Bakan Özer: 2023'te LGS'yi sadece 8. sınıfın birinci dönem konularından yapacağız

AA
AA
TT

Bakan Özer: 2023'te LGS'yi sadece 8. sınıfın birinci dönem konularından yapacağız

AA
AA

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, bu yıl yapılacak LGS ve YKS sınavlarına ilişkin, "LGS'de sadece 8. sınıfın birinci döneminin konuları dahil olacak. Yani 8. sınıfın ikinci dönemi dahil olmayacak. Yine YKS'de 12. sınıfın ikinci dönem konuları sınava dahil olmayacak." dedi.
Özer, Malatya Afet Koordinasyon Merkezi bahçesinde yaptığı basın açıklamasında çok büyük ölçekli bir depremin ardından devletin tüm imkanları ve vatandaşların el birliğiyle mücadele verildiğini belirtti.
Bakanlık olarak da tüm çocukları güvenli ve sağlıklı bir şekilde okullarıyla buluşturmak için çaba sarf ettiklerini aktaran Özer, "Bildiğiniz gibi tüm okullarımızda eğitim öğretime 20 Şubat'a kadar ara verdik. 71 ildeki okullarımızda depremle ilgili bir sıkıntı olmamasına rağmen ara vermemizin nedeni, tüm öğretmenlerimiz, Milli Eğitim Bakanlığının tüm camiası sahada 10 ile yardım ediyor." dedi.
Bakanlığa bağlı meslek liselerinde, uygulama otellerinde günlük olarak 945 bin 215 sıcak yemek, 196 bin 100 çorba olmak üzere 1 milyon 141 bin 315 sıcak yemek ve çorbanın vatandaşlara dağıtıldığını ifade eden Özer, şöyle konuştu:
"Yine 6 ay önce meslek liselerimizde kurmuş olduğumuz ekmek üretim atölyelerinde günlük olarak 1 milyon ekmek üretilip bu 10 ildeki vatandaşlarımıza ulaştırılıyor. Bakanlığa bağlı olan okullarda, pansiyonlarda, yurtlarda, öğretmenevlerinde yaklaşık 450 bin vatandaşımıza barınma hizmeti veriyoruz. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı yaklaşık 5 bin arama kurtarma ekibi tüm illerimizde AFAD'a destek oluyorlar. 2 bin öğretmenimiz 10 ilimizdeki vatandaşlarımıza psikolojik destek vermek için sahada aktif olarak çalışıyorlar. Yine on binlerce gönüllü öğretmenimiz de sahada çadırların, toplanma yerlerinin organizasyonunda, yardım malzemelerinin tasnif işlemlerinde aktif olarak çalışıyorlar. Yani sadece 10 ilde değil 81 bir ildeki tüm milli eğitim camiası 10 ilin yaralarını sarmak için seferber oldu. Dolayısıyla 81 ilde eğitim öğretime ara vermeseydik diğer 71 ilde bu lojistik desteklerle ilgili aksamalar yaşanacaktı. Onun için 71 ilde de bu süreci eş güdümlü bir şekilde yürütüyoruz. Yavaş yavaş diğer birimler devreye girdikçe biz çekileceğiz. Dolayısıyla eğitim öğretimi düzgün bir şekilde devam ettireceğiz."
Özer, 10 ilde ikinci dönem tüm sınıf ve kademelerde devam şartı aranmayacağını anımsatarak, ailelerin istemeleri halinde çocuklarını diğer illerdeki okullara nakledebileceğini kaydetti.
Bakan Özer, sınavlarla ilgili de düzenleme yapıldığına işaret ederek, şöyle konuştu:
"Biliyorsunuz önümüzde 2 tane büyük sınav var. Bir LGS sınavı var liselere yerleştirmek için. Bir de YKS sınavı var, üniversitelere yerleştirmeyle ilgili. Bugün itibarıyla arkadaşlarımızla istişare ederek kararlarımızı verdik. LGS'de sadece 8. sınıfın birinci döneminin konuları dahil olacak. Yani 8. sınıfın ikinci dönemi dahil olmayacak. Yine YKS'de 12. sınıfın ikinci dönem konuları sınava dahil olmayacak."
Özer, bakanlık olarak hızlı bir şekilde tüm okulları çocuklarla buluşturmak için de ellerinden gelen çabayı sarf ettiklerini sözlerine ekledi.



