Yemen’de 2,4 milyon çocuk eğitim sürecinden mahrum kaldı

Dünya Bankası, Yemen’de binden fazla okula yeniden donanım sağlanmasını finanse ediyor

Sana’nın eteklerindeki bir devlet okulunda ders alan Yemenli kız öğrenciler (EPA)
Sana’nın eteklerindeki bir devlet okulunda ders alan Yemenli kız öğrenciler (EPA)
TT

Yemen’de 2,4 milyon çocuk eğitim sürecinden mahrum kaldı

Sana’nın eteklerindeki bir devlet okulunda ders alan Yemenli kız öğrenciler (EPA)
Sana’nın eteklerindeki bir devlet okulunda ders alan Yemenli kız öğrenciler (EPA)

Dünya Bankası, Yemen’de eğitimi eski haline döndürmek için bir proje başlattı. Proje, öğretmenlere teşvikler vererek, çocuklara yemek sağlayarak, ülkenin çeşitli valiliklerinde binden fazla okula donanım sağlayıp bakımını yaparak çocukların okullarına dönüşlerini kolaylaştırmayı hedefliyor. Dünya Bankası, projesini duyururken Yemen’de okula gitmeyen iki milyondan fazla çocuk olduğunu belirtti.
Banka, yayınladığı raporda, Yemen’de okul çağındaki 2,4 milyondan fazla çocuğun okula gitmediğini, ilkokul çağındaki yaklaşık 8,5 milyon çocuğun insani yardıma ihtiyacı olduğunu ayrıca nüfusun yaklaşık üçte birinin yiyecek ve giyecek yardımına ihtiyacı olduğunu bildirdi. Yemek ve okulla ilgili diğer harcamaların birçok ailenin çocuklarını okula göndermesine engel olduğunu da vurguladı.
Bunun yanı sıra banka tüm eğitim tesislerinin yaklaşık üçte birinin hasar gördüğünü veya yıkıldığını açıkladı. Ayrıca eğitimin çocukların potansiyellerini ortaya çıkarmak ve kendileri ve ülkeleri için daha parlak bir gelecek sağlamak açısından çok önemli olduğunu, ancak çatışmaların ve buna bağlı olarak ortaya çıkan ekonomik gerilemenin yaşandığı ülkelerde okula gitmenin birçok çocuk ve aileleri için günlük bir mücadeleyi teşkil ettiğini belirtti. Ayrıca açlığın doğrudan etkilerinin, eğitim açısından uzun vadeli sonuçları olduğunu vurguladı.
Dünya Bankası Yemen Ofisi Direktörü Tania Meyer, projenin, ülkenin geleceğine bir yatırım olarak eğitim tesislerinin bakımını yaparak, yoksulluk ve çatışma döngüsünü kırmak için bir fırsat olduğundan bahsetti. Proje kapsamında, ülke genelinde bin 100’den fazla okula okul paketi sağlayarak eğitime erişimi ve eğitim koşullarını iyileştirmenin amaçlandığını açıkladı.
Yardım paketi, kayıt, katılım ve öğrenim için gerekli dört temel bileşeni içeriyor. Bunlar, performansa ve eğitme dayalı olarak öğretmen ödemelerden, eğitim materyallerinin ve okul malzemelerinin dağıtımdan, su, sanitasyon ve hijyen dahil olmak üzere okul altyapısının iyileştirilmesinden ve okulda dağıtılacak gıdalardan oluşuyor.
Dünya Bankası’na göre, proje, Uluslararası Kalkınma Birliği ve Küresel Eğitim Ortaklığı tarafından ortaklaşa finanse edilecek. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Dünya Gıda Programı, Çocukları Kurtarın Vakfı tarafından yürütülecek proje, Yemen Eğitim Bakanlığı ile yakın işbirliği içinde ülkenin 7 vilayetinde yaklaşık 600 bin çocuğa ulaşacak.
Rapora göre proje, çok sayıda yerinden edilmiş insanı barındıran bölgeler başta olmak üzere en savunmasız bölgeleri hedefliyor. Okul beslenme programı ile, çocuklara uzun okul günü boyunca ihtiyaçlarını karşılamak için, besin değeri ve vitaminler açısından zengin olan besleyici bir okul atıştırmalığı sunulacak. Sınıfta bir şeyler atıştırma imkanının, çocukları sınıfa geri döndürmek için bir teşvik olacağı düşünülüyor.
