Uydu görüntüleri yıkımın boyutunu gözler önüne serdi

Ayrıntılı uydu görüntüleri Türkiye'nin ilçelerinin deprem öncesi ve sonrasındaki durumunu ve yardım çalışmalarını kuşbakışı gözler önüne seriyor

Gaziantep'in İslahiye ilçesindeki binaların deprem öncesi ve sonrasındaki durumunun yakından çekimi (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)
Gaziantep'in İslahiye ilçesindeki binaların deprem öncesi ve sonrasındaki durumunun yakından çekimi (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)
TT

Uydu görüntüleri yıkımın boyutunu gözler önüne serdi

Gaziantep'in İslahiye ilçesindeki binaların deprem öncesi ve sonrasındaki durumunun yakından çekimi (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)
Gaziantep'in İslahiye ilçesindeki binaların deprem öncesi ve sonrasındaki durumunun yakından çekimi (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)

Türkiye'nin üç ilçesinin uydu görüntüleri, ülkeyi onlarca yıldır vuran en şiddetli depremlerin yol açtığı yıkımın boyutlarını gözler önüne seriyor.
Bölge, 6 Şubat'ta yerel saatle sabah 04.17 ve öğleden sonra 13.24'te Richter ölçeğine göre 7.8 ve 7.5 büyüklüğünde iki büyük depremle sarsıldı.
Acil durum çalışanları Türkiye ve Suriye'nin depremden etkilenen bölgelerinde hayatta kalanları bulmak için zamana karşı yarışırken kapsamlı kurtarma operasyonları devam ediyor.
Ölü sayısı halihazırda 7 bin 300'ü aşmış durumda ancak uzmanlar nihai sayının 20 bine kadar çıkabileceğinden endişe duyuyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) tahminlerine göre iki ülkede 1,4 milyonu çocuk olmak üzere 23 milyon kişi doğrudan etkilenmiş olabilir. UNICEF binlerce çocuğun ölmesinden endişe ediyor.
Cenevre'de konuşan WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, "Bu artık zamana karşı bir yarış. Geçen her dakika, her saat, depremzedeleri canlı bulma şansımız azalıyor" dedi.
Bunlar, aynı büyüklükteki bir depremin yaklaşık 30 bin kişinin ölümüne yol açtığı 1939'dan bu yana Türkiye'yi vuran en şiddetli depremler.
Yeni uydu görüntüleri yıkımın boyutlarını gösteriyor.
İslahiye deprem öncesi kuşbakışı görünümü
Depremden önce İslahiye ilçesinin kuşbakışı görünümü (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)
 İslahiye deprem sonrası kuşbakışı görünümü
Depremden sonra İslahiye ilçesinin kuşbakışı görünümü, 7 Şubat 2023 (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)

Görüntüler, Türkiye'nin üç ilçesi İslahiye, Nurdağı ve Düziçi'nin depremden sonraki ayrıntılı kuşbakışı görünümlerini yansıtıyor.
İslahiye deprem öncesi ilçe merkezindeki binalar
Depremden önce İslahiye ilçe merkezindeki binalar (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)
İslahiye deprem sonrası ilçe merkezi
Depremden sonra İslahiye ilçe merkezindeki yıkılan binalar ve kurtarma çalışmaları (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)

İlk iki ilçenin deprem öncesi görüntüleri, bölgelerin depremden önceki ve sonraki hallerinin yan yana karşılaştırılmasına olanak tanıyarak yıkımın boyutunu vurguluyor. Yollar boyunca kümelenmiş sahra çadırları ve enkazdan arındırılmış birkaç alan görülebiliyor.
İslahiye'de deprem öncesi binaların yakın çekimi
Depremden önce İslahiye ilçesindeki binaların yakından görünümü (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)​​​​​​
 İslahiye'de deprem sonrası binaların yakın çekimi
Depremden sonra İslahiye ilçesindeki binaların yakından görünümü (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)

Bir başka görüntüdeyse İslahiye'deki yerel hastanenin dışında kurulmuş acil durum çadırları görülüyor. Öte yandan sahadaki raporlara göre yaralılar yardımdan daha hızlı geldiği için hastaneler dolup taşıyor.
İslahiye hastanesi acil durum çadırları
İslahiye hastanesinde deprem sonrası acil durum çadırları kuruldu (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)

Nurdağı'nda, yerleşim alanı gibi duran bir alanın etkilendiği görülüyor. Evler ve apartman blokları ya çöktü ya da ağır hasar aldı.
Nurdağı deprem öncesi
Depremden önce Nurdağı ilçesi (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)
 Nurdağı deprem sonrası
Depremden sonra Nurdağı ilçesi, 7 Şubat 2023 (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)

Binaların enkazı Nurdağı ilçe merkezine dağılmış durumda.
Nurdağı ilçe merkezi deprem öncesi
Depremden önce Nurdağı ilçe merkezi (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)
 Nurdağı ilçe merkezi deprem sonrası
Depremden sonra Nurdağı ilçe merkezi, 7 Şubat 2023 (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)

Görüntüleri, merkezi ABD'nin Colorado eyaletinde bulunan uzay teknolojisi şirketi Maxar Technologies'e ait uydular çekti. Bulutlar ve kötü hava koşulları bölgeyi etkilemeye devam ederken, Maxar yerde olup bitenlere ışık tutan bu görüntüleri yakalamayı başardı.
Nurdağı deprem öncesi binalar
Depremden önce Nurdağı ilçesindeki binalar (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)
 Nurdağı deprem sonrası hasar alan binalar
Nurdağı ilçesindeki sahra çadırları ve hasarlı binalar, 7 Şubat 2023. (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)

