Savaşın ortasında Rus ordusunu yeniden yapılandırma eylemi başarılı olur mu?

Sovyet güçlerinin Stalingrad zaferinin perşembe gününe denk gelen 80’inci yıldönümünde Kızıl Ordu üniforması giymiş askerler (AP)
Sovyet güçlerinin Stalingrad zaferinin perşembe gününe denk gelen 80’inci yıldönümünde Kızıl Ordu üniforması giymiş askerler (AP)
TT

Savaşın ortasında Rus ordusunu yeniden yapılandırma eylemi başarılı olur mu?

Sovyet güçlerinin Stalingrad zaferinin perşembe gününe denk gelen 80’inci yıldönümünde Kızıl Ordu üniforması giymiş askerler (AP)
Sovyet güçlerinin Stalingrad zaferinin perşembe gününe denk gelen 80’inci yıldönümünde Kızıl Ordu üniforması giymiş askerler (AP)

Ukrayna’da savaşan Rus ordusu, topraklarını savunan Ukrayna güçlerinin şiddetli direnişi karşısında bocalarken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Savunma Bakanı Sergey Şoygu geçtiğimiz ay Rus ordusunun, tugay modelinden uzaklaşıp 2008 öncesi benimsenen tümen yapısına dönecek şekilde yeniden yapılandırılacağına dair yeni bir plan ortaya koydu. Planın detayları, Finlandiya ve İsveç’in 2023 yılında NATO’ya katılımı yaklaşırken Rus ordusunun Ukrayna’da ivme kazanma mücadelesi verdiği bir zamanda açıklandı.
Bu ordu reformlarının uygulanması, Sovyet ve Rus ordularının tarihi açısından yeni değilse de yeni yapılandırma girişimleri, Sovyetlerin geniş çaplı savaş tehdidi algısını yakından yansıtarak, NATO karşısında Rus çıkarlarını korumaya hazır yeni bir ordu inşa etmeyi hedefliyor. Özellikle Avrupa ve Avrasya’da olmak üzere ABD deniz piyadeleri açısından dış ilişkiler uzmanı olan araştırmacı Jorge L. Rivero, Amerikan National Interest dergisinde yayınlanan bir raporunda düşüncelerini şu şekilde ifade ediyor: “Rusya’nın önerileri ve genellikle tamamen farklı olan sonuçlarına karşın, Batılı analistler, yakın zamanda bu reformların uygulanabilirliğini ve Doğu Avrupa’daki Rus güçlerinin durumuna nasıl etki edeceğini sorgulayacak.”  Rus silahlı güçleri, bu yeni teşkilâtı donatmak için beşerî sermaye, insan gücü ve eğitim alanında büyük yatırımlar yapmak zorunda kalacak. Ukrayna’daki büyük hasarların ardından bu hedefleri gerçekleştirmek Kremlin açısından zor bir iş. Rus askeri operasyonlarına odaklanan Jorge, Sovyet ve Rus reformlarına ilişkin değerlendirmesinde, Sovyet ve Rus ordularının reform tarihi ile bu reformların amaç ve sonuçlarının kısaca incelenmesinin, olabileceklerin takibi açısından önemli olduğunu belirtiyor ve Stalin döneminin sonlarında Sovyet ordusunun büyük bir kara kuvvetini odak noktası olarak aldığına işaret ediyor.
II. Dünya Savaşının ardından Sovyetler, ikincisine benzer, ancak nükleer silahlarla güçlendirilmiş bir üçüncü dünya savaşı hayal ediyor. Sovyet ordusu 50’li ve 60’lı yıllarda büyük değişimlere sahne oldu; 1968 ila 1987 yılları arasındaki dönemde ise Sovyet kara kuvvetleri 138 tümenden 220 tümene çıkarıldı. Rus Genelkurmay Başkanlığı, 90’lı yıllardaki Çeçen felaketinden sonra görece sınırlı bir çatışmada muzaffer olmak için her askeri bölgeden karışık birlikler oluşturmak zorunda kaldı ve bu, Sovyet geçmişine kıyasla gücünün kötüleştiğinin göstergesi oldu. 1992 yılında Rusya Federasyonu Savunma Bakanlığı, Rusya ekonomisinin çökmesiyle Rus oluşumlarını azaltmaya başladı. Askeri yetkililer ve siyasetçiler, kötüleşen Rus ordusunu yeniden yapılandırmayı hedefleseler de 90’lı yıllar gerçek askeri reformlara değil, asker sayısının azaltılmasına tanık oldu. 1992 ila 2000 yılları arasında Rus kara kuvvetlerinin asker sayısı 1.4 milyondan 348 bine geriledi. 2008 yılında Rus kara kuvvetlerinin Gürcistan'daki zayıf performansından sonra eski Rus Savunma Bakanı Anatoliy Serdyukov, Rus silahlı güçlerinin sayısını büyük oranda düşürmeye, tümen modelinden gene tugay modeline dönmeye ve subay birliği yüzde 57.7 oranında küçüldü. Serdyukov’un “Yeni Görünüm Reformları” adıyla bilinen düzenlemeleri, silahlı kuvvetlerde 278 bin 500 personellik bir küçülme ile sonuçlandı. Rusya’nın Gürcistan’a saldırısı başladığında Rus ordusunun silahlarının yüzde 80’i Sovyet dönemine aitti. Serdyukov’un reformları, Rus silahlanma programına uygun yatırımları temin etmek için ordunun hacmini daraltmayı hedefliyordu.
Jorge raporunda, Alman Haber Ajansı’nın da belirttiği üzere, Rusya’nın Ukrayna’daki özel askeri operasyonunun Kremlin açısından istenen sonuçları vermediğini söyleyerek “Putin’in reformlarına” yöneldi. Beyaz Rusya’dan Kiev’e doğru yoğun bir kuzey saldırısının ardından Rusya, operasyonlarının hedefini mart ayının sonlarında Donbass’a taarruz kaydırdı. Tehdit algısında net bir değişimle ve Rus silahlı güçlerinin genel savaş kabiliyetini genişletmek için Putin, ordu büyüklüğünü yüzde 30 oranında artırma planını açıkladı. Bu plana göre 300 bin sözleşmeli personele ek olarak, Rus ordusunun asker sayısı 1.15 milyondan 1.5 milyona yükseltilecek. Putin’in planı, toplamda kara kuvvetlerinin büyüklüğünü 22 tümen artıracak ve Rus Hava Kuvvetlerine iki yeni tümen ekleyerek hava kuvvetlerini Sovyet dönemindeki boyutuna getirecekti.
Hava Kuvvetleri tümenlerinden biri olan 104. Muhafız Taarruz Hava Tümeni, eski 31. Muhafız Taarruz Hava Tugayı'nın arkasında oluşturulmuş durumda ve yeni tümen şu anda Zaporizhia Oblast'ta faaliyet gösteriyor. Son olarak, mevcut beş Deniz Piyadeleri tugayından, beş Deniz Piyadeleri tümeni oluşturulacak.
Şoygu’ya göre işgal edilen Herson ve Zaporijya topraklarında iki süvari (atlı) piyade tümeni kurulacak. Yeni plan ayrıca, özel askeri operasyondaki başarısızlığında payı olma ihtimali bulunan mevcut Batı askeri bölgesi yerine, NATO’ya karşı Moskova ve Leningrad askeri bölgelerini yeniden inşa ediyor. Şoygu, Finlandiya’nın Rusya ile olan sınırının karşısındaki Karelya’da bir askeri birliğin ve ortak silahlı orduları destekleyecek hava destek tugay ve alaylarının kurulacağını da açıkladı.
Serdyukov’un, Rusya’nın silahlanma yatırımı için asker sayısını azalttığı 2008 yılındaki reformlarının aksine yeni reformlar, aynı zamanda yeni silahlara yatırım yapıp mevcut kuvvetleri yeni teçhizat ve ekiplerle donatırken, asker sayısında da büyük bir artış gösteriyor. Serdyukov’un planı, Avrupa ovasında veya Çin’de geniş çaplı bir savaştan uzak kalarak, dış ve iç tehditlere karşı koymaya muktedir bir Rus ordusu temin etti. Bu oluşumlar iyi bir performans gösterdi ve bu, 2014’te ve Suriye’deki savaş kabiliyetleriyle de doğrulandı.
Jorge raporunu, buna rağmen gerçek tercihin geçen yıl Rusya Ukrayna’yı işgal ettiğinde yapıldığını belirterek bitiriyor. Nitekim Rusya bu adımla, ilk tehdidin terörizmi kendisi için ana tehdit olarak gördüğü sınırlı savaş operasyonlarından, NATO’nun tekrar ana tehlike haline geldiği geniş çaplı bir çekişmeye dönüştüğünü açıkça gösterdi. Bununla birlikte Rusya, Sovyetler Birliği değil. Rus Savunma Bakanlığını bu reformları, en azından Kremlin’in hayal ettiği şekilde başarıyla uygulamasını engelleyen birçok faktör söz konusu. Rusya’nın, bu oluşumları yönetmek için mevcut tüm araçları kullanma yeteneği, muhtemelen yeterli personelin temin edilmesi sonucunu verecektir. Ancak sorun şu ki mevcut ve yeni sistemlerin modernizasyonu ve satın alınmasında zorluklar yaşanacak, bu da teçhizat bakımından NATO güçlerinden daha yetersiz olacak bir ordunun kurulmasına yol açacaktır.



