Afrikalılar kara kıtadaki uluslararası rekabetle nasıl yüzleşiyor?

Ülkeler kaynakları tüketmek yerine onlardan faydalanmalı. Rusya, ABD ve Çin arasındaki çatışmanın en belirgin dosyaları bunlar

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Güney Afrikalı mevkidaşı Naledi Pandor ile son Afrika gezisi sırasında / Fotoğraf: AFP
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Güney Afrikalı mevkidaşı Naledi Pandor ile son Afrika gezisi sırasında / Fotoğraf: AFP
TT

Afrikalılar kara kıtadaki uluslararası rekabetle nasıl yüzleşiyor?

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Güney Afrikalı mevkidaşı Naledi Pandor ile son Afrika gezisi sırasında / Fotoğraf: AFP
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Güney Afrikalı mevkidaşı Naledi Pandor ile son Afrika gezisi sırasında / Fotoğraf: AFP

Emani Tavil
Uluslararası sistemin kutuplarından yetkililer bu ay Afrika'ya akın etti.
İçinde bulunduğumuz milenyumdaki en gelişmiş kıta ve en büyük kaynaklar üzerindeki küresel rekabetin boyutunu gözler önüne seren bir sahnede, kıtaya en son gelenlerden biri Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov oldu.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen ziyaretini henüz tamamlamazken, Çin Dışişleri Bakanı Chen Jang ondan önce kıtayı ziyarete gelmişti.
Belki de bu sahne bizi meraklandırıyor;
Her bir taraf hangi platformlardan yola çıkıyor? 
Her biri bu taraflarca ilan edilen stratejilerin hedeflerine nasıl ulaşabilir? 
Kıtanın kendi yetkilileri tarafından ister medyada ister belirli politikalarla dile getirilen mücadelenin durumu konusunda kıtanın konumu nedir?

Çin ekonomisi ve silahlanma
Çin düzeyinde ekonomik platform, Pekin'in kullandığı ve hala kullanmakta olduğu platformların ilkiydi.
Bu platform, ABD'den dört kat daha fazla, Afrika'nın en büyük ikili ticaret ortaklığıdır.
2021 yılında Çin ile Afrika arasındaki ticaret hacmi önceki yıla göre artarak 254 milyar doları buldu.
Buna paralel olarak Çin, 2020 yılı istatistiklerine göre Afrikalılara 36,6 milyar dolardan fazla borç verirken, geçenğustos ayında 17 Afrika ülkesinin borçlarının bir kısmını sildi.
Çin platformlarından ikincisi askeri platform oldu. 2017 yılında Çin, ilk askeri üssünü Afrika kıtasının doğusundaki Cibuti'de tamamlarken şu anda Ekvator Ginesi'nde Atlantik Okyanusu üzerinde bir askeri üssün inşası üzerine çalışıyor.

Rusya yatırım arıyor
Çin, Sahra Altı Afrika'nın Rusya'dan sonra en büyük ikinci silah tedarikçisi konumunda bulunuyor.
Çin bölgeye yapılan silah sevkiyatının yüzde 22'sini karşıladığından, Afrika'daki silahlanma platformu hem Çin hem de Rusya tarafından kullanılıyor.
Kıtadaki Rus askeri satışlarının hacmi şu anda 23 Afrika ülkesinde konuşlanmış olan Rus paralı asker grubu Wagner gibi güvenlik şirketlerinin benzersiz etkinliğine ek olarak, askeri ihtiyaçlarının yüzde 22'sini oluşturuyor.
Fransa'nın hem Mali'den hem de Burkina Faso'dan birliklerini çekmesi Wagner grubunun faaliyetlerinin en önemli yansımasıdır.
Moskova ayrıca madencilik, petrol ve gaz arama alanlarındaki yatırımları da kullanıyor.
Rus jeologları Mısır, Sudan, Gana, Libya, Madagaskar, Orta Afrika ve Mozambik'te faaliyet gösteriyor.

