Sudan: Hamideti’den çerçeve anlaşmadan geri çekilme halinde kaos uyarısı

Hamideti’nin Egemenlik Konseyi'nin diğer üyeleriyle arasındaki büyük anlaşmazlıkların işaretleri ortaya çıktı.

Muhammed Hamdan Daklu (AFP)
Muhammed Hamdan Daklu (AFP)
TT

Sudan: Hamideti’den çerçeve anlaşmadan geri çekilme halinde kaos uyarısı

Muhammed Hamdan Daklu (AFP)
Muhammed Hamdan Daklu (AFP)

Sudan'daki geçici yönetim Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), ‘çerçeve anlaşmadan’ geri çekilme halinde ülkenin güvenlik kaosuna sürükleneceği konusunda uyardı. Hamideti, ülkenin içinde bulunduğu krizden tek çıkış yolunun çerçeve anlaşmaya mutlak destek verilmesi olduğunu bir kez daha vurguladı. Hamideti bu açıklamayı, Egemenlik Konseyi Üyesi Şemseddin Kebbaşi’nin, çerçeve anlaşmayı ve taraflarını küçümseyen sözler sarf etmesinden birkaç saat sonra yaptı. Hamideti ayrıca 25 Ekim darbesinin amacına ulaşamadığını da belirtti.
Çerçeve anlaşmayı kendisine mal etmeye ve tek başına arkasında durmaya çalıştığı yönündeki iddiaları yalanlayan Hamideti, isim vermeden kendisini eleştirenlerle ilgili şunları söyledi:
“Çerçeve anlaşmayı hazırlayan, taraflarını belirleyen onlar ve anlaşmanın arkasında benim olduğumu söylüyorlar. Fakat bu doğru değil. Ben anlaşmayı hazır halde buldum. Şimdi anlaşmayı yetersiz ve taraflarını sayıca az olarak tanımlayanları, önceden belirlenmiş ve isimleri yazılmış olarak buldum. Oysa bu tartışmalar sırasında Darfur'un el-Cenine şehrinde olduğum için çalışmalara katılmadım.”
Daklu, ismini anmadığı Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile başka bir anlaşma imzaladıklarını açıkladı. Bunun, Barolar Birliği tarafından hazırlanan ve çerçeve anlaşmanın dayanağı olan geçici anayasa taslağının ve siyasi sürecin taraflarını belirleyen anlaşma olabileceği düşünülüyor. Daklu konuyla ilgili olarak, “Ben bu anlaşmadan başka hiçbir şeye katılmadım. Bu anlaşmayı (Burhan’a atıfla) birlikte imzaladık ve çekmecelerde kilitli halde. Sakın sizi kandırmalarına izin vermeyin” şeklinde konuştu. Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Burhan ve Egemenlik Konseyi Üyesi Kebbaşi’nin çerçeve anlaşmayı ve taraflarını küçümseyen son açıklamalarına değinen Daklu, “Anlaşmaya vardığımız ve birlikte imzaladığımız şeylerin üzerinden atlamaya çalışıyorlar. Sözlerinizi tutun, çünkü değişimden sonra inandırıcılığımızı kaybettik” ifadelerini kullandı.
Orgeneral Burhan, birkaç gün önce tarafların katılımı olmadan anlaşmanın belli bir kesim tarafından pazarlanmasını kimsenin kabul etmeyeceğini belirterek, ordunun tek taraflı olarak anlaşmayı sürdürmeyeceğini açıklamıştı. Egemenlik Konseyi Üyesi Kebbaşi’nin sözleriyle konuşmasını güçlendiren Orgeneral Burhan, “Anlaşmayı imzalamak yeterli değil” dedi. Orgeneral Burhan’ın sözleri, 5 Aralık’ta siviller, silahlı kuvvetler ve Hızlı Destek Güçleri arasında imzalanan çerçeve anlaşmadan geri çekilme sinyali olarak değerlendirildi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Hamideti, çerçeve anlaşma konusunda kendisi ile Egemenlik Konseyi'nin geri kalan üyeleri arasında derin anlaşmazlıkların olduğu şeklinde yorumlanabilecek şu sözleri sarf etti:
“Ben bir yanayım, halkın geri kalanı bir yana. Ben egemen bir konsey tanımıyorum, askeri bir konsey tanımıyorum... Aksine, sadece Sudan'ın rönesansını sağlayacak değişimi biliyorum.”
Darbecilerin iktidarda kalma olasılığını küçümseyen Hamideti, “İktidar için gerekli olanları karşılayamazken, iktidarda kalmaya nasıl devam edeceksiniz? 13 ayı aşkın süredir hükümet kuramadık. Eğer Sudan'ı parçalayıp istikrarsızlık yaratmak istemiyorsanız çerçeve anlaşmayı tamamlayalım. Çünkü bu anlaşmayı karşılıklı uzlaşarak, kabul ettik” diye konuştu.
Hartum'un kuzeyinde halka hitaben dün (Salı) yaptığı konuşmada, ülkedeki krizden tek çıkış yolunun Batı ülkeleri, Körfez ülkeleri ve Afrika ülkeleri tarafından desteklenen çerçeve anlaşma ve sivil bir hükümetin kurulmasına destek vermek olduğunu söyleyen Hamideti, “Madem uluslararası, bölgesel ve Körfez bölgesinin desteğini aldık, o zaman bu anlaşmayı sürdürmeliyiz. Bu koşullarda iktidarda kalmaya devam etmemiz çok zor. Zira devlet, imkanları olmadığı ve bunları nereden temin edeceğini bilmediğinden bırakın üreticileri desteklemeyi, maaş bile veremiyor” ifadelerini kullandı.
Uluslararası destekçilerin anlaşma kapsamında kurulan sivil hükümete yardım sağlayarak geçişi destekleme taahhüdünde bulunduklarını hatırlayan Hamideti, tüm askeri tarafların çerçeve anlaşmaya katıldığının altını bir kez daha çizerek “(Anlaşmayı) Satır satır hazırladılar ve şimdi sayıca az olarak nitelendirdikleri sekiz-dokuz tarafı belirleyip onlarla (anlaşmayı) imzaladılar. Onlara bu anlaşmanın uygulanamayacağını söyledim. Onlar da bana anlaşmayı uygulayabilecekleri ve bu anlaşmayla birlikte ilerleyebilecekleri konusunda güvence verdiler” dedi.
Darbenin ardından askerler arasında yaşanan anlaşmazlıkları da ortaya çıkaran Hamideti, “25 Ekim değişikliği, belli bir tarafı iktidara getirmek için değil, anlaşma çıkmaza girdiğinden katılımı genişletmek içindi. Ama açıklama yapılır yapılmaz işler tersine döndü. Her birimiz ayrı ayrı yollardan yürüdük” şeklinde konuştu.
Geriye gitmeden çerçeve anlaşma ile ilerleme çağrısında bulunan Hamideti, şunları söyledi:
“Bu anlaşmadan geri adım atmayacağız, ilerleyelim, hükümeti kuralım. Benim ve (Orgeneral Burhan'a atıfla) arkadaşımın iktidarın dışında olduğumuzu bilsinler.”



