Almanya Başbakanı Scholz: Tüm kalbimizle Türkiye’nin yanındayız

AA
AA
TT

Almanya Başbakanı Scholz: Tüm kalbimizle Türkiye’nin yanındayız

AA
AA

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlere ilişkin "Tüm kalbimizle Türkiye’nin yanındayız." dedi.
Scholz, Brüksel’de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Lider Zirvesi öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Avrupa’nın Türkiye ve Suriye’deki depremzedelerin acılarını hissettiğini belirten Scholz, “En sevdiklerini kaybeden yakınların ve dostların yanındayız. Tüm kalbimizle Türkiye’nin de yanındayız. Hızlı şekilde buraya yardım organize edilmesi için her şeyi yapacağız." ifadesini kullandı.
Scholz, depremde yıkılan binaların yeniden inşası için ellerinden geleni yapacaklarını vurguladı.
AB Liderler Zirvesi'nde Ukrayna’daki savaşın da ele alınacağını dile getiren Scholz, “Ukrayna'yı desteklemede birlik ve dayanışma içinde olduğumuzu göstermek için bugün burada toplanıyoruz.” dedi.
Bu birlik ve dayanışmanın bir yıldan beri başarıldığını vurgulayan Scholz, burada Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’e birlik ve dayanışma sinyalini bir kez vereceklerini kaydetti.
Scholz, Ukrayna’ya yardımın koordineli yapılmasının önemine dikkati çekerek, AB'nin bugün bu tutumunu sergileyeceğinden duyduğu mutluluğu dile getirdi.
AB ülkelerinden sorunların ve zorlukların üstesinden gelme konusunda dayanışma içinde olmalarını isteyen Scholz, bunun ekonomi ve iklim değişikliğiyle mücadelede de önemini vurguladı.
Scholz, Avrupa’nın uluslararası rekabette başarılı olması gerektiğini belirterek, "Amerikalı dostlarımıza aldıkları önlemlerde Avrupa’daki ülkelere karşı ayrımcı olmamalarını rica edeceğiz. Bu konularda birlik ve beraberlik gösterdiğimiz için başarılı olacağımıza inanıyorum.” diye konuştu.
Almanya Başbakanı Scholz, göç konusunda ise AB'de ortak perspektifin geliştirilebileceğine işaret etti.
Batı Balkanlar'daki ülkelerin AB üyeliği konusunda hızlı davranılacağını açıkladıklarını belirten Scholz, bunu başarmak istediklerini ancak her ülkenin AB kriterlerini yerine getirmesi gerektiğini yineledi.
Scholz, bu bağlamda AB’nin de karar verme süreçlerine ilişkin kendi ev ödevlerini yapması gerektiğini kaydetti.



Amerika'da Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırının şüphelisi ölü olarak bulundu

Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)
Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)
TT

Amerika'da Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırının şüphelisi ölü olarak bulundu

Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)
Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)

Fox News, bir kaynağa dayandırdığı dünkü haberinde, Brown Üniversitesi'nde birkaç gün önce meydana gelen toplu silahlı saldırı şüphelisinin silahla intihar ettiğinin tespit edildiğini bildirdi.

Yerel polisin X platformunda yaptığı paylaşıma göre, ABD yetkilileri geçen cumartesi günü Brown Üniversitesi'nde 2 kişinin ölümüne ve 9 kişinin yaralanmasına neden olan silahlı saldırıyla bağlantılı olarak ikinci bir kişiyi arıyordu. Polis soruşturmacıların, şüpheliye yakın yerde görülen bir kişinin kimliğini belirlemek için bölge sakinlerinden yardım istediğini belirtti.

Amerika Birleşik Devletleri'nin kuzeydoğusunda yer alan Rhode Island eyaletinin Providence şehri polisi, yüzü net olarak görünmeyen şahsın üç fotoğrafını yayınladı. Şahsın lacivert kıyafetler giydiği, başının örtülü olduğu ve bir çanta taşıdığı görülüyor.

Güvenlik güçleri daha önce, "yaklaşık 1,73 metre boyunda ve iri yapılı", koyu renk kıyafetler, yüz maskesi ve yün şapka giyen bir şüphelinin çeşitli fotoğraflarını ve videolarını yayınlamıştı. Şüphelinin kimliği henüz bilinmiyor.

Yetkililer, failin tespit edilip tutuklanmasına yol açacak her türlü bilgi için 50 bin dolarlık ödül teklif etti ve şüphelinin "silahlı ve tehlikeli" olduğu konusunda uyarıda bulundu.


Haaretz: Türkiye’nin Gazze’deki rolü ABD - İsrail hattında gerginlik yarattı

İsrail ordusu savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katletti (Reuters)
TT

Haaretz: Türkiye’nin Gazze’deki rolü ABD - İsrail hattında gerginlik yarattı

İsrail ordusu savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katletti (Reuters)

İsrail'in, Türkiye'nin Gazze'deki barış sürecinde oynayacağı rolle ilgili itirazları, Tel Aviv-Washington hattındaki gerilimleri göz önüne seriyor. 

ABD Merkez Komutanlığı'nın, Katar'ın başkenti Doha'da salı günü düzenlediği toplantıda ülkelerin Gazze'deki Uluslararası İstikrar Gücü'ne (ISF) çeşitli şekillerde destek verebileceği belirtilmişti.

Bunlar arasında asker gönderme, kolluk kuvvetlerinden görevlileri atama, lojistik destek sağlama, finansman ve Filistinli polis memurlarının eğitimini üstlenme gibi seçenekler yer alıyor.

