Hugh Jackman'dan Mariza'ya, Demi Lovato'dan Jennifer Garner'a ünlü isimlerden Türkiye'ye destek mesajları geliyor

Kültür sanat hayatının dünyaca ünlü isimleri, Kahramanmaraş merkezli depremin ardından sosyal medyada Türkiye'ye taziye mesajları yayınlamaya devam ediyor.

Demi Lovato  (AFP)
Demi Lovato (AFP)
TT

Hugh Jackman'dan Mariza'ya, Demi Lovato'dan Jennifer Garner'a ünlü isimlerden Türkiye'ye destek mesajları geliyor

Demi Lovato  (AFP)
Demi Lovato (AFP)

Avustralyalı oyuncu Hugh Jackman, depremde zarar gören çocuklara yönelik UNICEF'in başlattığı yardım kampanyasına destekte bulundu. Instagram hesabında UNICEF'in bağış kampanyası linkini paylaşan Jackman, paylaşımına şunları ekledi:
"Kalbim, Türkiye ve Suriye'deki yıkıcı depremden etkilenen herkesin yanında. Suriye ve Türkiye'deki çocuklara nasıl yardım edeceğinizi öğrenmek için alttaki linki tıklayın."
ABD'li şarkıcı ve oyuncu Demi Lovato da Instagram'daki 145 milyon takipçisiyle depremden etkilenenlere nasıl yardım yapılacağına ilişkin bilgi veren bir içeriği paylaşarak, "Kalbim, mağdurlar ve depremden etkilenen herkesle birlikte." ifadelerini kullandı.
ABD'li oyuncu Jennifer Garner, İngiltere merkezli Save The Children'ın Türkiye ve Suriye için başlattığı bağış kampanyasını paylaşırken, "Türkiye ve Suriye'deki ailelere yardım etmenin yollarını arıyorsanız, lütfen Save The Children'ın insani yardım faaliyetini dikkate alın." mesajına yer verdi.
Portekizli fado müziği sanatçısı Mariza, Instagram hesabında Türkiye'deki deprem bağış kampanyalarına dair bilgileri takipçileriyle paylaştı.
Bollywood'un ünlü yıldızlarından Alia Bhatt ise Türkiye'deki deprem haberini veren bir paylaşımı alıntılayarak, "Bu yürek parçalayıcı." mesajını yazdı.
İran asıllı ABD'li oyuncu Shohreh Aghdashloo, şu sözlerle üzüntüsünü aktardı:
"Türkiye ve Suriye'den binlerce masumun hayatını kaybettiği deprem haberlerini duyunca yıkıldım. Yalnız olmadıklarını bilmeliler. İnsanlık hala hayatta olduğu için dünyanın her yerinden yardım geliyor. Kalbim etkilenen herkesin yanında."
Hindistan asıllı İngiliz oyuncu ve komedyen Aasif Mandvi, Anadolu Ajansı'nın Adana'da çektiği bir enkaz fotoğrafını takipçileriyle paylaştı.



Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Araştırmacılar, otizmin 4 alt tipini keşfederek bu genetik durumun altında yatan biyolojiyi anlamaya yönelik "dönüştürücü bir adım" attı.

Princeton Üniversitesi ve Simons Vakfı'ndan bilim insanları, otizm kohort çalışması SPARK'taki 5 bin çocuğun verilerini analiz ederek bireyleri özellik kombinasyonlarına göre gruplandırdı.

Araştırmacılar belirli özelliklerle ilgili genetik bağlantılar aramak yerine, sosyal etkileşimlerden tekrarlayan davranışlara ve gelişimsel kilometre taşlarına kadar 230'dan fazla özelliği her bir kişide değerlendirdi.

Bu analiz sayesinde otizmin farklı genetik varyasyon modellerine sahip 4 alt tipini tanımlamayı başardılar.

Flatiron Enstitüsü'nde yardımcı araştırmacı bilim insanı ve çalışmanın ortak başyazarı Natalie Sauerwald, "Otizmin tek bir biyolojik hikayesi değil, birden fazla farklı anlatısı olduğunu görüyoruz" diyor.

Bu, geçmişteki genetik çalışmaların neden genellikle yetersiz kaldığını açıklamaya katkı sağlıyor; aslında birbirine karışmış birden fazla farklı bulmacaya baktığımızı fark etmeden bir yapbozu çözmeye çalışıyorduk. Bireyleri ilk başta alt tiplere ayırana kadar resmin tamamını, genetik örüntüleri göremedik.

Bu 4 alt tip Sosyal ve Davranışsal Zorluklar, Gelişimsel Gecikmeyle Birlikte Karma OSB (Otizm Spektrum Bozukluğu), Orta Derecede Zorluklar ve Geniş Çaplı Etkilenme olarak belirlendi.

İlk tip, otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda gelişimsel kilometre taşlarına ulaşan fakat genellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, anksiyete veya depresyon gibi eşlik eden sorunlar yaşayan çocukları kapsıyor.

İkinci tipte gelişimsel kilometre taşlarına ulaşmada gecikme görülürken eşlik eden rahatsızlıklara dair herhangi bir belirtiye rastlanmıyor.

Üçüncü tip olan Orta Derecede Zorluklar'da otizmle ilgili temel davranışlar olsa da diğer gruplar kadar güçlü değil. Otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda kilometre taşlarına ulaşıyor ve eşlik eden rahatsızlıklar görülmüyor.

4. tipte en uç ve geniş kapsamlı zorluklar yaşanıyor.

Katılımcıların yüzde 37'sinin yer aldığı birinci ve yüzde 34'ünün bulunduğu üçüncü tip en yaygın gruplar. Yüzde 19'unu içeren ikinci ve yüzde 10'unun olduğu 4. tiplerse en nadir olanlar. 

Bulgular, genetik farklılıkların "yüzeyde benzeyen klinik görünümlerin ardındaki farklı mekanizmalara işaret ettiğini" vurguluyor.

Örneğin hem Geniş Çaplı Etkilenme hem de Karma OSB gruplarındaki çocuklar gelişimsel gecikme ve zihinsel engellilik gibi bazı önemli özellikleri paylaşıyor. Ancak ilk grupta, ebeveynlerden geçmeyen de novo mutasyonların en yüksek oranı görülürken, ikinci grubun nadir kalıtsal genetik varyantları taşıma olasılığı daha fazla.

Bulgular otizmin sadece 4 alt tipi olduğu anlamına gelmiyor; en az 4 tane bulunduğunu ve bunların hem klinik seviyede hem de genom düzeyinde araştırmalar için anlamlı olduğunu gösteren veri odaklı bir çerçevenin keşfedilmesini sağlıyor.

Otizmle mücadele eden ailelerin, çocuklarının hangi otizm alt tipine sahip olduğunu bilmesi yeni bir netlik, kişiye özel bakım, destek ve topluluk imkanı sunabilir.

Independent Türkçe