Orta Doğu ülkelerinden Türkiye'ye destek için hava köprüsü

Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Ürdün, Tunus, Filistin, Irak, Bahreyn, Cezayir, Lübnan, Libya, İran ve İsrail, Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle Türkiye'ye arama kurtarma ekibi göndereceğini duyurdu.

AA
AA
TT

Orta Doğu ülkelerinden Türkiye'ye destek için hava köprüsü

AA
AA

Orta Doğu'dan 12'si Arap ülkesi, olmak üzere toplam 14 ülke, Kahramanmaraş merkezli, 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin etkilerinin hafifletilmesi için Türkiye'ye arama, kurtarma ve insani yardım ekipleri göndereceklerini duyurdu.
- Katar
Katar haber ajansına göre, Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Türkiye'ye bir hava köprüsü kurulması talimatı verdi. Hava köprüsüyle ilk olarak Uluslararası Katar Arama ve Kurtarma Grubundan bir ekip gelecek. Bir meydan hastanesi, insani yardımlar ve kış şartlarıyla mücadele malzemeleri ve çadırlar getirilecek.
- Kuveyt
Kuveyt haber ajansı Kuna'nın verdiği bilgiye göre, Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah'ın talimatıyla, Türkiye'ye depremle mücadele için yardım malzemeleri ve tıbbi ekipler için benzeri bir hava köprüsü kurulacak.
- Birleşik Arap Emirlikleri
Birleşik Arap Emirlikleri resmi haber ajansı WAM'ın haberinde, Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan, Türkiye ve Suriye'de depremden etkilenenler için acil yardım desteğinin yanı sıra, arama kurtarma ekibi ve meydan hastanesi kurulması yönünde talimat verdi.
- Mısır
Mısır Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu arasında telefon görüşmesi gerçekleştiğini duyurdu. Şukri, görüşmede, Mısır'ın Türkiye'ye acil insani yardım gönderme kararı aldığını bildirdi.
- Ürdün
Ürdün Dışişleri Bakanı Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın iki kardeş ülke Türkiye ve Suriye'deki kurtarma çalışmalarına katkı sağlamak üzere yardımların gönderilmesi emri verdiğini duyurdu.
- Tunus
Tunus Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, Kays Said'in Türkiye ve Suriye'ye acil yardım yapılması ve talimatı verdiğini duyurdu. Said, askeri uçakların, iki kardeş ülkeye bu yardımların ulaştırılması için askeri uçakların hareket edeceğini belirtti.
- Filistin
Başbakanlığın yazılı açıklamasına göre, Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye, Türkiye ve Suriye'deki depremzedelerin kurtarılması çalışmalarına katılacak bir ekibin gönderilmesi konusunda Devlet Başkanı Mahmud Abbas'tan talimat verildiğini kaydetti.
- Irak
Irak resmi haber ajansı (INA), Irak Kızılayının Türkiye'deki enkaz çalışmalarına katılmak üzere bir ekip göndereceğini, ayrıca Suriye'ye 60 tonluk insani yardım ve tıbbi malzeme ulaştıracağını duyurdu.
- Bahreyn
Bahreyn resmi haber ajansı BNA'ya göre, Bahreyn Kralı Hamed bin İsa Al Halife, Kraliyet İnsani Çalışmalar Kurumuna Türkiye ve Suriye için gerekli olan acil insani yardımların yapılması emrini verdi.
- Cezayir
Cezayir devlet radyosuna göre, Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun'un Türkiye'ye arama kurtarma ekibi gönderilmesi talimatıyla Cezayir Sivil Savunma Başkanlığından bir ekip Türkiye'ye gönderilecek. Yerel basında arama kurtarma ekibinin 89 kişiden ulaşacağı bilgisi yer aldı.
- Lübnan
Lübnan Çevre Bakanı Nasır Yasin, yaptığı basın açıklamasında, Bakanlar Kurulunda Türkiye'deki depremlerin de gündeme geldiğini, arama ve kurtarma çalışmalarına destek için Türkiye'ye 72 kişilik bir ekip göndereceklerini söyledi.
- Libya
Ulusal Birlik Hükümeti Twitter hebasından yapılan paylaşıma göre, Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, kurtarma çalışmalarına katılmak üzere deprem bölgelerine teknisyenlerden oluşan 55 kişilik bir ekip gönderme talimatı verdi.
- İran
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile yaptığı telefon görüşmesinde, İran Kızılayı arama, kurtarma ekiplerinin bu gece Türkiye'ye hareket edeceğini iletti.
Öte yandan İran Kızılayı da 6 timden oluşan arama, kurtarma ve ilk yardım ekiplerinin Türkiye'ye gönderilmek üzere hazırlandığını bildirdi.
- İsrail
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın ofisinden yapılan açıklamada, Bakan'ın İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ile Türkiye'deki depremzedelere yardım faaliyetlerini görüştüğü ve ihtiyaç halinde bir sahra hastanesi kurulmasını onayladığı kaydedildi.



