Strazburg, İran’ın tutukladığı Fransız kadına destek için düzenlenen gösteriye sahne oldu

Tahran tarafından tutuklanan Fransızların aileleri, 25 Ocak’ta Paris’te bir araya geldiler. (AFP)
Tahran tarafından tutuklanan Fransızların aileleri, 25 Ocak’ta Paris’te bir araya geldiler. (AFP)
TT

Strazburg, İran’ın tutukladığı Fransız kadına destek için düzenlenen gösteriye sahne oldu

Tahran tarafından tutuklanan Fransızların aileleri, 25 Ocak’ta Paris’te bir araya geldiler. (AFP)
Tahran tarafından tutuklanan Fransızların aileleri, 25 Ocak’ta Paris’te bir araya geldiler. (AFP)

İran’da 7 Mayıs 2022’den bu yana tutuklu olan Fransız Cecile Kohler’in ailesinin yanı sıra Fransız milletvekillerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 80 kişi, tutuklulara desteklerini göstermek için toplandı.
38 yaşındaki öğretmen ve sendikacı Kohler ve arkadaşı Jacques Paris, İran’a yaptıkları gezi sırasında tutuklandı. Tahran ikiliyi casusluk yapmakla suçladı.
Mayıs ayından bu yana, Cecile Kohler’in ailesi kızlarıyla sadece bir kez, aralık ayında kısaca görüşebildi.
Cecile’in kardeşi 37 yaşındaki Luc Kohler gazetecilere yaptığı açıklamada, “O zamandan bu yana hiçbir haber alamadık. Durumu hakkında bir şey bilmiyoruz” dedi. Kardeşinin üç ay hücre hapsinde kaldığını ve daha sonra diğer altı tutukluyla birlikte bir hücreye yerleştirildiğini belirterek dosyasındaki gelişmelerle ilgili ‘herhangi bir bilgisi’ olmadığını vurguladı. Luc Kohler, “Biraz çaresiziz ama dosyayı ileriye taşımak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz” iadesini kullandı.
Destek komitesinin avukatı Thierry Moser, AFP’ye verdiği röportajda, Cecile Kohler’in cezaevindeyken yalnızca ‘tek bir konsolosluk ziyaretinden’ yararlanabildiğine dikkat çekti. Moser açıklamasında şunları söyledi:
“Hiçbir avukatın onu gizlice de olsa görmesi ve ailesine haber vermesi mümkün değil. Karanlık bir tünelde kaldı. Fransa Dışişleri Bakanlığı’nın çalışmalarını takdir ediyor ve saygı duyuyoruz. Ancak bu zor çalışmanın mutlak gizlilik içerisinde kalması gerektiğini ve aksi takdirde somut sonuçlar vermeme riskini taşıdığını biliyoruz.”
Fransa aylardır Tahran’ın ‘rehine diplomasisi’ uygulamasını kınıyor. Resmi verilere göre İran’da yedi Fransız tutuklu bulunuyor.
Bu, Paris’in 28 Ocak’ta konu ile ilgili olarak bir protestoya tanık olmasından sonra, Tahran’daki Fransız tutukluların ailelerinin düzenledikleri ikinci gösteri oldu. Mayıs 2020’den bu yana İran’da tutuklu bulunan Fransız turist Benjamin Brière’in kız kardeşinin ve avukatı Philippe Valent’in pazartesi günü yaptığı açıklamaya göre, Benjamin Brière 28 Ocak’ta açlık grevine başladı.
Kız kardeşi Blandine Brière duruma “Benjamin’in bu adımı, savaşabileceği tek silah” ifadelerini kullanırken avukatı da müvekkilinin haklarının ‘günlük olarak ihlal edildiğini’ vurguladı. “Bu adım, durumunun saçmalığı ve sertliğiyle mücadele edebileceği tek seçenek” dedi.
Avukat, ‘siyasi tepkilerin işe yaramadığını’ belirterek, ‘Benjamin Brière’in tutuklamadan kurtulmaya yönelik umudunu gün geçtikçe kaybettiğini’ söyledi.
Avukat ayrıca İran rejimine, özgürlüğünü yeniden kazanmak için hayatını tehlikeye atan Benjamin Brière’in fiziksel ve manevi güvenliği konusunda açlık grevinin neden olacağı sonuçlara katlanma çağrısında bulundu.
30’lı yaşlarındaki Brière, İran’da ‘casusluk’ ve ‘siyasi sisteme karşı propaganda’ suçlamalarıyla sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldı. İran’da doğal bir parkta amatör bir drone ile’ yasak bölgeleri görüntülemesi nedeniyle casuslukla suçlanıyor. Siyasi sisteme karşı propaganda suçlaması ise Brière’in sosyal medyada ‘diğer Müslüman ülkelerde isteğe bağlı olan başörtüsünün, İran’da zorunlu olmasının nedenini öğrenmek için yönelttiği soruya’ kadar uzanıyor. Brière söz konusu soruyu gündeme getirdiği paylaşımında, gezisi sırasında geçtiği ülkelerden bahsediyordu.
Ekim ayından bu yana İran’da tutuklu bulunan İrlanda-Fransa vatandaşı Bernard Phelan da ocak ayı başlarında açlık ve susuzluk grevine başladı. Sonrasında bunun ölümle sonuçlanmasından endişe eden ailesinin talebi üzerine grevi askıya aldı.
İran, son yıllarda çoğu casusluk suçlamasıyla olmak üzere onlarca çift uyruklu kişiyi ve yabancıyı tutukladı. İnsan hakları aktivistleri, tutukluların herhangi bir suç işlememiş masum rehineler olduklarını ve Batılı güçlerle pazarlık kozu olarak kullanılmak üzere Devrim Muhafızları’nın emriyle tutuklandıklarını söylüyor.
İran’ın nükleer silah elde etmeye çalıştığına dair korkular sürerken Tahran yönetimi ve Batılı ülkeler, 2015’te imzalanan uluslararası anlaşmayı yeniden canlandırmaya çalışıyor.
Batılı ülkeler 22 yaşındaki İranlı Mahsa Amini’nin kıyafet kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle ahlak polisi tarafından Tahran’da gözaltına alındıktan sonra yaşamını yitirmesiyle, 16 Eylül’den bu yana düzenlenen protestoları şiddetle bastıran yetkililere bir dizi yaptırım uyguladı.



