Tunus parlamentosunda kadınların temsilindeki düşüşü nasıl okumalıyız?

Gözlemciler, "Eşitlik ilkesinin kaldırılması kadınların şansını azalttı, ancak kadınlar liyakatle meclise girdi ve karar vermede onları daha büyük sorumluluklar bekliyor" diyor

Milletvekili seçimlerinde 34 kadından 25'i, 2019 parlamentosundaki yüzde 23'e kıyasla yüzde 16,2 oranında sandalye kazandı / Fotoğraf: AFP
Milletvekili seçimlerinde 34 kadından 25'i, 2019 parlamentosundaki yüzde 23'e kıyasla yüzde 16,2 oranında sandalye kazandı / Fotoğraf: AFP
TT

Tunus parlamentosunda kadınların temsilindeki düşüşü nasıl okumalıyız?

Milletvekili seçimlerinde 34 kadından 25'i, 2019 parlamentosundaki yüzde 23'e kıyasla yüzde 16,2 oranında sandalye kazandı / Fotoğraf: AFP
Milletvekili seçimlerinde 34 kadından 25'i, 2019 parlamentosundaki yüzde 23'e kıyasla yüzde 16,2 oranında sandalye kazandı / Fotoğraf: AFP

Hüda Trablesi
Tunus'ta birinci ve ikinci turda yapılan milletvekili seçimlerinin sonuçları, parlamentoya 25 kadın ve 129 erkeğin girmesiyle sonuçlandı.
Bu sonuçlar yeni parlamentodaki kadın oranını 2011'den bu yana en düşük oran olan yüzde 16'ya getirdi.
Bu, 25 Temmuz 2022 anayasasında Eşitlik Yasası'nın kaldırılmasını kınayan feminist örgütlerin korkularını doğruladı.
Bu değişiklik, Tunuslu kadınların yeni parlamentodaki temsilini etkiledi, ancak bazı gözlemciler yeni parlamentoda sandalye kazanan kadınların liyakatle yükseldiğine inanıyor.
Parlamentonun yeni yapısına ilişkin rakamlar, 45 yaş altı grubun 73 sandalyesini, yani önceki Meclis'e göre iki kat daha fazla olan koltukların yüzde 47,4'ünü kazandığını gösteriyor.
Ayrıca, 34 kadın adaydan 25'i, 2019 parlamentosundaki yüzde 23'e kıyasla yüzde 16,2 oranında koltuk kazandı.

Kadınların kazanımları
Milletvekili Fatma el-Mesdi, meclisteki kadın mevcudiyetiyle ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Kadınların temsil oranlarının önceki seçimlere göre zayıf olduğu doğrudur, ama kadınlar önceki parlamentodaki gibi formaliteyle atama sistemiyle değil, doğrudan halkın oyuyla, liyakatle yükselmiştir. Kadınların karar almadaki rolüne ilişkin olarak, yetkilerin sınırlı bir şekilde tanımlanmadığını söyleyebilirim. Çünkü başkanlık hükümet sisteminde yetkiler Parlamentodadır. Bize gelince, yetkilerimiz esas olarak yasamadır. 25 kadın milletvekilinin, Tunuslu kadınların haklarının savunulmasının yanı sıra ekonomik alanda, özellikle tarım sektöründe maruz kaldıkları ayrımcılıkla mücadelede temel bir role sahip olacağına ve dolayısıyla yeni cumhuriyetin inşasında önemli bir rol üstleneceğine inanıyorum.”
Ayrıca, "Seçim yasası birçok aday için engel teşkil etmektedir" diyen Mesdi, "Bu yüzden seçim yasasını bir sonraki belediye seçimlerinden önce değiştirmeye çalışacağız. Meclisin önceliklerinden biri de ülke ekonomisini kurtarmak, ek bütçe oluşturmaya çalışmak, yönetimin dijitalleştirilmesi ve atık geri dönüşümü ile ilgili yeni mevzuat geliştirmek ve çevre sorunlarına daha fazla dikkat çekmektir. Yeni meclisin öncelikleri arasında siyasi ve derneksel hayatın örgütlenmesi ve yolsuzlukla mücadele de olacak" diye konuştu.

Erkek egemenliği
Tunus Ulusal Kadınlar Birliği Başkanı Radiya el-Cerbi, Tunuslu kadınların erkek egemen toplumda verdiği siyasi mücadeleyi şöyle aktardı:
“Seçim yasasının kadınların adaylığının önünde gerçek bir engel olduğuna, bunun da kadınların parlamentoya katılımlarını zayıflattığına inanıyorum. Tunuslu kadınların yıllarca uğrunda mücadele ettikleri kazanımlarını gölgede bırakan eşitlik yasasının yeni anayasada kaldırılması Tunuslu kadınların aday olma şanslarını koruyan bir yasadan mahrum kalmasına neden oldu. Tunuslu kadınlar, erkek egemen sistem içerisinde adaylığı motive etmeyen yasalar ve bir sonraki parlamentoya olan güven eksikliği nedeniyle seçimlere katılmadı. Tunus Ulusal Kadınlar Birliği, kadınları siyasi hayata ve seçimlere katılmaya teşvik etmede önemli bir rol oynadı. Tüm zorluklara rağmen geçtiğimiz belediye seçimlerinde 35, mevcut milletvekili seçimlerinde ise 5 sandalye almayı başardık. Tunus'ta artık kadınların karar alma mekanizmalarında söz sahibi olabileceğine dair bir kanı var. Tunus halkı kadınlara olan güveninin çok yüksek olduğunu kanıtlamıştır. Bu nedenle eşitlik yasasının yeniden tesis edilmesi için seçim yasasının gözden geçirilmesi gerekiyor.”

Ayrımcılık
Tunus Halk Hareketi Partisi'nin resmi sözcüsü Muhsin en-Nebti, kadınların siyasete katılımıyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Tunuslu kadınlar ilk kez Parlamento seçimlerinin yüzde 16'sından fazlasını, otoritenin eşitlik yasaları ve diğer yasalar yoluyla temsillerine müdahalesi olmadan kazandılar. Milletvekili seçimlerinde ikinci tura yükselen ve Parlamentoda sandalye kazanan kadınların çoğunluğunun iç ve kırsal kesimden olması gerçeğinin kanıtladığı gibi, Tunus seçkinleri halkın gerisinde kaldığını bir kez daha kanıtladı. Tunus halkının kadınları seçmediği fikri, yalnızca geçimini feminist ve insan hakları meselelerinden sağlayan seçkinlerin kafasında var. Diğer yandan, Seçim yasası başta kadınlar olmak üzere tüm adayların önünde engeldir. Bir sonraki parlamento bu noktaların değiştirilmesi düşünülmelidir. Bu yasalar cinsiyet ayrımcılığının doruk noktasıdır.”
İnsan hakları aktivisti Şefika Nuyira kadınların Parlamentodaki niceliksel azlığıyla ilgili fikirlerini şu şekilde aktardı:
“Meclise giren kadınların sayısı önceki seçimlere göre az da olsa varlıkları daha güçlü olacak ve sözleri duyulacaktır. Daha önceleri taraflar eşitlik dayatmak zorunda kaldıkları için kadınların varlığı sadece bir formalite haline gelmişti. Ama şimdi meclis içindeki rollerinin önemi sayılarından daha önemlidir.”
 
Independent Türkçe



Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Lazkiye'deki iç güvenlik güçleri, Suriye’deki devrimin başlangıcında savunmasız Suriye halkına karşı varil bombalarının kullanılmasını öneren eski rejimin askeri komitesinin üyesi olan Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’yi tutukladı.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), Lazkiye İç Güvenlik Komutanı Albay Abdulaziz el-Ahmed, Haffah bölgesindeki İç Güvenlik Müdürlüğü birimlerinin Terörle Mücadele Şubesi ile iş birliği içinde özel bir güvenlik operasyonu gerçekleştirdiğini söylediğini ve birkaç gün süren dikkatli izleme ve takip sonucunda, Lazkiye kırsalındaki Lukmani köyünden pilot Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’nin tutuklandığını aktardı.

Albay Ahmed, Miyase'nin askeri rütbelerde yükseldiğini, teğmen pilot rütbesiyle mezun olduğunu ve 1982 yılında Hama Askeri Havaalanı’nda çalıştığını belirtti. Suriye devriminin başlangıcında Taftanaz Askeri Havaalanı'ndaki 63. Tugay'ın komutanlığına atanan Miyase, İdlib kırsalındaki Mestuma’daki hava ve kara harekât odalarıyla birlikte hedefleri belirlemekle görevlendirildi, böylece tüm bu noktalar daha sonra helikopterler tarafından hedef alınabilecekti.

Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)

Miyase, ön soruşturmalar sırasında, devrimin başlangıcında varil bombalarının kullanılmasını öneren askeri komitenin üyesi olduğunu itiraf etti. Ayrıca, çeşitli illerde varil bombaları ve deniz mayınlarıyla hedef alınacak yerlerin belirlenmesinden de sorumluydu.

Lazkiye iç güvenlik komutanı, masumların kanıyla lekelenmiş her suçluyu adalete teslim etmek ve yasalar uyarınca hesap vermelerini sağlamak için her türlü çabayı göstereceğine dair taahhüdünü teyit etti.

Bu operasyon, İçişleri Bakanlığı ve ilgili makamların, geçiş dönemi adaletinin uygulanması, mağdurların ve ailelerinin haklarının güvence altına alınması ve hiçbir suçlunun hesap vermekten kaçmaması ilkeleri temelinde, Suriye halkına karşı işlenen suçlara ve ihlallere karışan eski rejimin simalarının peşine düşme ve hesap sorma çabaları çerçevesinde gerçekleşti.


İsrail, Gazze'de yeni bir tampon bölge oluşturmak için harekete geçti

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta enkazın arasında duran bir İsrail askeri, 8 Aralık 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta enkazın arasında duran bir İsrail askeri, 8 Aralık 2025 (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'de yeni bir tampon bölge oluşturmak için harekete geçti

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta enkazın arasında duran bir İsrail askeri, 8 Aralık 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta enkazın arasında duran bir İsrail askeri, 8 Aralık 2025 (Reuters)

İsrail’in Gazze Şeridi’nde sürdürdüğü saha hareketliliği, işgal hattının doğusundaki bölgeler ile Hamas’ın faaliyet gösterdiği alanları ayıran ‘sarı hattın’ batısında, yaklaşık 3 kilometre derinliğinde yeni bir güvenli bölge oluşturma çabası olarak değerlendiriliyor.

Gazze Şeridi’ndeki Filistinli direniş gruplarından saha kaynaklarına göre İsrail, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce sahada yeni fiili durumlar yaratmak için zamanla yarışıyor. Bu kapsamda hedeflenen bölgenin tamamen görünür hâle gelmesini sağlamak amacıyla evlerin yıkıldığı, arazilerin düzleştirildiği bildiriliyor.

Bu gelişmeler, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in geçtiğimiz pazar günü Gazze Şeridi’ndeki birliklerini denetlediği sırada yaptığı açıklamalarla da örtüşüyor. Zamir, söz konusu alana atıfla “Sarı hat yeni bir sınır çizgisi, yerleşimler için ileri savunma hattı ve aynı zamanda bir saldırı hattıdır” ifadesini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın planına göre Gazze Şeridi'nden çekilme aşamalarının haritası (Beyaz Saray)ABD Başkanı Donald Trump'ın planına göre Gazze Şeridi'nden çekilme aşamalarının haritası (Beyaz Saray)

Hamas yöneticilerinden Hüsam Bedran, İsrail Genelkurmay Başkanı’nın açıklamalarının ‘işgalin ateşkes anlaşması hükümlerine uymadığını açık biçimde ortaya koyduğunu’ söyledi. Bedran, ‘Sarı hattın içindeki Filistinlilere ait evlerin yıkılmaya devam etmesinin, anlaşmanın ilk gününden itibaren durması gereken askeri faaliyetlerin sürdürüldüğü anlamına geldiğini’ belirtti.

