Türkiye’den bir ebru çalışması, Guinnes Rekorlar kitabına girdi

Ebru resimlerinden biri (Eberzan)
Ebru resimlerinden biri (Eberzan)
TT

Türkiye’den bir ebru çalışması, Guinnes Rekorlar kitabına girdi

Ebru resimlerinden biri (Eberzan)
Ebru resimlerinden biri (Eberzan)

Ebru sanatçısı Ali Şentürk ve öğrencisi Hikmet Akçelik tarafından yapılan ve  Guinness Rekorlar Kitabı'na giren 31 metrelik ebru çalışması, Ankara'da sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
1996 yılında Ebru sanatına başlayan Şentürk, 31 metre uzunluğunda ve 1,5 metre genişliğindeki eserini Fransa, Almanya ve Türkiye de dahil birçok ülkede sergiledi. Toplamda 16 sergi düzenledi.
Türkiye'de oldukça yaygın olan ebru sanatı, suyun belirli maddelerle karıştırılarak kalınlaştırılması esasına dayanıyor. Figür, özel boyalar kullanılarak yüzeye püskürtülüyor. Daha sonra üzerine çizim yapılarak suya dayanıklı özel kalın kağıt üzerine alınıyor.
Türkiye'de ‘su ile resim yapma sanatı’ olarak bilinen ebru, bin yılı aşkın bir süre önce Çin'in kuzeyindeki Türkmenistan'da Müslüman tüccarlar tarafından keşfedilen ve İran'a taşınan Asya kökenli geleneksel bir sanat.
Aralarında  Türk hat sanatı ve Ebru profesörü Fuad Beşar'ın da bulunduğu bazı uzmanlara göre bu sanat Türkiye'ye Müslüman tüccarlar tarafından taşındı. Daha sonra Osmanlı İmparatorluğu’nda büyük ilgi gördü. Ardından da başta Batı Avrupa olmak üzere dünyanın geri kalanına yayıldı.
Farsça kökenli olan Ebru, Türkçe’de ‘bulut gibi, hareli, dalgalı’ anlamlarına geliyor.



150 yıldır görülmeyen freskleri bir elektrikçi gün yüzüne çıkardı

Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)
Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)
TT

150 yıldır görülmeyen freskleri bir elektrikçi gün yüzüne çıkardı

Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)
Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)

İtalya'nın başkenti Roma'da elektrikçilik yapan Davide Renzoni geçen sene rutin kontrol için çağrıldığı bir müzenin en üst katına çıktığında tavanın üstünde daha eski bir çatı buldu. 

16. yüzyılın başlarında inşa edilen Villa Farnesina'daki unutulmuş freskler böylece keşfedildi.

Bu bina, Rafael'in Eros ve Psihe freskleriyle biliniyor. Ancak yeni bulunan fresklerin klasik barok döneminin son ustalarından Carlo Maratta tarafından yapıldığı tahmin ediliyor.

1713'te ölen İtalyan ressamın, 17. yüzyılın sonlarında Eros ve Psihe'nin restorasyonu sırasında öğrencileri Girolamo Troppa ve Francois Simonot'yla birlikte bu freskleri yaptığı bildiriliyor. 

Renzoni, neredeyse 200 yıl boyunca unutulan bu eserleri bulmasıyla ilgili "İlk hissim şaşıp kalmak oldu" diyor. 

Elektrikçinin çatıya çıkardığı Villa Farnesina'nın küratörü Virginia Lapenta da benzer bir şaşkınlık yaşamış. 

Lapenta'nın dikkatini, binaya adını veren Farnese ailesinin arması çekmiş.

gthyujı
Alanın darlığından dolayı freskler halkın ziyaretine açılamadı (AFP)

Banker Agostino Chigi için 1506-1510'da inşa edilen binanın, 1579'da Farnese ailesinin eline geçtiği biliniyor. 

Papalar ve prenslere hizmet veren banker, binaya Rafael gibi meşhur sanatçıların fresko yapmasını sağlamış.

1735'te Elisabetta Farnese binayı İki Sicilya Kraliyeti'nden Kral IV. Carlo'ya bırakmış. 

Villa Farnesina'nın 1861'de İspanyol soylu Salvador Bermúdez de Castro'ya 99 yıllığına kiralanmasından sonra yapılan değişikliklerle birlikte Maratta'nın freskleri de göz önünden kaybolmuş.

1927'de Benito Mussolini ve partisinin kontrolündeki devlet, binayı İspanyol dükün mirasçılarından alıp İtalya Kraliyet Akademisi'nin kullanımına sunmuş. 

Dünyanın en saygın akademik kurumlarından biri olan Accademia dei Lincei (Vaşaklar Akademisi) 1944'ten beri Villa Farnesina'ya sahip. 

Independent Türkçe, New York Times, Euronews