Raporda, Yemen’deki çatışmanın yaygın bir huzursuzluk ve yıkıma neden olduğu bu yüzden birçok çocuğun okuldan ayrıldığı belirtiliyor. Eğitimin gerekli olmasına ve gelecek nesilleri, kendileri ve toplulukları için daha iyi yetiştirmek üzere ihtiyaç duyulan bilgi ve becerilerle desteklemenin tek yolu olmasına rağmen söz konusu çatışmalar, pek çok çocuğun ilkokulu basit bir metni bile okuyamayacak durumdayken terk etmesine neden oluyor.
Rapora göre, proje ekibi okul beslenmesinin etkisinin hafife alınamayacağını zira milyonlarca çocuğun yeterince yiyeceği olmadığını, aç çocukların eğitimde mücadele ettiğini ve bunun da onların sağlıklı bir yaşam şansını riske attığını belirtiyor. Ekip, okul beslenme programının çocuklara sınıfta derslere odaklanmaları ve okulda başarılı olmaları için ihtiyaç duydukları kalori ve besinleri verdiğini söylüyor.
Dünya Gıda Programı Yemen Direktörü Richard Ragan, 2020’deki lansmanından bu yana Aden’in gecekondu mahallelerinde 4 bin çocuğa taze yemek ulaştıran ‘Sağlıklı Mutfak Programı’na Dünya Bankası’nın da fon sağladığını söylüyor. Söz konusu programın çocukların okula dönmelerini sağladığını belirten Ragan, savaş birçok aileyi ekonomik olarak etkilemesi sebebiyle, yemek, ulaşım ve kırtasiye masraflarının da yüksek olması sonucunda çocuklarını okula göndermelerini zorlaştırdığından bahsetti.
Bazı aileler, çocuklarını okula gönderme masraflarını karşılayamadıklarını ve bu durumun çocukları evde tutmak zorunda bıraktığını ancak okullara günlük yemek sağlayan Sağlıklı Mutfak Programı’nın, çocuklarının okula geri göndermelerini sağladığını zira söz konusu programdan yararlanan okullara kayıt yaptıran öğrencilere sabah kahvaltı öğlen ise öğle yemeği verildiğini söylüyor.
Çocukları Kurtarın Vakfı daha önce Yemen’deki milyonlarca insanın ve yüksek düzeyde gıda güvensizliğine ve temel hizmetlere erişim eksikliğine yol açan şiddetin, ekonomik krizin ve ciddi finansman kıtlığının yol açtığı karmaşık etkilerinden muzdarip olduğunu bildirmişti.
Vakıf, geçen yıl boyunca insani müdahale planının yarısının finanse edildiğini ve çocuklara yönelik müdahalelerin en az finanse edilen alanlar arasında olduğunu söyledi. Çocukları korumak için talep edilen fonun yalnızca yüzde 6,8’ini alırken, eğitim müdahale planı için gerekli olanın yalnızca yüzde 12,2’sini aldığını belirtti.
1960’lardan bu yana ülkede faaliyet gösteren vakıf, savaş sırasında Taiz’deki okulların ağır hasar gördüğünü belirtti. Ayrıca, sınıf başına düşen öğrenci sayısının 80 ila 90 öğrenci arasında olması sebebiyle aşırı kalabalıktan sıkıntı yaşandığını bildirdi.
Çocukları Kurtarın Vakfı Yemen Sözcüsü Shannon Orcutt, insani müdahale planının yetersiz finanse edilmesinin bu ülkenin çocukları için trajediden başka bir şey olmadığını zira çatışmanın başlamasından bu yana tahminen 4,5 milyon Yemenlinin ülke içinde yerinden edildiğini, kamp koordinasyonu ve kamp yönetimi için ihtiyaç duyulan miktarın yüzde 3'ünden daha azının sağladığını belirtti. Orcutt’a göre, Yemen’de ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin yarısı çocuklar oluşuyor ve söz konusu finansman açığı ciddi sonuçlara yol açıyor.



