İran: Mir Hüseyin Musavi’ye Halkın Mücahitleri ile ‘işbirliği’ suçlaması

İran: Mir Hüseyin Musavi’ye Halkın Mücahitleri ile ‘işbirliği’ suçlaması
TT

İran: Mir Hüseyin Musavi’ye Halkın Mücahitleri ile ‘işbirliği’ suçlaması

İran: Mir Hüseyin Musavi’ye Halkın Mücahitleri ile ‘işbirliği’ suçlaması

İranlı yetkililerin muhalif reformist lider Mir Hüseyin Musevi'nin açıklamalarına duyduğu öfke dinmedi. Musevi yakın zamanda, yeni bir anayasa hazırlanıp bunun bağımsız ve adil seçimlerle referanduma sunularak İslam Cumhuriyeti defterinin kapatılması çağrısında bulunmuştu.
İran Yargı Erki’ne bağlı Mizan Haber Ajansı, adını açıklamadığı ‘güvenilir bir güvenlik yetkilisinin’ Mir Hüseyin Musevi’nin ‘muhalif Halkın Mücahitleri Örgütü’nün (HMÖ) kontrolü altında’ olduğunu söylediğini belirtti.
Güvenlik yetkilisi, Musevi'nin son açıklamasının HMÖ üyelerinin ‘doğrudan mutfağından’ geldiğini söyleyerek, özellikle halihazırda Paris’te ikamet eden Musevi'nin danışmanlığını ve Kelime web sitesinin yöneticiliğini yapan reformist siyasi aktivist Erdeşir Emir Ercumend’i suçladı.
Güvenlik yetkilisi ‘kanıtlı ve güvenilir bilgilere’ göre ‘Musevi’nin İmam (Humeyni), çizgisini ve anayasayı aşma yolunun Emir Ercumend’den aldığı haritaya dayandığını’ vurgulayarak, “Musevi’ye atfedilen açıklamalarda bu geçişin etkileri adım adım görülmektedir” dedi.
Yargı Erki yetkililerinin haberlerini ve görüşlerini yansıtan Mizan Haber Ajansı, Musevi’nin danışmanını kardeşlerinden biri aracılığıyla HMÖ ile doğrudan bağlantı kurmakla suçladı. Yetkili, “Ercumend’in kardeşi Basim Mansur, HMÖ’nün liderlerinden biri ve şu anda Strazburg’daki temsilciliğinin başında bulunuyor” dedi.
Musevi, görevden alınmadan önce 1980'lerde İran'da başbakanlık yapıyordu. Musevi'nin başbakanlık döneminde İran, başta HMÖ olmak üzere muhalif siyasi gruplara karşı bir tutuklama ve idam furyasına tanık olmuştu.
Güvenlik yetkilisinin açıklamaları, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney'in İran'da nesil farkı gibi konuları gündeme getirmeye çalışanları üstü kapalı olarak eleştirdiği, İranlı yetkililere ‘birlik’ çağrısında bulunduğu ve ‘bölünmelere’ karşı uyardığı konuşmasından saatler sonra geldi.
Hamaney’in nesil farkı ile ilgili konuşması, reformist Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’nin pazartesi günü yaptığı açıklama sonrası gerçekleşti. Hatemi şimdiki kuşak ile devrim ve reformlar dönemi (1997-2005) kuşaklarının arasındaki farka değinmişti.
Öte yandan Hatemi’nin konuşması da müttefiki Mir Hüseyin Musevi’ye üstü kapalı bir yanıtı içeriyordu. Musevi açıklamasında “Esas kriz, ülkenin sürdürülemez çelişkili yapısı ve temel sistemidir” ifadelerini kullanarak, toplumun tüm yönelimlerine ve kesimlerine saygı duyan yeni bir anayasa hazırlama çağrısında bulunmuştu.
Musevi’nin aksine Hatemi, reformların mevcut anayasanın ruhuna geri dönülmesiyle yapılabileceğini söyleyerek, rejimin devrilmesi çağrılarına karşı çıkmıştı.
Dini Lider’in Ofisi’ne bağlı Kayhan Gazetesi ile Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı Civan gazetesi açıklamalarından dolayı Hatemi ve Musevi’yi hedef almıştı. Civan gazetesi iki lideri rejime karşı ‘havuç ve sopa’ stratejisi izlemekle suçladı. Kayhan gazetesi ise iki liderin İran devrimi ve rejimle ilişkilerine dair şüphelerini dile getirmişti.



Bedeviler ve Dürziler... Tarih ve Coğrafyanın "Haksızlıkları"

Bedevi savaşçıları dün Süveyda şehrinin eteklerindeki el-Mezra köyünde yakılmış bir dükkanın önünde toplandılar (AP)
Bedevi savaşçıları dün Süveyda şehrinin eteklerindeki el-Mezra köyünde yakılmış bir dükkanın önünde toplandılar (AP)
TT

Bedeviler ve Dürziler... Tarih ve Coğrafyanın "Haksızlıkları"

Bedevi savaşçıları dün Süveyda şehrinin eteklerindeki el-Mezra köyünde yakılmış bir dükkanın önünde toplandılar (AP)
Bedevi savaşçıları dün Süveyda şehrinin eteklerindeki el-Mezra köyünde yakılmış bir dükkanın önünde toplandılar (AP)

Suriye'nin Süveyda vilayetindeki kanlı olaylar, Bedevi aşiretleri ile Dürzi toplumu arasındaki eski gergin ilişkilerin iç içe geçtiği yönündeki tartışmaları yeniden canlandırdı. Bu tartışmalar, kötüleşen ekonomik durum ve temel hizmetlerin yetersizliği gibi günümüz zorluklarıyla daha da derinleşti.

Yerel gruplar ve güvenlik güçleri arasında son dönemde yaşanan çatışmalar, bu topluluklar arasındaki derin ayrışmayı ve güven eksikliğini yansıtan çelişkili anlatıları ve "şikayetleri" ortaya çıkardı.

Uzmanlar ve Suriye sahnesindeki aktörler “Bedevi kabilelerin kendilerini tarihsel ve süregelen ötekileştirmeden muzdarip bir bileşen olarak sunduklarını”, Dürzi toplumunun ise her azınlık gibi “sürekli bir tehlike ve tehdit hissiyle yaşadığını, bunun da onları kümelenmeye ve izole olmaya ittiği” değerlendirmesinde bulundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre hükümetin olaylara yaklaşımı “devletin egemenliği, silah sahibi olma hakkı ve güvenliği sağlama görevi” üzerine kurulu olsa da Suriye'nin farklı kesimlerinden analistler “bölünmenin kökenine inen sosyo-politik bir çözüm” çağrısında bulunuyor.