Somali'de Türk kuvvetlerinin konuşlandırılmasının askeri ve siyasi sonuçları

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
TT

Somali'de Türk kuvvetlerinin konuşlandırılmasının askeri ve siyasi sonuçları

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)

Mahmud Ebu Bekir

Somali medyası, yaklaşık 500 asker taşıyan iki Türk askeri uçağının, Ankara ile Mogadişu arasında artan askeri iş birliğini yansıtacak şekilde, Somali'nin başkenti Mogadişu'daki Aden Adde Uluslararası Havalimanı'na ulaştığını bildirdi.

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor. Resmi bir açıklama yapılmamış olsa da Türk medya kaynakları bu yıl toplam asker sayının 5 bini bulabileceğine işaret ediyor.

Bu kuvvetler, Somali hükümetinin eş-Şebab hareketine karşı operasyonlarını yoğunlaştırdığı bir dönemde Mogadişu’ya ulaştı. Hükümet, Türk savaş uçaklarının hava desteğiyle harekete ait hedeflere yönelik saldırılar gerçekleştiriyor.

Temmuz 2024'te Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzaladığı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Somali'de iki yıl süreyle konuşlanmasına izin veren tezkereyi onaylamıştı. Bu adım, bölgesel ve uluslararası ortaklarla iş birliği yaparak, Somali Federal Hükümeti'nin terörle mücadele çabalarına destek sağlamayı amaçlıyor.

Mogadişu ile Ankara arasında son dönemde imzalanan anlaşmaların özellikle bir yandan Somali-Etiyopya anlaşmazlığının, diğer yandan da Kızıldeniz Havzası'ndaki bölgesel gerginliğin yaşandığı bir döneme denk geldiği göz önüne alındığında gözlemciler, Türk kuvvetlerinin misyonunun yalnızca terörle mücadeleyle sınırlı olmadığını, bunun siyasi, askeri ve ekonomik sonuçları da olduğunu düşünüyor.

Addis Ababa'nın Somaliland bölgesi ile denize erişim ve iki askeri üs kurmak amacıyla imzaladığı mutabakat zaptının ardından Mogadişu, Etiyopya'nın Somali kıyılarına yönelik müdahalelerinin önüne geçmek için bölgesel ittifaklar kurmaya çalışıyor. Mutabakat zaptı Etiyopya’nın bunlar karşılığında Somaliland'ın bağımsızlığını tanıyıp, uluslararası alanda tanınmayan bu Somali bölgesinin uluslararası toplum tarafından mümkün olan en üst düzeyde tanınması için uluslararası forumlarda çaba göstermesini öngörüyor.

Güvenlik endişeleri

Afrika Boynuzu uzmanı Abdurrahman Seyyid ise Türk kuvvetlerinin Mogadişu'ya gelişinin, son dönemde Somali devletine karşı bir dizi askeri eylem düzenleyen Somalili terör örgütü Şebab'ın ilerleyişini durdurmak amacıyla Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud'un acil talebi üzerine gerçekleştiğini düşünüyor.