Fetih'in Filistinli grupların Kahire'de yapılacak toplantısına katılma ihtimali düşük

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nın doğusunda bulunan Cuhr ed-Dik köyünde, yakıt sıkıntısı nedeniyle yemek pişirmek için odun toplayan Filistinli çocuklar (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nın doğusunda bulunan Cuhr ed-Dik köyünde, yakıt sıkıntısı nedeniyle yemek pişirmek için odun toplayan Filistinli çocuklar (AFP)
TT

Fetih'in Filistinli grupların Kahire'de yapılacak toplantısına katılma ihtimali düşük

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nın doğusunda bulunan Cuhr ed-Dik köyünde, yakıt sıkıntısı nedeniyle yemek pişirmek için odun toplayan Filistinli çocuklar (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nın doğusunda bulunan Cuhr ed-Dik köyünde, yakıt sıkıntısı nedeniyle yemek pişirmek için odun toplayan Filistinli çocuklar (AFP)

Filistin Kurtuluş Örgütü'nden (FKÖ) iki kaynak dün Şarku’l Avsat'a, bu hafta Kahire'de bazı Filistinli grupların katılacağı bir toplantı düzenlenmesi için görüşmelerin sürdüğünü, ancak El Fetih'in bu toplantıya katılmayacağını açıkladı. Söz konusu toplantıda, son zamanlarda bu konuyla ilgili yaşanan anlaşmazlıkların ardından Gazze yönetim komitesinin oluşturulması ele alınacak.

Kaynaklardan biri, “İslami Cihad Hareketi, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), Demokratik Reform Akımı ve Demokratik Kurtuluş Cephesi gibi bazı gruplar zaten Kahire'de. Hamas henüz gelmedi” dedi. Kaynak, ‘Kahire'nin toplantıyı organize ettiğini, ancak El Fetih'in katılmak istememesi nedeniyle halen özel istişareler sürdüğü için resmi davetiyelerin gönderilmediğini’ belirtti.

El Fetih'e yakın bir kaynak, herhangi bir diyalogun, daha önce Mısır ve Çin'de olduğu gibi, kapsamlı bir ulusal diyalogun parçası olması gerektiğini söyledi. Kaynak, bazı grupların bir araya gelmesinin ‘ulusal düzeyde bir uzlaşma sağlandığı, bölünmenin sona erdirilebileceği ya da bütüncül bir ulusal strateji hakkında konuşulabileceği anlamına gelmediğini; özellikle de bazı tarafların Gazze Şeridi’ni ayırma girişimleri karşısında bunun mümkün olmadığını’ ifade etti.

Kaynak, tüm tarafların katılacağı kapsamlı bir ulusal toplantının ‘Filistinliler için önemli meseleleri koruyan bir stratejinin uygulanması için önemli’ olduğunu belirtti ve bu toplantının yakın gelecekte yapılmasını beklediğini söyledi.

fvgyh
Mısır Kızılayı, Filistinlilere 300 binden fazla gıda paketi taşıyan 64. Zadu’l İzze konvoyunu yola çıkardı. (Mısır Kızılayı)

Filistinli gruplar, 24 Ekim’de Kahire’de düzenlenen (ve El Fetih’in katılmadığı) bir toplantıda, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını destekleme ve sürdürme, Gazze Şeridi’nin yönetimini, bölgeden bağımsız kişilerden oluşacak geçici bir Filistinli komiteye devretme, bölgenin yeniden inşasının finansmanı ve uygulanmasını denetleyecek uluslararası bir komite kurulması ve Filistin siyasi sisteminin birliği ile ulusal bağımsız kararın korunması konularında mutabakata vardılar.

Fraksiyonlar, ‘ulusal bir strateji üzerinde anlaşmak için tüm Filistinli güçlerin ve fraksiyonların acil bir toplantı yapmasını’ talep etti.

Toplantının ardından Gazze Şeridi'ni yönetmesi gereken komitenin başkanlığı konusunda anlaşmazlıklar ortaya çıktı. İsrail medyası, grupların idari komitenin başkanlığına Emced eş-Şava'yı atama konusunda anlaştığını sızdırdı.

El Fetih Sözcüsü Abdulfettah Duvla, birkaç gün önce Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, hareketinin ‘Gazze Şeridi'nden profesyonel isimlerden oluşacak Gazze İdari Komitesi için önerilen hiçbir ismin önünde engel oluşturmayacağını’ söyledi.

