Azerbaycan, Macaristan, Meksika ve İngiltere'den arama kurtarma ekipleri Türkiye'ye geldi

AA
AA
TT

Azerbaycan, Macaristan, Meksika ve İngiltere'den arama kurtarma ekipleri Türkiye'ye geldi

AA
AA

Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve 10 ili etkileyen depremlerin ardından yardım faaliyetleri için lojistik ve ulaşım üssü olan Adana'ya uluslararası yardım ekipleri gelmeye devam ediyor.
Azerbaycan'dan ikinci kafileye mensup 227, Macaristan'dan 7'nci kafiledeki 7 personel ve 3 dedektör köpek, Meksika'dan 6 ve İngiltere'den 9 kişiden oluşan arama kurtarma ekipleri depremden hasar gören illere gitmek için Adana Havalimanı'na geldi.
Havalimanında Azerbaycanlı ekipleri gören bazı vatandaşlar, gözyaşı dökerek yardımları için teşekkür etti.
Azerbaycan Olağanüstü Haller Bakanlığı Genel Operasyon Daire Başkan Yardımcısı Alasgar Aliyev, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kardeş Türk halkına "geçmiş olsun" dileklerini iletti.
Aliyev, ikinci kafilenin, ilk gelen ekiplerin görev yaptığı Kahramanmaraş'a gideceğini belirterek, "Geldikleri günden bu yana ekiplerimiz diğer ekiplerle yan yana aralıksız olarak arama kurtarma çalışmalarına katılıyorlar. Ne kadar ihtiyaç olursa biz burada olacağız ve arama kurtarma çalışmalarına iştirak edeceğiz. Sizin acınız bizim acımızdır. Daima sizin yanınızdayız." dedi.
Meksikalı yardım kuruluşu Cadena ekibinin lideri Benjamin Laniado da Kahramanmaraş'a gideceklerini bildirdi.
Geri dönüş planlaması yapmadıklarını aktaran Laniado, ne kadar ihtiyaç duyulursa o kadar kalacaklarını ifade etti.
İnsanlara yardım etmek istediklerini kaydeden Laniado, "İnsanlık için bazı insanların hayatlarını kurtaracağımıza inandığımız için buradayız. İnsanların zorluk çektiğini biliyoruz. O yüzden buradayız." diye konuştu.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.