Bedran dün AFP’ye yaptığı açıklamada, hareketin Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmeden önce İsrail’in ihlalleri durdurmasını şart koştuğunu vurguladı ve arabuluculara İsrail üzerinde baskı kurma çağrısında bulundu.

Selahaddin Caddesi'nin kontrolü

Filistinli gruplardan bir kaynağın Şarku’l Avsat’a aktardığı bilgilere göre, son dönemde farklı bölgelerde gözlenen İsrail faaliyetleri, ‘esas planın 7 Ekim 2023 öncesinde Gazze çevresindeki yerleşimlerin sınırlarından başlayarak ana arter Selahaddin Caddesi’ne kadar uzanan yaklaşık 3 kilometrelik bir şeridi kontrol altına almak olduğunu’ ortaya koyuyor. Kaynak, bu hattın özellikle Han Yunus, Gazze kenti, ayrıca Cibaliye ve Beyt Lahiya’nın karşısındaki bölgeleri kapsadığını belirtti.

Selahaddin Caddesi, kuzeyden güneye tüm Gazze Şeridi boyunca uzanan hayati bir ulaşım yolu. İsrail’in savaş boyunca bu güzergâhı kontrol etme çabası, hattın askerî açıdan taşıdığı kritik önem nedeniyle yoğunlaştı. Operasyonlar sırasında İsrail birlikleri, caddenin çeşitli noktalardan kesilmesini hedefleyen adımlar attı.

Gazze Şeridi'ndeki Selahaddin CaddesiGazze Şeridi'ndeki Selahaddin Caddesi

Kaynak, Gazze Şeridi’nin en güneyindeki Refah ile en kuzeyindeki Beyt Hanun’un tamamen İsrail kontrolünde olduğunu, İsrail güçlerinin buralardan çekilmesi halinde iki kenti de ‘tamamen yıkılmış bir halde’ bırakacağını ve şu anda da geride kalan yapıların sistematik biçimde tahrip edildiğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’a konuşan saha kaynakları ise İsrail’in her gün aralıksız süren kara ilerleyişi, hava ve topçu bombardımanı ile patlatma operasyonları gibi yöntemlerle, sarı hattın yakınlarına dönmeye çalışan sivillere sürekli bir baskı uyguladığını aktardı. Bu saldırıların amacının, bölge halkına buralarda kalamayacaklarını, yaşamlarının sürekli tehlikede olacağını hissettirmek olduğu belirtiliyor. Kaynaklara göre İsrail, sivillerin sarı hattın doğusuna yaklaşmasını engelleyip onları Gazze’nin daha batısındaki bölgelerde tutmayı hedefliyor.

Daha derin tampon bölge

Son savaş öncesinde, Gazze Şeridi ile çevredeki İsrail yerleşimleri arasındaki güvenlik bölgesi, sınır çitinin yaklaşık 300 metre kadar doğusunda yer alıyordu. Bazı noktalarda bu mesafe daha da daralırken, İsrail güçleri olası tehditleri tespit etmek için büyük ölçüde teknolojik sistemlere güveniyordu. Bazı değerlendirmelere göre bu durum, Hamas’ın 7 Ekim’de gerçekleştirdiği ani saldırının başarıya ulaşmasına zemin hazırladı.

Kaynaklara göre İsrail güçleri, Gazze Şeridi içinde güvenlik kontrolünü sağlamlaştırmak amacıyla, teknolojik imkânlardan yararlanarak güvenli bölgeyi genişletebildiğini göstermeye çalışıyor. Bu genişlemenin, ileride yeni ateş açma kuralları belirlemeye ve bölgede hareket eden herhangi bir hedefle anında karşılık verebilmeye olanak sağlayacağı, böylece İsrail çekilse bile sivillerin bu alanlara geri dönüşünün fiilen engelleneceği ifade ediliyor.