Hasm Hareketi'nin terör planının Kahire ile Ankara arasındaki ilişkiler üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Hasm Hareketi'nin terör planının Kahire ile Ankara arasındaki ilişkiler üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Mısırlı uzmanlar, Mısır İçişleri Bakanlığı'nın Hasm Hareketi’nin terör planını Türkiye'deki Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) unsurlarıyla ilişkilendiren açıklamasının iki ülke arasındaki ilişkiler üzerindeki etkisini küçümsedi. Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan yetkililer, Kahire ve Ankara'nın şu anda iki ülke arasındaki anlaşmazlığın merkezinde yer alan Müslüman Kardeşler meselesini bir kenara bırakarak ‘daha derin’ stratejik konulara odaklandığını vurguladı.

Mısır İçişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Müslüman Kardeşler'e bağlı Hasm Hareketi’ne ait bir sığınağa baskın düzenlendiğini duyurdu. Açıklamaya göre, Müslüman Kardeşler'in Türkiye'ye kaçan askeri kanadı Hasm Hareketi’nin liderlerinin faaliyetlerini yeniden canlandırmak ve ülkedeki güvenlik ve ekonomik tesisleri hedef alan düşmanca operasyonlar düzenlemek için hazırlık ve planlama yaptıkları yönünde bilgi alındı.

Açıklamada, “Hasm Hareketi, ileri askeri eğitim aldığı bir sınır ülkesine kaçan unsurlarından birini, söz konusu planı gerçekleştirmek üzere ülkeye yasadışı yollardan sızmaya zorlayarak operasyonlarını planladı” denildi.

Komşu ülkenin adını açıklamayan bakanlık, hareketin ‘birçok sosyal medya sitesinde dolaşıma sokulan, komşu bir ülkedeki çöllük alanda elemanlarına eğitim verdiğini ve ülkede terör operasyonları gerçekleştirme sözü verdiğini içeren bir video hazırladığını’ bildirdi.

Açıklamada Türkiye'ye atıfta bulunulması, özellikle de Mısırlı yetkililerin terör örgütü olarak sınıflandırdığı Müslüman Kardeşler'in iki ülke arasında yaklaşık on yıldır süren soğukluğa neden olduğu düşünüldüğünde, Kahire ile Ankara arasındaki ilişkilerin güçlenme hızına etkisi konusunda soru işaretleri yarattı.

Ulusal güvenlik ve uluslararası ilişkiler danışmanı Tümgeneral Muhammed Abdulvahid, Mısır İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasında Türkiye'ye yapılan atfın iki ülke arasındaki ilişkileri etkilemeyeceğini söyledi. Abdulvahid, “Türkiye'den bahsedilmesi, Müslüman Kardeşler'in Türkiye'ye kaçtığı gerçeğinin kabul edilmesi bağlamında tesadüfi bir durumdu” dedi.

Abdulvahid, Türkiye ile ilişkilerin ‘pek çok alanda çok iyi ve güçlü olduğunu ve Müslüman Kardeşler dosyasının artık etkili olmadığını’ belirtti. Abdulvahid, Mısır'ın ‘hareketin kaçak unsurlarının’ iadesine yönelik taleplerine işaret ederek şöyle dedi: “Açıklamada Türkiye'den bahsedilmesi iade sürecinin tamamlanması için bir tür baskı olabilir.”

İki ülke arasındaki normalleşme, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin Katar'da düzenlenen 2022 FIFA Dünya Kupası'nın açılışında el sıkışmalarından bu yana hız kazandı. Erdoğan'ın Şubat 2024'te Kahire'ye yaptığı ziyaretle zirveye ulaşan yakınlaşmayı, Sisi'nin aynı yılın eylül ayında Ankara'ya yaptığı ziyaret izledi ve iki ülke arasında ‘yeni bir iş birliği dönemi’ başladı.

