Hükümet koalisyonundaki siyasi güçlerden Irak heyetinin Washington ziyaretine destek

Yerel para birimi toparlanırken piyasalar rahat bir nefes almaya başladı

Geçtiğimiz günlerde Bağdat'ta Tahrir Meydanı’nda dolar kurundaki yükselişe karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (Reuters)
Geçtiğimiz günlerde Bağdat'ta Tahrir Meydanı’nda dolar kurundaki yükselişe karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (Reuters)
TT

Hükümet koalisyonundaki siyasi güçlerden Irak heyetinin Washington ziyaretine destek

Geçtiğimiz günlerde Bağdat'ta Tahrir Meydanı’nda dolar kurundaki yükselişe karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (Reuters)
Geçtiğimiz günlerde Bağdat'ta Tahrir Meydanı’nda dolar kurundaki yükselişe karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (Reuters)

Irak’ta Muhammed Şiya es-Sudani’nin başbakanı olduğu mevcut hükümeti oluşturan koalisyondaki siyasi güçler, Iraklı üst düzey yetkililerden oluşan bir heyetin üstlendiği göreve tam destek verdiklerini açıkladılar. Heyetin, ülkede son dönemde dolar kurunda kaydedilen hızlı yükselişe ilişkin olarak ABD Hazine Bakanlığı ve ABD Merkez Bankası yetkilileri ile bugün Washington'da görüşmeler yapması bekleniyor.
Devlet Yönetimi İttifakı’nda yer alan ([Şii] Koordinasyon Çerçevesinin güçleri, [Kürt] Kürdistan Demokratik Partisi/KDP, Kürdistan Yurtseverler Birliği/KYB ve [Sünni] Egemenlik Koalisyonu ve Azim İttifakı) siyasi güçler, Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin başkanlığındaki Irak heyetinin atacağı adımları desteklediklerini duyurdular. Açıklamada, “Devlet Yönetimi İttifakı, hükümetin tüm adımlarını destekliyor” denildi. Açıklamada ayrıca, ‘ABD ile ilişkilerin Irak'ın çıkarlarını artıracak şekilde güçlendirilmesinin önemi’ vurgulandı.
ABD ile ilişkilere ilişkin Kürt ve Sünni tarafların tutumlarında herhangi bir değişiklik olmazken Koordinasyon Çerçevesi çatısı altındaki Şii güçlerin birçoğunun ABD ile ilişkilere ilişkin tutumunda bir yenilik söz konusu. Devlet Yönetimi İttifakı’nın taraflarının imzaladığı açıklamada, ‘ABD ile ilişkilerin güçlendirilmesinin önemi’ vurgulanırken aynı zamanda Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin çoğu, silahlı gruplarla birlikte, danışman sıfatıyla bile olsa, Irak'ta ABD’nin askeri varlığına karşı olduklarını sık sık ifade ediyorlar. Bunun yanında Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin önde gelen isimleri, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı kolu Kudüs Gücü eski Komutanı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi eski Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi El-Mühendis'in 2020'nin başlarında Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarında öldürülmesi olayında ABD ile gizlice iş birliği yapmakla suçladıkları eski Başbakan Mustafa el-Kazemi hükümetini Washington'a yakınlığı nedeniyle eleştiriyorlardı.
Irak Dışişleri Bakanlığı, ABD’ye giden heyetin dolar kurundaki hızlı yükseliş de dahil olmak üzere mali ve bankacılık dosyalarını görüşeceğini duyurmuştu. Bakanlık Sözcüsü Ahmed es-Sahhaf, Irak resmi haber ajansına, bu ziyaretin, hükümet programı ve Irak’ın ulusal öncelikleri açısından  ABD ile stratejik bir ufuk çerçevesinde  Irak’ın tüm çıkarlarının ele alınmasını umduklarını söyledi. Sahhaf, başta mali ve bankacılık dosyaları, dolar kurundaki hızlı yükseliş ve bu konuda ABD tarafı ile iş birliği ve koordinasyon olasılığı olmak üzere başlıca konuların görüşüleceğini söyledi.
Bakanlık Sözcüsü, iki ülke arasındaki ilişkiler ve Irak halkının talepleri doğrultusunda bu ilişkileri daha geniş alanlara taşımanın yolları gibi birçok dosyanın ele alınacağını da sözlerine ekledi.
Öte yandan heyetin Washington ziyareti öncesinde doların düşmeye başlamasıyla birlikte piyasalar toparlanmaya başlarken Irak’ın yerel para birimi dinarda toparlanma görüldü. Ancak gözlemcilerin bunu son dakika spekülasyonları olarak yorumlaması paradoksa neden oldu. Washington’da Irak'ın SWIFT sistemine geçmesi için belli bir süreye bağlı bir mekanizma üzerinde anlaşmaya varılabileceğine dair umutlar da söz konusu. Siyasi gözlemciler, Irak dinarının haftalardır ilk kez toparlanmasına karşı doların kabul edilebilir seviyelere düşmeye başlamasını ABD Başkanı Joe Biden'ın Irak heyetinin ziyaretini kabul etmesiyle ilişkilendiriyor.
Diğer taraftan Irak Merkez Bankası, dijital para birimleriyle ticareti yasaklama konusunda daha önce aldığı kararı bir kez daha teyit etti. Banka tarafından dün yapılan açıklamada, “Her türlü dijital para birimiyle spekülasyon ve ticaret amacıyla elektronik kartların ve cüzdanların kullanımını yasaklama yönündeki önceki kararımızı teyit ediyoruz. Tüm bankalar, lisanslı banka dışı finansal kuruluşları ve tüm elektronik ödeme şirketleri bu karara uymalı” denildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“2015 tarihli ve 39 sayılı Kara Paranın Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesi Kanunu ve bunlara uyulmaması durumunda çıkarılan talimatlar kapsamında ihlalde bulunan kurumlara ve müşterilere karşı tüm katı yasal önlemler alınacaktır.”
Irak Merkez Bankası, Meclis tarafından onaylanan 2021 yılı genel bütçesine göre 19 Aralık 2020 tarihinde resmi dolar kurunu her 100 dolar için 145 bin dinar olarak belirlediğini duyurmuştu.



Netanyahu, ABD elçisiyle Lübnan'daki durumu görüştü

Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
TT

Netanyahu, ABD elçisiyle Lübnan'daki durumu görüştü

Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)

Papa 14. Leo'nun uçağı Beyrut'tan ayrılır ayrılmaz İsrail'e ait insansız hava araçlarının (İHA) yeniden şehrin semalarında uçmaya başlaması, ziyarete eşlik eden sakinliğin hesaplanmış, geçici ve ziyaretle ilgili kaygılarla dayatılan bir durum olduğunu gösteriyor.

İsrail Yayın Kurumu, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın, Lübnan'a yönelik İsrail tehditleri arasında, ABD elçisi Morgan Ortagus'la, Lübnan'ın başkenti Lübnan'a yapacağı ziyaret öncesinde bir araya geldiğini bildirdi.

Ayrıca İsrail ordusu sözcüsü Avichay Adraee, "X" hesabından paylaştığı videoda, "Hizbullah"ın 121. Birimi'nin, 2020'deki Beyrut limanı patlamasıyla ilgili ipuçlarını ortaya çıkarmak üzere oldukları için Joseph Skaff, Munir Ebu Racili, Joe Bejjani ve Lokman Slim olmak üzere dört önemli Lübnanlı ismin öldürülmesinin arkasında olduğunu söyledi.

Papa Leo, liman patlamasının yaşandığı yeri ziyaret ederek, patlamada hayatını kaybedenlerin ruhları için sessizce dua etti ve kendisini gözyaşlarıyla karşılayan, ellerinde sevdiklerinin fotoğrafları olan çok sayıda vatandaşla tokalaştı.


İsrail: Hizbullah, Beyrut limanındaki patlamayla bağlantılı olarak 4 Lübnanlıyı öldürdü

Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
TT

İsrail: Hizbullah, Beyrut limanındaki patlamayla bağlantılı olarak 4 Lübnanlıyı öldürdü

Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)

İsrail, Lübnanlı Hizbullah örgütünü, 2020 yılında Beyrut limanında meydana gelen ölümcül patlamada örgütün rolünü ifşa edebilecekleri gerekçesiyle çok sayıda Lübnan vatandaşını öldürmekle suçladı.

İsrail ordusunun dün yaptığı açıklamaya göre dört kurban, patlamanın Hizbullah'ın yüksek patlayıcı amonyum nitrat depolamasından kaynaklandığını ortaya koymuş olabilir.

İsrail ordusu, ölen kişilerin Hizbullah ile patlama arasında bir bağlantı olduğunu ileri süren gümrük memurları ve gazeteciler olduğunu iddia etti.

Bilgiler bağımsız kaynaklarca doğrulanamadı. Hizbullah daha önce patlamanın sorumluluğunu reddetmişti.

Ağustos 2020'de Beyrut limanında meydana gelen patlamada 200'den fazla kişi hayatını kaybetmiş, 6 bin kişi yaralanmış ve mahalleler yerle bir olmuştu.

Patlamaya, güvenlik önlemleri alınmadan yıllarca depolanmış yüzlerce ton yüksek patlayıcı amonyum nitrat neden oldu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu, dünyanın en büyük nükleer olmayan patlamalarından biriydi.

Patlamadan bugüne kadar kimse sorumlu tutulmadı.

Soruşturma, öncelikle siyasi nüfuz, yargısal engeller ve yaygın yolsuzluk nedeniyle tıkandı.

Yetkililer soruşturmadan kaçıyor ve hâkimler engelleniyor.

Hükümet, yılın başında soruşturmayı yeniden başlatacağını duyurdu. Bu girişim, siyasi açıdan güçlü Hizbullah'ın İsrail'le savaş nedeniyle zayıflaması ve soruşturmaların yıllardır ilerlemesinin engellenmesiyle de desteklendi.


Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

TT

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentindeki tünellerde Kassam Tugayları’na bağlı unsurları öldürdüğüne ve esir aldığına dair ardı ardına yaptığı açıklamalar, bu kişilerin kim olduklarına ve özellikle Mayıs 2024’te İsrail’in kenti işgal etmeye başlamasından, ardından operasyonu genişleterek tam kontrol sağlamasından sonra, tünellerde nasıl bu kadar uzun süre gizlenebildiklerine ilişkin pek çok soruyu beraberinde getirdi.

Bir aydan uzun bir süre boyunca, bu unsurların tünellerden silahsız ve can güvenliklerini sağlayacak bir yöntemle çıkarılmasına yönelik temaslar yürütülüyordu. Bu girişimler, İsrailli subay Hadar Goldin’in naaşının 9 Kasım’da teslim edilmesini hızlandırdı. Ancak İsrail, dosyayı Türkiye ile birlikte takip eden ABD ile yapılan sözlü mutabakatları daha sonra ihlal ederek bu kişilere güvenli çıkış izni tanımadı.

Günler ilerledikçe İsrail, söz konusu unsurları tünellerden veya sığınaklarından çıktıkları anda hava saldırılarıyla ya da doğrudan takip ederek öldürmeye veya esir almaya başladı. Bu durum, Refah’ın doğusundaki Ceninah Mahallesi’nde tünellerin son kalan ceplerinin tamamen kuşatılmasıyla daha da yoğunlaştı.

Tünellerde ve pusu bölgelerinde 8 ay

Şarku’l Avsat’a  konuşan Hamas içindeki sahaya yakın kaynaklar, “Bu direnişçilerin, savaşın büyük kısmını, İsrail ordusunun kentte konuşlanmasına ve çok sayıda tünele girmesine rağmen, çoğu zaman tünellerin içinde geçirdiklerini” söyledi. Kaynaklara göre tüneller, İsrail’in tüm ayrıntılarını hâlâ çözemediği bir yapıda inşa edilmişti.

Aynı kaynaklar, Kasım 2023’teki ilk 7 günlük ateşkes sırasında söz konusu savaşçıların yer üstüne çıktığını, çatışmalar yeniden başlayınca tekrar tünellere döndüğünü aktardı. Bu süreçte zaman zaman yer üstünde hareket ettikleri, pusu noktaları arasında geçiş yaptıkları, ardından yeniden tünellere çekildikleri belirtildi. Komutanlarıyla temas, Ocak 2024’te varılan ikinci ateşkese kadar sürdü. Bu ateşkes 18 Mart’a kadar devam etti.

Kaynaklardan biri, çatışmaların yeniden başlaması öncesinde, İsrail ordusunun Refah’ta konuşlanmasına rağmen bazı savaşçıların yer üstüne çıkarak Han Yunus’a ulaştığını, burada komutanlarıyla buluştuğunu ve bazılarıyla birlikte Şubat 2024’te İsrailli esir Avraham Mengistu’nun teslim sürecine katıldığını söyledi. Mengistu, 2014 savaşından beri Gazze’de tutuluyordu.

