Deprem bölgesinde 7. gün: Vefat sayısı 29 bini aştı

Türkiye'nin Hatay kentinde meydana gelen deprem sonucu geniş çaplı tahribat (AFP)
Türkiye'nin Hatay kentinde meydana gelen deprem sonucu geniş çaplı tahribat (AFP)
TT

Deprem bölgesinde 7. gün: Vefat sayısı 29 bini aştı

Türkiye'nin Hatay kentinde meydana gelen deprem sonucu geniş çaplı tahribat (AFP)
Türkiye'nin Hatay kentinde meydana gelen deprem sonucu geniş çaplı tahribat (AFP)

AFAD, saat 15.55 itibarıyla Kahramanmaraş merkezli depremlerde 29 bin 605 kişinin hayatını kaybettiğini, 147 bin 934 afetzedenin başka illere tahliye edildiğini bildirdi. Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 6 Şubat Pazartesi saat 4.17'de 7,7; Elbistan ilçesinde saat 13.24'te 7,6 büyüklüğünde deprem olurken, Gaziantep'te de büyüklükleri 6,4 ile 6,5 olan iki deprem meydana geldi.
7,7 büyüklüğündeki depremin ardından saat 13.24'te bir deprem daha meydana geldi. Merkez üssü Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesi olan depremin büyüklüğü 7,6 olarak kaydedildi. 

Deprem, Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay'da yıkıma yol açtı. 
Yıkılan binaların enkazı altında kalan vatandaşları kurtarma çalışmaları aralıksız devam ediyor.

10 ilde 29 bin 605 can kaybı 
Kahramanmaraş merkezli depremlerde 29 bin 605 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. 

1972 artçı deprem meydana geldi
Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli depremlerin ardından 1972 artçı deprem meydana geldi. Depremden etkilenen illerden 102 bin 388 afetzede tahliye edildi.
Bölgede AFAD, PAK, JAK, JÖAK, DİSAK, Sahil Güvenlik, DAK, Güven, İtfaiye, Tahlisiye, MEB, STK'ler ve uluslararası ekiplerden 32 bin 71 arama kurtarma personeli görev yapıyor.
Diğer ülkelerden gelen arama kurtarma personelinin sayısı ise 8 bin 294 olarak kayıtlara geçti.

Hasar Tespit Afet Grubu tarafından şimdiye kadar 122 bin 152 binanın incelemesi tamamlandı.
AFAD, emniyet, jandarma, MSB, UMKE, ambulans ekipleri, gönüllüler, yerel güvenlik ve yerel destek ekiplerinden görevlendirilen saha personeli ile beraber bölgede görev yapan personelin sayısı 166 bin 334'e ulaştı.
Afet bölgesine başta ekskavatör, çekici, vinç, dozer, kamyon, arazöz, treyler, greyder, vidanjör ve benzeri iş makineleri olmak üzere 12 bin 473 araç sevk edildi.
Hava Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri, Sahil Güvenlik ve Jandarma Genel Komutanlığına bağlı hava araçlarıyla bölgeye personel ve malzeme sevkiyatı için kurulan "hava köprüsü"yle 3 bin 642 sorti yapıldı.
Bölgeye personel, malzeme sevkiyatı ve tahliye amacıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca 24, Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından 2 olmak üzere 26 gemi görevlendirildi.

Depremden yoğun şekilde etkilenen 10 şehre AFAD, Aile ve Sosyal Hizmetler ile Gençlik ve Spor Bakanlıkları ve Kızılay tarafından 175 bin 960 çadır ve 1 milyon 534 bin 39 battaniye sevk edildi, 102 bin 274 aile yaşam çadırının kurulumu tamamlandı.

Afet psikososyal destek grubu kapsamında, 4 mobil sosyal hizmet merkezi, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye ve Malatya'da görevlendirildi, bölgeye 1645 personel ve 164 araç sevk edildi. Deprem bölgesinde 99 bin 916, deprem bölgesi dışında 10 bin 734 olmak üzere 110 bin 650 kişiye psikososyal destek verildi.

TSK "hava köprüsü"yle 3 bin 558 sorti yapıldı
Hava Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri, Sahil Güvenlik ve Jandarma Genel Komutanlığına bağlı hava araçlarıyla bölgeye personel ve malzeme sevkiyatı için kurulan "hava köprüsü"yle 3 bin 558 sorti yapıldı.
25 bin Mehmetçik depremin vurduğu bölgelerde görev alıyor
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan ile Milli Savunma Bakanlığınca deprem bölgesine arama kurtarma ekibi ve malzeme götürmek için kurulan "hava yardım köprüsü"nde inceleme ve denetlemelerde bulundu.
Akar, incelemelerinin ardından yaptığı açıklamada, "Türk Silahlı Kuvvetleri 25 bin 67 personeliyle fiilen deprem bölgesinde görev yapmaktadır. Şu ana kadar 63 uçakla yapılan 707 sortiyle, 9 bin 780 uzman personeli ve 625 ton malzemeyi hedeflerine ulaştırdık." ifadelerini kullandı. 

Depremler nedeniyle üniversitelerde tamamen uzaktan eğitime geçilecek
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile geldiği Diyarbakır'da, 10 ili etkileyen ve "Asrın felaketi" olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerden etkilenen bölgelerdeki incelemelerinin ardından açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasında şunları kaydetti:
"Bugün buradan bir şey daha açıklıyorum. Üniversitelerimizin tamamının Kredi Yurtlar Kurumuna ait yurtlarını bu işler için kullanacağız. Zira yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yoluna devam edecekler. Üniversitelerimizi bu noktada tadil ederek Kredi Yurtlar Kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız.
10 ilde 7 bin 584 yıkık ya da acil yıkılması gereken yapı tespit edildi
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca depremden etkilenen 10 ilde 7 bin 584 yıkık ya da acil yıkılması gereken yapı, 12 bin 617 ağır hasarlı bina tespit edildi.

20 Şubat'a kadar kamuda çalışan kadınlara "idari izin" verilebilecek 
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 10 yaş ve altı çocuğu bulunan kamu çalışanı kadınlara hizmetlerin aksatılmaması kaydıyla 20 Şubat'a kadar idari izin verilebilecek.
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Personel ve Prensipleri Genel Müdürlüğünün yazısında, "Ülkemizde meydana gelen depremler sebebiyle eğitim ve öğretime ara verilmiş olup kurum yöneticileri tarafından gerekli tedbirler alınarak hizmetlerin aksatılmaması kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşlarındaki 10 yaş ve altı çocuğu olan kadın çalışanlara birim amirlerince 20 Şubat 2023 tarihine kadar idari izin verilebilecektir." ifadesi kullanıldı. 


İnfografik: Mahmut Resul Karaca

"Bölgede herhangi bir lav akması, volkanik kül, petrol veya gaz çıkışı olmadığı gözlemlendi"
AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, deprem sonrası volkanik hareketlilik iddiasına ilişkin yaptığı açıklamada, "Gözlemlerimiz, bölgede herhangi bir lav akması, volkanik kül, petrol veya gaz çıkışı olmadığı yönündedir. Gözlemlerimiz, olayın depremle fitillenen ve depremler sonrası çok sık gördüğümüz basit bir kütle hareketinden öte bir şey değil." ifadelerini kullandı. 

Depremlerden etkilenen illerde Deprem Suçları Soruşturma Büroları kurulacak
Adalet Bakanlığı, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerdeki savcılıklara Deprem Suçları Soruşturma Büroları kurulması için yazı gönderdi.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce, 148 ağır ceza mahkemesi başsavcılığına, "Deprem Nedeniyle Yıkılan Binalarla İlgili Yapılacak Soruşturmalar" konulu yazı gönderildi.
Depremlerde yıkılan binalardan kaynaklı ölümler ve yaralanmalar kapsamında cumhuriyet başsavcılıklarınca yürütülecek soruşturmalarda etkinlik ve yeknesaklığın sağlanması amacıyla bu duyurunun yapıldığı belirtildi. 
Gaziantep'te depremde yıkılan sitenin müteahhidi İstanbul'da yakalandı
Gaziantep'te, Kahramanmaraş merkezli depremde yıkılan sitenin müteahhidi ve fenni mümessili Mehmet Ertan Akay, İstanbul'da gözaltına alındı. 



Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi
TT

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Abdullah Öcalan, 19 Haziran 2025 tarihli mektubunda PKK’nin Fesih Kongresi’ne atıfla “varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketinin sona erdiğini” belirtti. Demokratik siyaset ve toplumsal barış vurgusu yapan Öcalan, “silahların gönüllüce bırakılmasını” talep etti. TBMM çatısı altında kurulacak komisyonun önemine dikkat çeken Öcalan, “Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmelidir” dedi.

