Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şu an itibarıyla Hatay'ımızda 21 bin 200 personel görev ifa ediyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu an itibarıyla Hatay'ımızda asker, jandarma, polis toplamda 21 bin 200 personel görev ifa ediyor." dedi.

AA
AA
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şu an itibarıyla Hatay'ımızda 21 bin 200 personel görev ifa ediyor

AA
AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlere ilişkin Hatay'daki 8. Komando Tugayı'nda, bölgede görevli bakanlardan brifing aldıktan sonra basın açıklaması yaptı.
"Tarihimizin en büyük deprem felaketlerinden birini yaşadık. Dünyada eşine rastlanmayacak iki büyük depreme ardı ardına ne yazık ki 10 ilimizde maruz kaldık." ifadeleriyle konuşmasına başlayan Erdoğan, Hatay'ın bu felaketten en çok etkilenen, en fazla yıkıma ve can kaybına uğrayan şehirlerin başında geldiğini belirtti.
Erdoğan, Kahramanmaraş'ı ziyaret ettiğini hatırlatarak, "Oradaki durumun vahametini yakından gördüm. Ve şimdi de Hatay'da şahit olduğumuz tablo oralardan pek de farklı değil." diye konuştu.
Depremin etkilediği 10 şehrin tamamındaki vatandaşlara geçmiş olsun dileğinde bulunan, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabırlar dileyen Erdoğan, yaralılara şifa temennisinde bulundu.

"AFAD koordinasyonunda bu işlerin takibi devam etti"
Depremin yaşandığı andan itibaren, önce valiliklerin, ardından bakanlıkların ve kurumların harekete geçerek vatandaşların yardımına koştuğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tabii tümüyle ülke genelinde AFAD'ımızın koordinasyonunda bu işlerin takibi devam etti, devam ediyor, devam edecek. Şüphesiz ki işimiz kolay değildi. Yaklaşık 13,5 milyon insanımızın yaşadığı 500 kilometre çapında bir alanda etkili olan bu depremin yol açtığı yıkımın büyüklüğü ve yaygınlığına bir de hava şartlarının zorluğu eklendi. Buna rağmen devletin ve milletin tüm imkanlarını seferber ederek afet bölgesine yönlendirdik. Kamu personelinden sivil toplum kuruluşu üyelerine, yurt dışından gelen afet ekiplerinden gönüllülere kadar sayıları 60 bini bulan akredite kişi, arama kurtarmadan yardım faaliyetlerine kadar her konuda canla başla çalışıyor.
Ülkemizin istisnasız diğer 71 vilayetinin tamamından deprem bölgesindeki illerimize yardım konvoyları çıkartıldı. Bu şekilde de on binlerce insan deprem bölgesindeki vatandaşlarımıza destek olmak için yollara düştü. Elbette eksikler var, şartlar çok açık, net ortada. Böylesine büyük bir felakete hazırlıklı olabilmek mümkün değildir. Devlet-millet omuz omuza vererek inşallah afetin yol açtığı yıkıntıları da kaldıracağız, hiçbir vatandaşımızı sahipsiz de bırakmayacağız. Çalışmaların daha etkin yürütülebilmesini teminen deprem alanını afet bölgesi ilan ettik. Ayrıca 10 ilimizi kapsayan olağanüstü hal kararı alarak süreci hızlandırdık."

"Bu dönem birlik, beraberlik dönemidir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "gereken her adımı atarak kimseyi yıkıntılar altında bırakmayacak, kimseyi mağdur etmeyecek bir afet yönetimi" yürüteceklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu dönem bir birlik, beraberlik dönemidir. Dayanışma dönemidir. Böyle bir dönemde hala basit siyasi çıkar uğruna çirkefçe, hala burada olumsuz kampanyalar yürütmeyi ben şu anda hazmedemiyorum. Bunun yanında da üzerimde bulunan makamın sorumluluğu olmamış olsa ben bugün böyle konuşmam, çok daha farklı konuşurum. Zira şu anda mevcut hükümet tüm imkanlarını seferber ederek Hazine ve Maliye başta olmak üzere adımlarını atmış ve bu ara dönemde tüm depremzedelere 10'ar bin lira verme kararını Kahramanmaraş'ta açıkladım."

"Konut yapımını hızlandıracağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ'nin yönetimindeki tüm müteahhit firmaları devreye sokarak hem enkaz kaldırma çalışmalarını hem de konut yapımını hızlandıracaklarını belirtti. Erdoğan, "Bir yıl içerisinde de hedefimiz Malatya'da, Elazığ'da daha önce Bingöl'de, Van'da olduğu gibi, bunlar bizim bildiğimiz işler biz bunları yaparız. Biz bu konularda kendimizi ispatlamış bir hükümetiz. İnşallah Hatay'ımızda da bunu yapacağız. Allah'ın izniyle Kahramanmaraş'ımızda da bunu yapacağız. Diğer 8 vilayetimizde de yine bunları yapacağız. İlçelere varıncaya kadar bütün bunları inşallah halledeceğiz." diye konuştu.
Erdoğan, AFAD'ın çadırlarıyla il ve ilçelerdeki depremzedelerin emrine amade kılındığını kaydetti.
Deprem sonrası 60'ı aşkın ülkeden destek ve yardım geldiğini, bunların hepsini daha sonra ismen de açıklayacağını dile getiren Erdoğan, Azerbaycan, İsrail, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt'in destek verdiğini ve desteklerini sürdüreceklerini ifade ettiklerini, madden, nakdi ve ayni yardımların da gönderildiğini söyledi.
AFAD'a bu konuyla ilgili olarak Türkiye'deki kuruluşların ayni, nakdi destek verdiğini ifade eden Erdoğan, destek veren vatandaşlara da teşekkür etti.

"170 ekip, 5 bini aşkın arama-kurtarma çalışmalarını sürdürüyor"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bugün bizim için sınama günüdür ve bu millet bugüne kadar nasıl bunları sınayarak atlattıysa inşallah bunu da atlatacaktır. Kimse bundan endişe etmesin. Şu anda Türkiye genelindeki vefat sayısı 9 bin 57, Hatay'daki vefat sayımız şu an itibarıyla 3 bin 356. Yaralı sayısı ülke genelinde 52 bin 979. Yıkılan bina sayısı 6 bin 444.
Şu an itibarıyla Hatay'ımızda asker, jandarma, polis toplamda 21 bin 200 personel görev ifa ediyor. Bununla ilgili olarak da bazı haysiyetsiz, açık konuşuyorum, namussuz kişiler kampanya yaparak 'Hatay'da biz asker göremedik, jandarma göremedik, polis göremedik' gibi yalan, yanlış iftiralar atıyorlar. Bizim askerimiz şereflidir, jandarmamız şereflidir, polisimiz şereflidir. Ama bu şerefsizlerin ağzına biz onları meze yaptırmayız. Bunu da herkesin bilmesi lazım.
Şu an itibarıyla sağlık çalışanlarında yine 9 bin 179 personel burada akredite ve çalışıyor. Diğer önemli adım 7 valimiz, 12 kaymakamımız burada görevli. Burada yıkık bina sayımız 2 bin 749. 170 ekip, 5 bini aşkın arama-kurtarma çalışmalarını sürdürüyor. 18 ülke, yabancı olarak buradalar, bu arama kurtarma çalışmalarına katılıyorlar. Vefat edenlere tekrar Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralı kardeşlerimize şifalar diliyorum. Hatay'da da üniversite hastanemiz bu akşamdan itibaren aktif olarak göreve katılacaktır."



Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Şam’a SDG dosyasının kapatılması için doğrudan destek

Fotoğraf: TCCB
Fotoğraf: TCCB
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Şam’a SDG dosyasının kapatılması için doğrudan destek

Fotoğraf: TCCB
Fotoğraf: TCCB

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) dosyası, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın cumartesi günü başlayan Türkiye ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğü en önemli dosyalardan biri olarak öne çıktı.

Basında yer alan haberlere göre Şara, Suriye'nin kuzeyindeki ve kuzeydoğusundaki Arap aşiretlerinin Şam'dan Haseke, Rakka ve Deyrizor gibi vilayetlerin kontrolünü devralmasını talep ederken SDG dosyasını devlet kurumları dışında silahlı bir grup olarak sonlandırmak için Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan doğrudan destek aldı.

Şam hükümetinden bir heyet ile DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) ve Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Bölgesi (KDSÖY) temsilcileri bir araya geldi. Binlerce DEAŞ’lı tutuklunun kaldığı El Hol Kampı’nın yönetiminin SDG'den Suriye hükümetine devredilmesi amacıyla bir toplantı gerçekleştirildi. Şam'daki kaynaklar, geçiş hükümeti heyetinin iktidara geldiğinden bu yana ilk kez El Hol Kampı’nı ziyaret etmesini, SDG'nin DMUK’un desteğiyle DEAŞ'la mücadeledeki rolünü azaltmaya yönelik bir adım olarak değerlendirdi.

Kaynaklar, Şam'ın Arap ülkelerinin ve uluslararası toplumun desteğini aldıktan sonra SDG dahil Savunma Bakanlığına katılmayan silahlı gruplara silahlarını teslim edip bakanlık bünyesine katılmaları için on gün süre verdiğini aktardılar. Bu arada Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, Kürtlerin haklarının tek devlet çatısı altında garanti altına alındığını vurguladı. Şeybani, SDG ile varılan anlaşma hayata geçirilmesindeki bir gecikmenin kaosu uzatacağını söyledi.

Kaynaklar, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyiyle olan güney sınırındaki ‘güvenlik tehditlerini’ sona erdirme konusunda ‘ısrarcı’ olduğunu, Şam'ın ise bu konuyu ele alma ve SDG'yi Suriye devletine entegre olmaya ve Suriye topraklarının bütünlüğünü korumaya teşvik ederek bir çatışma ve askeri müdahaleden kaçınma konusunda halen isteksiz olduğunu kaydettiler. Cumhurbaşkanı Şara ve SDG lideri Mazlum Abdi arasında geçtiğimiz mart ayında imzalanan anlaşmaya göre SDG'nin askeri ve güvenlik kurumları devlet kurumlarına entegre edilecek, petrol sahaları, sınır kapıları ve DEAŞ üyelerinin tutulduğu gözaltı merkezleri Şam'a devredilecek ve hükümetin Suriye’nin kuzeyindeki ve doğusundaki bölgelerin kontrolünü kademeli olarak geri alması için hazırlık yapılacak.

cdfrgt
Haseke’nin kuzeydoğusunda yer alan Kamışlı’da sokaklar Şam yönetimi ile SDG arasında geçtiğimiz mart ayında varılan anlaşmayı kutlamak için süslendi (Reuters)

Suriye hükümeti heyetinin El Hol Kampı ile ilgili toplantısında, kampın yerinden edilmiş Suriyelilerden güvenli ve gönüllü bir şekilde tahliye edilmesine yönelik aşamalı bir planın yanı sıra, özellikle ülkelerinin geri dönmelerine izin vermediği yabancı uyruklu DEAŞ üyelerinin ve ailelerinin akıbeti ele alındı.

Suriye Cumhurbaşkanlığı tarafından dün yapılan açıklamada Cumhurbaşkanı Şara’nın Ankara'da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile bir araya geldiği belirtildi. Açıklamaya göre toplantıya Suriye tarafından Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ve Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra, Türkiye tarafından ise Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ve Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün katıldı.

Açıklamada ayrıca toplantıda ilişkileri ortak hedeflere hizmet edecek şekilde geliştirme arzusu çerçevesinde, iki ülke arasında çeşitli alanlarda ikili iş birliğini arttırmanın yolları ele alındığı belirtildi.

Beşşar Esed rejiminin düşmesinden bu yana Türkiye'nin Şara'nın liderliği için stratejik bir müttefik rolü oynadığını belirten Şam'daki kaynaklar, Şara'nın Ankara ziyaretini ‘önemli’ olarak nitelendirdi. Kaynaklar ziyaretin geçiş aşamasını geçmesini sağlamak ve Suriye ile bölgede istikrarı pekiştirmek amacıyla ABD'nin Suriye'ye uyguladığı yaptırımların kaldırılması konusunda Suudi Arabistan başta olmak üzere bazı ülkelerin öncülük ettiği bir dizi hızlandırılmış gelişmenin ardından gerçekleştiğine dikkati çekti.