İsrail ordusu, Gazze'nin kuzeyindeki bazı bölgelerde sivilleri güneye göçe zorluyor

AA
AA
TT

İsrail ordusu, Gazze'nin kuzeyindeki bazı bölgelerde sivilleri güneye göçe zorluyor

AA
AA

İsrail ordusu, yoğun bombardıman altında tuttuğu Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bazı bölgelerde, Filistinli sivilleri güneye göç etmeye zorluyor.

İsrail ordusunun, Gazze’nin kuzeyindeki saldırılarda can kayıpları artırırken, sivilleri göçe zorlamaya devam ediyor.

Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X sosyal medya platformundan yaptığı Arapça açıklamada, İsrail’in saldırılarını yoğunlaştırdığı Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliye, Şucaiyye, Zeytun ve Eski Şehir bölgelerinde yaşayan Filistinli sivillerden evlerini terk etmelerini istedi.

İsrail ordusu, son 24 saatte abluka altındaki Gazze Şeridi’nde 400’den fazla yerin hedef alındığını açıklamıştı.

Ordu ayrıca, İsrail’in daha önce “güvenli yer olduğunu” iddia ettiği ve kuzeydeki Filistinlilerin sığındığı, Han Yunus’a da 50’den ziyade hava saldırısı düzenlediğini duyurmuştu.

İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara 4 gün "insani ara" verilmesine ilişkin uzlaşma, 24 Kasım Cuma günü saat 07.00'de (TSİ 08.00) uygulamaya girmiş ve daha sonra 3 gün daha uzatılmıştı.

İsrail ordusu, 1 Aralık'ta, “insani ara"nın sona ermesinin hemen ardından Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına yeniden başlamış, bu saldırılarda çoğu çocuk ve kadın en az 178 kişi ölmüş, çok sayıda kişi yaralanmıştı.


Sınır Tanımayan Doktorlar Gazze'deki çatışmaların derhal durdurulması çağrısında bulundu

Gazze'de çatışmalar devam ederken, İsrail bombardımanına maruz kalan binalardan dumanlar yükseliyor (AFP)
Gazze'de çatışmalar devam ederken, İsrail bombardımanına maruz kalan binalardan dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Sınır Tanımayan Doktorlar Gazze'deki çatışmaların derhal durdurulması çağrısında bulundu

Gazze'de çatışmalar devam ederken, İsrail bombardımanına maruz kalan binalardan dumanlar yükseliyor (AFP)
Gazze'de çatışmalar devam ederken, İsrail bombardımanına maruz kalan binalardan dumanlar yükseliyor (AFP)

Arap Dünyası Haber Ajansı'nın haberine göre, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Gazze Şeridi'ndeki sağlık tesislerinin korunması gerektiğini vurgularken, acil ve sürdürülebilir bir ateşkes çağrısında bulundu.

Örgüt, X platformundan ateşkesin bitiminden birkaç saat sonra meydana gelen patlamada El Avda Hastanesi'nin hasar gördüğünü belirterek, hastanenin kuzey Gazze'de faaliyet gösteren son hastanelerden biri olduğunu kaydetti.

Örgüt, El Avda Hastanesi'ndeki tıbbi malzeme stoğunun tehlikeli seviyeye düştüğünü, diğer tıbbi tesislere yönelik devam eden kuşatma ve saldırılar nedeniyle hastanenin ilaç ve ekipmana ciddi şekilde ihtiyaç duyduğunu açıkladı.

MSF, yardımların Gazze Şeridi'nin tamamına kısıtlama olmaksızın ulaştırılması çağrısında bulundu.

Filistin TV bugün, İsrail'in dünden bu yana Gazze Şeridi'ni bombalaması sonucu ölü sayısının 200'e yaklaştığını bildirdi.


Somali Cumhurbaşkanı Mahmud: "Artık istediğimiz silahı almakta özgürüz"

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (AFP)
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (AFP)
TT

Somali Cumhurbaşkanı Mahmud: "Artık istediğimiz silahı almakta özgürüz"

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (AFP)
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (AFP)

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) Somali'ye uyguladığı silah ambargosunu kaldırma kararıyla ülkesinin artık ihtiyaç duyduğu tüm silahları teminde özgür olduğunu söyledi.

Mahmud, ulusa sesleniş konuşmasında, tarihi kararın ülke çapında yürütülen terörle mücadeleye önemli bir katkı sağlayacağını dile getirdi.

Tüm dünyanın artık Somali'de silahları kontrol edebilecek sorumlu bir hükûmetin bulunduğunu kabul ettiğini belirten Mahmud, "Bugün artık satın almak istediğimiz silahları almakta özgürüz ve bunları dünyanın her yerinden temin edebiliriz." dedi.

Mahmud ayrıca dost ülkelerin artık ihtiyaç duyulan silahları rahatlıkla ülkeye temin edebileceğini de dile getirdi.

Somali hükûmetinin elindeki silah yönetim sisteminin kademeli olarak tamamlamasının uzun zaman aldığının altını çizen Mahmud, federal hükûmetin silahlarla ilgili özel kanunlar çıkardığını ifade etti.

Somali Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada ise silah ambargosunun kaldırılmasının, uluslararası toplumun kalıcı barışa kavuşması için ülkeye ne kadar destek verdiğini ortaya koyduğunu vurguladı.

Bakanlık, hükûmetin zorlukların üstesinden gelme ve fırsatlardan yararlanma konusunda işbirliğinin devamını beklediğini kaydetti.

BMGK, yaklaşık 30 yılın ardından ambargoyu kaldırdı

BMGK, Somali'ye yönelik 1992'den bu yana uyguladığı silah ambargosunu dün kaldırma kararı almıştı.