Bölgeyi izlemeye devam eden Maxar, ek görüntü ve bilgiye ulaşır ulaşmaz yeni güncellemeler sunacak.
Nurdağı deprem öncesi yerleşim bölgesi
Depremden önce Nurdağı'nda bir yerleşim alanı (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)
 Nurdağı deprem sonrası yerleşim bölgesi
Nurdağı ilçesinde yıkılmış yerleşim amaçlı kullanılan binalar (Uydu görüntüsü ©2023 Maxar Technologies)



Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi
TT

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Abdullah Öcalan, 19 Haziran 2025 tarihli mektubunda PKK’nin Fesih Kongresi’ne atıfla “varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketinin sona erdiğini” belirtti. Demokratik siyaset ve toplumsal barış vurgusu yapan Öcalan, “silahların gönüllüce bırakılmasını” talep etti. TBMM çatısı altında kurulacak komisyonun önemine dikkat çeken Öcalan, “Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmelidir” dedi.

İşte Öcalan’ın çağrısından öne çıkan bölümler:

“27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim”

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim. Tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘Kürdistan Devriminin Yolu’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir.

“Varlık tanındı, ana amaç gerçekleşti”

Öcalan, mektubunda PKK’nin kuruluş amacına işaret ederek bu amacın gerçekleştiğini belirtti:

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

“Silahları bırakın, mekanizmaları kurun”

Barış sürecinin somutlaşması için atılması gereken adımlara dikkat çeken Öcalan, mektubunda şunları kaydetti:

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır.

“Kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim”

Abdullah Öcalan, bireysel özgürlüğü kolektif özgürlük bağlamında ele alarak şu değerlendirmeyi yaptı:

Ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir.

“Demokratik Modernite Güçleri yeni evreye hazırlanmalı”

Öcalan, mektubunun son bölümünde yeni bir stratejik döneme işaret ederek şu çağrıyı yaptı:

Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim. Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Mektubun tamamı şöyle:

Değerli yoldaşlar

Komünalist yoldaşlık hareketimizin geldiği aşamayı, yaşadıkları somut durumu, sorun ve çözüm yollarına ilişkin kapsamlı bir mektupla tekraren de olsa açıklayıcı ve yaratıcı yanıtlar vermeyi, sizlere karşı etik bir görev saymaktayım.

27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim.

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim.

Gelinen nokta oldukça değerli ve tarihi nitelikte sayılmak durumundadır. Bu arada köprü ilişkide bulunan yoldaşların çabası aynı değerde ve takdire şayandır.

Tüm yaşanan gelişmeler sonunda tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘’Kürdistan Devriminin Yolu’’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir. Sadece Kürt tarihsel toplumu için değil, bölgesel ve küresel toplum için de tarihsel toplumsal bir içerik taşıdığına inanmaktayım. Tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini teşkil ettiğinden kuşku duymamaktayım.

Tüm bu gelişmelerin İmralı’da gerçekleştirdiğim görüşmeler neticesinde yaşandığını açıkça belirtmek durumundayım. Görüşmelerin özgür irade temelinde yürütülmesine azami dikkat gösterilmiştir.

Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır. Bu aşamanın ve gerekli adımların da tarihi nitelikte olduğunun önemle belirtilmesi, anlaşılması ve gereklerine bağlı kalınması, yol alınması açısından kaçınılmazdır.

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Miadını doldurma bu anlamdadır. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

Siyaset boşluk tanımayacağına göre, boşluk, Barış ve Demokratik Toplum başlıklı program, ‘’demokratik siyaset’’ stratejisi ve temel taktik olarak bütüncül hukukla doldurulmak durumundadır. Tarihsel nitelikte ve kader belirleyici bir süreçten bahsediyoruz.

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Kısır mantıklı, önce sen-ben kısırlığına düşmeden, adımların atılmasında dikkat ve hassasiyetin gösterilmesi şarttır. Atılan adımların boşa çıkmayacağını biliyorum. Samimiyeti görüyor ve güveniyorum.

Dolayısıyla daha da pratik ve somut kilit açıcı adımlara geçilmeye çalışılmaktadır. Benim tarafımdan ileri sürülen tezlerin belli başlı olanları şunlardır:

Herkesin üzerine düşeni yapması, Barış ve Demokratik Toplum hedefine ulaşılması, pozitif entegrasyonalist bir perspektifle mümkündür. Tüm anlatılanlardan çıkarılan sonuç: PKK ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir. Gelinen tarihi noktanın daha da ileriye götürülmesi beklenmektedir.

Gerek TBMM ve komisyon için anlam ifade edecek, gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır. Silah bırakmaya ilişkin detaylar belirlenecek ve hızlıca hayata geçirilecektir.

Meclisin çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır.

Bu arada tüm karar metinlerinde vazgeçilmez bir şart olarak benim özgür kalma durumuma gelince; biliyorsunuz ki ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir. Bu eğilimin gereğine bağlı kalınacağı tabidir. 

Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum.

Son günlerde bölgede yaşanan gelişmeler, attığımız bu tarihi adımın önemini ve aciliyetini açıkça teyit ediyor.

Sürece yönelik her türlü eleştiri ve önerilerinizi, katkılarınızı dört gözle beklediğimi belirtmeliyim. Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim.

Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Daimi yoldaşça selam ve sevgiyle kalın.

19 Haziran 2025 / Abdullah Öcalan

Independent Türkçe