Türkiye, ABD'nin barış planı kapsamında kurulacak güvenlik gücüne asker göndermeye hazır olduğunu açıklamış ancak İsrail yönetimi buna yanaşmayacağını söylemişti.

Haaretz'in analizinde, Doha'daki toplantıya Türk yetkililerin katılmadığına dikkat çekiliyor. 

Bu durumun, "Ankara'nın Gazze'de oynamak istediği role karşı Tel Aviv'in itirazlarının Washington tarafından kabul edildiği yönünde bir işaret olduğu" savunuluyor. 

Diğer yandan Liza Rozovsky'nin kaleme aldığı analizde, Gazze'ye insani yardım ve bölgenin yeniden inşasına destek sağlama da dahil Ankara'nın süreçte rol oynaması için ABD ve İsrail arasındaki görüşmelerin sürdüğü yazılıyor. 

Türkiye'yle ilgili meselenin, ABD ve İsrail ilişkilerindeki gerginlikleri ön plana taşıdığı belirtiliyor. 

Binyamin Netanyahu'nun "her şeyden önce radikal sağcı koalisyonunu korumayı" istediğine dikkat çekiliyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın da Gazze planı etrafında kurduğu "kırılgan koalisyonu" korumaya çalıştığı ifade ediliyor. 

Washington'ın aynı anda Tel Aviv'i memnun etmek, Arap ve Müslüman ortaklarına istediklerini vermek ve Gazze'nin yeniden inşası için önemli miktarda finansman sağlamasını beklediği Avrupalı müttefiklerinin desteğini güvence altına almak istediği belirtiliyor. 

Diğer yandan Times of Israel'in dünkü haberinde de Trump'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Gazze'deki geçiş yönetiminin denetlenmesi amacıyla kurulacak Barış Kurulu'nda görmek istediği aktarılmıştı. 

Türkiye'nin hem Barış Kurulu'nda yer alması hem de ISF'ye asker göndermesi için ABD'nin gelecek haftalarda Tel Aviv'e baskıyı artırabileceği belirtilmişti. Washington'ın, Ankara'nın ISF'ye asker göndermese bile güvenlik gücünün komuta yapısında yer almasını istediği de yazılmıştı.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye ISF'nin konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 53'ünü kontrol ediyor.

Independent Türkçe, Haaretz, Times of Israel, Reuters


Gazze’deki Barış Kurulu’na 6 ülkeden taahhüt geldi

İsrail ordusu savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katletti (AP)
İsrail ordusu savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katletti (AP)
TT

Gazze’deki Barış Kurulu’na 6 ülkeden taahhüt geldi

İsrail ordusu savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katletti (AP)
İsrail ordusu savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katletti (AP)

Gazze Şeridi'nde oluşturulacak Barış Kurulu'na Mısır, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Birleşik Krallık, İtalya ve Almanya'nın katılma taahhüdü verdiği aktarılıyor.

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan yetkililer, ABD Başkanı Donald Trump'ın 20 maddelik barış planı kapsamında kurulacak Barış Kurulu'na 6 ülkenin katılma taahhüdü verdiğini söylüyor.

Trump yönetimi, Barış Kurulu'na katılacak ülkeler sayesinde Gazze'de kurulacak yapının uluslararası meşruiyetinin artacağını düşünüyor.

Sözkonusu ülkelerin fon, asker veya diğer türden destekleri sağlama olasılığının da artacağı değerlendirmesi paylaşılıyor.

Diğer yandan ABD, İsrail ve Arap ülkelerinden diplomatlar, Barış Kurulu'na katılmanın Uluslararası İstikrar Gücü'ne (ISF) asker gönderme taahhüdü anlamına gelmediğini vurguluyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye ISF'nin konuşlandırılması öngörülüyor.

Türkiye de güvenlik gücüne asker göndermeye hazır olduğunu açıklamıştı ancak İsrail yönetimi buna yanaşmayacağını söylemişti.

Diplomatlar, Türkiye'nin hem Barış Kurulu'nda yer alması hem de ISF'ye asker göndermesi için ABD'nin gelecek haftalarda Tel Aviv'e baskıyı artırabileceğini belirtiyor.

Washington'ın, Ankara'nın ISF'ye asker göndermese bile güvenlik gücünün komuta yapısında yer almasını istediği aktarılıyor.

Trump'ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı da kurulda görmek istediği aktarılıyor.

Diğer yandan yetkililer, Riyad yönetiminin Gazze'deki durum netleşene kadar böyle bir karar almaktan kaçındığını söylüyor.

ABD Merkez Komutanlığı'nın, Katar'ın başkenti Doha'da salı günü düzenlediği toplantıda ülkelerin ISF'ye çeşitli şekillerde destek verebileceği belirtilmişti.

Bunlar arasında asker gönderme, kolluk kuvvetlerinden görevlileri atama, lojistik destek sağlama, finansman ve Filistinli polis memurlarının eğitimini üstlenme gibi seçenekler yer alıyor.

Ancak Arap yetkililer, ISF'nin Hamas'ı silahsızlandırma planıyla ilgili sorunların devam ettiğine dikkat çekiyor. Örgüt, bağımsız Filistin devletinin kurulmasına ilişkin bir süreç başlatılmadan silah bırakmaya yanaşmayacağını bildirmişti.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 53'ünü kontrol ediyor.

Independent Türkçe, Times of Israel, Reuters