IFRC, Türkiye ve Suriye'deki depremler dolayısıyla 70 milyon frank destek kampanyası başlattı

Suriye'nin depremden etkilenen kuzey bölgelerinde yas ilan edildi (AA)
Suriye'nin depremden etkilenen kuzey bölgelerinde yas ilan edildi (AA)
TT

IFRC, Türkiye ve Suriye'deki depremler dolayısıyla 70 milyon frank destek kampanyası başlattı

Suriye'nin depremden etkilenen kuzey bölgelerinde yas ilan edildi (AA)
Suriye'nin depremden etkilenen kuzey bölgelerinde yas ilan edildi (AA)

Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC), Türkiye ve Suriye'de meydana gelen ölümcül depremlere müdahale etmek için 70 milyon İsviçre Frangı (yaklaşık 1 milyar 400 milyon TL) değerinde acil uluslararası yardım başvurusu başlatacağını duyurdu.
IFRC'den yapılan yazılı açıklamada, Türk Kızılay ve Suriye Arap Kızılayının depremden etkilenenleri desteklemek için harekete geçtiği bildirildi.
Açıklamada, Suriye Arap Kızılay'ı ile Suriye'de vatandaşları desteklemek için 20 milyon İsviçre Frangı, Türk Kızılay ile de Türkiye'de depremden etkilenenlere destek olmak için 50 milyon İsviçre Frangı tutarında iki uluslararası başvuru başlatılacağı duyuruldu.
Ayrıca açıklamada, Türk Kızılay kurtarma ekiplerinin en çok etkilenen bölgelere ve enkaz altında kalanların olduğu yerlere ulaştığı ifade edildi.
Türk Kızılay ekiplerinin depremden en çok etkilenen 10 ilde konuşlandığı belirtilen açıklamada, ekiplerin, yaralıları ve tahliye edilenleri desteklemek için gıda stokları, çadır ve battaniye gibi temel yardım malzemeleri temin ettiği kaydedildi.
Açıklamada, ekiplerin aynı zamanda psikolojik destek, sıcak yiyecek ve temel yardım malzemelerinin yanı sıra ulusal kan ve plazma stoklarını da bu bölgelere ulaştırdığı ifade edildi.
Suriye'de ise Suriye Arap Kızılayının depremzedelere yönelik yardım ve destek çalışmaları aktarıldı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen IFRC Programlar ve Operasyonlardan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Xavier Castellanos, "Bu deprem akıl almaz bir hasara neden oldu. En büyük korkumuz gerçek oluyor. Bu mücadelede her dakika önemli." ifadelerini kullandı.
Castellanos, ağır kış koşullarının durumu daha da zorlaştırdığını ve birçok insan için dayanılmaz hale geldiğini belirterek, özellikle uzun süredir savaşın sürdüğü, evini ve sevdiklerini kaydeden Suriye'deki insanların desteğe ihtiyacı olduğunu vurguladı.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP