Nahda Hareketi’ne göre suikast dosyasına bakan yargıçlar üzerinde baskı var

Nahda destekçileri başkentin merkezinde gösteri düzenledi. (EPA)
Nahda destekçileri başkentin merkezinde gösteri düzenledi. (EPA)
TT

Nahda Hareketi’ne göre suikast dosyasına bakan yargıçlar üzerinde baskı var

Nahda destekçileri başkentin merkezinde gösteri düzenledi. (EPA)
Nahda destekçileri başkentin merkezinde gösteri düzenledi. (EPA)

Nahda Hareketi, önceki tüm girişimlerin başarısız olmasının ardından liderlerini ülkede son yıllarda yaşanan terör ve siyasi suikastlar dosyasına ‘yalan bir şekilde’ bağlama girişimine tepki gösterdi. Adalet Bakanlığı’nın suikast dosyasının denetimini yapmak üzere özel bir komite görevlendirmesi konusunda yaptığı açıklamanın işlevsel heyetin yetkililerden davaya müdahale etmesi talebiyle tutarlı olduğuna işaret edildi. Adalet Bakanı'nın kararları ile heyetin taleplerinin örtüşmesine şaşırdığını bildiren Nahda Hareketi, bunun hakimler üzerindeki baskıyı ortaya çıkardığını vurguladı.
Nahda Hareketi tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu açıklama, otoritenin uyguladığı baskıların ve hareket hakkında uydurulan tüm davalara müdahalesinin açığa çıkmasından başka bir şey değildir. Parti, uydurma davaların yürütülmesini, diğer dosyaların açılmasına müdahale maskaralığının durdurulmasını sağlamak için yerel ve uluslararası yasaların gerektirdiklerini yapmaktan çekinmeyecektir. Bu adımların amacı, en popüler partiyi siyasi arenadan tasfiye etmektir. Bazı gazeteci ve analistlerin dahil olduğu medya kampanyasını, basın davalarını ve Nahda ve liderlerine yönelik sistematik karalama kampanyalarını kınıyoruz. Hareketi karalayan, liderlerine suçlamalar yönelten ve onları hiçbir delil olmaksızın medyada kovuşturan herkes aleyhine delil hazırlama sürecindeyiz.”
Onur Koalisyonu lideri Seyfeddin Mahluf'un savunma komitesi, dün, Tunuslu Hukukçular Başkanı Hatim el-Mizyu’nun daveti üzerine havaalanı davasındaki duruşmayı boykot etti. Savunma ekibi, adil yargılanma için asgari koşulların bulunmaması ve sanığa garanti edilen yasal güvencelerin yokluğu nedeniyle Mahluf'un yargılanmasının adil olmadığını vurguladı.
Genel olarak sivilleri, özel olarak da avukatları askeri mahkemelerde yargılamayı kesin bir dille reddettiğini aktaran komite, Mahluf'un aynı suçlamayla sivil ve askeri mahkemede yargılanmasının açık bir hukuk ihlali olduğuna dikkat çekti. Ayrıca hukuk alanında çalışan Mahluf ve Mehdi Zakruba’ya yönelik seyahat yasağının kaldırılması çağrısında bulundu. Zira bu karar, Tunus yasalarında belirtilen 14 aylık süreyi aştı.
Komite, Askeri Yargıtay önünde bir protesto düzenleyerek Mahluf'un tutukluluğunun hukuka aykırı olduğunu, serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.
Dünkü oturumda Mahluf'un Mart 2022'deki havaalanı davasında gıyaben hapis cezasına çarptırılmasının ardından yapılan itiraz değerlendirildi. Söz konusu dönemde bazı zanlıların yurt dışına çıkışını engelleyen S-17 tedbiri nedeniyle bir kadının seyahat etmesi yasaklanmıştı. Onur Koalisyonu’ndan bazı temsilciler ise havaalanına gelerek, kadının seyahat edebilmesi için müdahalede bulunmuştu. Kartaca Havaalanı güvenlik personeli ile parti koalisyonunun yardımcıları arasında münakaşalar ve karşılıklı saldırılar kaydedilmişti.
Güvenlik güçleri Mahluf'u gıyaben tutuklamış ancak Mahluf buna itiraz etmişti. 3 Şubat’taki duruşmada karara itiraz konuşuldu. Ancak savunma heyeti iyi bir savunma hazırlamak için erteleme talebinde bulundu. İtirazı kabul ettikten sonra erteleme talebini yanıtlayan daire yönetim kurulu, sanığın tutuklanmasına karar verdi.
Tunus'taki Temyiz Mahkemesi'nde terör davalarını inceleyen uzman iddianame dairesi, Nahda Hareketi liderlerinden eski Başbakan Ali el-Ureyd’in serbest bırakılması talebini görüşmek üzere 16 Şubat'ta bir oturum düzenlemeye karar verdi. Ureyd, gençlerin yurt dışında gerilim ve terör odak noktalarına sınır dışı edilmesi davasında suçlu bulunuyor.
Terörle mücadele yargı merkezi soruşturma hakimi, tehcir ağları davasıyla ilgili olarak 19 Aralık'ta tutuklanmasına karar verilen Ureyd hakkında yapılan tahliye talebini reddetmişti.



