Deprem bölgesinde en çok hangi malzemelere ihtiyaç var? Mahruki ve Gökçe: Önce insanları soğuğa karşı korumalı

Meydana gelen afetten sonra yapılacak yardımların organize edilmesi de hayati öneme sahip. Bir karmaşa yaşanmaması için yardımların AFAD üzerinden yapılması gerektiği ifade ediliyor. Mahruki ve Gökçe nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı

AA
AA
TT

Deprem bölgesinde en çok hangi malzemelere ihtiyaç var? Mahruki ve Gökçe: Önce insanları soğuğa karşı korumalı

AA
AA

Depremden etkilenen illere yardım gönderilmesi için ülke genelinde seferberlik ilan edilmiş durumda.
Bu süreçte yardım edilmesi kadar yapılan yardımların organize halde yapılabilmesi de önemli.
Aksi durumda başka aksaklıklara neden olacağı da görülebiliyor.

Haluk Levent'ten yardım uyarısı
Ahbap Derneği'nin kurucusu müzisyen Haluk Levent sabah saatlerinde yaptığı paylaşımda yardımların organizeli bir şekilde dağıtılmasına dair şöyle bir uyarıda bulundu:
Böyle bir felakette bu ülkeye kötülük yapmak istemiyorsanız lütfen ama lütfen şehrin valilikleriyle görüşmeden yardım yollamayın. Her şey tıkanıyor. Şimdiden 'şu kadar kamyon yollayalım şuraya şunu yollayalım' gibi twitler gördüm. Yapmayın! Etmeyin! Çalışmalar felç oluyor sonra." 

İHH'da acil ihtiyaçları açıkladı
Levent'in uyarıda bulunduğu karmaşanın yaşanmaması için çalışmalar Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı yani AFAD tarafından organize ediliyor.

Peki depremde ilk olarak nelere ihtiyaç var?
İnsan Yardım Vakfı (İHH) tarafından yapılan açıklamada deprem bölgelerinde acil ihtiyaç duyulan malzemeler şu şekilde sıralandı:
"Battaniye, çadır, ekmek, su, yağmurluk, mat, elektrikli ısıtıcı, konserve hazır gıda, soğuk sandviç, meyve suyu, ışıldak, bebek bezi, hijyen malzemeleri, mont, bot, enerji verici gıdalar (çikolata, kek gibi)..." 

"Kriz merkezlerinin aktif çalışır hale gelmesi gerek"
Depremde akıllara gelen bir soru da yardım çalışmalarının nasıl organize edilmesi gerektiği.
Bu soruyu AKUT Vakfı Başkanı Nasuh Mahruki'ye sorduk.
Mahruki, deprem yardımlarının ulaştırılmasında koordinasyonun en önemli konu olduğunu kaydetti. 
"Doğru bilgi bu süreçte en önemli konu" diyen Mahkuri, "Bunun için kriz merkezlerinin aktif çalışması gerekiyor. Bütün bilgilerin burada toplanıp çalışmaların kriz merkezlerinden yönlendirilmesi lazım. İşte yavaş yavaş o koordinasyon oluşacaktır. Şu an herkes bölgeye ulaşmaya çalışıyor. Ulaşım problemi de var. Yani o nedenle bir an önce bu sistemi kurulmak durumda" dedi.

Soğuğa karşı koruyucu kıyafetler öncelik
Mevsim şartlarına ve havanın soğuk oluşuna dikkati çeken Mahruki, "Kış koşulları, dışarıda kalan insanlar için de çok büyük bir problem. Bu şartlarda uzun süre dayanamaz insanlar. Önce soğuk iklime karşı dışarıda kalan insanlar için uyku tulumu, polar, battaniye kıyafet gibi, özellikle çocuklar için mont, bot, ayakkabı, eldiven gibi şeylerle hazırlanmalı" diye konuştu.

"Kurtarma ekiplerini de unutmamak lazım"
Arama-kurtarmada çalışacak görevlilerin kullanacağı kişisel koruyucu malzemelerin hazırlanmasının da önemli olduğuna dikkat çeken Mahruki, "Tabii ki birtakım tıbbi malzemelere ihtiyaç olacaktır mutlaka. Yapılacak yardımlar AFAD üzerinden gönderilmelidir" ifadelerini kullandı. 

