Kahire, Nil Havzası ülkelerinin de su güvenliğini savunuyor

Etiyopya’nın Nahda Barajı rezervuarını dördüncü kez doldurması öncesinde Mısır Sulama Bakanı’nın birbiri ardında gelen ziyaret ediyor

Suveylem, Tanzanya’daki Julius Nyerere Barajı’nı ziyaret etti (Mısır Su Kaynakları Bakanlığı)
Suveylem, Tanzanya’daki Julius Nyerere Barajı’nı ziyaret etti (Mısır Su Kaynakları Bakanlığı)
TT

Kahire, Nil Havzası ülkelerinin de su güvenliğini savunuyor

Suveylem, Tanzanya’daki Julius Nyerere Barajı’nı ziyaret etti (Mısır Su Kaynakları Bakanlığı)
Suveylem, Tanzanya’daki Julius Nyerere Barajı’nı ziyaret etti (Mısır Su Kaynakları Bakanlığı)

Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Hani Suveylem, Nil Havzası ülkelerine yönelik yurt dışı turunun ikinci durağı kapsamında Burundi’ye iki günlük ziyaretine başladı. Resmi bir açıklamada Suveylem’in Burundi Çevre, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sanctus Niragira ile ‘iki ülke arasında su kaynakları ve sulama alanında ortak iş birliğini geliştirmek’ için görüşmelerde bulunacağı bildirildi.
Mısırlı Bakan’ı iki gün önce Tanzanya ziyareti ile başlayan Nil Havzası ülkeleri turu, Etiyopya’nın Mısır ve Sudan ile arasındaki gerilimi artıran bir şekilde Nahda Barajı rezervuarının dördüncü dolumu için yaptığı hazırlıklarla eş zamanlı olarak başladı. Suveylem birkaç hafta önce hem Sudan’ı hem de Güney Sudan’ı ziyaret ederek ve İran’ın Nil’i izlemesi hakkında görüşmüştü.
Mısırlı Bakanı dün yaptığı açıklamada, ‘Nil Nehri’nin bir rekabet ve anlaşmazlık nedeni değil, iş birliği ve barış kaynağı olması’ gerektiğini vurguladı. Mısır’ın, ‘herhangi bir ülkenin, başka hiçbir ülkeye zarar vermemek koşuluyla, kalkınma arayışında olmasının meşru bir hak olduğuna’ inandığını da sözlerine ekledi.
Suveylem, ülkesinin ‘ortak çıkarlar oluşturarak ve tüm taraflar için karşılıklı fayda sağlayarak, havza ülkeleri arasındaki iş birliğini destekleme’ konusundaki rolünü vurguladı. Ayrıca “Mısır ve Tanzanya arasındaki iş birliği uzun yıllar öncesine dayanıyor, bu süreçte su kıtlığı yaşayan topluluklara hizmet etmek için yeraltı suyu kuyuları açmaya yönelik projelerin uygulandı” ifadelerine de yer verdi.
Mısır, 2011 yılından bu yana Etiyopya tarafından Nil Nehri’nin ana kolunda inşa edilen barajın yıllık su payını etkilemesinden endişe ediyor. Kahire, barajın doldurulmasını ve işletilmesini düzenleyen bağlayıcı bir yasal anlaşmanın imzalanması çağrısında bulunuyor. Etiyopya ise, hidroelektrik barajının inşası için bastırarak, su kaynaklarını kullanarak kalkınma hakkın öne sürüyor.
Kahire Üniversitesi Afrika Çalışmaları Fakültesi’nde çalışan Su Kaynakları Profesörü Abbas Şaraki’ye göre, Etiyopya, Nahda Barajı’nın orta koridorunu hazırlamaya ve Nahda Barajı’nın dördüncü dolumu için yeni beton dökmeye hazırlanıyor.
Şaraki Facebook sayfasında yaptığı paylaşımda “Uydu görüntüleri geçtiğimiz günlerde, yeni beton dökmeye başlama hazırlıkları nedeniyle orta şeritte hafif bir değişiklik gösterdi” ifadelerine de yer verdi.



Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
TT

Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)

Hamas bugün yaptığı açıklamada ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in askeri baskısının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan temasların bir ‘meyvesi’ olduğunu bildirdi.

Hamas'tan yapılan açıklamada, “Edan Alexander'ın geri dönüşü, Siyonist saldırganlığın ya da askeri baskı yanılsamasının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan ciddi temasların ve arabulucuların çabalarının bir meyvesidir” denildi.

Hamas dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Körfez turu öncesinde Gazze Şeridi'nde tutulan Edan Alexander'ı serbest bıraktı. 21 yaşındaki Alexander, 19 aydan uzun bir süredir Gazze Şeridi'nde tutuluyordu ve ABD vatandaşlığına sahip yaşayan son esirdi.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail Başbakanı’nın söylediğinin aksine İsrail'in askeri baskısının değil, Washington'la yapılan ‘ciddi temasların’ bir sonucu olduğu belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Alexander'ın dönüşünü ‘sıcak’ bir şekilde karşıladı ve ‘İsrail hükümetinin yaşayan ya da ölü tüm esirleri ve kayıp kişileri geri getirmeye kararlı olduğunu’ vurguladı. Netanyahu, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail devletinin askeri baskısı ve Trump'ın ‘siyasi baskısı’ sonucunda gerçekleştiği değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ordusu, 7 Ekim saldırısı sırasında kaçırılan 251 esirden 57'sinin halen Gazze Şeridi'nde tutulduğunu, bunlardan 34'ünün öldüğünü açıkladı. Ayrıca Hamas, 2014 yılından bu yana bir İsrail askerinin cesedini elinde tutuyor.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde çoğu sivil olmak üzere en az 52 bin 862 Filistinli hayatını kaybetti. Bunların 2 bin 749'u yaklaşık iki ay süren kırılgan bir ateşkesin ardından İsrail'in 18 Mart'ta saldırılarına yeniden başlamasından sonra yaşamını yitirdi.