"Bu kararın temel amacı Eş-Şebab tehdidini azaltmaktır." ifadelerine yer verilen kararda, Eş-Şebab'ın Somali ve bölge güvenliğine yönelik süregelen tehdidinin endişeyle karşılandığı aktarılmıştı.

BMGK, ordudaki silah, mühimmat ve bomba yapımında kullanılan malzemelerin Eş-Şebab ya da diğer örgütlerin eline geçmesini önlemek amacıyla Somali'ye 1992'den bu yana silah ambargosu uyguluyordu.


Mısır İsrail bombardımanının kendi topraklarına ulaştığı yönündeki iddiaları yalanladı

Filistin yanlısı eylemciler Washington'daki İsrail Büyükelçiliği önünde Filistin bayrağı açtı (Reuters)
Filistin yanlısı eylemciler Washington'daki İsrail Büyükelçiliği önünde Filistin bayrağı açtı (Reuters)
TT

Mısır İsrail bombardımanının kendi topraklarına ulaştığı yönündeki iddiaları yalanladı

Filistin yanlısı eylemciler Washington'daki İsrail Büyükelçiliği önünde Filistin bayrağı açtı (Reuters)
Filistin yanlısı eylemciler Washington'daki İsrail Büyükelçiliği önünde Filistin bayrağı açtı (Reuters)

Mısır, İsrail bombardımanının kendi topraklarına ulaştığı yönündeki iddiaları reddetti. Mısır Basın Enformasyon Kurumu Başkanı Ziya Raşvan dün akşam yaptığı açıklamada, Gazze’ye yönelik İsrail bombalamasının Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafına ulaştığı yönünde bazı sosyal medya sayfalarında paylaşılan haberlerin yanlış olduğunu belirtti. Raşvan, mevcut hassas koşullar altında herhangi bir yeni gelişme konusunda Mısırlı yetkili resmi makamların söylediklerine uyma çağrısında bulundu.

Gazze Şeridi'nde sükuneti yeniden sağlama çabalarını sürdüren Mısır, şu an ateşkesin ve barış sürecinin yenilenmesi yönünde çaba gösterdiğini bildiriyor.

İsrail işgal güçleri dün(Cuma) Gazze Şeridi'ni yeniden bombalamaya başladı. Dün akşam bazı sosyal medya sayfaları Mısır'ın Refah kentindeki bazı alanların İsrail tarafından bombalandığını iddia etti.

Raşvan ise “Gazze Şeridi'ndeki geçici insani ateşkesin bozulması dolayısıyla büyük üzüntü duyan Mısır, Şu an Gazze Şeridi'ndeki kardeşlerimizin yaşadığı tehlikeli insani koşullarla mücadeleye olanak sağlamak için ateşkesin mümkün olan en kısa sürede geri dönmesi ve uzatılması yönünde ortaklarıyla birlikte azami çabayı gösteriyor. Zirâ bu koşullar, felaket noktasına gelmiştir. Gerek savaşın durdurulması, gerekse insani yardımların hızlı ve yoğun bir şekilde ulaşması için uğraşılıyor” açıklamalarında bulundu.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana devam eden en az 15 bin Filistinlinin ölümüyle sonuçlanan saldırganlığının ardından 24 Kasım Cuma sabahı Gazze Şeridi'ndeki insani ateşkes dört gün süreyle yürürlüğe girmişti. Daha sonrasında ise bu süre uzatıldı. Ölen en az 15 bin Filistinliden 6 bin 150’sinin çocuk, 4 binden fazlasının kadın olduğu, aynı zamanda en az 36 bin kişinin yaralı olduğu biliniyor. Çatışmaların yeniden başlamasıyla bu sayılar artabilir.

Geçtiğimiz Ekim ayında Mısır, Güney Sina'daki bölgelerin hedef alındığı iki farklı gelişme ile karşı karşıya kaldı. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgiye göre Mısır Silahlı Kuvvetleri Askeri Sözcüsü o dönemde yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:

“Güney Sina'daki Taba ve Nuveyba’da meydana gelen iki olayla ilgili yapılan incelemelerde, bunların, Kızıldeniz'in güneyinden kuzeyine doğru ilerleyen iki İHA'nın düşürülmesinden kaynaklandığı ortaya çıktı. Nuveyba’da yabancı cismin düşmesi ve Taba'da drone vakalarına ilişkin yetkili komite tarafından sürdürülen soruşturmaların sonuçlarının takip edilmesi, analiz edilmesi ve bilgi toplanması çerçevesinde yapılan incelemeler sonucunda, iki insansız hava aracının Kızıldeniz'in güneyinden kuzeyine doğru ilerlediği anlaşıldı. Bunlardan biri Mısır hava sahası haricinde, Akabe Körfezi bölgesinde hedef alındı. Bu, enkazın bir kısmının Nuveyba’da ıssız bir bölgeye ve ayrıca Taba'ya düşmesine neden oldu.”

