İsrail’den Batı Şeria’da Cihad Hareketi’ne gözaltı furyası

Hareket’in Kahire’yi ziyaret etmesiyle eş zamanlı… ABD, Ramazan’da tansiyonun yükselmesinden endişeli

Geçen Perşembe günü İsrail'in bombaladığı Gazze. (Reuters)
Geçen Perşembe günü İsrail'in bombaladığı Gazze. (Reuters)
TT

İsrail’den Batı Şeria’da Cihad Hareketi’ne gözaltı furyası

Geçen Perşembe günü İsrail'in bombaladığı Gazze. (Reuters)
Geçen Perşembe günü İsrail'in bombaladığı Gazze. (Reuters)

Filistin İslami Cihad Hareketi Genel Sekreteri Ziyad en-Nehhale başkanlığındaki bir heyet, Batı Şeria'da ‘sükuneti’ sağlamak için Kahire'de Mısırlı yetkililerle yoğun diyaloglar yürütürken, İsrail, Batı Şeria'da İslami Cihad Hareketi'nin liderleri ve kadrolarını hedef alan büyük bir gözaltı furyası başlattı.
İsrail ordusu, Batı Şeria'nın farklı yerlerinde bir grup Hareket yetkilisini gözaltına aldı. Bunların başında Cenin kentinin Arraba kasabasından Hareket’in önde gelen liderlerinden Hıdır Adnan geliyor. Adnan, daha önce birkaç kez tutuklanmış ve çok sayıda açlık grevi yapmıştı. Adnan’ın yanı sıra Kuzey Batı Şeria ve Ramallah'ta da gözaltına alınanlar var.
İsrail ordusu, güçlerinin Batı Şeria'da yapılan gece baskınlarında arananlar listesinde yer alan 7 Filistinliyi gözaltına aldıklarını ve üzerlerine ateş açıldığını belirtti. Gözaltılar, Batı Şeria'da gerilim devam ederken pazar sabahı erken saatlerde gerçekleştirildi.
İslami Cihad Hareketi, liderlerinin Cenin'de hedef alınması ve gözaltına alınması konusunda “Halkımızın Kudüs ve işgal altındaki Batı Şeria'da ayaklanmasının büyümesi sonucu faşist işgal hükümeti üzerindeki kafa karışıklığının ve baskının boyutunu yansıtmaktadır” değerlendirmesinde bulundu. Hareket ‘çılgın işgal saldırısının, ayaklanmanın parıltısını ve direniş ateşini söndüremeyeceğini’ vurguladı.
Cihad Hareketi’nin İsrail tarafından hedef alınması ve gerilimin tırmanma tehdidi, Batı Şeria'da tansiyonun yüksek olduğu bir dönemde geldi. İsrail, geçtiğimiz perşembe günü Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin Mülteci Kampı’na düzenlediği bir saldırıda 10 Filistinliyi öldürmüştü. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, buna güvenlik koordinasyonunu askıya alarak karşılık vermişti. Olaydan bir gün sonra Kudüs'te bir Filistinlinin gerçekleştirdiği silahlı saldırı ile 7 İsrailliyi öldürdü.
ABD ve Mısır, tansiyonun düşürülmesi ve güvenlik koordinasyonunun yeniden başlatılması için baskı yapmaya çalıştı. Washington, Filistin özel kuvvetlerinin Batı Şeria'nın kuzeyindeki bölgeleri kontrol etmesi için eğitilmesine dayalı bir güvenlik planı önerdi, ancak Filistin Devlet Başkanı bunu reddetti. ABD ve diğer arabulucular, Ramazan ayının gelmesiyle gerilimin tehlikeli bir boyuta yükselmesinden korkuyorlar.
ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, üst üste ikinci yıldır Ramazan ayını İsraillilerle Filistinliler arasında yeni şiddet olaylarının yaşanması için potansiyel bir faktör olarak değerlendiriyor. Üst düzey ABD'li yetkililer, bu hassas ayın daha fazla kan dökülmesine tanık olmamasını sağlamak amacıyla son iki hafta boyunca bölgeye yaptıkları ziyaretleri, İsrail'i önümüzdeki haftalarda proaktif adımlar atmaya çağırmak için kullandılar. Ramazan ayının 22 Mart gibi başlaması bekleniyor.
Biden’ın kıdemli danışmanları, bu konunun ABD'yi endişelendirdiğini, İsrailli mevkidaşlarına meseleyi nasıl halletmeyi planladıklarını sorduklarını ve büyük ölçüde İsrail'in Tapınak Dağı'ndaki (Mescid-i Aksa) statükoya bağlı kalmasını sağlamaya odaklandıklarını kaydettiler.
Bu nedenle salı günü Blinken'in Ortadoğu bölgesinden ayrılmasının ardından, gerginliği azaltmak için önümüzdeki haftalarda uygulanabilecek bir dizi adımı belirlemek amacıyla taraflarla görüşmek üzere ABD yönetiminin İsrail-Filistin Özel Temsilcisi Hadi Amr ve ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Barbara Leaf bölgede kaldı. Öte yandan Mısır, İsrail ile “Cihad” ve “Hamas” görüşmelerine başladı.
İslami Cihad Hareketi heyetinin başındaki Nehhale, cumartesi günü Mısır İstihbarat Başkanı Tümgeneral Abbas Kamil ile bir araya gelmişti. İkili, İsrail'in Batı Şeria'da gerilimi tırmandırmasını ve Cihad Hareketi liderleri ve unsurlarının hedef alınmasını ele almışlardı.
Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, İslami Cihad Hareketi’nin Batı Şeria’da üyelerinin öldürülmesine ve tutuklanmasına öfkelendiğini ve Batı Şeria'daki altyapısını hedef alan yoğun bir saldırı olduğunu düşündüğünü söylediler. Kaynaklara göre Nehhale Tümgeneral Kamil’e, İsrail her gün kadrolarını öldürmeye ve tutuklamaya devam ederken, Cihad Hareketi’nin Gazze'de kendini dizginlemeye devam edemeyeceğini, önceki ve son savaştaki vaatlerini bozan İsrail'in hiçbir sözüne güvenmediğini söyledi.
Mısır, İsrail'in Filistin bölgelerine yönelik baskınlarını azaltmak da dahil olmak üzere Batı Şeria'daki durumu yatıştırmak için diğer taraflarla birlikte çalışırken Kamil, itidalli olunması gerektiğine vurgu yaptı ve sükunetin sağlanmasını başarmak için zaman istedi.
Cihad Hareketi, iki tarafın Cenin başta olmak üzere Batı Şeria ve Gazze'deki son gelişmeleri, genel olarak siyasi durumu ve özel olarak iç durumu, ikili ilişkileri, Mısır'ın Filistin halkının acılarını hafifletme çabalarını ve Filistin birliğini yeniden sağlama yollarını ele aldığını söyledi.
Aynı konuların, pazartesi akşamı Mısır'ın başkenti Kahire'ye gidecek Hamas Hareketi Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye başkanlığındaki Hamas heyeti ile de görüşülmesi bekleniyor. Kahire'nin diğer gruplara davetiye gönderip göndermeyeceği bilinmiyor. Ancak Kahire, Mısır'da ikili görüşmelerde bulunabilecek Hamas ve İslami Cihad'ı, İsrail ile Batı Şeria'da sükunetin yeniden sağlanmasına ve Filistin Yönetimi ile ilişkilerin yeniden başlamasına izin veren bir anlaşmaya varılana kadar Batı Şeria'daki gerilimi azaltmaya ve Gazze'yi yeni bir çatışmaya sürüklemekten kaçınmaya ikna etmeye odaklanıyor.



Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
TT

Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)

26 yıldır tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan, Ankara’yı, Kürtlerin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Şam arasında bir anlaşma sağlanmasına aracılık etmeye çağırdı. Bu çağrı bugün, Kürt yanlısı Türkiye’deki Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından iletildi.

Öcalan, 30 Aralık tarihli yazılı mesajında, “Türkiye’nin bu süreçte kolaylaştırıcı ve yapıcı bir rol oynaması, süreci diyalog odaklı yürütmesi çok önemlidir. Bu, bölgesel barış ve kendi iç barışını güçlendirmek için hayati bir gerekliliktir” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta Ankara ve Şam, SDG’yi 10 Mart’ta imzalanan Suriye ordusuna entegrasyon anlaşmasını uygulamakta gecikmekle suçladı ve Suriye’nin birliği ile istikrarına yönelik herhangi bir girişimi reddettiklerini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye medyasından aktardığına göre SDG, ateşkes anlaşmasını ihlal ederek Halep’in kuzeyinde iç güvenlik noktalarına saldırdı.

Dün gelen haberlere göre, Halep’te eş-Şeyhan kavşağındaki İç Güvenlik Kuvvetleri (Asayiş) ve SDG’ye bağlı güvenlik güçlerinin ortak kontrol noktasına Suriye Savunma Bakanlığı’na bağlı birimler tarafından silahlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda iki Asayiş mensubu yaralanırken, güvenlik birimleri saldırıya karşılık verdi ve bölge çevresinde güvenlik önlemleri artırıldı.


Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti

Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
TT

Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti

Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)

Suriye haber ajansı SANA'nın haberine göre, Lazkiye vilayetindeki iç güvenlik güçleri bugün şehirde saat 17:00'den yarın sabah 06:00'ya kadar gece sokağa çıkma yasağı ilan etti.

İç Güvenlik Komutanlığı yaptığı açıklamada, sokağa çıkma yasağının acil durumları, sağlık personelini, ambulans ve itfaiye ekiplerini kapsamadığını belirtti.


İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı ‘yerinden edilme’ ve ‘askeri üsler’ korkularını körüklüyor

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
TT

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı ‘yerinden edilme’ ve ‘askeri üsler’ korkularını körüklüyor

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)

İsrail'in Somaliland'ı ‘bağımsız devlet’ olarak tanıma kararı, Filistinlilerin bu ayrılıkçı bölgeye yerleştirileceğine ve İsrail'in Kızıldeniz kıyılarını gören bölgede askeri üsler kuracağına dair endişeleri artırdı.

Somali Başbakanı Hamza Abdi Barre, ‘İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Somaliland'daki planının Afrika Boynuzu'nda gerilimi artıracağı’ uyarısında bulundu. Barre, bu hamlenin ‘Sudan, Somali ve diğer ülkeler dahil olmak üzere bölge için ciddi sonuçlar doğuracağını’ söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, cuma günü, Somaliland'ı ‘bağımsız egemen bir devlet’ olarak tanıdığını duyurdu. Böylece Somali içindeki ‘ayrılıkçı bölge’ ilk kez tanındı. Somaliland Cumhurbaşkanı Abdurrahman Muhammed Abdullahi Arawa, bu hamleyi ‘tarihi bir an’ olarak nitelendirdi.

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı, Arap, İslam ve Afrika ülkeleri tarafından kınandı. Arap ve İslam ülkeleri, Arap Birliği (AL), Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ve Afrika Birliği Komisyonu, İsrail'in bu adımını tamamen reddettiklerini belirten açıklamalar yayınladı. Somali Başbakanı Barre, İsrail’in tanıma kararını Gazze Şeridi'nden Filistinlilerin yerinden edilmesiyle ilişkilendirdi. Barre, pazar günü Al-Qahera News'e verdiği röportajda “Tüm işaretler Netanyahu'nun Gazzelileri Somaliland'a yerleştirmeyi planladığını teyit ediyor” dedi. Somalili yetkili, ‘ülkesinin bunu kabul etmeyeceğini’ vurgularken, Filistin halkının kendi topraklarında yaşama ve kendi bağımsız devletine sahip olma hakkı olduğunu belirtti.

İsrail'in Somaliland’ı tanımasının Netanyahu’nun ‘Büyük İsrail’ adlı planının bir parçası olduğuna inanan Barre, İsrail'in, Somali'nin kuzeyindeki varlığının Kızıldeniz ve Babu’l-Mendeb Boğazı'nı kontrol etmesine ve bölgede askeri üsler kurmasına olanak sağlayacağını düşünerek, mevcut siyasi ve bölgesel koşulları istismar etmeye çalıştığını belirtti.

Somali hükümeti tarafından cuma günü yapılan açıklamada ‘Filistin’in işgalinin ve Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini kategorik olarak reddedildiği’ belirtilerek, ‘Somali’nin Filistin halkının vatansız bırakılmasını asla kabul etmeyeceği’ vurgulandı.

Açıklamada ayrıca, Somali'yi vekalet savaşlarına sürükleyecek veya bölgesel ve uluslararası düşmanlıkları ülkeye taşıyacak herhangi bir yabancı askeri üs veya düzenlemenin kurulmasına izin verilmeyeceğinin altı çizildi.

İsrail'in hamlesinin ardından cuma günü Somali hükümetinin toplantısı (SONNA)İsrail'in hamlesinin ardından cuma günü Somali hükümetinin toplantısı (SONNA)

Somaliland bölgesinden araştırmacı ve siyasi analist Numan Hasan, ‘Somaliland hükümetinin Filistinlilerin kendi topraklarına yerleştirilmesini kabul etmeyeceğini’ düşünüyor. Somalilandlı yetkililer, bölgenin, bağımsız devlet olarak tanınması için herhangi bir siyasi çözümü engelleyeceğini düşünen Hasan, Filistinlilerin yerinden edilmeyi reddettiklerini açıkça ifade ettiklerini ve halkın da aynı fikirde olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hasan, Somaliland hükümetinin, komşu ülkelere zarar vermemeleri koşuluyla, bölgede İsrail askeri üslerinin kurulmasına itiraz etmeyeceğini düşündüğünü, özellikle Arap ve İslam dünyasının İsrail'in tanınmasını reddetmesi gibi son gelişmeler çerçevesinde bölgenin herhangi bir dış müdahaleye hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

Numan Hasan'a göre bağımsızlığın tanınması Somaliland hükümetinin birincil hedefi olmaya devam ediyor. Hasan, bu adımın başka hiçbir ülkenin çıkarlarına zarar vermeyeceğini düşündüğünü belirtti.

Öte yandan Somalili siyasi analist Hasan Muhammed Hac, İsrail'in tanınmasının, kalkınma veya güvenlik bölgeleri ve egemen tesislerin kurulması bahanesiyle yerel halkın veya Filistinlilerin bölgeye yerleştirilmesine kapı açarak, bölgenin demografik yapısı üzerindeki etkisine ilişkin endişeleri artırdığını değerlendiriyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hac, bu tanıma kararının Kızıldeniz kıyısında ve Babu’l-Mendeb bölgesinde İsrail’in askeri üsleri veya istihbarat tesislerinin kurulmasına kapı açacağına dair endişelerin arttığını belirtti.

Bunun, bölgeyi uluslararası çatışmaların merkezine yerleştireceğini ve Somali'nin iç meselesinden bölgesel ve uluslararası rekabetin sahnesine dönüştüreceğini söyleyen Hac, bu senaryoların (yerinden edilme ve militarizasyon) risklerinin daha geniş bölgeye ve Afrika'ya yayılacağını, kabile gerilimlerini körükleyeceğini ve kapsamlı siyasi çözümlerin şansını zayıflatacağını kaydetti.

Mısır Dışişleri Konseyi üyesi ve Yüksek ve Stratejik Araştırmalar Askeri Akademisi danışmanı Tümgeneral Adil el-Umde, Somali'de yaşananların, ayrılmayı teşvik eden hareketler arasında olumsuz algıları güçlendirerek Afrika devletleri arasındaki parçalanma ve bölünmeyi daha da şiddetlendirdiğini düşünüyor. Somali'nin bölünmesinin bölgesel ve uluslararası istikrarı etkileyeceğini, çünkü bu bölgenin dünyadaki çoğu ülkenin stratejik çıkarlarıyla bağlantılı olduğunu söyledi.

Umde, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “İsrail'in Somaliland'ı tanıyarak bölgedeki çatışmada yeni bir cephe açmak ve uluslararası toplumun dikkatini Gazze Şeridi'nden başka yöne çekmek istediğini” düşündüğünü belirtti. Ayrıca, “Somali'nin birliğini ve egemenliğini korumak, Kızıldeniz bölgesinde Arap ve Mısır'ın ulusal güvenliğini korumak anlamına gelir” ifadesini kullandı.

Somali Başbakanı Barre'ye göre ülkesi, İsrail'in hamlelerine karşı egemenliği için bölgesel ve küresel destek bekliyor. Barre, yaptığı açıklamalarda, ülkesinin Netanyahu'nun kararına karşı diplomatik kanalları bir seçenek olarak kullandığını, ayrıca ülkesinin birliğini savunmak için yasal önlemler aldığını açıkladı. Barre, "anayasanın (Somaliland'ın) bunu yapmasına izin vermediğini" kaydetti.

Somaliland, 1991 yılından bu yana Somali Federal Cumhuriyeti'nden tek taraflı olarak ayrıldığını ilan etti, ancak şimdiye kadar uluslararası taraflarca tanınmadı.