"Bir an önce çadırlar kurulmalı"
İnşaat Mühendisleri Odası Eski Genel Başkanı olan Cemal Gökçe ise bir an önce çadır kentlerinin kurulması gerektiği uyarısında bulundu. 
17 Ağustos 1999 depreminde İstanbul İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı görev yaptığını hatırlatan Gökçe, deprem sürecini yakından takip etmiş, kamuoyuna yönelik birçok açıklamalarda bulunduğunu söyledi.
Depremin ardından ilk planda çocukların ve yaşlıların düşünülmesi gerektiğini anımsatan Gökçe, "Onların ihtiyaçları belli. Çocuk bezleri, su, giysi. İkinci planda doktorsuz, geçici yarayacak ilaçlar. Daha sonra barınma, yiyecek, içecek. Sokakta bırakmamak lazım şeklinde konuştu. 
Cemal Göçke, şunları ifade etti:
"1999 depreminde ağustos olması nedeniyle insanlar üzerine bir şey almadan sokakta kalabildi. Şimdi çok hızlı bir şekilde çadırların kurulması lazım. Ancak bu soğukta insanların dışarıda hastalanma ihtimalleri var. Gıdadan daha önemlisi başlarını örtecek bir yeri oluşturulması lazım hemen ve hızla. Diğerleri çözülür. Kimse açlıktan ölmüyor onu gördük yaşadık."
 
Independent Türkçe



Netanyahu... Başarısız bir liderden İsraillilerin gözünde ulusal bir kahramana

Dün şafak vakti gerçekleşen İsrail saldırısının ardından Tahran'ın güneyindeki bir petrol rafinerisinden yükselen dumanlar (AFP)
Dün şafak vakti gerçekleşen İsrail saldırısının ardından Tahran'ın güneyindeki bir petrol rafinerisinden yükselen dumanlar (AFP)
TT

Netanyahu... Başarısız bir liderden İsraillilerin gözünde ulusal bir kahramana

Dün şafak vakti gerçekleşen İsrail saldırısının ardından Tahran'ın güneyindeki bir petrol rafinerisinden yükselen dumanlar (AFP)
Dün şafak vakti gerçekleşen İsrail saldırısının ardından Tahran'ın güneyindeki bir petrol rafinerisinden yükselen dumanlar (AFP)

İsrail Güvenlik Kabinesi’nin İran'a karşı savaş hedeflerini genişletme kararı, birçok analist ve gözlemciye göre Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ‘Daha fazlası var mı?’ şeklindeki doktriner yaklaşımıyla uyumlu.

Netanyahu bir zafer kazandığında, kendisini takip eden bir askeri liderliğin varlığının da yardımıyla yeni bir zafer arayışına giriyor.

Hizbullah liderlerini ortadan kaldırmayı başardığında bu oldu. Bu yüzden savaşı genişletmeye ve ateşkes yapmak zorunda kalana kadar Lübnan'daki işgalini güçlendirmeye karar verdi. Aynı şey Suriye'de de oldu; Beşşar Esed rejiminin devrilmesini fırsat bilerek Golan Tepeleri'nin doğusundaki toprakları ve Şam'ın büyük bir bölümüne hâkim olan Hermon Dağı'nın zirvelerini işgal etti.Bugün İran'a olan da bu.

Netanyahu, geçen yıl İran'a yönelik saldırıları, savunma kapasitesinin zayıflığını gösteren ‘büyük bir başarı’ olarak görmüş ve nükleer projesini ve füze kapasitesini vurmak için değerli bir fırsat olarak değerlendirmişti. Ancak ABD Başkanı Donald Trump yönetimi buna karşı çıktı ve Netanyahu yönetimi ABD’yi ikna etmek için lobi faaliyetlerine başladı.

scvf
Dün Tahran'ın merkezinde İsrail saldırılarının ardından meydana gelen patlamanın dumanları arasında İranlılar (Reuters)

Netanyahu, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Michael Kurilla tarafından da teyit edilen istihbarat verilerini ABD yönetimine sundu ve İran'ı zayıflatacak ve yeni, ‘daha iyi’ bir nükleer anlaşma için müzakerelere uygun hale getirecek yıkıcı bir darbe indirmek için bir fırsat penceresi olduğuna ikna etti.

Trump İran'ı yanlış yönlendirmeyi kabul edip ona katılınca, Netanyahu ve ordusu şimdi ABD'yi İran'ın nükleer tesislerini yok etmeye sürükleme ya da en azından rejimi zayıflatmak ve tamamen altını oymak umuduyla İran ekonomisine darbe vurmak da dahil olmak üzere daha fazla suikast ve can kaybı elde etmek için savaşı sürdürmesine izin verme hırsına kapıldı.

