UNDP: Afrika’da daha iyi bir geçim kaynağı bulma umudu gençleri terör örgütlerine itiyor

Kuzey Somali’deki Eş-Şebab hareketine mensup, aralarında çocukların da bulunduğu silahlı kişiler (AP)
Kuzey Somali’deki Eş-Şebab hareketine mensup, aralarında çocukların da bulunduğu silahlı kişiler (AP)
TT

UNDP: Afrika’da daha iyi bir geçim kaynağı bulma umudu gençleri terör örgütlerine itiyor

Kuzey Somali’deki Eş-Şebab hareketine mensup, aralarında çocukların da bulunduğu silahlı kişiler (AP)
Kuzey Somali’deki Eş-Şebab hareketine mensup, aralarında çocukların da bulunduğu silahlı kişiler (AP)

Afrika’daki terör gruplarının etkisi son zamanlarda eşi görülmemiş bir şekilde arttı. Bu da, bu artışın nedenleri hakkında soru işaretlerini gündeme getirdi.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) raporunda, ekonomik faktörler ve iyi bir yaşam umudu radikal gruplara katılmaya iten en önemli nedenler olduğu sonucuna varıldı.
Uzmanlar, Afrika hükümetleri ve uluslararası güçlerin kıtadaki yoksulluğu, işsizliği ve etnik dışlamayı azaltmak için başarılı yaklaşımlar bulamaması nedeniyle bu örgütlere katılımların artmaya devam edeceğini düşünüyor.
UNDP tarafından Salı günü yayınlanan raporda, dini nedenlerle radikal gruplara katılan insanların sayısında yüzde 57’lik bir düşüş izlendi.
Rapora göre, bu gruplara yeni katılanların yüzde 92’si daha iyi bir geçim kaynağı bulma umudu taşıyor.
Rapor ayrıca, radikal gruplara katılanların yaklaşık yüzde 71’inin ‘güvenlik güçlerinin aile üyelerini öldürmesi veya tutuklaması da dahil olmak üzere insan hakları ihlallerinden etkilendiğini’ ortaya koydu.
UNDP rapor için Burkina Faso, Kamerun, Çad, Mali, Nijer, Nijerya, Somali ve Sudan gibi sekiz Afrika ülkesinde yaklaşık 2 bin 200 kişiyle görüşüldü.
Raporda, görüşülen kişilerin binden fazlasının, Nijerya’daki Boko Haram, Somali’deki El Kaide’ye biat eden eş-Şebab ve Batı Afrika’daki DEAŞ’a bağlı Nusret el İslam da dahil olmak üzere şiddet yanlısı radikal grupların eski üyeleri olduğu ifade edildi.
UNDP’nin raporuna göre, 2017’den bu yana Afrika genelinde en az 4 bin 155 saldırı belgelendi. Bu saldırılarda kıtada 18 bin 417 ölüm kaydedildi ve en fazla ölüme Somali tanık oldu.
UNDP Başkanı Achim Steiner, rapora ilişkin düzenlediği basın toplantısında, Afrika’da radikalizmin yükselişinin, gelecek nesiller için ‘zor kazanılmış kalkınma kazanımlarını baltalamakla’ tehdit ettiğini söyledi.
Steiner, radikalizmi ortadan kaldırmaya yönelik askeri operasyonların başarılı olduğunu vurgulayarak, terörle mücadelede güvenlik ve askeri yaklaşımın genellikle maliyetli ve asgari düzeyde etkili olduğuna işaret etti.  Steiner, “Devletler ve vatandaşlar arasındaki toplumsal sözleşme, şiddet içeren aşırıcılığın temel nedenlerini ele almak için yeniden canlandırılmalıdır” dedi.
Radikal gruplar konusunda uzman olan Mısırlı Ahmed Sultan, “Terör grupları, yoksulluk, işsizlik ve etnik dışlama faktörlerini büyük bir hızla kullanıyor ve kıtada kendileri için verimli bir ortamın mevcudiyetine dayanarak binlerce kişiyi bünyesine katıyor” dedi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Sultan açıklamasına şu ifadelerle devam ediyor;
“Çoğu Afrika ülkesinin yaşadığı ekonomik kırılganlık, özellikle Rusya-Ukrayna savaşı ışığında kötüleşen ekonomik koşullarla birlikte kıtayı terörist gruplar için büyük bir fırsat haline getiriyor. Mevcut küresel siyasi ve ekonomik koşullar ışığında, öngörülebilir gelecekte örgütlere katılım hızı artacaktır.”
Şarku’l Avsat’a konuşan Afrika işlerinde uzman Muhammed Emin Ould Dah, “Büyük uluslararası güçler kendi jeopolitik çatışmalarıyla meşguller ve kıtada terörizmle radikal bir şekilde yüzleşmeyi gerçekten umursamıyorlar, çünkü bunun için milyarlarca dolar gerekiyor” diye konuştu.
Sahel bölgesindeki işsizliğin, binlerce genci terörist gruplara üye olmaya ittiğine dikkati çeken uzman, “Yetkililer tarafından uygulanan zulüm, etnik ve ırksal ötekileştirme, birçok kişinin silaha sarılmaya ve terörist gruplarla işbirliği yapmaya itilmesine katkıda bulunuyor. Güvenlik ve askeri yaklaşımlar, terörist gruplara daha fazla katılıma yol açar” dedi.



İran Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasına bağlıdır

PlantLabs uydusu tarafından çekilen, İran'ın Kum kenti yakınlarındaki yeraltı Fordo nükleer tesisinin 2 Haziran ve 22 Haziran 2025'teki ABD saldırısından önce ve sonraki kompozit görüntüsü.
PlantLabs uydusu tarafından çekilen, İran'ın Kum kenti yakınlarındaki yeraltı Fordo nükleer tesisinin 2 Haziran ve 22 Haziran 2025'teki ABD saldırısından önce ve sonraki kompozit görüntüsü.
TT

İran Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasına bağlıdır

PlantLabs uydusu tarafından çekilen, İran'ın Kum kenti yakınlarındaki yeraltı Fordo nükleer tesisinin 2 Haziran ve 22 Haziran 2025'teki ABD saldırısından önce ve sonraki kompozit görüntüsü.
PlantLabs uydusu tarafından çekilen, İran'ın Kum kenti yakınlarındaki yeraltı Fordo nükleer tesisinin 2 Haziran ve 22 Haziran 2025'teki ABD saldırısından önce ve sonraki kompozit görüntüsü.

İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile iş birliğini askıya alma kararını onaylamasına rağmen dün, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) ve Güvenlik Tedbirleri Anlaşmasına bağlılığını ifade etti.

Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, güvenlik nedeniyle iş birliğinin Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi aracılığıyla devam edeceğini söylerken, sertlik yanlısı Milletvekili Emir Hüseyin Sabeti Tahran'ın yakında UAEK denetçilerini sınır dışı edeceğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, UAEA ile iş birliğini askıya alan ve Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi'nin herhangi bir nükleer denetimi onaylamasını gerektiren bir yasayı onaylayarak Washington'un “kabul edilemez” olarak nitelendirdiği bir adım attı.

Fransa, İran'ın üç yılı aşkın bir süredir rehin tuttuğu iki vatandaşına yönelik “Mossad adına casusluk” suçlamalarını düşürmemesi halinde, Snapback mekanizmasını devreye sokmakla tehdit etti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İranlı mevkidaşına ulaşacağını söyledi ve karşı önlemler almakla tehdit ederek bu hareketi “kabul edilemez bir provokasyon ve saldırganlık” olarak niteledi.