Yüzleşme dosyaları
Stratejik düzeyde, ABD'liler Çin'in Bir Kuşak Bir Yolprojesini uluslararası bir hegemonya olarak görüyor.
Bu nedenle, özellikle kuşağın dördüncü yolu Kızıldeniz'den geçtiği ve denizin Batı Afrika kıyısındaki limanlarını hedef aldığı için iki ülkenin karşı karşıya geldiği platform Afrika'dır.
Bu bağlamda şimdilerde ABD'nin düşüncesi ve yaptıkları, geçen ağustos ayında açıklanan ABD stratejisine ve 2022 yılı sonunda gerçekleştirilen ABD-Afrika zirvesine ek niteliğindedir.
Çin ile Rusya'nın batıyla çatışmasının bölümleri de Çin'in Afrikalılara olan borçları dahil olmak üzere çeşitli platformlardan kaynaklanıyor.
Batılı akademik ve medya çabaları, Çin'in Afrikalılara olan borcunun soyut bir tuzak olduğu fikrini desteklemeye odaklandı.
Bu alandaki belki de en önemli çalışmalardan biri Mart 2021'de "Çin nasıl borç veriyor: 100 Çin sözleşmesinden oluşan bir vaka çalışması" başlığıyla yayımlanan çalışmaydı.
Çalışma, Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) ve Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü (PIIE) tarafından yayımlandı.
Çalışmanın ortaya koyduğu belki de en önemli şey, Çin İhracat ve İthalat Bankası (Çin Exim Bank) tarafından yürütülen ve görünüşe göre şüpheli alacakların tahsili karşılığında borçluların varlıklarına el konulmasını mümkün kılan kredilerin gizliliği ilkesidir.
Ayrıca Çin, dışişleri bakanının son Afrika gezisi sırasında Afrika Birliği (AfB) genel merkezinde sözde "borç tuzağının" Çin ve Afrika'ya dayatılan bir anlatı tuzağı olduğunu söylemesiyle Batı'nın tavrıyla yüzleşti.
Chen Jang, Pekin'in G20 tarafından başlatılan borç servisi ödemelerini askıya alma girişiminde aktif bir ortak olduğunu vurgularken, Çin'in her zaman yardım etmeye kararlı olduğuna dikkat çekti.
Ayrıca Çin, 19 Afrika ülkesiyle borç erteleme konusunda uzlaşmaya vardı ve G20 üyeleri arasında en fazla borç ödemelerini askıya alan ülke oldu.
Telekomünikasyon dosyası, Pekin ve Washington arasındaki çatışmada neredeyse hiç bilinmeyen dosyalardan biri.
Bunun nedeni Huawei şirketinin kuzey yarımkürede yasaklanmasının ardından Afrika'da faaliyet gösteriyor olmasıdır.
Çin merkezli çok uluslu şirket Huawei'nin bileşenleri, 4G ağlarının yaklaşık yüzde 70'ini oluşturuyor ve şu anda Nijerya'da 5G teknolojisi sağlıyor.

