Tunus: Gannuşi ve iki bakanın aynı fotoğraf karesinde yer alması ülkede büyük tartışma yarattı

Nahda lideri Gannuşi, Eğitim Bakanı Muhammed Ali el-Bugdiri, Diyanet İşleri Bakanı İbrahim eş-Şaybi ve Cumhuriyetçi Parti lideri İsam eş-Şabi ile birlikte
Nahda lideri Gannuşi, Eğitim Bakanı Muhammed Ali el-Bugdiri, Diyanet İşleri Bakanı İbrahim eş-Şaybi ve Cumhuriyetçi Parti lideri İsam eş-Şabi ile birlikte
TT

Tunus: Gannuşi ve iki bakanın aynı fotoğraf karesinde yer alması ülkede büyük tartışma yarattı

Nahda lideri Gannuşi, Eğitim Bakanı Muhammed Ali el-Bugdiri, Diyanet İşleri Bakanı İbrahim eş-Şaybi ve Cumhuriyetçi Parti lideri İsam eş-Şabi ile birlikte
Nahda lideri Gannuşi, Eğitim Bakanı Muhammed Ali el-Bugdiri, Diyanet İşleri Bakanı İbrahim eş-Şaybi ve Cumhuriyetçi Parti lideri İsam eş-Şabi ile birlikte

Necla Budin hükümetindeki iki Tunuslu bakanın Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi ve İran'ın Tunus Büyükelçisi ile bir fotoğraf karesinde yer alması ülkede geniş bir siyasi tartışma yarattı.
Bazı yerel siyasi gözlemciler, birkaç gün önce görevine atanan Eğitim Bakanı Muhammed Ali el-Bugdiri'nin, Diyanet İşleri Bakanı İbrahim eş-Şaybi'nin ve muhalefetteki Cumhuriyetçi Parti lideri İsam eş-Şabi'nin İran devriminin 44. yıl dönümü kutlamaları sırasında Gannuşi ile toplu fotoğraf karesinde yer alması ile ilgili yorumlarda bulundu. Bu toplu fotoğraf karesi sosyal medyada büyük tartışma yarattı. Bazı gözlemciler, iki hükümet bakanının rejim karşıtlarıyla bir araya gelmesinin nedenini sorguladı. Gözlemciler Necla Budin hükümetinin bakanlarının, özellikle bir önceki Nahda rejiminin Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından 25 Temmuz 2021'de istisnai önlemlerin açıklanması yoluyla devrilmesinden sonra "gerçek bir siyasi ikilem" içinde olduklarını ileri sürdüler.
Fotoğrafta, Raşid Gannuşi İran devriminin yıldönümü kutlamasında "pasta" keserken görülüyor. Gannuşi, İran'ın Tunus Büyükelçisi İsam eş-Şabi ve Budin hükümetinin iki bakanı ellerini üst üste koyarak pastayı kesiyorlar. Bazı gözlemciler Nahda hareketinin liderinin bu fotoğraf aracılığıyla Başkan Said'in onayladığı siyasi boykotu atlatmaya çalıştığını düşünüyor. Gözlemcilere göre Gannuşi tekrar ilgi odağı haline gelmek için halkla ilişkilerde kendisine bir rol bulmaya çalışıyor.
2013 yılında suikasta kurban giden Parlamenter Muhammed Brahmi'nin dul eşi Mübareke Avaniyye, “Fotoğraf çok kötü, Gannuşi'nin içinde olması daha da kötü" dedi. Avaniyye Nahda liderlerini eşinin öldürülmesinde parmağı olmakla suçluyor.
İran'ın Tunus Büyükelçiliği'nin düzenlediği törende konuşan Mübarek, şunları kaydetti: “Büyükelçi iki bakan, Muhammed Ali el-Buğdiri ve İbrahim eş-Şeybi ile pastayı kesecekti. Ancak büyükelçinin gülümsemesiyle Gannuşi yerinden kalktı ve İsam eş-Şabi de onu takip etti.”
Öte yandan Tunus Genel İşçi Sendikası liderliğinde başlatılan "Ulusal Kurtarma Girişimi"nin içeriği ile ilgili olduğu iddia edilen sızıntı belge, siyasi çevrelerde geniş tartışma yarattı. Tunus Genel İşçi Sendikası sızdırılan belgenin sendikayı zor durumda bırakmak amacıyla uydurulduğunu açıkladı. Sendika tarafından yapılan açıklamada, “Sendika liderleri bu sızıntıdan rahatsız. Bu 2013 diyaloğuna sponsor olan kuruluşa zarar verme girişimi" ifadelerine yer verildi.
İşçi Sendikası, diyalog için bir çıkış noktası olacak girişimin özelliklerini netleştirmek üzere çağrılan komitelerin bir üyesini de bu sızıntının arkasında olmakla suçladı. Sendikaya göre amaç, girişimin ilerleyişini bozmak ve iptal etmeye çalışmak.
Belge, seçmenlerin Cumhurbaşkanı Said'in siyasi yolunu destekleme ve son parlamento seçimlerini boykot etme konusundaki isteksizliğine açık referanslar içeriyor. Belgede Tunus Seçim Komisyonu'nun bağımsızlığı, ulusal kurtuluş için diyaloğun gerekliliği ve önemli siyasi engellerin aşılması ile ilgili konulara değiniliyor. Siyasi engeller Cumhurbaşkanı’nın yetkiyi tekelinde bulundurması, bireysel ve toplu özgürlüklerin ihlali, güvenlik şiddeti ve cezasızlık politikası ile kendini gösteriyor.
Sızdırılan belgede, "siyasi hayatın önündeki engelleri kaldırmadan, tüm aktörleriyle demokratik yolu yeniden tesis etmeden ve Tunus devriminin kazanımlarını korumadan" mevcut krizden çıkmanın bir yolu olmadığı ifade ediliyor.



