Suriye rejim bölgelerinde deprem sebebiyle ölümler artıyor

Arap coğrafyasından liderler Esed’e taziye mesajları gönderiyor.

Rusya ve Suriye askerleri Suriye’nin kuzeyindeki Halep’te depremde hasar gören binaları denetledi. (AP)
Rusya ve Suriye askerleri Suriye’nin kuzeyindeki Halep’te depremde hasar gören binaları denetledi. (AP)
TT

Suriye rejim bölgelerinde deprem sebebiyle ölümler artıyor

Rusya ve Suriye askerleri Suriye’nin kuzeyindeki Halep’te depremde hasar gören binaları denetledi. (AP)
Rusya ve Suriye askerleri Suriye’nin kuzeyindeki Halep’te depremde hasar gören binaları denetledi. (AP)

Suriye Sağlık Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Halep, Lazkiye, Hama, İdlib kırsalı ve Tartus’taki can kaybının 812’ye, yaralı sayısının ise bin 449’a yükseldiğini duyurdu. Bu verilere rejim güçlerinin kontrolü dışındaki bölgelerin dahil olmadığı bildirildi.
Ölü sayısı artarken Suriye ile dayanışma da devam ediyor.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Ahmed Fehmi yaptığı açıklamada, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin dün Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini duyurdu. Açıklamaya göre Sisi depremde hayatını kaybedenler için taziyelerini iletirken, Mısır’ın bu acı felakette Suriye hükümeti ve halkıyla dayanışma içinde olduğunu vurguladı. Suriye’ye bu konuda mümkün olan her türlü yardımın sağlanması yönünde talimatlar verildiği kaydedilen açıklamada ayrıca, görüşme sırasında Esed’in iki ülkeyi ve iki kardeş halkı birbirine bağlayan tarihi ve kardeşçe ilişkilerden duyduğu gururu dile getirdiği kaydedildi.
Suriye resmi haber ajansı SANA’nın aktardığına göre Esed, Umman Sultanı Heysem bin Tarık’dan bir telefon aldı. Tarık görüşme sırasında ‘Umman halkının, yıkıcı deprem felaketi sonucunda kardeş Suriye halkıyla dayanışma içinde olduğunu’ ifade etti. Ajansın aktardığına göre Umman Sultanı görüşmede şu ifadelere yer verdi:
“Sultanlık bu felaketin üstesinden gelmek için gerekli olan her durumda Suriye’nin yanında olacaktır. Suriye hükümetinin bu felaketin üstesinden gelme çabalarını desteklemek ve yardım sağlamak için acil yardım gönderilecek.”
Esed ayrıca Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife’den depremde yaşamını yitirenler için taziye dileklerini dile getirdiği bir telefon aldı. SANA’ya göre, Kral ‘Bahreyn Krallığı’nın hükümet ve halkı ile, Suriye Arap Cumhuriyeti ile dayanışma ve bu felaketin üstesinden gelmek için Suriye hükümetinin çabalarına yardım ve destek sağlamaya hazır olduğu vurgulandı.
SANA, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un da Esed ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek, depremde ölenler için başsağlığı dilediğini belirtti. Cezayir’in Suriye ile dayanışma içinde olduğunu ve bu acı trajedinin yoğunluğunu ve etkilerini hafifletmek için her türlü çabayı göstermeye hazır olduğunu vurguladı. Ajans ayrıca Esed’in ‘depremden etkilenen bölgelerdeki insanlara yardım sağlamak amacıyla arama kurtarma operasyonlarına katılmak üzere sivil savunma ekiplerinin ve insani yardım uçakları gönderen Cezayir hükümetine ve halkına teşekkürlerini dile getirdiğini’ aktardı.
Ajansın haberinde Esed’in İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’den bir telefon aldığı belirtildi. Reisi’nin söz konusu telefon görüşmesinde ‘iki ülkeyi birbirine bağlayan stratejik ilişkilere dayalı ve insani ilkelerden hareketle, İran’ın bu zor koşullarda Suriye halkıyla dayanışma göstermekten, acının etkilerini hafifletmek ve Suriye hükümetinin bu konudaki bitmek bilmeyen çabalarına destek vermekten başka bir şey yapmasının mümkün olmadığını’ belirttiği kaydedildi.
SANA ayrıca Esed’in Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’den ‘depremde yaşamını yitirenler için taziye mesajı’ aldığını bildirdi.
Ayni yardımlarla ilgili olarak, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan, Suriye ve Türkiye’de depremden etkilenenlere yönelik 100 milyon dolar yardım sağlanması için talimat verdiği aktarıldı. BAE Savunma Bakanlığı ‘Cesur Şövalye 2’ çalışmasını başlattığını duyurdu. Söz konusu çalışma, sahra hastanesi sağlanmasını, arama kurtarma desteği sunulmasını, Suriye’de yiyecek ve çadır gönderilmesini ve Türkiye’ye de yardımların ulaştırılmasını kapsıyor. Suriye resmi haber ajansı SANA, depremden etkilenenler için yardım taşıyan iki Irak uçağının Şam Havaalanı’na geldiğini, ayrıca Irak’ın bugün Bağdat’tan bir akaryakıt konvoyunun yola çıkmasının yanı sıra yardım sağlamak için bir ‘hava köprüsü’ kuracağını da bildirdi. SANA’ya göre gıda ve tıbbi yardım taşıyan İran’a ait bir uçak da Şam Havaalanı’na ulaştı. Bugün ikinci bir yardım uçağı Halep Havaalanı’na vardı. Üçüncü bir uçak da Lazkiye’ye iniş yaptı.
Aynı kapsamda Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, askeri uçaklarla Suriye’ye acil yardım gönderilmesi için talimat verdi. Diğer yandan Cezayir’e ait bir yardım uçağı, arama kurtarma çalışmalarına katılmak üzere bir sivil savunma ekibi ve 17 ton insani yardım ile Halep Havalimanı’na ulaştı.
Rusya, Suriye’de konuşlanmış Rus kuvvetleri tarafından dağıtılan insani yardımın da ulaştırıldığını duyurdu. Suriye’ye diğer ülkelerden de yardımlar gönderildi.
Katar Dışişleri Bakanlığı da Türkiye ve Suriye’de depremden etkilenen bölgelere gönderilecek 10 bin mobil konut tahsis ettiğini açıkladı.



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe