Tunus parlamentosunda kadınların temsilindeki düşüşü nasıl okumalıyız?

Gözlemciler, "Eşitlik ilkesinin kaldırılması kadınların şansını azalttı, ancak kadınlar liyakatle meclise girdi ve karar vermede onları daha büyük sorumluluklar bekliyor" diyor

Milletvekili seçimlerinde 34 kadından 25'i, 2019 parlamentosundaki yüzde 23'e kıyasla yüzde 16,2 oranında sandalye kazandı / Fotoğraf: AFP
Milletvekili seçimlerinde 34 kadından 25'i, 2019 parlamentosundaki yüzde 23'e kıyasla yüzde 16,2 oranında sandalye kazandı / Fotoğraf: AFP
TT

Tunus parlamentosunda kadınların temsilindeki düşüşü nasıl okumalıyız?

Milletvekili seçimlerinde 34 kadından 25'i, 2019 parlamentosundaki yüzde 23'e kıyasla yüzde 16,2 oranında sandalye kazandı / Fotoğraf: AFP
Milletvekili seçimlerinde 34 kadından 25'i, 2019 parlamentosundaki yüzde 23'e kıyasla yüzde 16,2 oranında sandalye kazandı / Fotoğraf: AFP

Hüda Trablesi
Tunus'ta birinci ve ikinci turda yapılan milletvekili seçimlerinin sonuçları, parlamentoya 25 kadın ve 129 erkeğin girmesiyle sonuçlandı.
Bu sonuçlar yeni parlamentodaki kadın oranını 2011'den bu yana en düşük oran olan yüzde 16'ya getirdi.
Bu, 25 Temmuz 2022 anayasasında Eşitlik Yasası'nın kaldırılmasını kınayan feminist örgütlerin korkularını doğruladı.
Bu değişiklik, Tunuslu kadınların yeni parlamentodaki temsilini etkiledi, ancak bazı gözlemciler yeni parlamentoda sandalye kazanan kadınların liyakatle yükseldiğine inanıyor.
Parlamentonun yeni yapısına ilişkin rakamlar, 45 yaş altı grubun 73 sandalyesini, yani önceki Meclis'e göre iki kat daha fazla olan koltukların yüzde 47,4'ünü kazandığını gösteriyor.
Ayrıca, 34 kadın adaydan 25'i, 2019 parlamentosundaki yüzde 23'e kıyasla yüzde 16,2 oranında koltuk kazandı.

Kadınların kazanımları
Milletvekili Fatma el-Mesdi, meclisteki kadın mevcudiyetiyle ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Kadınların temsil oranlarının önceki seçimlere göre zayıf olduğu doğrudur, ama kadınlar önceki parlamentodaki gibi formaliteyle atama sistemiyle değil, doğrudan halkın oyuyla, liyakatle yükselmiştir. Kadınların karar almadaki rolüne ilişkin olarak, yetkilerin sınırlı bir şekilde tanımlanmadığını söyleyebilirim. Çünkü başkanlık hükümet sisteminde yetkiler Parlamentodadır. Bize gelince, yetkilerimiz esas olarak yasamadır. 25 kadın milletvekilinin, Tunuslu kadınların haklarının savunulmasının yanı sıra ekonomik alanda, özellikle tarım sektöründe maruz kaldıkları ayrımcılıkla mücadelede temel bir role sahip olacağına ve dolayısıyla yeni cumhuriyetin inşasında önemli bir rol üstleneceğine inanıyorum.”
Ayrıca, "Seçim yasası birçok aday için engel teşkil etmektedir" diyen Mesdi, "Bu yüzden seçim yasasını bir sonraki belediye seçimlerinden önce değiştirmeye çalışacağız. Meclisin önceliklerinden biri de ülke ekonomisini kurtarmak, ek bütçe oluşturmaya çalışmak, yönetimin dijitalleştirilmesi ve atık geri dönüşümü ile ilgili yeni mevzuat geliştirmek ve çevre sorunlarına daha fazla dikkat çekmektir. Yeni meclisin öncelikleri arasında siyasi ve derneksel hayatın örgütlenmesi ve yolsuzlukla mücadele de olacak" diye konuştu.

Erkek egemenliği
Tunus Ulusal Kadınlar Birliği Başkanı Radiya el-Cerbi, Tunuslu kadınların erkek egemen toplumda verdiği siyasi mücadeleyi şöyle aktardı:
“Seçim yasasının kadınların adaylığının önünde gerçek bir engel olduğuna, bunun da kadınların parlamentoya katılımlarını zayıflattığına inanıyorum. Tunuslu kadınların yıllarca uğrunda mücadele ettikleri kazanımlarını gölgede bırakan eşitlik yasasının yeni anayasada kaldırılması Tunuslu kadınların aday olma şanslarını koruyan bir yasadan mahrum kalmasına neden oldu. Tunuslu kadınlar, erkek egemen sistem içerisinde adaylığı motive etmeyen yasalar ve bir sonraki parlamentoya olan güven eksikliği nedeniyle seçimlere katılmadı. Tunus Ulusal Kadınlar Birliği, kadınları siyasi hayata ve seçimlere katılmaya teşvik etmede önemli bir rol oynadı. Tüm zorluklara rağmen geçtiğimiz belediye seçimlerinde 35, mevcut milletvekili seçimlerinde ise 5 sandalye almayı başardık. Tunus'ta artık kadınların karar alma mekanizmalarında söz sahibi olabileceğine dair bir kanı var. Tunus halkı kadınlara olan güveninin çok yüksek olduğunu kanıtlamıştır. Bu nedenle eşitlik yasasının yeniden tesis edilmesi için seçim yasasının gözden geçirilmesi gerekiyor.”

Ayrımcılık
Tunus Halk Hareketi Partisi'nin resmi sözcüsü Muhsin en-Nebti, kadınların siyasete katılımıyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Tunuslu kadınlar ilk kez Parlamento seçimlerinin yüzde 16'sından fazlasını, otoritenin eşitlik yasaları ve diğer yasalar yoluyla temsillerine müdahalesi olmadan kazandılar. Milletvekili seçimlerinde ikinci tura yükselen ve Parlamentoda sandalye kazanan kadınların çoğunluğunun iç ve kırsal kesimden olması gerçeğinin kanıtladığı gibi, Tunus seçkinleri halkın gerisinde kaldığını bir kez daha kanıtladı. Tunus halkının kadınları seçmediği fikri, yalnızca geçimini feminist ve insan hakları meselelerinden sağlayan seçkinlerin kafasında var. Diğer yandan, Seçim yasası başta kadınlar olmak üzere tüm adayların önünde engeldir. Bir sonraki parlamento bu noktaların değiştirilmesi düşünülmelidir. Bu yasalar cinsiyet ayrımcılığının doruk noktasıdır.”
İnsan hakları aktivisti Şefika Nuyira kadınların Parlamentodaki niceliksel azlığıyla ilgili fikirlerini şu şekilde aktardı:
“Meclise giren kadınların sayısı önceki seçimlere göre az da olsa varlıkları daha güçlü olacak ve sözleri duyulacaktır. Daha önceleri taraflar eşitlik dayatmak zorunda kaldıkları için kadınların varlığı sadece bir formalite haline gelmişti. Ama şimdi meclis içindeki rollerinin önemi sayılarından daha önemlidir.”
 
Independent Türkçe



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe