüğümüz 23 Nisan 1920'den Demokrat Parti'nin iktidara geldiği 14 Mayıs 1950'ye, oradan Türkiye Yüzyılı destanının sembolü olacağına inandığımız 14 Mayıs 2023'e varan bu uzun ve meşakkatli süreçte ödediğimiz her bedelin karşılığını alacağımız bir döneme giriyoruz. İşte bu dönem doğru yol." diye konuştu.
"Bu doğru yola var mıyız?" diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Aziz vatan topraklarındaki bin yıllık varlığımızın geleceğini şekillendirecek kritik bir tercihin eşiğindeyiz. Ülkeyi tekrar vaktini ve enerjisini heba edecek, kaos günlerine geri döndürmeye, belirsizlik iklimine sürüklemeye heveslenenlerin karşısına biz, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla çıkıyoruz. Sizler de görüyorsunuz. Bırakın dirisine ölüsüne bile tahammül edemedikleri Menderes'in aziz hatırasını kirletecek bir yüzsüzlükle onun 'Yeter söz milletindir' sloganına çökmeye çalışanlar var. Kim bu? Bay bay Kemal. İşte 14 Mayıs Kemal'in bay bay Kemal olacağı gündür. Menderes'in idama giderken milletimize emanet ettiği o tespitindeki gibi yine efendilerinin emriyle kurdukları bir masadan yeniden tarihe yüz karası olarak geçecek işler yapmanın peşindeler. Program diye millete sundukları metinlerin çoğu ya bizim tarafımızdan son 10 yılda yapılmış ya da zaten yapılmakta olan işler. Kalan başlıklar da bu ülkenin ve milletin tüm kazanımlarını yok ederek, efendilerinden 'aferin' almak için güvensizliğin, istikrarsızlığın, kavganın, çekişmenin sembolü eski Türkiye'yi yeniden hortlatma vaadinden ibarettir."
Partili kadınların sloganları üzerine Erdoğan, "İnanıyorum, AK kadınlar yorulmaz, liderini yalnız bırakmaz." karşılığını verdi.
Erdoğan, "Bunlar hazırladıkları program için 'Avrupa bize aferin diyecek' diye övünenler, iplerinin emperyalist sömürgecilerin elinde olduğunu da ikrar ediyorlar." diye konuştu.

"Türkiye'nin ayağına tekrar prangalar vurmayı başaramayacaksınız"
Gazi Mustafa Kemal'in Milli Mücadele'yi müstevlilere karşı vererek, şanlı Cumhuriyeti kurduğuna dikkati çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz de hayatımızın her döneminde, bilhassa da son 20 yıldır her alanda emperyalist sömürgecilere karşı mücadele vererek, ülkemizi bugünkü seviyesine getirdik. Cumhuriyetimizin ilk asrı boyunca yaşadığımız her felaketin gerisine baktığımızda aynı kirli elleri, aynı kirli senaryoları, aynı zavallı kuklaları görüyoruz. Bugün de bizim ve ülkemiz aleyhinde yürütülen kampanyaların çoğu yalan ve iftira üzerine kurulu saldırıların sebebi, işte bu oyunları bozmuş, özgür ve müreffeh Türkiye'nin yolunu açtığımız içindir. İşte buradan Aydın'dan bir kez daha meydan okuyorum, Türkiye'nin ayağına tekrar prangalar vurmayı başaramayacaksınız. Milletimizin kazanımlarını elinden almayı başaramayacaksınız. 2023 hedeflerine engel olamadığınız gibi Türkiye Yüzyılı'nın inşasının önüne geçmeyi de başaramayacaksınız."
Erdoğan, alandakilere seslenerek, "Aydın, bu vesayet heveslisi muhterislere, 14 Mayıs'ta bir kez daha 'yeter' diyor muyuz? Aydın, ülkemize diz çöktürmek için yanıp tutuşan küresel vesayetçilere ve maşalarına 14 Mayıs'ta bir kez daha 'yeter söz milletindir' diyor muyuz? Aydın, 14 Mayıs'ta 'yeter söz de karar da gelecek de milletindir' diyerek, Türkiye Yüzyılı'nı birlikte inşa ediyor muyuz? Aydın, güvenli huzurlu, müreffeh Türkiye'nin yolunu 14 Mayıs'ta sandıkta bir kez daha açıyor muyuz? Aydın, Cumhuriyetimizin yeni asrını bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak, hep birlikte Türkiye olarak kucaklıyor muyuz? Aydın, bir türlü yerli ve milli olamayan Zat'a 14 Mayıs'ta 'Bay bay Kemal' diyor muyuz? Aydın'dan yükselen bu sesi duyup da yüreği titremeyen var mıdır? Rabbim hepinizden razı olsun." diye konuştu.

"Rahmetliden sonra 'Yeter söz milletindir' sloganı bize aittir"
Erdoğan, tek siyasetlerinin "eser ve hizmet siyaseti" olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"Bu, bay Kemal hangi yüzle kalkıp da utanmadan, Menderes'e ait olan 'Yeter söz milletindir' ifadesine çöküyor? Ya ne yüzsüzsün ya. Bunu bir de kalkıp partisinin binasına asıyor. Bay Kemal, rahmetliden sonra 'Yeter söz milletindir' sloganı bize aittir. Sen hangi yüzle? Bunlarda yüz yok ki kalkıp da 'yeter söz milletindir' sloganını sahipleniyorsun. Şimdi işte diyorum ki 14 Mayıs'ta bunlara öyle çakalım ki bir daha bellerini doğrultamasınlar. Ana kademesi tamam, kadın kollarımız tamam. İşte ülkemize kazandırdığımız eserlerin, milletimize getirdiğimiz hizmetlerin en yakın şahidi sizlersiniz."



Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.


WSJ: ABD, ülkelere Gazze'ye asker göndermeleri için baskı yapıyor, ama henüz yanıt yok

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda savaşın yol açtığı yıkımın ortasında yürüyen Filistinli bir kadın (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda savaşın yol açtığı yıkımın ortasında yürüyen Filistinli bir kadın (AFP)
TT

WSJ: ABD, ülkelere Gazze'ye asker göndermeleri için baskı yapıyor, ama henüz yanıt yok

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda savaşın yol açtığı yıkımın ortasında yürüyen Filistinli bir kadın (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda savaşın yol açtığı yıkımın ortasında yürüyen Filistinli bir kadın (AFP)

ABD gazetesi The Wall Street Journal (WSJ), ABD’li yetkililerin, Başkan Donald Trump yönetiminin Gazze Şeridi'ni istikrara kavuşturmak için ABD’li bir generalin komutasındaki 10 bin kişilik çok uluslu bir güç oluşturmaya çalıştığını söylediğini aktardı.

WSJ tarafından isimleri açıklanmayan yetkililere göre savaştan sonra Gazze'ye bu gücün konuşlandırılması önümüzdeki yılın büyük bir bölümünü alacak. Aynı yetkililer, söz konusu gücün görevinin Hamas'ı silahsızlandırmayı da içerecek şekilde genişletilme olasılığı konusundaki çekinceler nedeniyle hiçbir ülkenin asker göndermediğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın WSJ'den aktardığı habere göre ABD'li yetkililer, gelecek yılın başlarında 5 bin asker gönderme taahhüdü almayı umuyor ve bu sayının 2026 sonuna kadar 10 bine çıkmasını hedefliyor. Ancak diğer yetkililer, gücün asker sayısının 8 bini geçmeyeceğini düşünüyor.

WSJ, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yaklaşık 70 ülkeye Gazze’ye konuşlandırılacak güce askeri veya mali katkı sağlamaları için resmi talepte bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker gönderme veya ekipman ve lojistik dahil olmak üzere başka şekillerde yardım sağlama konusunda istekli olduğunu bildirdi.

Katar'da salı günü 25'ten fazla ülkenin ABD'nin liderliğinde yapılacak toplantıda bir araya gelerek söz konusu gücün kurulması ve görev kapsamı için planlar hazırlaması bekleniyor.

WSJ, ABD'li yetkililerin Hamas'ın silahsızlandırılmasındaki herhangi bir gecikmenin İsrail ordusunun Gazze'den tamamen çekilmek yerine bölgede kalmasına neden olabileceğini söylediklerini aktardı.

Eski ABD Başkanı George W. Bush yönetimi döneminde Ortadoğu meselelerinden sorumlu eski ABD Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilisi Michael Singh, konuya ilişkin değerlendirmesinde “Hamas ile çatışmaktan kaçınan bir barış gücü, bölgede yeni sorunlar yaratabilir” dedi.