ABD, göçmenleri askeri uçaklarla Libya'ya göndermeyi planlıyor

Libyalılar 28 Nisan 2025'te Trablus'un Şehitler Meydanı'nda yürüyor. Trump yönetimi bölünmüş ülkeye göçmen göndermeyi planlıyor (AFP)
Libyalılar 28 Nisan 2025'te Trablus'un Şehitler Meydanı'nda yürüyor. Trump yönetimi bölünmüş ülkeye göçmen göndermeyi planlıyor (AFP)
TT

ABD, göçmenleri askeri uçaklarla Libya'ya göndermeyi planlıyor

Libyalılar 28 Nisan 2025'te Trablus'un Şehitler Meydanı'nda yürüyor. Trump yönetimi bölünmüş ülkeye göçmen göndermeyi planlıyor (AFP)
Libyalılar 28 Nisan 2025'te Trablus'un Şehitler Meydanı'nda yürüyor. Trump yönetimi bölünmüş ülkeye göçmen göndermeyi planlıyor (AFP)

Reuters'ın haberine göre Trump yönetimi, göçmenleri askeri uçakla Libya'daki gözaltı merkezlerine göndermeyi planlıyor.

The New York Times'a konuşan yetkililer, uçağın çarşamba günü kadar erken kalkabileceğini söyledi. Uçuşta yer alacak kişilerin uyrukları henüz belli değil.

Libya'da şiddetli çatışmalar var ve insan hakları grupları, ülkedeki göçmen gözaltı merkezlerini "korkunç" ve "içler acısı" diye niteliyor.

Bu girişim, Trump yönetiminin göçmenleri ABD'ye girmekten caydırmaya ve ülkede yasadışı olarak bulunanlara, zor koşullara sahip ülkelere gönderilebilecekleri mesajını vermeye çalıştığı dönemde geldi.

Yine de uçuş, yasal, lojistik ya da diplomatik kısıtlamalar nedeniyle gerçekleşmeyebilir. Yönetim daha önce de bir grup Venezuelalıyı El Salvador'a gönderdiği için sert tepkiyle karşılaşmıştı. Bu kişiler teröristlere ayrılmış bir hapishanede tutuluyor.

Dışişleri Bakanlığı, "suç, terörizm, patlamamış kara mayınları, iç karışıklık, insan kaçırma ve silahlı çatışmalar" nedeniyle Amerikan halkına Libya'ya gitmemeyi tavsiye ediyor.

Ülke, uzun yıllar diktatörlük yapan Muammer Kaddafi'nin 2011'de devrilmesinden bu yana yıllardır süren iç savaşla karşı karşıya ve hâlâ bölünmüş durumda. Birleşmiş Milletler'in tanıdığı hükümet Libya'nın batısını Trablus'tan yönetiyor. Aynı zamanda doğu, ülkenin petrol sahalarının çoğunu kontrol eden savaş lordu Halife Hafter liderliğindeki hükümet tarafından yönetiliyor.

ABD'nin Trablus'taki hükümetle sadece resmi ilişkisi var ama bu Hafter'in oğlu Saddam'ın geçen hafta Washington'ı ziyaret etmesini ve birkaç Trump yetkilisiyle görüşmesini engellemedi. Trump'ın Beyaz Saray'daki ilk döneminde Hafter'le dostane bir ilişkisi vardı.

Libya, Avrupa'ya gitmeye çalışan göçmenler için merkez niteliğinde. Ülkede mülteciler ve göçmenler için çok sayıda gözaltı tesisi var. Uluslararası Af Örgütü, 2021 tarihli raporunda bu tesislerin "erkeklere, kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel şiddet" kanıtlarıyla "korkunç" bir "cehennem manzarası" oluşturduğunu belirtmişti.

Öte yandan Küresel Gözaltı Projesi, Libya'da tutulan göçmenlerin "fiziksel kötü muamele ve işkencenin" yanı sıra zorla çalıştırma ve köleliğe maruz kalabileceğini açıklamıştı.

Dışişleri Bakanlığı geçen sene yıllık raporunda ülkedeki gözaltı merkezlerindeki "sert ve hayati tehlike oluşturan" koşullara işaret etmişti. Raporda göçmenlerin "göçmenlik mahkemelerine ya da yasal süreçlere erişimlerinin olmadığı" belirtilmişti.

Carnegie Endowment for International Peace'de Libya uzmanı olan Frederic Wehrey, The Times'a şunları söyledi:

Bu göçmen hapishanelerinde bulundum ve burası göçmenler için uygun bir yer değil. Savunmasız birini atmak için korkunç bir yer.

Independent Türkçe