Stratejik hesaplar mı yoksa kişisel hesaplar mı?

Uzaktan bakan bir gözlemci Netanyahu'nun gerçekten de bu hedeflere ulaşmak için çalıştığını düşünebilir. Ancak son yıllardaki politikalarını takip edenler stratejik hesapların Netanyahu'nun aklındaki en son şey olduğunun farkındadır. Netanyahu'nun ilk ve ana hedefi kendi iç, kişisel ve partizan savaşıyla ilgilidir.

O, her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak istiyor. Uzmanlara göre bugün bunu başarmanın tek yolu savaş.

sdfgthy
İsrail'in dün Tahran'ın merkezine düzenlediği hava saldırısında yaralanan İranlılar (EPA)

İsrail halkının büyük çoğunluğu, muhalefetin tamamı, basın ve medyanın büyük çoğunluğu ve sokakların bu savaşa karşı gösterilerle dolduğu Gazze savaşı ağır bir yük haline gelmişken, Netanyahu İran'a karşı savaşın başka bir adım olduğunu düşünüyor.

İsraillilerin çoğunluğu İran'dan nefret ediyor, liderlerinin ‘Siyonist varlığı yok etme’ söylemlerinden korkuyor ve bu ‘azılı düşmandan’ kurtulmak için savaş istiyor.

İsrail muhalefeti bu savaşta Netanyahu'nun tamamen arkasında; Yair Lapid, Benny Gantz ve Avigdor Liberman, savaşı ve hükümeti desteklediklerini teyit eden açıklamalar yayınladılar.

İran bu savaşta şu ana kadar çok ağır darbeler aldı; özellikle de ordu ve Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) komutanları ile önde gelen atom bilimcilerinin ortadan kaldırılması ve bazı nükleer tesislerin, balistik füze üretim fabrikalarının ve petrol rafinerilerinin bombalanması… Netanyahu ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in konuşmalarını dinleyen herkes İran'ın birkaç gün içinde diz çökeceğine ve ‘iyi’ bir nükleer anlaşma için müzakerelere sürünerek geleceğine inanıyor.

fghyt
Dün Tahran'dan ayrılmaya çalışanlar nedeniyle yollarda trafik sıkışıklığı oluştu. (AFP)

Ülkesinde ‘başarısız, yozlaşmış ve yalancı’ bir lider olarak algılanan Netanyahu, elde ettiği başarıları ‘ulusal kahraman’ statüsüne yükselmek için bir sıçrama tahtası olarak görüyor.

Bedeli kim ödüyor?

Savaşın bedeli İsrail için küçük değil ve küçümsenmemeli.

İran, hava üsleri, silah fabrikaları ve İsrail'in en önemli bilimsel araştırma enstitülerinden biri olan Weizmann Enstitüsü de dahil olmak üzere güçlü istihbarat ve askeri yeteneklere sahip olduğunu kanıtlayan yerlere ulaştı; Tel Aviv ve banliyölerinde onlarca binayı havaya uçurarak 13 kişinin ölümüne ve çok sayıda kişinin yaralanmasına sebebiyet verdi.

Bu sonuç, çoğu son gecelerini sığınaklarda geçiren İsrail vatandaşlarını şok etti.

Ancak Netanyahu bunu halen ödenmesi gereken makul bir bedel olarak görüyor; bu da ona savaşı ‘ne kadar gerekirse o kadar’ uzatmaktan bahsetme ve hatta Gazze Şeridi'ne yönelik savaşı günler öncesinden daha da büyük bir şiddetle sürdürme imkânı veriyor.

yjuı
İran'dan yapılan roket saldırılarının ardından sirenler çalarken Kudüs'te bir sığınakta bulunan İsrailliler (AP)

Bu da yardımcılarından birinin medyaya bu savaşın iki ya da üç hafta, belki de daha uzun sürebileceğini ve 800 ila 4 bin kişinin ölebileceğini sızdırmasına yol açtı.

Bu kadar yüksek bir rakam ortaya koymanın amacı, çok daha düşük olacak gerçek rakamın etkisini en aza indirmek. Gözlemcilere göre ölü sayısı, Gazze'de esir tutulanlar da dahil olmak üzere 300 ya da 400 kadar düşük olabilir.

Bu arada Netanyahu, ABD ve Batılı ülkelerin yanı sıra iç muhalefetin de desteğine sahip ve İran'ın müzakereleri boykot etmeye devam edeceği umuduyla kendi şartlarında bir çözüm aramaya istekli olduğu mesajını veriyor.