O sırada İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee ise İsrail ordusunun Kızıldeniz bölgesinde bir hava tehdidi tespit ettiğini, bununla mücadele için savaş uçaklarının çağrıldığını doğruladı. Times of Israel'in haberine göre İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Lior Hayat ise iki olayın arkasında Husi grubunun olduğunu öne sürdü.


Libya, 2016'dan bu yana tutuklu olan 4 Hamas üyesini serbest bıraktı

Hamas hareketinin serbest bırakılan 4 üyesine ilişkin sosyal medyada dolaşan fotoğraf.
Hamas hareketinin serbest bırakılan 4 üyesine ilişkin sosyal medyada dolaşan fotoğraf.
TT

Libya, 2016'dan bu yana tutuklu olan 4 Hamas üyesini serbest bıraktı

Hamas hareketinin serbest bırakılan 4 üyesine ilişkin sosyal medyada dolaşan fotoğraf.
Hamas hareketinin serbest bırakılan 4 üyesine ilişkin sosyal medyada dolaşan fotoğraf.

Libya yargısı, casusluk, şüpheli faaliyetlerde bulunmak ve Gazze Şeridi'ne silah nakletmeye teşebbüs etmek suçlamalarıyla 2016'dan bu yana tutuklu bulunan dört Hamas hareketi üyesini serbest bıraktı.

Basında çıkan haberlere göre, serbest bırakma işlemine Türkiye aracılık etti ve dört mahkum özel bir uçakla Katar'a nakledildi.

Ayrıca söz konusu Hamas üyelerinin özel uçaktaki görüntüleri ve isimleri de yayınlandı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Trablus'taki Libya hükümetinin Adalet Bakanlığı'ndan kaynaklar, konuya ilişkinresmi açıklamada bulunmak istemiyor.  

ABD, Avrupa Birliği ve İsrail, Hamas'ı terör örgütü olarak sınıflandırıyor.

Libya güvenlik güçleri Ekim 2016'da Hamas hücresini tutuklamış, 2017'de ise yargılayarak 16 ila 22 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırmıştı.

Libya'da iktidar için yarışan iki hükümet bulunuyor. Bunlardan ilki ülkenin batısını kontrol eden, merkezi Trablus'ta bulunan ve 2021 yılı başlarında siyasi diyalog sonucunda kurulan Abdulhamid Dibeybe liderliğinde, diğeri ise ülkenin doğusunu kontrol eden Usame Hammad başkanlığında bir hükümet. Hammad, Temsilciler Meclisi tarafından atandı ve Mareşal Halife Haftar tarafından destekleniyor.

İki ay önce İsrail ile Hamas arasında savaşın patlak vermesinin ardından Trablus, Filistinlilerle dayanışma ve İsrail'i kınayan gösterilere sahne oldu.


İsrail savaş uçakları, Gazze'nin Han Yunus kentine şiddetli hava saldırısı düzenledi

İsrail Gazze'nin kuzeyini hedef almaya devam ediyor (AFP)
İsrail Gazze'nin kuzeyini hedef almaya devam ediyor (AFP)
TT

İsrail savaş uçakları, Gazze'nin Han Yunus kentine şiddetli hava saldırısı düzenledi

İsrail Gazze'nin kuzeyini hedef almaya devam ediyor (AFP)
İsrail Gazze'nin kuzeyini hedef almaya devam ediyor (AFP)

Filistin resmi ajansı WAFA'nın yerel kaynaklara dayandırdığı haberine göre, İsrail savaş uçakları, Han Yunus kentine şiddetli hava saldırısı düzenledi.

Saldırıda aralarında çocuklar ve kadınların da bulunduğu onlarca kişi öldü ve yaralandı. Ölü ve yaralı sayısına ilişkin net sayı verilmedi.