Duvla, bu isimlerle ilgili ayrıntı vermekten kaçındı. Ancak hareket içinde yetkili bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Filistin Sağlık Bakanı Dr. Macid Ebu Ramazan, hâlâ Gazze İdari Komitesi başkanlığı için aday gösterilen isimler arasında yer alıyor. Kendisi, Filistin hükümetinde bakan olmasının yanı sıra Gazze Şeridi’nden gelen, yüksek yetkinliğe ve sahada geniş deneyime sahip ulusal bir şahsiyet olarak bu sorumluluğu üstlenmeye liyakatlidir.”

dcfrgt
Gazze şehrinde İsrailli rehine cesetlerinin arandığı bir bölgenin yakınında yürüyen Filistinliler, 3 Kasım 2025 (AFP)

Hamas liderlerinden Tahir en-Nunu, geçtiğimiz hafta Doha'da verdiği bir röportajda, hareketin Gazze İdari Komitesi’ne katılmak üzere 45 bağımsız teknokratın ismini önerdiğini doğruladı. En-Nunu, önerilen isimlerin hiçbir siyasi bağlantısı olmadığını ve 24 Ekim'de Kahire'de yapılan toplantıda tüm Filistinli gruplar tarafından kabul edildiğini belirtti.

En-Nunu, Hamas'ın, El Fetih'in ‘Gazze İdari Komitesi başkanlığının Filistin Yönetimi'nden bir bakan tarafından üstlenilmesi’ yönündeki önerisini kabul ettiğini açıkladı. En-Nunu, isimlerin Mısır liderliği ile görüşüldüğünü ve Kahire'nin komite üyelerini seçeceğini, komitenin Hamas veya başka herhangi bir tarafın müdahalesi olmadan Gazze Şeridi'nin güvenlik dahil tüm idaresine ilişkin çalışmalarına derhal başlayacağını ifade etti.

Washington Post gazetesi pazar günü, Arap ve Filistinli yetkililerin, Hamas liderliğindeki sekiz Filistinli grubun bu hafta Kahire'de yapılacak toplantıda Gazze Şeridi'nin geçiş yönetiminin temel unsurları üzerinde anlaşmaya varmak için çalışacaklarını söylediğini bildirdi.

Görüşmelere aşina olan yetkililere göre, grupların Gazze Şeridi'ni yönetmek üzere önerilen teknokratik komitenin başına kimin geçeceği ve mevcut ateşkesin devam etmesi halinde bu fiili hükümetin Filistin Yönetimi çatısı altında çalışıp çalışmayacağı konularını tartışması bekleniyor.

Washington Post, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati'nin, hedefin tamamen Gazze'den teknokratlardan oluşan bir idari komite kurmak olduğunu söylediğini aktardı.


Washington, Gazze'ye iki yıl süreyle uluslararası güç konuşlandırılması için BM Güvenlik Konseyi'ne karar taslağı sundu

Arama kurtarma ekipleri Gazze Şeridi'nin doğusundaki enkaz yığınları arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken yakınlarında nöbet tutan bir Kassam Tugayları üyesi (EPA)
Arama kurtarma ekipleri Gazze Şeridi'nin doğusundaki enkaz yığınları arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken yakınlarında nöbet tutan bir Kassam Tugayları üyesi (EPA)
TT

Washington, Gazze'ye iki yıl süreyle uluslararası güç konuşlandırılması için BM Güvenlik Konseyi'ne karar taslağı sundu

Arama kurtarma ekipleri Gazze Şeridi'nin doğusundaki enkaz yığınları arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken yakınlarında nöbet tutan bir Kassam Tugayları üyesi (EPA)
Arama kurtarma ekipleri Gazze Şeridi'nin doğusundaki enkaz yığınları arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken yakınlarında nöbet tutan bir Kassam Tugayları üyesi (EPA)

ABD dün, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin bir dizi üyesine, Gazze Şeridi'nde en az iki yıl süreyle uluslararası güç oluşturulmasına yönelik bir karar taslağı gönderdi.

Şarku’l Avsat’ın Axios internet sitesinden aktardığına göre karar taslağı, ABD ve diğer katılımcı ülkelere 2027 sonuna kadar Gazze Şeridi'ni yönetme ve güvenliği sağlama konusunda geniş yetkiler verecek ve bu sürenin daha sonra uzatılması da mümkün olacak.

Axios'a konuşan bir ABD yetkilisine göre karar taslağı, ocak ayına kadar Gazze Şeridi'ne ilk birliklerin konuşlandırılması amacıyla önümüzdeki günlerde BM Güvenlik Konseyi üyeleri arasında yapılacak müzakerelerin temelini oluşturacak.

ABD yetkilisi, uluslararası güvenlik gücünün ‘barış gücü değil, yaptırım gücü’ olacağını doğruladı.

Güç, katılımcı ülkelerden askerleri içerecek ve ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceğini açıkladığı barış konseyi ile istişare edilerek oluşturulacak.

Karar taslağı ayrıca, barış konseyinin en azından 2027 sonuna kadar görevde kalmasını öngörüyor.

Taslağa göre, uluslararası güvenlik gücü Gazze'nin İsrail ve Mısır sınırlarının güvenliğini sağlamak, sivilleri ve insani yardım koridorlarını korumak ve bu göreve katılacak yeni bir Filistin polis gücünü eğitmekle görevlendirilecek.

Taslakta ayrıca uluslararası gücün, Gazze’de güvenlik ortamının istikrarına katkıda bulunacağı; Gazze Şeridi’nde silahsızlandırma sürecini garanti altına alarak, askeri, terörist ve taarruz amaçlı altyapıların tahrip edilmesi ve bunların yeniden inşasının engellenmesi ile birlikte devlet dışı silahlı grupların silahlarının kalıcı olarak toplanması da dâhil olmak üzere rol oynayacağı belirtiliyor.

Karar taslağı ayrıca, uluslararası gücün ‘İsrail'in Gazze'nin diğer bölgelerinden kademeli olarak çekileceği ve Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'ni uzun vadede kontrol etmesini sağlayacak reformları gerçekleştireceği bir geçiş döneminde Gazze Şeridi'nde güvenliği sağlamayı amaçladığını’ belirtiyor.

Karar taslağı, gücün kurulması ve faaliyetlerinin ‘Mısır ve İsrail ile yakın istişare ve iş birliği içinde’ yürütüleceğini ve gücün ‘uluslararası hukuk, uluslararası insani hukuk dahil olmak üzere, görevlerini yerine getirmek için gerekli tüm önlemleri alma’ yetkisine sahip olacağını vurguluyor.

Taslak, ‘geçici yönetim organı’ sıfatıyla barış konseyinin, Gazze Şeridi’nin yeniden inşası için öncelikleri belirlemesine ve finansman toplamasına imkân tanınmasını da öngörüyor. Bu düzenleme, Filistin Yönetimi’nin reform programını başarıyla tamamlamasının ardından, barış konseyinin onayına tabi olacak şekilde planlanıyor.

Buna ek olarak barış konseyi, Gazze Şeridi'ndeki kamu hizmetleri ve idarenin günlük faaliyetlerini yönetmekten sorumlu olacak, yetkin Filistinlilerden oluşan, siyasi olmayan bir Filistin teknokratik komitesini denetleyecek ve destekleyecek.

ABD yetkilisi, barış konseyinin teknokratik komite kurulmadan önce çalışmalarına başlamasını beklediğini söyledi.

Taslakta ayrıca, BM, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ve Kızılay dahil olmak üzere barış konseyi ile çalışan kuruluşların yardımların ulaştırılmasından sorumlu olacağı belirtiliyor. Yardımları kötüye kullanan kuruluşlar ise yasaklanacak.


Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
TT

Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)

İsrail ordusunun pazartesi günü Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kırsalındaki el-Acref, el-Meşirfe ve Ummu Batina köylerine girerek, bazı evlerin etrafını sarıp arama yaptığı rapor edildi.

Suriye resmi haber ajansı SANA'nın haberine göre İşgalci İsrail ordusunun dört askeri araç ve iki tanktan oluşan bir devriyesi Adnaniya kontrol noktasından yola çıkarak el--Meşirfe köyünden el-Acref köyüne doğru ilerledi ve el-Meşirfa'da durarak bazı evleri aradı.

SANA, yedi askeri araç ve iki tanktan oluşan başka bir İsrail devriyesinin Ummu Batina köyünü bastığını ve köyün batısındaki bir evi kuşattığını bildirdi. Ancak bu eylemin nedenleri veya amaçları hakkında herhangi bir bilgi vermedi.

İsrail, Suriye’de geçtiğimiz aralık ayında Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra Suriye ordusunun askeri tesislerini yok etmek ve altyapılarının yeniden inşa edilmesini önlemek amacıyla bu tesisleri hedef almıştı. Ayrıca Şam, Kuneytra ve Deraa çevresindeki kırsal bölgelere kara harekâtları düzenleyerek Suriye ile İsrail arasındaki sınırdaki tampon bölgeyi kontrolü altına aldı. Daha sonra sınır bölgelerinde baskınlar düzenleyerek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.