Libya’da Ulusal Birlik Hükümeti güçleri Trablus'ta İstikrarı Destekleme Birimi karargahını ele geçirdi

Libya'da silahlı unsurlar
Libya'da silahlı unsurlar
TT

Libya’da Ulusal Birlik Hükümeti güçleri Trablus'ta İstikrarı Destekleme Birimi karargahını ele geçirdi

Libya'da silahlı unsurlar
Libya'da silahlı unsurlar

Libya’nın başkenti Trablus'taki Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) Savunma Bakanlığı Ebu Selim bölgesinin tamamının kontrol altına alındığını duyurdu. İçişleri Bakanlığı da başkentin güneyindeki ve batısındaki vatandaşlara ‘devam eden süreci yakından takip ettikleri’ belirterek güvence verdi. Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, bölgede kontrolün sağlandığı ve güvenlik güçlerinin durumu kontrol altına almak için çaba sarf ettiklerini açıkladı.

Bakanlık tarafından bu sabah yapılan açıklamada askeri operasyonun başarıyla tamamlandığı belirtilirken güvenliğin ve istikrarın devamını sağlamak için bölgedeki operasyonun tamamlanması için gerekli emirlerin verildiğini aktardı.

Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu (UNSMIL), Trablus’ta kötüleşen güvenlik durumundan ve sivillerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde ağır silahlarla çatışmaların yoğunlaşmasından duyduğu ciddi endişeyi dile getirdi. UNSMIL dün gece geç saatlerde yaptığı açıklamada, tüm taraflara çatışmalara derhal son vermeleri ve sükûneti yeniden tesis etmeleri çağrısında bulundu. Sivillere ve sivil nesnelere yönelik saldırıların ‘savaş suçu’ anlamına gelebileceği uyarısında bulunan UNSMIL, toplumun önde gelen isimlerinin ve liderlerinin durumu yatıştırmaya yönelik çabalarını desteklediğini yineledi.

UBH’ye bağlı güçlerin başkentteki İstikrarı Destekleme Birimi karargahının büyük bir bölümünü ve bu birimi destekleyen İç Güvenlik Birimi'nin karargahını ele geçirdiğini gösteren görüntüler ve gelen haberler eşliğinde Trablus'un farklı mahallelerinden çatışma sesleri duyulmaya devam ediyor.

Güvenlik birimlerinin bazı liderleri arasında yapıldığı söylenen ve karşılıklı çatışmaların başlamasıyla sonuçlanan müzakereler sırasında dün akşam İstikrarı Destekleme Biriminin lideri Abdulgani el-Kikli’nin Trablus'un güney banliyölerindeki et-Tekbali Kampı’nda bulunan 444’üncü Tugay karargahında esrarengiz bir şekilde öldürüldü.

Kikli'nin ölüm haberinin ardından UBH’ye bağlı ordu ve güvenlik güçleri, İstikrarı Destekleme Birimi’nin şehrin çeşitli mahallelerindeki ve banliyölerindeki karargahlarına ani bir saldırı düzenledi. Bu operasyonu şehrin 80 kilometre güneydeki Garyan ilçesinde bulunan İstikrarı Destekleme Birimi karargahını kontrol altına alma girişiminin takip etmesi bekleniyor.

Öte yandan yaralı sayısına ilişkin resmi bir açıklama yapılmazken UBH Sağlık Bakanlığı tüm hastanelerden ve tıp merkezlerinden hazırlık seviyelerini arttırmalarını ve herhangi bir acil durumla başa çıkmak için azami hazırlığı sağlamalarını istedi. Çatışmaların nedeniyle Trablus Büyükşehir Belediyesi ve Trablus Üniversitesi, durum sakinleşene kadar eğitime ve sınavlara ara verildiğini duyurdu.