Suriye: Tartus'ta eski bir subayı tutuklama girişimi sırasında çıkan çatışmada 17 kişi öldü

Bu ayın başlarında Tartus Limanı’nı ele geçirdikten sonra kontrol noktasında bir aracı durduran askerler (AFP)
Bu ayın başlarında Tartus Limanı’nı ele geçirdikten sonra kontrol noktasında bir aracı durduran askerler (AFP)
TT

Suriye: Tartus'ta eski bir subayı tutuklama girişimi sırasında çıkan çatışmada 17 kişi öldü

Bu ayın başlarında Tartus Limanı’nı ele geçirdikten sonra kontrol noktasında bir aracı durduran askerler (AFP)
Bu ayın başlarında Tartus Limanı’nı ele geçirdikten sonra kontrol noktasında bir aracı durduran askerler (AFP)

Suriye'deki yeni yönetimin İçişleri Bakanı Muhammed Abdurrahman, Bakanlığın resmi Facebook sayfasından yaptığı açıklamada, Tartus kırsalında eski rejim kalıntıları tarafından İçişleri Bakanlığına bağlı güçlere kurulan pusuda 14 kişinin öldüğünü, 10 kişinin de yaralandığını söyledi. İki taraftan ölenlerin sayısı 17'ye yükseldi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), güvenlik güçlerinin Sednaya Hapishanesi ile bağlantılı olarak devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed döneminde görev yapmış bir subayı tutuklamaya çalışması üzerine çarşamba günü batıdaki Tartus ilinde çıkan çatışmalarda 9 kişinin öldüğünü bildirdi. Ölenlerden altısının eski kamu güvenlik gücü mensubu ve üçünün silahlı unsur olduğunu aktaran SOHR’a göre bu kişiler Hirbet el-Mezze köyünde eski bir subayı tutuklamaya çalışan güvenlik güçleriyle çatıştılar.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Heyet Tahrir Şam’dan (HTŞ) bir yetkili, Tartus'ta devrik rejimin kalıntıları ile güvenlik güçleri arasında bazı çatışmalar yaşandığını açıkladı, ancak çatışmaların nedenleri hakkında ayrıntı vermedi. Basına konuşma yetkisi olmadığı için isminin açıklanmaması koşuluyla konuşan yetkiliye göre çok sayıda güvenlik görevlisi öldürüldü.

Suriye içinde geniş bir kaynak ağına sahip olan İngiltere merkezli SOHR’a göre aranan eski rejim subayı, askeri yargı dairesi müdürü ve saha mahkemesi başkanı olarak görev yapıyordu. Binlerce mahkûm hakkında ölüm cezası ve keyfi hükümler veren suçlulardan biri olan eski subay, aynı zamanda Sednaya Hapishanesi’ndeki suçların sorumlularından biri olarak görülüyor.

SOHR, Tartus'a bağlı Hirbet el-Mezze köyünün silahlı sakinleri ile Askeri Operasyonlar Dairesi'ne bağlı güvenlik güçleri arasında, köy sakinlerinden bazılarının köydeki evlerde arama yapılmasına karşı çıkmaları üzerine şiddetli çatışmalar yaşandığını belirtti.

SOHR, aranan eski subayın kardeşi ve yandaşlarından silahlı gençlerin, güvenlik güçlerini köyün dışına çıkardığını, köy yakınlarında pusuya düşürdüğünü ve devriyenin araçlarından birini hedef alarak Genel Güvenlik Güçleri'nden 6 kişiyi öldürdüğünü ve diğerlerini yaraladığını aktardı. Güvenlik güçlerinin Hirbet el-Mezze köyünü kuşattığını bildiren SOHR, onlarca köylünün gözaltına alınarak bir güvenlik merkezine götürüldüğü kaydetti.