İsrail savaş gemileri de Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Belah şehrinin kıyı bölgelerine ağır makineli tüfeklerle ateş açtı, şehrin semalarına onlarca aydınlatma bombası attı.

İsrail'in Gazze'yi işgalinde son durum

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme" gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı.

İsrail’de 7 Ekim’deki saldırılarda 310'dan fazlası asker olmak üzere 1200 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 kişinin yaralandığı duyuruldu. İsrail ordusuna göre, 7 Ekim’den bu yana Gazze'deki çatışmalarda 70, Lübnan sınırında da 6 İsrail askeri öldürüldü.

Gazze’deki hükümete göre, 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında öldürülen Filistinlilerin sayısı 6 bin 150'den fazlası çocuk ve 4 binden fazlası kadın olmak üzere 15 bini aştı.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de 7 Ekim'den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 248 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail ordusu, Gazze'de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için yerleşkelerini ya da ana binalarını vurdu. İşgal sırasında bazı hastaneleri bastı. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.

Hamas ile İsrail arasındaki esir takası mutabakatı

İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara 4 gün "insani ara" verilmesine ilişkin uzlaşma, 24 Kasım Cuma günü saat 07.00'de (TSİ 08.00) uygulamaya girmiş ve daha sonra 3 gün daha uzatılmıştı.

İsrail ile Hamas arasında varılan esir takası mutabakatı çerçevesinde Gazze Şeridi'nden 81 İsrailli esir, İsrail hapishanelerinden de 240 Filistinli serbest bırakıldı.

İsrail ordusu, dün sabah “insani ara"nın sona ermesinin hemen ardından Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını yeniden başlattı ve 1 Aralık'taki saldırılarda çoğu çocuk ve kadın 178 kişi öldü, 589 kişi yaralandı.


‘İnsani aranın’ sona ermesiyle birlikte savaş hayaleti Gazze'ye geri döndü

İsrail’in dün Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta bir evi bombalaması sonucu yaralanan iki çocuk Gazzelilerin kucağında taşınırken (Reuters)
İsrail’in dün Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta bir evi bombalaması sonucu yaralanan iki çocuk Gazzelilerin kucağında taşınırken (Reuters)
TT

‘İnsani aranın’ sona ermesiyle birlikte savaş hayaleti Gazze'ye geri döndü

İsrail’in dün Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta bir evi bombalaması sonucu yaralanan iki çocuk Gazzelilerin kucağında taşınırken (Reuters)
İsrail’in dün Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta bir evi bombalaması sonucu yaralanan iki çocuk Gazzelilerin kucağında taşınırken (Reuters)

Dün İsrail, Gazze Şeridi’nde yürüttüğü kanlı savaşında yeni bir aşama başlattı ve Hamas’ın, İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkumların serbest bırakılması karşılığında onlarca İsrailli kadın ve çocuk rehineyi bıraktığı yedi günlük ‘insani arayı’ sona erdirdi.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant dün akşam “Hamas’ın sadece güçten anladığını” söyleyerek İsrail’in belirlediği hedeflere ulaşana kadar saldırmaya devam edeceğini vurguladı. İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde ‘tahliye bölgeleri’ olarak adlandırdığı yerlerin haritasını yayınladı.

Hamas’a bağlı Sağlık Bakanlığı’na göre, dün sabahtan bu yana, İsrail uçakları Gazze Şeridi’nin kuzey, güney ve orta kesimlerine art arda şiddetli hava saldırısı düzenleyerek aralarında üç gazetecinin de bulunduğu 178 Filistinliyi öldürdü ve 500’den fazla kişiyi yaraladı.

Buna karşılık Gazze Şeridi’ndeki Filistinli gruplar da İsrail kentlerini roket yağmuruna tuttu.

Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonların yeniden başlamasının bir ‘felaket’ olduğunu söyledi.

Mısırlı ve Katarlı kaynaklar, ‘insani aranın’ sona ermesine rağmen askeri eylemlerin şu anda durdurulmasından bahsedildiğine işaret ettiler.

Gazze’deki ‘insani aranın’ sona ermesinin akabinde İsrail ile Hizbullah’ın karşılıklı bombardımanlarına devam etmesiyle Güney Lübnan’da tansiyon tekrar yükseldi. Hizbullah, İsrail sınır bölgelerine saldırılar düzenlediğini duyururken, Lübnan resmi haber ajansı NNA, ‘Hula beldesinde evleri düşman bombası tarafından hedef alınan iki sivilin öldürüldüğünü’ bildirdi.


İsrail'in Gazze'de "tampon bölge" kurmayı planladığı belirtildi

AA
AA
TT

İsrail'in Gazze'de "tampon bölge" kurmayı planladığı belirtildi

AA
AA

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'e, "savaşın ardından Gazze'de derin bir tampon bölge kurma" planından bahsettiği belirtildi.

İsrail devlet televizyonu KAN'ın ismini vermediği kaynaklardan aktardığı haberde, Netanyahu ile Blinken'ın perşembe günü Batı Kudüs'te bir araya geldiği hatırlatıldı.

Netanyahu'nun bu görüşmede Blinken'e, İsrail'in "savaş bittikten sonra Gazze'nin güvenliğini kontrol altına alacağını ve Gazze'de derin bir tampon bölge kuracağını" ilettiği ifade edildi.

Netanyahu'nun ayrıca, bu planın İsrail savaş kabinesinde de kabul gördüğünü aktardığı kaydedildi.

Haberde, ABD ile Arap ülkelerinin, İsrail'in, "Gazze topraklarının küçülmesine neden olacak tüm planlarına" karşı olduğu da aktarıldı.


BMGK, yaklaşık 30 yılın ardından Somali'ye yönelik silah ambargosunu kaldırdı

Somalili bir genç (AA)
Somalili bir genç (AA)
TT

BMGK, yaklaşık 30 yılın ardından Somali'ye yönelik silah ambargosunu kaldırdı

Somalili bir genç (AA)
Somalili bir genç (AA)

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Somali'ye yönelik 1992'den bu yana uyguladığı silah ambargosunu kaldırma kararı aldı.

15 üyeli BMGK'de, Somali'ye yönelik silah ambargosunun kaldırılmasına ilişkin karar tasarısı oylandı. Tasarı oybirliğiyle kabul edildi.

"Bu kararın temel amacı Eş-Şebab tehdidini azaltmaktır." ifadelerine yer verilen kararda, Eş-Şebab'ın Somali ve bölge güvenliğine yönelik süregelen tehdidinin endişeyle karşılandığı aktarıldı.

Somali'nin BM Daimi Temsilcisi Abukar Dahir Osman, oylamanın ardından yaptığı konuşmada, bu kararın Somali'nin güvenlik tehditleriyle mücadelesine katkı sağlayacağını söyledi.

BMGK, ordudaki silah, mühimmat ve bomba yapımında kullanılan malzemelerin Eş-Şebab'ın eline geçmesini önlemek amacıyla Somali'ye 1992'den bu yana silah ambargosu uyguluyordu.


İsrail basınına göre Hamas, 7 Ekim öncesinde İsrail'i oyuna getirdi

AA
AA
TT

İsrail basınına göre Hamas, 7 Ekim öncesinde İsrail'i oyuna getirdi

AA
AA

The Jerusalem Post gazetesinin ismini açıklamadığı bir emniyet yetkilisine dayandırdığı haberde, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf ile Hamas'ın Gazze sorumlusu Yahya Sinvar'ın, İsrail istihbaratının kendilerini takip ettiğini bildiği ve kendi aralarında mesaj aktarımı için gizli yöntemler kullandığı belirtildi.

İsrail ordusundan ekiplerin 2018'de "Hamas'ın kalesi olan" mekanlara dinleme cihazları yerleştirdiği aktarılan haberde, İsrail'in, dinleme yaptığını zannettiği sırada Hamas'ın bunları çoktan ortaya çıkarıp söktüğü kaydedildi.

Haberde, Askeri İstihbarat Dairesi (AMAN), iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) ve dış istihbarat teşkilatı Mossad'ın bunun farkına varmadığı aksi takdirde (7 Ekim'de) sınırı korumasız bırakmalarının mümkün olmadığı dile getirildi.

Hamas'ın, 7 Ekim'de Gazze sınırı yakınlarındaki yerleşim birimlerinden içeri girmek için hassas bir hazırlık yaparak, "İsrail'i mükemmel bir şekilde" oyuna getirdiği ifade edildi.

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme" gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlemişti.

Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti. Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmişti.