Rusya: AB ülkelerinin barış çağrıları "ikiyüzlü"

AA
AA
TT

Rusya: AB ülkelerinin barış çağrıları "ikiyüzlü"

AA
AA

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin barış çağrılarının "ikiyüzlü" olduğunu belirtti.
Zaharova, yaptığı yazılı açıklamada, Kiev'de dün düzenlenen Ukrayna-AB Zirvesi'ni değerlendirdi.
Batı'nın Ukrayna'yı savaş konusunda desteklediğine işaret eden Zaharova, "Bu zirve, AB'nin Rusya'yı zayıflatmak ve ABD ile NATO'nun hegemonya emellerine hizmet etmek için Kiev'deki Nazi rejimini pervasızca desteklemeye devam ettiğini bir kez daha doğruladı." ifadesini kullandı.
AB'nin Ukrayna'daki savaş için 12 milyar Avro ayrıldığına dikkati çeken Zaharova, "bunun sivil halkın ölmesine yol açtığını" vurguladı.
Zaharova, şunları kaydetti:
"AB ülkelerinin, çatışmaların devam etmesi için 'ne kadar gerekirse sürsün' mantığıyla yatırım yapmaya hazır olduklarını açıkladıkları zaman barış çağrıları ikiyüzlü oluyor. AB yönetiminin, Rusya ve uluslararası toplumun yana olduğu çok kutuplu dünya düzeninin oluşumuna karşı Ukrayna'da bir cephe oluşturmak için tüm siyasi, mali ve askeri araçları yatırdığı bir kez daha doğrulandı."
Batı'nın bu konudaki girişimlerinin "boş" olduğunu belirten Zaharova, Rusya'nın Ukrayna'da yürüttüğü "özel askeri operasyon" hedeflerinin hayata geçirileceğini ve bunun zirveye katılanları hayal kırıklığına uğratacağını ifade etti.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.