Suriye Ordusu'nun depremin hemen ardından Mare kasabasını bombaladığı ortaya çıktı

Birleşik Krallık milletvekilleri, Mare'ye yönelik "düpedüz kabul edilemez" bombalı saldırıyı kınadı

Kurtarma ekipleri Halep'teki depremin ardından hasar alan bir binanın bulunduğu yerde hayatta kalanları arıyor (Reuters)
Kurtarma ekipleri Halep'teki depremin ardından hasar alan bir binanın bulunduğu yerde hayatta kalanları arıyor (Reuters)
TT

Suriye Ordusu'nun depremin hemen ardından Mare kasabasını bombaladığı ortaya çıktı

Kurtarma ekipleri Halep'teki depremin ardından hasar alan bir binanın bulunduğu yerde hayatta kalanları arıyor (Reuters)
Kurtarma ekipleri Halep'teki depremin ardından hasar alan bir binanın bulunduğu yerde hayatta kalanları arıyor (Reuters)

Birleşik Krallık (BK), 7.8 büyüklüğünde ölümcül bir depremle sarsılmasından kısa süre sonra isyancıların elindeki bir kasabaya "şeytani" bir bombalı saldırı düzenleyen Suriye Devlet Başkanı'nı kınadı.
BK Avam Kamarası'nın çarşamba günü yaptığı açıklamada, Halep'in 35 kilometre kuzeyindeki Mare kasabasının Beşar Esad rejimi tarafından gece boyunca şiddetli bir bombalı saldırıya maruz kaldığı belirtildi.
Dış İlişkiler Komitesi Başkanı meslektaşlarına, Suriye'nin kuzeybatısında muhaliflerin elindeki anklavın (tamamen başka bir siyasi bölgenin sınırları içinde yer alan siyasi bölge -ed.n.), sakinleri deprem nedeniyle dümdüz olan binalardan komşularını ve aile üyelerini kurtarmaya çalışırken saldırıya uğradığını söyledi.
Alica Kearns'ün açıklaması, Beyaz Baretliler'e bağlı kurtarma ekiplerinin liderlere bir mektup göndererek "depremden etkilenen bölgelere bomba atılmaması için" Şam'a baskı yapmaları çağrısında bulunmasının ardından geldi.
Kearns salı günü milletvekillerine şöyle dedi: 
"Esad dün depremden etkilenen Mare'yi bombalayarak, ılımlı muhalefete saldırıp onu yok etmek için gerçekten acımasız, şeytani bir saldırı ve fırsatçılık yaptı."
BK Dışişleri Bakanı James Cleverly de doğal afetin ardından Mare'nin "düpedüz kabul edilemez şekilde bombalanması" nedeniyle Esad rejimini eleştirdi.
Dış İlişkiler Komitesi Başkanı'nın açıklamasına yanıt veren Cleverly, Kearns'ün "doğal afetin hemen ardından bu bölgelerin düpedüz kabul edilemez şekilde bombalandığının altını çizmekte kesinlikle haklı olduğunu" söyledi.
The Indepedent'ta yer alan habere göre, Cleverly şöyle ekledi:
"Ne yazık ki bu, kınadığımız, yaptırım uyguladığımız ve bu tür davranışların tekrarlanmasını önleme çabasıyla (uluslararası dostlarımız ve ortaklarımızla birlikte çalışarak) yaptırımlar uygulamayı sürdüreceğimiz Esad rejiminin uzun zamandır devam eden davranış biçimini ortaya koyuyor."
Ayrıca Cleverely, depremin ardından üç Britanya vatandaşının kayıp olduğunu ve Dışişleri, İngiliz Milletler Topluluğu ve Kalkınma Ofisi'ne (FCDO) bağlı kriz müdahale merkezinin felakete yakalanan 35 Britanyalıya yardım ettiğini de doğruladı.
Süregelen savaş ve Rusya destekli hükümet güçleri tarafından kuşatılan isyancıların elindeki bölgenin sınır boyunca tecrit edilmiş olması, Suriye'deki yardım çabalarını sekteye uğratıyor.
Suriye'nin kendisi de savaşla bağlantılı Batı yaptırımları altında uluslararası parya konumunda.
Büyük fay hatlarının üzerinde yer alan bölge, sık sık depremlerle sarsılıyor. 1999'da Türkiye'nin kuzeybatısını vuran benzer şiddetteki depremlerde yaklaşık 18 bin kişi ölmüştü.



“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
TT

“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)

Lübnan’daki Hizbullah Hareketi, üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarını hedef alan ‘en büyük güvenlik ihlali’ ile karşı karşıya kaldı. Bu güvenlik ihlali, Hizbullah’ın Lübnan’daki ve Suriye'deki kaleleri olarak kabul edilen bazı bölgelerde yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralanmasına ve 9 kişinin ölümüne neden olurken yaralıların sayısı hastanelerin kapasitesini aştı.

