Lazkiye’nin Cebele bölgesi adeta mezarlığa döndü

Lazkiye Valiliği’ne bağlı Cebele bölgesinde enkazdan çıkarma çalışmaları sürüyor. (AP)
Lazkiye Valiliği’ne bağlı Cebele bölgesinde enkazdan çıkarma çalışmaları sürüyor. (AP)
TT

Lazkiye’nin Cebele bölgesi adeta mezarlığa döndü

Lazkiye Valiliği’ne bağlı Cebele bölgesinde enkazdan çıkarma çalışmaları sürüyor. (AP)
Lazkiye Valiliği’ne bağlı Cebele bölgesinde enkazdan çıkarma çalışmaları sürüyor. (AP)

Suriye’de meydana gelen deprem felaketinde hastaneler ve morglar enkaz altından çıkarılan morglara nakledilmeye devam ediliyor. Batı Suriye’deki Lazkiye şehri Cebele ilçesinden Muhammed el-Daya, hayatta kalanları bulma şansı giderek azalırken, depremde ölenleri defnetmek için arazisini mezarlığa çevirdi.
47 yaşındaki Daya, AFP’ye yaptığı açıklamada domates ve fasulye ekmek için kullandığı ve satmayı planladığı arazisine yaşamını yitirenlerin defnedilebileceğini belirtirken  “Bir gün bu arazinin mezarlığa dönüşeceğini beklemiyordum. Ama şu anki şartlar bizi aşıyor” dedi.
Daya, şehrin ortasındaki arazisinde bir taşın üzerine oturmuş, ağlamaktan şişmiş gözleriyle yeri kazan çalışanları izledi. Mezarların üzerine tahtalar yerleştirilerek kurbanların isimlerinin üzerlerine yazılmasına şahit oldu.
Daya “Gerekirse başka bir araziden de vazgeçeriz. Yaşayanlara yardım edemedik, bu yüzden ölüleri onurlandırmamız gerekir” açıklamasında bulundu. Şehirdeki birçok tanıdığını kaybeden adam “Bu insanların hepsi benim ailem” ifadesini kullandı.
Yetkililere göre deprem, ülkenin batısındaki Lazkiye de dahil olmak üzere Suriye’nin beş şehrini etkiledi. Bölgede 500’den fazla kişi yaşamını yitirirken 100’den fazla bina da yıkıldı.
Hükümet ve kurtarma ekiplerinin açıkladığı nihai olmayan verilere göre deprem 3 bin 377’si Suriye’de olmak üzere, Suriye ve Türkiye’de 21 bin 700 binden fazla kişinin ölmesine yol atı.

Enkaz olan binalar
Cebele’deki er-Rihavi Caddesi’nde, yardım eli uzatmaya gelen Suriyeli ve Lübnanlı görevliler, arama kurtarma operasyonlarının zorlukla yürütüldüğü dar bir köşede tamamen çökmüş bir binanın altında mahsur kalan insanları çıkarmak için zamanla yarıştı.
Lübnan Ulusal Savunması gönüllüsü Ali Saffettin AFP’ye “Bina bisküvi gibi ufalanarak çökmüş. Seslenerek yaşayan var mı diye arıyoruz” derken, üst üste yığılmış taşların altından ses gelmediğini belirtti.
Mahalle sakinlerinin aktardığına göre arama kurtarma çalışmaları sürecinde, beş günde enkazlardan sadece dokuz kişi kurtarılabildi. 20’den fazla ise ölü çıkarıldı. Enkaz altındaki 15 kişi ise halen çıkarılamadı.
Suriye Sivil Savunma yetkilisi Celal Davud, AFP’ye verdiği demeçte “Bir dakika bile durmadan gece gündüz çalışıyoruz. Olay yerinden ayrılmadık. Bunlar son saatler, hızla çalışmayı sürdürüyoruz. Yaşayanlara ulaşmamız lazım” dedi.
Aletler ve çekiçler günün her saati çalışmaya devam etti, hatta bazı gönüllüler ve bölge sakinleri elleriyle ve mutfak gereçleriyle enkazları kazmayı sürdürdü.
Enkaz altında kalan kayıpların binanın çevresinde toplanan yakınları, bir mucize olması ve mahsur kalanların sağ çıkması için dua etmeyi sürdürüyor.
Sivil savunmadan Davud “Yakınlarının durumunu enkazdan çıkarılır çıkarılmaz öğrenmek istiyorlar” dedi.
Ekipler enkaz altından birini çıkardığında insanlar koşarak geliyor, cansız bedeni görünce çığlıklar yükseliyor.
İnsanlar, yakınları için korkan aileleri yemek ve sıcak çay ikram ederek sakinleştirmeye çalışsa da kimse bir şey yiyemiyor.