Afrika stratejisi yok
Genel olarak, Afrika üzerindeki uluslararası çatışmaya göğüs germek için birleşik bir Afrika stratejisi olduğunu söyleyemeyiz. Kıtadan çıkan her şey birbirinden izole çabalardır.
Ancak seçkinlerin, özellikle de genç seçkinlerin arasında kıtanın kaynaklarına yönelik uluslararası mücadelenin yansımalarına ilişkin farkındalığın önemini inkâr edemeyiz.
Belki de bu, Paris ve Washington'un Afrika'ya yönelik yaklaşımlarının, Fransa'nın yaklaşık iki yıl önce yaptığı gibi, gerek ortak zirvelerde gerekse ayrı konferanslarda şu anda bu iki sektörü hedef aldığını açıklıyor.
Güvenlik düzeyinde, Güney Afrika Devlet Başkanı Jacob Zuma'nın öne sürdüğüne göre, Afrika'nın çok kutuplu bir dünyada küresel güvenlik çabalarına katılma olasılığına ilişkin öneriler mevcut.
Afrika'nın uluslararası çıkarları etkileyen yansımaları olan güvenlik ve sosyal sorunları olduğu gerçeğinden hareketle, kırılgan Afrika sınırlarının durumu ve bunun terörizm, organize suç ve yasa dışı göç olgusunu şiddetlendirmedeki rolü dahil olmak üzere bütün bunlar örnek düzeyindedir ancak bu kadarla sınırlı değildir.
Doğal ve ekonomik kaynaklara gelince, uluslararası mücadele durumunun Afrika'ya yönelik uluslararası mücadelenin kutupları arasındaki mevcut fırsatlar arasında ayrım yapma fırsatları sağladığı inkar edilemez.
Nijer ve Zimbabve'nin ABD'ye lityum pil ham maddesi ihraç etmeyi reddetmeleri ve bu amaçla kendi topraklarında fabrika kurma istekleri konusundaki son durumu belki de bu bağlamda okunabilir.
Kenya'daki parlamenterler ve sivil toplum, Nairobi ile Mombasa arasındaki bir demiryolu için beş milyar dolar değerindeki bir Çin kredi sözleşmesini incelemeyi ve bazı şartlarını reddetmeyi başardı.
Bu düzensiz çabalar, AfB'nin Afrika için uluslararası rekabet durumuna karşı kıta bazında planlar benimseme ve bundan yararlanmaya çalışma ihtiyacını ortadan kaldırmıyor.
Aksine, Afrika ülkelerine imalat sanayilerinde yardımcı olmak için uluslararası tarafların yardımını istemek açısından bu durumla başa çıkmak için uygun ortamı yaratmaya çalışıyor.
Ayrıca Afrika birincil kaynaklarına katma değer sağlayacak ve Afrika kamu bütçelerini destekleyecek şekilde teknoloji transferinin gerçekleştirilmesi, ekonomik etkileşimlerin şeffaflığının sağlanması, parlamento gözetiminin etkinliğinin ve yürütme makamından bağımsızlığının sağlanması ve özellikle Afrika emeğinin Asya'dakilere kıyasla düşük maliyeti ışığında Afrika'ya akan doğrudan yatırım operasyonlarını izleme ortamı sağlanması amaçlanıyor.
Sonuç olarak öyle görünüyor ki, AfB, Afrika araştırma merkezleri ve her yerdeki Afrika seçkinleri, Afrika için uluslararası mücadelenin durumunu incelemeli ve bu durumla yenilikçi araç ve mekanizmalarla başa çıkmaya çalışmalıdır.
Önlerinde ise 19'uncu yüzyılda olduğu gibi Afrikalıların tükenme durumuna alternatif olarak bu kez kaynaklarından yararlanmalarını sağlayan düşünce yöntemleri var.

Independent Türkçe 



İrlanda'daki anne ve bebek tesisinde mezarlık bulundu: "796 ceset olabilir"

İrlanda'nın Tuam bölgesindeki bir anne ve bebek evinde yaklaşık 800 çocuğun öldüğünü keşfeden Catherine Corless tarafından yapılan bir maket (AP)
İrlanda'nın Tuam bölgesindeki bir anne ve bebek evinde yaklaşık 800 çocuğun öldüğünü keşfeden Catherine Corless tarafından yapılan bir maket (AP)
TT

İrlanda'daki anne ve bebek tesisinde mezarlık bulundu: "796 ceset olabilir"

İrlanda'nın Tuam bölgesindeki bir anne ve bebek evinde yaklaşık 800 çocuğun öldüğünü keşfeden Catherine Corless tarafından yapılan bir maket (AP)
İrlanda'nın Tuam bölgesindeki bir anne ve bebek evinde yaklaşık 800 çocuğun öldüğünü keşfeden Catherine Corless tarafından yapılan bir maket (AP)

Maira Butt 

Geçmişte İrlanda'nın Galway Kontluğu'nun Tuam bölgesinde bekar anneler ve çocuklarının kullanımına ayrılmış bir kuruluşta, bir mezara dair kanıtlar bulundu.

Anne ve bebek evi, yerel tarihçi Catherine Corless'in başını çektiği araştırmanın, 796 bebek ve küçük çocuğun defin kaydı olmadan orada öldüğünü ortaya koymasının ardından, 2014'te uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmişti.

Temmuzda tesisteki çalışmalarına başlamasından bu yana dördüncü güncellemesini yapan Tuam Yetkili Müdahale Direktörlüğü (Office of the Director of Authorised Intervention, Tuam/ODAIT), "Bu bölgedeki mezarların varlığı artık doğrulandı" diye yazdı.

