Taliban hükümeti, Türkiye ve Suriye'ye yardım göndereceğini duyurdu

Suriye'nin kuzeyinde yer alan  İdlib vilayetinde enkaz halindeki binalarda kurbanlar ve hayatta kalanlar aranırken havadan çekilen fotoğraf (AFP)
Suriye'nin kuzeyinde yer alan İdlib vilayetinde enkaz halindeki binalarda kurbanlar ve hayatta kalanlar aranırken havadan çekilen fotoğraf (AFP)
TT

Taliban hükümeti, Türkiye ve Suriye'ye yardım göndereceğini duyurdu

Suriye'nin kuzeyinde yer alan  İdlib vilayetinde enkaz halindeki binalarda kurbanlar ve hayatta kalanlar aranırken havadan çekilen fotoğraf (AFP)
Suriye'nin kuzeyinde yer alan İdlib vilayetinde enkaz halindeki binalarda kurbanlar ve hayatta kalanlar aranırken havadan çekilen fotoğraf (AFP)

Afganistan'daki Taliban hükümetinin Dışişleri Bakanlığı, hükümetin bu hafta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki yıkıcı depremlerin sonuçlarıyla başa çıkmaya yardımcı olması adına Türkiye ve Suriye'ye yaklaşık 165 bin dolar değerinde yardım göndereceğini duyurdu.
Ekonomik ve insani krizle boğuşan Afganistan Birleşmiş Milletler'in (BM) en büyük insani yardım programlarından birini alıyor. Reuters haber ajansına göre, Taliban, 2021'de yabancı güçlerin çekilmesiyle iktidarı ele geçirmesinin ardından hiçbir ülke tarafından resmen tanımadı.
Afganistan Dışişleri Bakanlığı tarafından dün akşam yapılan açıklamada, ”Afganistan İslam Emirliği, 111 bin dolarlık yardım paketi ve Türkiye ve Suriye’ye insani ve İslami kardeşlik sebebiyle 55 bin dolar gönderecektir” ifadeleri kullanıldı.
Türkiye'nin güneyinde ve Suriye'de meydana gelen yıkıcı depremde ölenlerin sayısı 8 binin üzerine çıkarken, kurtarma ekipleri zorlu kış koşullarında hayatta kalanları çöken binaların enkazından çıkarmak için zamana karşı yarışıyor. Deprem sebebiyle on binlerce kişi yaralanırken, çok sayıda kişi dondurucu soğukta evsiz kaldı.
Afganistan’da da son haftalarda dondurucu soğuk ve gıda yetersizliği sebebiyle yüzlerce kişi öldü.
Bir dizi yardım kuruluşu, kısmen Taliban'ın sivil toplum kuruluşlarındaki kadın işçilerin çoğunun çalışmasının yasaklandığını duyurması nedeniyle faaliyetlerini askıya aldı. Bu örgütler, ülkedeki birçok programa devam edemez hale geldi. Batılı diplomatlar, kadın hakları konusunda rotasını değiştirmedikçe yönetimi resmen tanımayı düşünmeyeceklerini söyledi.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.