Singh, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Güç kullanmaya isteksiz olan barış gücü, İsrail için ‘Hamas'ı silahsızlandırmada başarısız olmakla kalmayıp, yeniden silahlanmasına da zemin hazırlayan ve İsrail'in hareket özgürlüğünü kısıtlayan bir güç olma’ şeklindeki en kötü senaryoyu yaratma riskini taşıyor.”

ABD'li yetkililere göre Hamas, ağır silahlarını Mısır'ın gözetimi altında depolara kaldırmaya açık olduğunu özel olarak ifade etti.


Beyaz Saray yalanladı, tartışma büyüyor:  Trump yönetimi Avrupa Birliği’ni bölmeyi hedefleyen gizli strateji hazırladı

TT

Beyaz Saray yalanladı, tartışma büyüyor:  Trump yönetimi Avrupa Birliği’ni bölmeyi hedefleyen gizli strateji hazırladı

ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa'nın göç politikalarını transatlantik ilişkilere yönelik bir tehdit olarak görüyor (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa'nın göç politikalarını transatlantik ilişkilere yönelik bir tehdit olarak görüyor (Reuters)

İnci Mecdi

Savunma meselelerinde uzman bir Amerikan web sitesi, ABD Başkanı Donald Trump yönetimine atfedilen tartışmalı bir stratejik teklifi içerdiği iddia edilen bir belgenin ayrıntılarını yayınladı. “Avrupa'yı Yeniden Muhteşem Yapalım” başlıklı yeni strateji kapsamında dört Avrupa ülkesini Avrupa Birliği'nin politikalarından uzaklaştırmayı ve ABD'nin nüfuz alanına yaklaştırmayı amaçlıyor.

Arku’l Avsat’ın Defense One internet sitesinden aktardığı habere göre gizli belge, Washington'un Avrupa kıtasında siyasi bir depreme neden olacak bir adımla Avusturya, İtalya, Macaristan ve Polonya'yı Avrupa bloğunun politikalarından koparmaya çalışma niyetinden bahsediyor.

Avrupa'ya göç

Bu sözde sızıntı, resmi ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi'nin yayınlanmasından bir hafta sonra geldi. 33 sayfadan oluşan strateji, “medeniyetinin silinmesi” olasılığına karşılık uyarısı, kıtanın demografisini değiştiren büyük göç dalgaları göz önüne alındığında, bazı Avrupa ülkelerinin “güvenilir müttefik” olarak kalıp kalamayacağına dair şüpheleri nedeniyle Avrupa'da geniş çaplı tartışmalara yol açtı. Strateji  ayrıca mevcut eğilimlerin devam etmesi halinde kıtanın “20 yıldan daha kısa bir süre içinde tanınmaz hale gelebileceğine” de dikkat çekti.

Sızdırılan belge, “ABD'ye sadık kalarak egemenlik arayışında olan ve geleneksel Avrupalı yaşam tarzlarını koruyan veya yeniden canlandıran” partileri, hareketleri, düşünsel ve kültürel figürleri destekleme ihtiyacına işaret ediyor. Bu eğilim, resmi stratejide “Avrupa ülkelerinde kıtanın mevcut gidişatına karşı direnişin geliştirilmesi” şeklindeki ifadenin bir uzantısı olarak görülüyor. Buna ek olarak, milliyetçi partilerin artan etkisine de güveniliyor.

Bu partilerin isimleri açıkça belirtilmese de, tahminler bunların arasında Fransa'da Marine Le Pen liderliğindeki “Ulusal Miting”, İspanya'da “Vox”, İngiltere'de “Reform” ve “Almanya İçin Alternatif” partilerinin de yer aldığını gösteriyor. Bunlara ek olarak, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni liderliğindeki “İtalya'nın Kardeşleri” Partisi de bulunuyor.

Sahte haberler

Beyaz Saray, belge ile ilgili haberi “sahte haber” olarak nitelendirerek hemen bu iddiaları kesin bir dille reddetti. Beyaz Saray Basın Sözcüsü Yardımcısı Anna Kelly, Başkan Trump'ın “şeffaf” olduğunu söyledi. İmzalı resmi strateji belgesinin, onaylanmış tek belge olup, alternatif veya gizli bir versiyon olduğu fikrini reddetti

Gözlemciler, açıklanan stratejinin gerçekten de Avrupa Birliği'ne yönelik keskin bir bakışı yansıttığını, zira liderlerini kitlesel göç karşısında çaresiz kalmakla suçladığını söylüyor. Keza  Brüksel'in politikalarını ulusal egemenliği baltalamaktan, siyasi özgürlükleri kısıtlamaktan ve üye devletlerin rolünü zayıflatmaktan sorumlu tutuyor. Avrupa'nın göç politikalarını “kıtanın çehresini değiştirmek ve huzursuzluk yaratmak” olarak tanımlıyor.

Tekrarlanan aleni açıklamaları sırasında Trump, “kötüleşen Avrupa ülkelerini” ve onların “siyasi doğruculuğa takıntılı” liderlerini hedef alarak, göç politikalarının ülkelerini “yok ettiğini” ve bunun sonucunda Avrupa'nın “parçalandığını” varsaydı.

Ukrayna savaşı

Ukrayna savaşı da Atlantikli müttefikler arasında bir gerilim ve geniş çaplı anlaşmazlık noktasını temsil ediyor. Son günlerde ABD Başkanı Avrupalı liderlere yönelik açıklamalarını sertleştirerek onları zayıf olarak nitelendirdi ve Ukrayna'daki savaşı sonlandıramamakla suçladı. Trump ile Almanya, İngiltere ve Fransa liderleri arasında aynı konuyla ilgili gergin bir telefon görüşmesinin ardından gerginlik daha da arttı. Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Washington ile ek görüşmelerin beklendiğini ve önümüzdeki hafta başında Ukrayna konusunda uluslararası bir toplantı yapılması olasılığının bulunduğunu vurguladı.

Bu yönelimler, ABD-Avrupa ittifakını parçalamaya yönelik girişimlere karşı uyarıda bulunan Papa 14. Leo’nun kayda değer tutumu da dahil olmak üzere kapsamlı eleştirilere yol açtı. Papa, Trump'ın bazı açıklamalarının ABD ile Avrupa arasındaki tarihi ittifakın doğasında “köklü bir değişikliği” temsil edebileceğini söyleyerek, bu ittifakın mevcut aşamada zarar görme tehlikesine karşı uyarıda bulundu.

Beş güç

İngiliz The Daily Telegraph gazetesinin haberine göre, iddia edilen belge tartışmaya başka bir boyut kazandırıyor. Zira küresel nüfuz dengesini yeniden şekillendirecek bir hamleyle, ABD, Çin, Rusya, Hindistan ve Japonya'yı kapsayan “beş temel güç” adı verilen yeni bir uluslararası blok oluşturulması önerisinden bahsediyor.

Daha önce Trump, Rusya'nın G8’den çıkarılmasından ve böylece grubun G7’ye dönüşmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirerek tartışmalara yol açmış ve bunu “çok büyük bir hata” olarak tanımlamıştı. Hatta daha da ileri giderek Çin'i de ekleyerek G9 adını verdiği bir grup oluşturmayı teklif etmişti.

Ulusal Güvenlik Stratejisi, bir adım daha ileri giderek, büyük güçlerin yer aldığı, üye devletlerin zengin olmasını ve demokratik sistemlerle yönetilmesini gerektiren G7’nin koşulları ile sınırlanmamış yeni bir blok inşa etmeyi öneriyor.

Beyaz Saray'dan gelen resmi yalanlamalara rağmen, bu sızıntılar Avrupa'nın transatlantik ilişkilerin geleceği ve Washington'un kıtanın siyasi haritasını yeniden şekillendirmedeki rolü konusunda giderek artan endişelerini büyütmeye devam ediyor. Daily Mail gazetesi, Avrupalıların tepkilerinin öfkeli ve hızlı olduğunu bildirdi. Chatham House Enstitüsü'nden araştırmacı Leslie Vinjamuri, yaşananların “Soğuk Savaş sonrasında ortaya çıkan uluslararası liberal düzenin sonunu” temsil ettiğini söyledi.

Bazı Avrupalı ​​liderler, Washington'un milliyetçi ve Avrupa Birliği’ne şüpheyle yaklaşan partileri güçlendirebilecek şekilde, kıtanın iç siyasi işlerine tekrar müdahale etmesinden duydukları endişeyi dile getirdiler.

Artan gerilimin gölgesinde ABD Kongresi, ABD yönetiminin Avrupa'daki Amerikan askeri varlığını yasama organının onayı olmadan azaltma yetkisini kısıtlamayı amaçlayan Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası'nı oylamaya hazırlanıyor.