İran 6 bin santrifüj ile gerilimi artırıyor

Atom Enerjisi Kurumu'ndan bir müfettiş, 8 Ağustos'ta Natanz tesisine güvenlik kameraları kurdu (AP)
Atom Enerjisi Kurumu'ndan bir müfettiş, 8 Ağustos'ta Natanz tesisine güvenlik kameraları kurdu (AP)
TT

İran 6 bin santrifüj ile gerilimi artırıyor

Atom Enerjisi Kurumu'ndan bir müfettiş, 8 Ağustos'ta Natanz tesisine güvenlik kameraları kurdu (AP)
Atom Enerjisi Kurumu'ndan bir müfettiş, 8 Ağustos'ta Natanz tesisine güvenlik kameraları kurdu (AP)

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), Tahran'ın "yeni santrifüjler kurmayı planladığını" doğruladı.

AFP’nin haberine göre UAEA bir raporunda, İran'ın farklı seviyelerde uranyumu zenginleştirmek için 6 bin santrifüj kurmayı planladığını ifade etti.

Raporda İran'ın bu makineleri, izin verilen yüzde 3.67'lik oranın biraz üzerinde, yüzde 5'e kadar zenginleştirme oranıyla hizmete sokma niyetini UAEA'ya bildirdiği belirtildi.

Avrupalı ​​diplomatlara göre dün Cenevre'de yapılan Avrupa-İran görüşmelerinde, nükleer müzakereler için bir "yol haritası" belirtilmedi ancak İran'ın Rusya ile askeri ilişkisi ele alındı.

Avrupalı ​​bir diplomat Şarku'l Avsat'a, İranlı ve Avrupalı ​​yetkililer arasında Cenevre'de yapılan görüşmelerin, iki taraf arasındaki "farklılık ölçeğinin" birden fazla düzeyde genişlediğini kanıtladığını söyledi.