İşte Öcalan’ın çağrısından öne çıkan bölümler:

“27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim”

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim. Tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘Kürdistan Devriminin Yolu’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir.

“Varlık tanındı, ana amaç gerçekleşti”

Öcalan, mektubunda PKK’nin kuruluş amacına işaret ederek bu amacın gerçekleştiğini belirtti:

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

“Silahları bırakın, mekanizmaları kurun”

Barış sürecinin somutlaşması için atılması gereken adımlara dikkat çeken Öcalan, mektubunda şunları kaydetti:

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır.

“Kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim”

Abdullah Öcalan, bireysel özgürlüğü kolektif özgürlük bağlamında ele alarak şu değerlendirmeyi yaptı:

Ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir.

“Demokratik Modernite Güçleri yeni evreye hazırlanmalı”

Öcalan, mektubunun son bölümünde yeni bir stratejik döneme işaret ederek şu çağrıyı yaptı:

Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim. Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Mektubun tamamı şöyle:

Değerli yoldaşlar

Komünalist yoldaşlık hareketimizin geldiği aşamayı, yaşadıkları somut durumu, sorun ve çözüm yollarına ilişkin kapsamlı bir mektupla tekraren de olsa açıklayıcı ve yaratıcı yanıtlar vermeyi, sizlere karşı etik bir görev saymaktayım.

27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim.

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim.

Gelinen nokta oldukça değerli ve tarihi nitelikte sayılmak durumundadır. Bu arada köprü ilişkide bulunan yoldaşların çabası aynı değerde ve takdire şayandır.

Tüm yaşanan gelişmeler sonunda tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘’Kürdistan Devriminin Yolu’’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir. Sadece Kürt tarihsel toplumu için değil, bölgesel ve küresel toplum için de tarihsel toplumsal bir içerik taşıdığına inanmaktayım. Tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini teşkil ettiğinden kuşku duymamaktayım.

Tüm bu gelişmelerin İmralı’da gerçekleştirdiğim görüşmeler neticesinde yaşandığını açıkça belirtmek durumundayım. Görüşmelerin özgür irade temelinde yürütülmesine azami dikkat gösterilmiştir.

Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır. Bu aşamanın ve gerekli adımların da tarihi nitelikte olduğunun önemle belirtilmesi, anlaşılması ve gereklerine bağlı kalınması, yol alınması açısından kaçınılmazdır.

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Miadını doldurma bu anlamdadır. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

Siyaset boşluk tanımayacağına göre, boşluk, Barış ve Demokratik Toplum başlıklı program, ‘’demokratik siyaset’’ stratejisi ve temel taktik olarak bütüncül hukukla doldurulmak durumundadır. Tarihsel nitelikte ve kader belirleyici bir süreçten bahsediyoruz.

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Kısır mantıklı, önce sen-ben kısırlığına düşmeden, adımların atılmasında dikkat ve hassasiyetin gösterilmesi şarttır. Atılan adımların boşa çıkmayacağını biliyorum. Samimiyeti görüyor ve güveniyorum.

Dolayısıyla daha da pratik ve somut kilit açıcı adımlara geçilmeye çalışılmaktadır. Benim tarafımdan ileri sürülen tezlerin belli başlı olanları şunlardır:

Herkesin üzerine düşeni yapması, Barış ve Demokratik Toplum hedefine ulaşılması, pozitif entegrasyonalist bir perspektifle mümkündür. Tüm anlatılanlardan çıkarılan sonuç: PKK ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir. Gelinen tarihi noktanın daha da ileriye götürülmesi beklenmektedir.

Gerek TBMM ve komisyon için anlam ifade edecek, gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır. Silah bırakmaya ilişkin detaylar belirlenecek ve hızlıca hayata geçirilecektir.

Meclisin çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır.

Bu arada tüm karar metinlerinde vazgeçilmez bir şart olarak benim özgür kalma durumuma gelince; biliyorsunuz ki ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir. Bu eğilimin gereğine bağlı kalınacağı tabidir. 

Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum.

Son günlerde bölgede yaşanan gelişmeler, attığımız bu tarihi adımın önemini ve aciliyetini açıkça teyit ediyor.

Sürece yönelik her türlü eleştiri ve önerilerinizi, katkılarınızı dört gözle beklediğimi belirtmeliyim. Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim.

Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Daimi yoldaşça selam ve sevgiyle kalın.

19 Haziran 2025 / Abdullah Öcalan

Independent Türkçe