Seyyid, bu hareketin yönetimin dizginlerini ele geçirmesinin Somali'nin ulusal ve bölgesel istikrarının daha da kötüleşmesine yol açabileceğine inanıyor. Bunun yanı sıra ülkedeki Türk çıkarlarını, özellikle madencilik ve Somali kıyılarında petrol arama faaliyetlerini tehdit ettiğini belirtiyor. Ona göre Ankara, altyapı yatırımlarına katkıda bulunarak ve ekonomiyi canlandırarak Somali hükümetinin güvenlik, askeri ve ekonomik alanlardaki çabalarını desteklemekten de çekinmedi. Ayrıca Somalili öğrencilere Türk üniversitelerine kayıt imkânı sağlanarak iki ülke arasında bilimsel alanda da iş birliği bulunuyor. Buna bir de 2 bin 500 askere varan askeri iş birliği anlaşması ekleniyor. Seyyid, Türkiye'nin hayati jeopolitik ve ekonomik çıkarları olan bölgesel bir güç olduğunu, Akdeniz, Kızıldeniz, Ortadoğu ve Orta Asya gibi dünyanın birçok bölgesinde fırsatları değerlendirip nüfuzunu artırmayı hedeflediğini belirtiyor.

Afrika Boynuzu uzmanı, Somali'nin Hint Okyanusu'na en uzun kıyı şeridine ve Kızıldeniz ile Aden Körfezi bölgesine kadar uzanan stratejik bir coğrafi alana sahip olduğunu belirtiyor. Bunun da bilhassa uluslararası seyrüsefer açısından stratejik bir geçiş noktası olan Kızıldeniz havzasında yaşanan gerginlikler göz önüne alındığında, uluslararası ve bölgesel planlarda stratejik önemini iki katına çıkardığını ifade ediyor.

Seyyid’e göre Somali birçok alanda Türkiye'nin desteğine ve iş birliğine ihtiyaç duyuyor. Mogadişu ayrıca Türkiye'yi, özellikle Etiyopya ve Kenya'nın yayılmacı emelleri karşısında Somali çıkarlarını savunmada güvenilir ve sadık bir müttefik olarak görüyor. Zira Türkiye'nin müttefiklerini savunma konusunda ciddi bir geçmişi var. Trablus'taki Libya hükümetinin Halife Hafter güçlerinin eline geçmesini engellemedeki rolü, Azerbaycan'ın 30 yıllık Ermeni işgali sonrasında Dağlık Karabağ'daki topraklarını geri almasına verdiği destek buna örnek verilebilir.

Güvenli ittifak

Seyyid, Ankara'nın Suriye, Azerbaycan ve Libya gibi çatışma bölgelerinde koordinasyon yeteneğini kanıtladığını, başka ülkelerle karşı karşıya geldiğinde bile, çoğu zaman bir iş birliği ve çatışmasızlık formülü bularak, Türkiye ile bölge ülkeleri arasında herhangi bir çatışma ihtimalini ortadan kaldırdığını düşünüyor. Dahası anlaşma iki bağımsız devlet arasında yapılmış olup, belirli bir devleti hedef almıyor ve güvenliğin sağlanması ile terörle mücadele alanlarında iki başkentin hayati çıkarlarına odaklanıyor.

Seyyid, son dönemde Kızıldeniz ülkelerinde bölgede artan yabancı askeri varlığına ilişkin bir hassasiyet oluştuğunu ve bu hassasiyetin, onları Kızıldeniz Ülkeleri Forumu adı altında bir oluşum kurmak zorunda bıraktığını belirtiyor. Ancak forum henüz kuruluş aşamasında ve bölgesel bir güvenlik sistemi oluşturacak çerçeve ve yapılar henüz tamamlanmadı. Ayrıca Türkiye, Etiyopya'da ekonomik varlığı, Sudan'da güvenlik ve askeri varlığı ve Somali ile yıllardır süren kapsamlı iş birliği ile bölgedeki nüfuzunu pekiştirme konusunda bu forumdan önce davrandı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre bundan dolayı Türkiye’yi Kızıldeniz ve Afrika Boynuzu denkleminin dışında tutmak zor. Afrika Boynuzu uzmanı Abdurrahman Seyyid, hayati çıkarları ile çatışmadığı sürece Türkiye’nin katılımının bu ülkeler için doğrudan bir endişe yaratmasının muhtemel olmadığını söylüyor.