1925'ten 1961'e kadar faaliyet gösteren tesisin kenarında "çocuk veya bebek büyüklüğünde mezarlar" bulunduğu yeni güncellemede belirtildi:

Mezarların yerleşimi ve büyüklüğü, tesisin bu bölümünde anne ve bebek kurumunun faaliyet gösterdiği zamandan kalma bir mezarlık bulunduğuna dair tutarlı bir kanıt.

İlk değerlendirmelere göre kazıda 4 grup bebek kalıntısı bulundu ve bunlar hepsi geçen ay keşfedilen tabutlara gömülmüş 7 grup insan kalıntısına eklendi. Adli analiz çalışmaları sürdürülüyor.

ODAIT'in aktardığına göre, tarihi belgeler bir mezarlık olasılığını işaret etse de bunun varlığına dair ilk işaretler zemin veya yüzey seviyesinde görünmüyordu.

2017'de yürütülen resmi bir soruşturmada, tesisin başka bir yerine sadece 100 metre mesafedeki yeraltı odalarında "önemli miktarlarda" insan kalıntısı bulunmuştu.

ODAIT Direktörü Daniel MacSweeney, cesetlerin kimlere ait olduğunun belirlenmesi için en az 160 kişinin DNA örnekleri vermeyi teklif ettiğini RTÉ'ye söyledi:

Deneyimlerimden biliyorum ki bazen kalıntıların keşfi, insanların öne çıkması için bir katalizör görevi görebilir.

Görsel kaldırıldı.Pembe dikdörtgenle çevrilen alan, kazı çalışmalarında mezarlara dair kanıtların bulunduğu çadırı gösteriyor (ODAIT)

2021'de İrlanda lideri Micheal Martin, ülke genelindeki anne ve bebek evlerine yerleştirilen kadın ve çocuklara gösterilen muameleden dolayı devlet adına özür dilemişti.

Bu özür, evlilikdışı hamile kalan anneleri barındıran 18 anne ve bebek evinde 9 binden fazla çocuğun öldüğü sonucuna varılan bir soruşturmanın nihai raporunun ardından gelmişti.

İrlanda parlamentosunda "Orada olmamalıydılar" demişti:

Devlet sizi, bu evlerdeki anneleri ve çocukları hayal kırıklığına uğrattı.

Bu evlerdeki tüm çocukların yüzde 15'inin hastalık ve mide gribi gibi enfeksiyonlardan öldüğü, raporda belirtilmişti. Bu rakam, ülke çapındaki bebek ölüm oranının neredeyse iki katı.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news/uk


UAEA: Çernobil Nükleer Santrali’nin koruyucu kalkanı hasar gördü

Çernobil Nükleer Santrali'ndeki hasarlı dördüncü reaktörü kapatan eski kubbenin üzerindeki Yeni Güvenli Muhafaza (NSC) yapısının genel görünümü (Reuters)
Çernobil Nükleer Santrali'ndeki hasarlı dördüncü reaktörü kapatan eski kubbenin üzerindeki Yeni Güvenli Muhafaza (NSC) yapısının genel görünümü (Reuters)
TT

UAEA: Çernobil Nükleer Santrali’nin koruyucu kalkanı hasar gördü

Çernobil Nükleer Santrali'ndeki hasarlı dördüncü reaktörü kapatan eski kubbenin üzerindeki Yeni Güvenli Muhafaza (NSC) yapısının genel görünümü (Reuters)
Çernobil Nükleer Santrali'ndeki hasarlı dördüncü reaktörü kapatan eski kubbenin üzerindeki Yeni Güvenli Muhafaza (NSC) yapısının genel görünümü (Reuters)

Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) dün yaptığı açıklamada, 1986’daki Çernobil felaketinin ardından radyoaktif maddelerin sızmasını önlemek için inşa edilen Çernobil nükleer santralindeki koruyucu kalkanın artık temel güvenlik işlevini yerine getiremediğini bildirdi. Ajans, bu hasarın bir insansız hava aracı (İHA) saldırısı nedeniyle oluştuğunu ve Ukrayna’nın, sorumluluğun Rusya’da olduğunu öne sürdüğünü belirtti.

UAEA, geçen hafta tamamlanan çelik izolasyon yapısının denetiminde, şubat ayında meydana gelen İHA saldırısının, Ukrayna’daki Rusya kaynaklı çatışmanın başlamasından üç yıl sonra yapıyı olumsuz etkilediğini ortaya koyduğunu duyurdu.

UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi yaptığı açıklamada, “Denetim heyeti, koruma yapısının temel güvenlik işlevlerini, özellikle de radyoaktif maddeyi izole etme kapasitesini kaybettiğini doğruladı. Ancak yapının taşıyıcı sistemleri veya izleme cihazlarında kalıcı bir hasar bulunmadığı sonucuna varıldı” dedi.

Grossi, onarımların yapıldığını, ancak uzun vadeli nükleer güvenliği sağlamak ve daha fazla bozulmayı önlemek için kapsamlı bir restorasyonun gerekli olduğunu vurguladı.

BM, 14 Şubat’ta yayımladığı açıklamada, Ukrayna yetkililerinin, yüksek patlayıcı başlığa sahip bir İHA’nın tesise saldırdığını, yangına yol açtığını ve 1986 felaketinde hasar alan 4 numaralı reaktörü çevreleyen koruyucu kaplamaya zarar verdiğini bildirdiğini aktarmıştı.

Ukrayna yetkilileri, İHA’nın Rusya’ya ait olduğunu belirtirken, Moskova saldırıyı reddetti.

BM, şubat ayında yaptığı açıklamada, radyasyon seviyelerinin normal ve stabil olduğunu, herhangi bir sızıntı rapor edilmediğini bildirdi.

1986’daki Çernobil patlaması, radyasyonun Avrupa’nın dört bir yanına yayılmasına yol açmış ve Sovyet yetkililerini olaya müdahale etmek için büyük sayıda insan ve ekipman seferber etmeye zorlamıştı. Santraldeki son çalışan reaktör ise 2000 yılında kapatılmıştı.

Şarku'l Avsat'ın aldığı bilgiye göre Rusya, Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgalinin ilk haftalarında santrali ve çevresini bir aydan fazla süreyle işgal etmiş; kuvvetleri başlangıçta başkent Kiev’e ilerlemeye çalışmıştı.

UAEA, Ukrayna ile Rusya arasında yaklaşık dört yıldır süren savaşın elektrik trafo merkezlerine verdiği hasarı ülke çapında araştırırken, aynı zamanda bu incelemeyi de gerçekleştirdi.


Avrupa, ABD'nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirme "acelesi" konusunda endişeli

Almanya Başbakanı Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Kanada Başbakanı Carney ile (Reuters)
Almanya Başbakanı Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Kanada Başbakanı Carney ile (Reuters)
TT

Avrupa, ABD'nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirme "acelesi" konusunda endişeli

Almanya Başbakanı Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Kanada Başbakanı Carney ile (Reuters)
Almanya Başbakanı Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Kanada Başbakanı Carney ile (Reuters)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Friedrich Merz, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında gerçekleşen hassas bir telefon görüşmesinin içeriği ortaya çıktı. Bu görüşme, Avrupa'nın Moskova ile barış müzakerelerini yönetme konusundaki yeni Amerikan yaklaşımına ilişkin endişelerinin boyutunu gözler önüne seriyor.

Alman Der Spiegel gazetesinin protokol dışı olarak yayınladığı görüşmeye göre, özellikle Steve Wittkoff ve Jared Kushner'in müttefiklerle önceden koordinasyon sağlamadan Moskova'ya yaptığı ziyaretin ardından ABD'nin gözle görülür ivmesi, Rusya'nın gelecekteki boşlukları istismar etmesini önlemek için herhangi bir sağlam güvenlik taahhüdü oluşturulmadan Ukrayna'yı belirsiz tavizler vermeye itebilecek "aceleci bir anlaşma" korkularını güçlendirdi.

Mertz, Washington'un "oyunları" ve "Washington'un Kiev'e ihanet etme olasılığı" konusunda uyarıda bulunurken, Macron, Kiev'in gerçek bir caydırıcılık sistemi üzerinde anlaşmaya varmadan önce sınır anlaşmalarını kabul etmesi için dolaylı baskıya maruz kalabileceği ihtimaline işaret etti.