Ford'dan 3,5 milyar dolarlık batarya fabrikası yatırımı

ABD'nin büyük otomobil üreticilerinden Ford, Çin merkezli Contemporary Amperex Technology (CATL) şirketinin teknolojisini kullanarak Michigan eyaletinde batarya fabrikası kurmak için 3,5 milyar dolar yatırım planladığını duyurdu.

AA
AA
TT

Ford'dan 3,5 milyar dolarlık batarya fabrikası yatırımı

AA
AA

Şirketten yapılan açıklamada, Ford'un dünyanın büyük batarya üreticilerinden Çin merkezli CATL ile yeni bir anlaşmaya vardığı aktarıldı.
Açıklamada, anlaşma kapsamında, Ford'un Avrupa ve Asya'da 13 fabrikası olan CATL'nin lityum demir fosfat (LFP) batarya hücresi bilgisini ve hizmetlerini kullanarak batarya üreteceği kaydedildi.
Ford'un ABD'nin Michigan eyaletinde batarya fabrikası kurmak için 3,5 milyar dolarlık yatırım yapacağı belirtilen açıklamada, söz konusu tesiste LFP bataryalarının üretimine 2026'da başlanmasının planlandığı ve başlangıçta 2 bin 500 kişinin istihdam edileceği bildirildi.
Yatırım yeri olarak Michigan'ın seçilmesinde Enflasyonu Düşürme Yasası etkili oldu.
Ford Yönetim Kurulu Başkanı Bill Ford, konuya ilişkin açıklamasında, Amerika'da elektrikli araç devrimine liderlik etmeye kararlı olduklarını vurguladı.
Ford, bunun şirketi sektördeki küresel dönüşümün en ileri noktasında tutacak teknolojiye ve işlere yatırım yapması anlamına geldiğini açıkladı.
Ford Başkan Yardımcısı Lisa Drake ise Ford'un dördüncü batarya fabrikasını Michigan'da kurma kararında ise ABD'de enflasyonun düşürülmesine yönelik kapsamlı sağlık, iklim ve vergi düzenlemelerini içeren ve ABD Başkanı Joe Biden'ın geçen yıl ağustos ayında imzaladığı Enflasyonu Düşürme Yasası'nın "inanılmaz derecede önemli" olduğunu ifade etti.
Ford ve CATL arasındaki anlaşma ABD ve Çin arasında ilişkilerin gerildiği bir dönemde geldi.
ABD'li otomobil üretici Ford'un Çinli CATL ile vardığı anlaşmanın haberinin, iki ülke ilişkilerinin "casus balon" krizi nedeniyle gerildiği bir dönemde gelmesi dikkati çekti.
ABD ordusu, Amerikan hava sahasında tespit edilen ve Çin casus balonu olduğu öne sürülen balonu 4 Şubat'ta Güney Carolina kıyılarında vurmuştu. Enkazı toplayan ABD ordusu, balonun modülünü incelemeye devam ediyor.
ABD hava sahasında balon tespit edilmesi üzerine ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Pekin ziyaretini ertelemişti.



Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
TT

Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)

Kripto para piyasası haftaya kayda değer bir yükselişle başladı. Bitcoinin fiyatı yüzde 2,1 oranında artarak 110 bin dolar seviyesini yeniden gördü. Bu seviye, yatırımcılar açısından psikolojik ve teknik açıdan önemli bir eşik olarak görülüyor. Söz konusu yükseliş, tahvil piyasalarında yaşanan artan dalgalanmalar ve hem ABD hem de Japonya’da kamu borçlarının sürdürülebilirliğine dair artan endişeler eşliğinde gerçekleşti.

ABD’de bütçe açığının artması ve devlet tahvili ihraçlarının hız kazanması, tahvil piyasası üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Diğer yandan uzun vadeli borçlanma araçlarının getirileri yükselmeye devam ediyor. Bu durum yatırımcıların enflasyon kaygılarını ve yabancı talepteki düşüşü yansıtıyor. Japonya’da ise tahvil getirileri, tarihsel olarak düşük seyreden bantlarını aşmaya başladı. Bu gelişme, onlarca yıldır sürdürülen genişleyici para politikasının sona erdirilebileceğine dair spekülasyonları beraberinde getirdi.

Kripto para analizi alanında önde gelen isimlerden Michael van de Poppe’nin sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşıma göre, Bitcoinin 110 bin dolar seviyesine geri dönmesi, güçlü bir yükseliş ivmesine işaret ediyor. Aynı zamanda alternatif kripto paralar da bu olumlu eğilime katılıyor.

Söz konusu hareket, birçok piyasa izleme platformunun bildirdiğine göre, 95 bin ila 100 bin dolar arasında dalgalanan birkaç haftalık yatay seyrin ardından geldi. Binance platformunun verilerine göre, BTC/USD paritesi 110 bin 125 dolar seviyesinde kaydedilirken, günlük işlem hacmi yaklaşık 38 milyar dolara ulaştı.

Bu bağlamda Bitcoin, hem yüksek performanslı bir dijital varlık hem de alternatif bir değer saklama aracı olarak yeniden gündeme geliyor. Analistler, küresel piyasalarda yaşanan dönüşümlerin dijital para birimlerinin cazibesini artırdığını belirtiyor. Özellikle Bitcoine bağlı borsa yatırım fonlarına kurumsal sermaye akışının devam etmesi dikkat çekiyor. Bu fonların yönettiği varlıkların toplam değeri kısa süre önce 104 milyar doları aştı.

Dikkat çekici olan, bu yükselişin kısa vadeli bir spekülasyon dalgasının sonucu gibi görünmemesi. Aksine bu yükseliş, yatırımcılar tarafından ‘güvenli liman’ kavramının yeniden kapsamlı biçimde değerlendirilmesi çerçevesinde gerçekleşiyor. Zira artık geleneksel devlet borçlanma araçları -başta Amerikan hazine tahvilleri olmak üzere- aynı güven düzeyine sahip değil. Özellikle yüksek enflasyon ve kronik bütçe açıklarıyla karakterize edilen bir ortamda bu güven daha da zayıflamış durumda.

Hafta sonunda ise Bitcoinin fiyatı, 111 bin doların üzerindeki seviyelerden 108 bin 600 dolara kadar geriledi. Bu düşüş, ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa mallarına ve Amerika dışında üretilen iPhone cihazlarına ağır gümrük vergileri uygulama tehdidine doğrudan bir tepki olarak gerçekleşti.

Bu ani riskten kaçınma eğilimine yönelik genel ruh halindeki dönüşüm, kripto para piyasasında 500 milyon dolardan fazla alım pozisyonunun silinmesine yol açtı. Bitcoin, Ether, Cardano, Solana ve Dogecoin’e bağlı vadeli işlem sözleşmeleri ciddi kayıplar yaşadı.

Ancak bu sabah atmosfer değişti. BTSE platformunun operasyonlardan sorumlu yöneticisi Jeff Mei, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bir yandan, hafta sonu yaşanan düşüşler bize kripto para piyasasının jeopolitik ve ekonomik şoklara ne kadar hızlı tepki verdiğini gösterdi. Diğer yandan, gümrük muafiyet sürelerinin uzatılması yönünde atılan adımlar, en kötü dönemin geride kaldığına dair inancı güçlendiriyor. Bu da yatırımcıların temkinli bir şekilde yeniden birikim yapmaya başlamasına yol açtı.”