Jeopolitik etkiler

Somalili siyasi analist İdi Muhammed ise Mogadişu'yu Ankara'ya bağlayan stratejik çıkarlar göz önüne alındığında, Türk askeri misyonunun görevinin terörizm ve organize suç ile mücadeleye odaklandığını düşünüyor. Somali'de inşaat ve altyapı gelişimine yönelik katkılarına ilave olarak, özellikle petrol arama ve madencilik alanlarında artan Türk yatırımlarına dikkat çekiyor.

Muhammed, Türk askeri varlığının misyonunun terörle mücadele ve Somali'deki Türk çıkarlarını koruma gibi güvenlik boyutuyla sınırlı olmasına rağmen, Somali kıyılarını bölgesel emellerden korumak da dahil olmak üzere birçok jeopolitik anlamı olduğunu da vurguluyor. Etiyopya'nın, ülkenin kuzeyindeki ayrılıkçı bölge ile imzaladığı mutabakatla Somali kıyılarını işgal etme ve kalıcı askeri üsler kurma çabaları da bu emellere dahil.

Muhammed, Türk askeri gücünün Somali'nin birliğini ve tüm toprakları üzerindeki egemenliğini korumaya katkı sağlayacağını vurguluyor. Buna ilaveten, Somali egemenliğindeki liman hizmetlerinden Etiyopya'nın yararlanmasını öngören Addis Ababa ile Mogadişu arasındaki Ankara Anlaşması'nın aslına sadık bir şekilde uygulanmasını sağlamaya yönelik katkısının da altını çiziyor.

Siyasi analist, Türk askeri varlığının, Kızıldeniz'de bulunan bölgesel ve uluslararası güçlerle, özellikle Cibuti'deki yabancı üslerle, uluslararası nakliye yolu olarak Kızıldeniz'in girişlerini güvence altına almak amacıyla, koordinasyon fırsatları yaratabileceğini ifade ediyor. Zira dünya deniz ticaretinin yüzde 12'si, Asya-Avrupa ticaretinin ise yaklaşık yüzde 40'ı buradan geçiyor.

Muhammed, Türk kuvvetlerinin Somali'ye konuşlandırılmasının, Afrika Boynuzu ve Kızıldeniz bölgesindeki aşırılıkçı grupların oluşturduğu tehdidi azaltacağına dikkati çekiyor. Nitekim el-Kaide örgütünün Doğu Afrika'daki bir kolu olan Somalili Şebab hareketi son dönemde varlığını güçlendirdi ve eylemlerini artırdı. Bu eylemlerinden biri de Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’in orada bulunduğu bir sırada Mogadişu Havaalanı’nı hedef alan saldırısıydı. Bu da Somali hükümetinin Türk kuvvetleriyle koordineli olarak hareketin mevzilerine karşı şiddetli saldırılar düzenlemesini gerektirdi. Zira hareketin askeri kabiliyetlerini geliştirdiği ve birçok cephede ilerlediği yönünde haberler geliyor.

İdi Muhammed, Türk kuvvetlerinin Kızıldeniz Havzası'nda yaşanan gerginlikte olumsuz bir rolünün olduğu iddialarını reddediyor. Türkiye’nin, Suudi Arabistan, Ürdün, Eritre ve Sudan ile iyi ilişkilere sahip olduğunu, ayrıca Mısır ile de yakın zamanda ilişkilerini normalleştirdiğini belirtiyor. Dahası Etiyopya'nın Kızıldeniz'de askeri üs kurma planlarına karşı çıkan kararlı duruş ile kıyaslandığında, Somali ile Türkiye arasındaki Türk kuvvetlerinin konuşlandırılması anlaşmasının, Kızıldeniz'e kıyısı olan ülkelerde herhangi bir sonuca ve tepkiye neden olmadığını söylüyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.