Savaş yeniden başlayıp diplomatik girişimler sonuçsuz kaldıktan sonra Kassam unsurları tüneller aracılığıyla tekrar Refah’a döndü ve yer üstündeki pusu bölgelerine geri yerleşti.

rth
İsrailli rehine Avraham Mengistu, Hamas ile İsrail arasında geçen Şubat ayında Refah'ta imzalanan esir değişim anlaşması kapsamında teslim platformunda görülüyor (Reuters)

Mart ayı sonunda itibaren bu kişiler, Ağustos ayına kadar komutanlıklarıyla irtibat hâlinde kaldı. Bu süre zarfında İsrail’in Refah’ı tamamen kontrol altına aldığı yönündeki açıklamalarına rağmen, İsrail güçlerine kayıplar verdiren bir dizi saldırı gerçekleştirdiler.

Bu dönemde Kassam Tugayları “Cehennem Kapıları” adını verdiği operasyonlar dizisini başlattı. Askeri araçların, tuzaklanmış evlerin ve tünel çıkışlarının patlatıldığı saldırılarda yaklaşık 6 İsrail askerinin öldürüldüğü açıklandı. Bu saldırılardan birinde Kassam unsurlarının bir İsrail askerini esir almaya çalıştığı belirtildi.

Hamas, o dönem yürütülen ateşkes müzakerelerinde, Refah Taburu’nun hâlâ sahada aktif olduğuna dair bir mesaj vermeyi hedefliyordu. Buna karşın İsrail’in askeri kaynakları, taburun tümüyle dağıtıldığını savunuyordu.

Doğrulanabilen bilgilere göre, Kassam komutanlarıyla birlikte Refah’ta bulunan savaşçılar yer altı tünellerinde ve yer üstündeki pusu noktalarında toplamda 8 aydan fazla süre geçirdi.

Yiyecek ve suya nasıl ulaştılar?

Ateşkesin ardından İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede sıkışan bu savaşçıların iaşesiyle ilgili soruları yanıtlayan saha kaynakları, tünellerde belirli miktarda yiyecek ve suyun önceden stoklanmış olduğunu aktardı.

Kaynaklardan biri, geçmişte benzer şekilde erzakın tükendiği bir savaş deneyimine atıfla, savaşçıların muhtemelen İsrail askerlerinin daha önce kullandığı evlerde bıraktığı yiyeceklerden ya da hasar görmemiş Filistinli evlerindeki malzemelerden faydalanmış olabileceğini söyledi. Sosyal medyada aylar önce paylaşılan, “ev sahiplerinden aldıkları yiyecekler için helallik isteyen Hamas ve İslami Cihad mensuplarının bıraktığı notlar” buna örnek gösterildi.

Kaynaklar, Kassam’ın elit birliklerinin görevleriyle yer altındaki destek gruplarının görevlerinin birbirinden farklı olduğuna da dikkat çekti. Bazılarının lojistik ve ikmal, bazılarının pusu operasyonları yürüttüğü, bazılarının ise farklı gruplar arasında geçiş yaparak doğrudan saha komutanlığı ile temas kurduğu belirtildi.

Öne çıkan komutanlar

İsrail medyasının öldürülmelerinin ardından fotoğraflarını yayımladığı kişiler arasında, Refah’ın doğu tabur komutanı Muhammed el-Bavab, yardımcısı ve aynı zamanda eniştesi İsmail Ebu Lebde, ayrıca elit birlik komutanı Tufik Salim bulunuyor.

Kaynaklara göre Ebu Lebde, Avraham Mengistu’nun teslim edilmesi sürecinde Kızılhaç ekibiyle doğrudan temas kuran isimdi. Bavab ise süreci uzaktan takip etti.

Her iki isim de 2014 savaşında İsrailli subay Hadar Goldin’in kaçırılması operasyonunu yöneten kişiler olarak biliniyor.

df
Kızılhaç araçları, Hadar Goldin'in cenazesini geçtiğimiz kasım ayında Gazze Şeridi'nde taşıyor (Reuters)

İsrail’in öldürdüğü isimler arasında ayrıca, Hamas Siyasi Büro üyesi Gazi Hamad’ın oğlu Abdullah Hamad da bulunuyor. Abdullah Hamad’ın müzakere heyetinin üyesi olduğu, savaş öncesinde Hamas yönetimine bağlı Rubat Askerî Koleji’nden mezun olduğu ve eğitimci olarak görev yaptığı aktarıldı. Abdullah Hamad, kuzeni Ahmed Said Hamad ile birlikte, tünelde Kassam komutanları ve diğer savaşçılarla aynı noktada öldürüldü.

Kaynaklar, Gazi Hamad’ın kardeşi Said Hamad’ın ise 7 Ekim saldırısına katılan damatlarının öldürülmesinin ardından üç kızını İsrail bombardımanında kaybettiğini belirtti.