Suriye basını Suriye'de bulunan çok sayıda Hizbullah üyesinin taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Şam’ın kentsel ve kırsal kesimlerinde Hizbullah üyelerinin bazılarının taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığını aktardı.

Suriye’nin başkenti Şam'daki Kefer Susa Mahallesi yakınlarında seyir halindeki bir araçta bir çağrı cihazı patladı. İsrail’in Lübnan ve Suriye'deki Hizbullah üyeleri tarafından yaygın olarak kullanılan çağrı cihazlarını hedef alan eş zamanlı siber saldırısı sonucunda Lübnan'da birkaç cihaz daha patladı.

Güvenlik ihlali saat 15.30 sularında Beyrut'un güney banliyölerinde bir kişinin elindeki cep telefonunun patlamasıyla başladı. Ardından Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde eş zamanlı olarak meydana gelen ‘patlamalar’ birbirini takip etti.

Lübnan’ın güney banliyölerinde, Nebatiye’de ve Bekaa'da yollarda kanlar içinde yatan onlarca insanın görüldüğü görüntüler düşmeye başladı. Ardından Hizbullah, çağrı cihazı taşıyan herkesten bu cihazları atmalarını isteyen bir açıklama yapıldı. İç Güvenlik Güçleri de vatandaşlardan yaralılara yardım edilmesini ve hastanelere kaldırılmalarını kolaylaştırmak için yolları açmalarını istedi. Genelkurmay Başkanlığı, vatandaşlardan, sağlık ekiplerinin olay yerlerine ulaşmalarını kolaylaştırmak amacıyla patlamaların yaşandığı bölgelerde toplanmamalarını istedi.

xy6muu7
Beyrut'un güney banliyösünde yaralıların tedavisine yardımcı olmak için kurulan çadırda kan vermek için bekleyen bağışçılar (AFP)

Reuters, Hizbullah yetkililerinin birinin çağrı cihazlarının patlatılması olayının şimdiye kadarki en büyük güvenlik ihlali olduğunu söylediğini aktardı. Reuters’ın emniyet kaynaklarından aktardığına göre Hizbullah, patlayan çağrı cihazları üyelerine daha yeni dağıtmıştı. Fransız Haber Ajansı (AFP) da Hizbullah'a yakın kaynakların ‘yeni çağrı cihazlarının lityum pillere sahip olduklarını ve aşırı ısınma sonucu patlamış gibi göründüklerini’ söylediklerini aktardı.

ABD merkezli gazete New York Times’ın (NYT) konuyla ilgili bilgi sahibi yetkililere dayandırdığı haberine göre cihazlar patlamadan önce birkaç saniye boyunca bip sesi çıkardı. Saldırıda Hizbullah üyelerine ait yüzlerce çağrı cihazı hedef alındı. Sosyal medyada dolaşan videolarda cihazların yollarda, dükkanlarda ve evlerde insanların ellerinde patladığı ve maddi hasara yol açtığı anlar görülüyor.

Hizbullah: Geniş kapsamlı inceleme başlatıldı

‘Güvenlik ihlalinden’ yaklaşık üç saat sonra Hizbullah tarafından yapılan ilk açıklamada dün öğleden sonra saat 15.30 sularında Hizbullah'ın çeşitli birimlerinde ve kurumlarında çalışanların iletişim için kullandığı çağrı cihazlarının patladığı duyuruldu. Açıklamada “Sebebi açıklanamayan patlamalar şimdiye kadar bir çocuğun ve iki kardeşin ölümüne ve birkaç kişinin de yaralanmasına neden oldu” denildi.

Açıklamada Hizbullah'ın uzman kurumlarının şu an eş zamanlı patlamaların nedenlerini belirlemek için geniş kapsamlı bir güvenlik soruşturması başlattığı belirtildi. Hizbullah tarafından yapılan ikinci açıklamada ise “Mevcut tüm gerçekleri ve verileri inceledikten sonra, bu canice saldırıdan tamamen düşmanımız İsrail'i sorumlu tutuyoruz” ifadeleri kullanıldı.

xc
Başbakan Mikati'nin Milletvekili Ali Ammar'ın oğlu için taziye ziyareti sırasında çekilen bir fotoğrafı (Başbakanlık Basın Ofisi)

Öte yandan Bakanlar Kurulu, Lübnan'ın egemenliğinin ağır bir ihlali olan ve suç teşkil eden İsrail'in bu saldırganlığını kınadı. Hükümetin ilgili ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde gerekli tüm temasları derhal başlatarak bu suçla ilgili sorumluluklarını ortaya koyduğunu vurgulayan Bakanlar Kurulu, gelişmelerin takip edilebilmesi için toplantılarını kamuoyuna açık olarak yapma kararı aldı.

Bu arada Başbakan Necip Mikati, Milletvekili Ali Ammar'ı ziyaret ederek oğlu için başsağlığı diledi.