Demokrasi Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı ve bölgesel ilişkiler araştırmacısı Kerem Said'e göre “Müslüman Kardeşler dosyası artık Mısır-Türkiye ilişkilerinde acil bir mesele değil. İki ülke arasındaki ilişkiler Kahire ile Ankara'nın çıkarlarına hizmet eden daha büyük ve daha derin stratejik meseleler tarafından yönetiliyor.”

Şarku’l Avsat'a konuşan Said, “Mısır ve Türkiye arasında Müslüman Kardeşler dosyası konusunda ilan edilmemiş bir koordinasyon var. Zira Kahire bazı hükümlülerin iadesini talep ediyor, bu da Kahire ve Ankara arasındaki anlaşmalara göre belirli prosedürlerin tamamlanmasını gerektiriyor” ifadelerini kullandı.

Said sözlerini şöyle sürdürdü: “İçişleri Bakanlığı'nın açıklaması ve Hasm Hareketi’ne yapılan atıf, Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilere yönelik bir meydan okuma içermiyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi şu anda Libya'daki durum, Akdeniz gaz dosyasının çözümü ve diğer bazı konular gibi daha önemli dosyalarla bağlantılı.”

Mısırlı akademisyen ve uluslararası ilişkiler araştırmacısı Beşir Abdulfettah da İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasında Hasm Hareketi'nin terör planının Türkiye'deki Müslüman Kardeşler unsurlarıyla bağlantısına atıfta bulunulmasının ‘Kahire ile Ankara arasındaki ikili ilişkilerin gidişatını etkilemeyeceği’ görüşünde.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulfettah, ‘Mısır ve Türkiye'nin Müslüman Kardeşler dosyasındaki herhangi bir çatışmanın iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişimini etkilemesine izin vermeme konusunda anlaştıklarını’ söyledi ve ‘Müslüman Kardeşler dosyasının diğer dosyaların önüne geçtiği bir dönemde ilişkilerin merkezinde yer aldığını ve anlaşmazlık nedeni olduğunu’ belirtti.

Abdulfettah, “Müslüman Kardeşler dosyasının yerine stratejik ve ekonomik dosyalar konuldu ve bu da Mısır ve Türkiye'nin ikili ilişkileri güçlendirmede ilerleme kaydetmesini sağladı. Ankara, Mısır'ın Hasm Hareketi’ne karşı attığı adımları anlıyor ve destekliyor. Türkiye, Mısır tarafıyla stratejik çıkarlara değer veriyor” şeklinde konuştu.

Mısır-Türkiye ilişkileri, Ankara'nın 30 Haziran 2013'teki gösterilerin ardından yasaklı Müslüman Kardeşler'e verdiği destek nedeniyle on yıldır süren kopukluk ve gerginliğin ardından giderek normalleşme eğilimine girdi.

Mart 2021'de Ankara, Mısır ile diplomatik temasların yeniden başladığını duyurdu. Türk makamları daha sonra Müslüman Kardeşler yanlısı üç kanaldan (Mekameleen, Vatan ve eş-Şark) ‘Mısır'a karşı kışkırtıcı programlarını durdurmalarını ya da Türkiye topraklarından yayınlarını kalıcı olarak durdurmalarını’ talep etti.

Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi Reha Ahmed Hasan, Mısır İçişleri Bakanlığı'nın Türkiye'ye yaptığı atfın ‘Ankara-Kahire ilişkilerini etkilemeyeceğini’ söyledi. Hasan Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Ankara, Kahire ile ilişkilerine önem veriyor ve şu anda komşu ülkelerle sıfır sorun politikası izliyor” dedi. Hasan, İçişleri Bakanlığı açıklamasında Hasm Hareketi’nin Türkiye'ye kaçan Müslüman Kardeşler unsurlarıyla bağlantısına atıfta bulunulmasını ‘örgüt unsurlarının 2013 yılında Türkiye'ye kaçtığı gerçeğini kabul ettiği ve Ankara'ya yönelik herhangi bir suçlama içermediği’ değerlendirmesinde bulundu.