Bir başka kaynak ise “İsrail’in bu yeni güvenli bölgeyi uzaktan ateş kontrolüyle yöneteceğini, bölgede pusular kuracak özel birliklerle ani baskınlar düzenleyebileceğini ya da zaman zaman gerçekleştirilen kara sızmalarıyla ilerleyip geri çekilerek sivillere bu bölgelerde hiçbir güvenliklerinin olmadığı mesajını vermeye çalışacağını” söyledi.

Yeni stratejik pozisyonlar

Kaynaklar, İsrail güçlerinin şu anda sarı hattın üzerinde sabit şekilde konuşlanmadığını, sürekli hareket halinde olduklarını aktarıyor. Buna göre birlikler zaman zaman hattın dışına doğru ilerleyerek kontrol alanını genişletiyor, kimi zaman ise daha geriye çekiliyor. Bu hareketlilik kapsamında bazı noktalara patlayıcı yüklü araçlar yerleştirilip uzaktan infilak ettirildiği de belirtiliyor.

Orta Gazze’ye yakın bir bölgede bulunan bir başka kaynak, İsrail güçlerinin bölgenin merkezinde belirli mesafeleri koruduğunu, ‘şu ana kadar bu hat üzerinden büyük bir ilerleme kaydetmediğini’ ifade etti. Kaynak, birliklerin sarı hattaki varlığını değişen yoğunluklarda sürdürdüğünü ve ‘gerektiğinde güçlü ateş desteğini muhafaza edeceğini’ öngördüğünü söyledi.

8 Aralık 2025 tarihinde Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta görüntülenen iki İsrail askeri (Reuters)8 Aralık 2025 tarihinde Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta görüntülenen iki İsrail askeri (Reuters)

Kaynak, İsrail güçlerinin geniş alanları gözetleyebilmek için stratejik ve coğrafi olarak yüksek bölgelerde yeni askeri noktalar kurduğunu belirtti. Buna örnek olarak, Gazze’nin doğusundaki et-Tuffah mahallesine hakim konumda bulunan es-Surani Tepesi’nin, hem bu mahalleyi hem de kuzeydeki Cibaliye çevresini izlemek amacıyla kullanıldığı aktarıldı. Ayrıca Muntar Tepesi’nin de Şucaiyye ve ez-Zeytun mahallelerini kontrol eden bir gözlem noktası olarak değerlendirildiği ifade edildi.

Kaynaklar, İsrail güçlerinin geçtiğimiz pazar günü Han Yunus’un doğusundaki Mean bölgesinde yer alan ez-Zehra Tepesi üzerinde yeni bir stratejik nokta kurduğunu bildirdi. Bu tepenin, kentin büyük bölümünü -batı kesimleri dâhil- görme imkânı sağlaması, İsrail’in şehir üzerindeki güvenlik kontrolünü pekiştirdiğinin bir göstergesi olarak yorumlandı.

Bu yüksek bölgeler, İsrail birliklerine olası hareketlilikleri izleme ve özellikle Selahaddin Caddesi’ne yakın noktalara günlük ateş açma imkânı veriyor. Saha kaynakları, İsrail’in söz konusu caddenin yeni güvenli bölgenin başlangıç noktası haline gelmesini planladığını belirtiyor.

Trump baskı yapıyor

İsrail’in mevcut sarı hattı Gazze’nin yeni sınırı haline getirme çabalarına rağmen, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’ye ilişkin planının ikinci aşamasına geçme konusunda kararlı olduğu belirtildi. İsrail gazetesi Haaretz’e göre bu aşama, İsrail’in olası ikinci bir geri çekilmesini de içerebilir.

Haaretz’in askeri analisti Amos Harel, Trump’ın tarafları bir sonraki aşamaya geçmeye zorlamayı planladığını ve bunun ‘İsrail’in Gazze’den bir adım daha çekilmesini’ kapsayabileceğini ifade etti.

Harel, Trump’ın, İsrail ordusunun sınır hattına daha yakın, daha dar bir bölgede konuşlanmasını öngören bir anlaşmaya doğru baskı yapacağını öngördü. Ancak bunun, Trump’ın ay sonunda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmenin sonuçlarına bağlı olacağını da vurguladı.

 ABD Başkanı Donald Trump, 13 Ekim 2025'te Kudüs'teki Knesset'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldi. (AFP)ABD Başkanı Donald Trump, 13 Ekim 2025'te Kudüs'teki Knesset'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldi. (AFP)

İsrail Kamu Yayın Kurumu KAN kaynaklarına göre, ordu ikinci aşama sırasında da sarı hattın boyunca konuşlanmayı sürdürecek ve tüm Gazze Şeridi üzerinde gözlem ve ateş kontrolü sağlayacak, ancak bölge halkının yönetimiyle ilgilenmeyecek.

Kaynaklar, bu yeni konuşlanmanın İsrail’e sahada üstünlük sağladığını, ancak gıda, su, ilaç ve sağlık hizmetleri gibi sivil yükleri üstlenmek zorunda bırakmadığını belirtiyor. Bir askeri kaynak, bu durumu ‘büyük bir operasyonel başarı’ olarak nitelendirdi.

Ancak ABD ile yapılan görüşmeler ve Tel Aviv’e iletilen yazışmalara göre, Trump’ın bu durumu kabul etmeyeceği, ordudan planı doğrultusunda ikinci bir çekilme gerçekleştirmesini isteyeceği öngörülüyor.

İsrail Kanal 12 televizyonu ise Trump’ın Gazze’deki savaşın sona erdirilmesi planının ikinci aşamasına geçilmesi için baskıyı artırmaya başladığını bildirdi. Kanal, Trump ile görüşecek olan Netanyahu’nun bir sınavla karşı karşıya olduğunu, zira Zamir’in görevini tamamladığını ve güvenlik ihtiyaçlarını sunarak Başbakan’ı Trump karşısında zor durumda bıraktığını aktardı.


İsrail, Gazze'deki tampon bölgeyi genişletmek için acele ediyor

 İsrail ordusunun dün Gazze şehrinde bir evi yıkmasının ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun dün Gazze şehrinde bir evi yıkmasının ardından yükselen dumanlar (AP)
TT

İsrail, Gazze'deki tampon bölgeyi genişletmek için acele ediyor

 İsrail ordusunun dün Gazze şehrinde bir evi yıkmasının ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun dün Gazze şehrinde bir evi yıkmasının ardından yükselen dumanlar (AP)

İsrail, Gazze Şeridi’nde işgal altındaki bölgeler (Sarı Hattın doğusu) ile Hamas'ın faaliyet gösterdiği bölgeleri (Sarı Hattın batısı) birbirinden ayıran Sarı Hattın yaklaşık 3 kilometre batısında yeni bir tampon bölge oluşturmaya çalışıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan silahlı gruplardan saha kaynaklarına göre İsrail'in bu çabaları, ateşkesin ikinci aşamasına geçmeden önce sahadaki yeni durumu istikrara kavuşturmayı amaçlıyor. Bu çabalar, işgalci İsrail güçlerinin tampon bölge için istedikleri yerleri belirlemelerine olanak tanıyan evlerin yıkılması ve arazinin düzleştirilmesini içeriyor.

Sahadaki bu gelişmeler, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in geçtiğimiz pazar günü Gazze Şeridi'ndeki İsrail güçlerini teftiş ederken yaptığı açıklamalarla tutarlıydı. Zamir, Sarı Hattın yeni bir sınır, yerleşim yerleri için ileri bir savunma hattı ve bir saldırı hattı oluşturduğunu söyledi.

Buna karşın Hamas liderlerinden Husam Bedran, Zamir'in açıklamalarının işgalin ateşkes anlaşmasının şartlarına uymadığını açıkça ortaya koyduğunu vurguladı. Bedran dün Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada, Hamas’ın anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmeden önce İsrail'in ateşkese yönelik ihlallerine son verilmesini istediğini belirtti.