Depremin vurduğu darbe
Yerel bir yetkiliye göre moloz kaldırma operasyonları Lazkiye’de sadece yaklaşık 60 noktada tamamlandı.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yetkilisi Richard Brennan, Lazkiye ziyareti sırasında Twitter’da yayınladığı video açıklamasında “Yıkım çok büyük. Yıkılan binaların içindekilerin hayatta kalma şansı çok az” dedi.
Cebele’de, askeri üniformalı askerlerin eşlik ettiği Rus arama kurtarma ekipleri, bir binanın molozları arasında çalıştı.
Etkilenen tüm bölgeler gibi Cebele şehri de yıkılan binaların üzerinden geçen buldozer ve makine sesleriyle doldu. Diğer binaların duvarlarında çatlaklar oluşurken, mahalle sakinleri artçı deprem korkusuyla tahliye edildi.
Mahallelerden birinde insanlar terk edilmiş binaları ve sakinlerinin mallarını korumak için toplanırken bazıları da fırınların birinden sığınaklara ekmek taşıdı. Dükkanların kapalı kapılarına da depremde yaşamını yitirenlerin ölüm ilanları asıldı.
Yıkılan bir binanın yakınında duran Adem Şabo, akrabalarından birinin enkazdan çıkarılmasını bekliyordu. Şabo “Baba, anne ve kız kardeş dışarı çıktılar ve hepsi ölmüş. Oğullarının çıkarılmasını bekliyoruz” dedi.
Adem, akrabalarının kir ve kanla kaplı cesetlerini hatırlrken “Yüzlerini unutamıyorum” dedi.
Deprem, ülkede 12 yıldır devam eden kanlı çatışmada bombalamalar ve çatışmalar sonucu çatlayan yüzlerce binayı yerle bir etti. Cebele, iç savaşın en kötü koşullarından nispeten kurtuldu ancak yine de şiddetli patlamalara tanık oldu. Bölgenin sakinlerinin çoğu da cephede ölmüştü.
Adem “Savaşın dinmesiyle büyük cenazelere veda ettiğimizi sanmıştık ama ölüm bir anda Cebele’ye tekrar geldi. Hem de bir darbede” dedi.



Gazze'deki ateşkes Kızıldeniz'deki gerilimi sona erdirecek mi?

Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarının Gazze anlaşması sonrasında azalması bekleniyor. (Reuters)
Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarının Gazze anlaşması sonrasında azalması bekleniyor. (Reuters)
TT

Gazze'deki ateşkes Kızıldeniz'deki gerilimi sona erdirecek mi?

Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarının Gazze anlaşması sonrasında azalması bekleniyor. (Reuters)
Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarının Gazze anlaşması sonrasında azalması bekleniyor. (Reuters)

Gazze'deki ateşkes anlaşması yürürlüğe girmek üzereyken, İran'ın müttefiki Husilerin yaklaşık bir yıldır geçen gemileri hedef almasının ardından Kızıldeniz bölgesinde gerilimin düşme ihtimaline ilişkin sorular artıyor. Söz konusu durum, uluslararası seyrüseferin aksamasına ve gemilerin Güney Afrika'daki Ümit Burnu rotasına yönelmesiyle, Mısır’ın Süveyş Kanalı'nın milyarlarca dolar zarara uğramasına neden oldu.

Arabulucular çarşamba günü yaptıkları ortak açıklamada, Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardıklarını ve 42 günlük ilk aşamanın yarın başlayacağını duyurdular.

Husiler Kızıldeniz'deki askeri operasyonları durdurmaya ‘şartlı olarak istekli’ olsa da Kahire, Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ile İranlı mevkidaşı Abbas Arakçi arasındaki telefon görüşmesinde bölgedeki gerilimin sona erdirilmesi talebini yineledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre Kızıldeniz'de gerilimin düşürülmesi için İran'ın istekli olması, ABD'nin baskısı ve ateşkes anlaşmasının etkin bir şekilde uygulanarak kalıcı bir ateşkes sağlanması gerekiyor.

Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan basın açıklamasına göre Abdulati ile Arakçi yaptıkları telefon görüşmesinde, ‘Kızıldeniz bölgesi de dâhil olmak üzere bölgedeki gelişmeleri ve geçtiğimiz yıl yaşanan huzursuzluğun seyrüsefer güvenliği üzerindeki yansımalarını’ ele aldılar.

Abdulati, ‘ateşkes anlaşmasının istikrar ve sükûnetin yeniden tesis edilmesine ve Kızıldeniz bölgesinde gerilimin azalmasına yol açarak dünyanın bu en önemli arterinde uluslararası seyrüsefer özgürlüğünün korunmasını umduğunu’ ifade etti.

İran'ın müttefiki olan Husiler, Kasım 2023'ten beri ‘Gazze ile dayanışma’ bahanesiyle İsrail'deki hedeflere saldırmanın yanı sıra, Kızıldeniz'deki İsrail veya bağlantılı kargo gemilerine füze ve insansız hava araçlarıyla (İHA) saldırılar düzenliyor. Bu saldırılara karşılık olarak Washington ve Londra 2024 yılı başlarında Yemen'deki Husi mevzilerine hava ve füze saldırıları düzenlemeye başladı.

Görsel kaldırıldı.Yemen'in Hudeyde Limanı (Reuters)

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından aralık ayı sonunda yapılan açıklamada, ‘Kızıldeniz ve Babu’l Mendeb bölgesinde yaşanan ve kanaldaki seyrüsefer trafiğini ve küresel ticaretin sürdürülebilirliğini olumsuz etkileyen mevcut olayların ardından’ Süveyş Kanalı gelirlerinin 2024 yılında yaklaşık 7 milyar dolar düştüğü belirtildi. Resmi verilere göre 2023 yılı gelirleri 10,25 milyar dolardı.

Uluslararası politika uzmanı Muhammed Muhsin Ebu’n-Nur, “Kızıldeniz'deki durum genellikle cumhurbaşkanlığı ve bakanlar düzeyindeki Mısır-İran görüşmelerinde öncelikli olarak ele alınıyor. Çünkü Kahire, Tahran'ın Kızıldeniz'de Mısır'a zarar veren Husi operasyonlarını kolaylıkla durdurabileceğinin farkında” değerlendirmesinde bulundu.

Ebu’n-Nur, “Yarın yürürlüğe girecek anlaşmayla birlikte Kızıldeniz'deki herhangi bir hedefe yönelik operasyonlar için hiçbir siyasi, stratejik ya da askeri gerekçe kalmadı” dedi.

İran uzmanı Vicdan Afravi ise Mısır'ın talebinin doğal olduğunu, zira ‘Husilerin İran'ın bölgedeki araçlarından biri olarak bilindiğini ve özellikle de nakliye kanalı büyük kayıplara uğrayan Mısır'a büyük zarar verdiğini’ söyledi.

Yemenli siyaset uzmanı Muin es-Sayyadi, “Kızıldeniz operasyonları ve öncesinde 21 Eylül 2014 darbesinden sonra patlak veren savaşta kendi halkının kayıplarını umursamayan Husi milisleri, Süveyş Kanalı nakliye hatlarının etkilenmesi sonucunda Mısır'ın kayıplarını da kesinlikle umursamayacaktır” yorumunda bulundu.

Arabulucuların Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasına varıldığını duyurmasının ardından Husi lideri Abdulmelik el-Husi perşembe günü yaptığı bir konuşmada, “Kasım 2023'ten bu yana savaş botlarının yanı sıra bin 255 balistik, kanatlı ve hipersonik füze ve İHA’yla operasyonlar gerçekleştirdik. Gazze ateşkes anlaşmasının uygulanmasını ve İsrail'in herhangi bir geri çekilmesine, katliam ve kuşatmasına ayak uydurmaya devam edeceğiz, Filistin halkına doğrudan askeri destek sağlamaya hazır olacağız" ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.Mısır'ın Süveyş Kanalı, Kızıldeniz gerilimi nedeniyle büyük zarar gördü. (Süveyş Kanalı İdaresi)

Husilerin ilk açıklamalarını, ‘Yemen'deki Saada savaşlarının başından beri milislerin alışık olduğu bir medya tüketimi’ olarak değerlendiren es-Sayyadi, “Yirmi yıldır taahhütlerde bulunuyorlar ama sadece Tahran'ın istedikleri uygulanıyor. Bu da tüm anlaşmaların şartlarının küçük bir bölümünü oluşturuyor” şeklinde konuştu.

Es-Sayyadi, ‘seçilmiş Başkan Donald Trump'ın ABD yönetimini devralmak üzere olması, İran ve Husi milislerin Trump'ın hakimiyetinin kendileri için Biden'dan daha acı verici olduğunu fark etmesi ve diğer yandan Gazze savaşının fiili olarak sona yaklaşması nedeniyle Kızıldeniz'deki Husi şiddetinin sona ermesini değil azalmasını’ bekliyor.

Ebu’n-Nur, İran'ın Husilere operasyonları durdurma konusunda baskı yapmasını bekliyor. Tahran'ın, Hizbullah ve Hamas'ın gücünün azalmasının ardından bölge üzerinde baskı kurduğu son silah olarak Husi müttefikinden operasyonlarını durdurmasını isteyeceğini düşünen Afravi, gerilimi artıracak bir eylem için herhangi bir gerekçe bulunmadığını belirtti.