Bin Mübarek: Yemen'e ilişkin herhangi bir barış planında darbenin sonlandırılmasına odaklanılmalı

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi çarşamba günü Brüksel'de Avrupalı yetkililerle toplantı yaptı. (Saba)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi çarşamba günü Brüksel'de Avrupalı yetkililerle toplantı yaptı. (Saba)
TT

Bin Mübarek: Yemen'e ilişkin herhangi bir barış planında darbenin sonlandırılmasına odaklanılmalı

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi çarşamba günü Brüksel'de Avrupalı yetkililerle toplantı yaptı. (Saba)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi çarşamba günü Brüksel'de Avrupalı yetkililerle toplantı yaptı. (Saba)

Yemen Dışişleri Bakanı Ahmed Avad bin Mübarek, üzerinde anlaşmaya varılacak, üç referans temelindeki herhangi bir barış planında Husi darbesinin sonlandırılmasına odaklanılması gerektiğini belirterek İran'ın bölgedeki yıkıcı rolüne ve milislere yönelik silah kaçakçılığın da tepki gösterdi.
Avrupa Birliği (AB) Siyasi ve Güvenlik Komitesi tarafından dün Brüksel’de düzenlenen Yemen konulu özel diyalog oturumuna katılan Mübarek, SABA haber ajansının aktardığına göre şunları söyledi:
“Yemen'de Körfez Girişimi ve uygulama mekanizması, Kapsamlı Ulusal Diyalog Konferansı Çıktıları ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2216 sayılı kararı olmak üzere üç referans temelinde kaydedilecek herhangi bir barış planı, çatışmanın nedenlerini çözmeye odaklanmalıdır. Bunların başında ilahi hak iddiasıyla yapılan darbeyi sona erdirmek, feci etkilerini siyasi, ekonomik, sosyal ve insani açıdan ele almak geliyor.”
Barış sürecini ilerletme yönündeki çabalara değinen Ahmed Avad bin Mübarek, ülkesindeki hükümetin Yemen'i Husi milislerinin empoze ettiği trajik durumdan kurtarma konusundaki kararlılığına övgüde bulundu. Pozitif siyasi dönüşümler gerçekleştirmeye yönelik bu çabalardan kaynaklı fırsatlara işaret eden Bakan, Yemen ile Avrupa’nın Kızıldeniz'deki ortak güvenlik çıkarlarına, Husi milislerin uluslararası seyrüsefer ve küresel enerji ikmal hatlarına yönelik tehdidine, petrol limanları, tesisleri ve petrol tankerlerini hedef alarak uluslararası barış ve güvenliği ihlal ve tehdit ettiğine değindi.
Aynı zamanda İran'ın Yemen'deki yıkıcı rolünü, Husi milislerine kaçırılan tonlarca silah akışının yanı sıra milislerin Yemen'deki petrol sahalarını vurmak için kullandığı füzelere dikkat çekti.
27 üye ülkenin temsil edildiği büyükelçilerden oluşan AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi, kriz yönetimi operasyonları için uluslararası durum ve stratejik yönlerin izlenmesi, stratejik yaklaşımlar ve kamu politikası seçenekleri konusunda Avrupa Konseyi'ne tavsiyeler sunulmasıyla ilgili ortak dış ve güvenlik politikasından sorumlu organ olarak çalışmalar yürütüyor.
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi ve konsey üyesi Ferec el-Bahseni, Almanya ziyareti öncesinde Belçika ve AB’deki yetkililerle temaslarda bulunmak için salı günü Brüksel'e resmi bir ziyaret gerekleştirdiler.
Yemenli kaynakların aktardığına göre Alimi ziyartte, Belçika Kralı Philippe ile gerçekleştireceği görüşmede ikili ilişkilerin çeşitli alanlarda geliştirilmesine yönelik beklentilere, bir dizi ulusal, bölgesel ve uluslararası dosyada karşılıklı istişare ve koordinasyona odaklanacak. Alimi ayrıca başta (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Borrell ve Uluslararası Ortaklıklardan sorumlu Avrupa Komiseri Jutta Urpilainen olmak üzere bir dizi yetkiliyle bir araya gelecek. Görüşmelerde Yemen’deki gelişmeler, Husi milisleri ve İranlı destekçilerini zorlamak için gereken Avrupa baskıları, Yemen halkının acılarının sona erdirilmesi, barış ve istikrara ulaşılması, hak ve özgürlüklere saygılı çağdaş bir devletin inşası çabaları üzerinde durulacak.
Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik, Dubai'de düzenlenen Dünya Hükümet Zirvesi'nde oturum aralarında yaptığı açıklamada, ülkesini kurtarmanın sürekli destek ve devlet kurumlarının himayesiyle, sekiz yıldır devam eden savaşı sona erdirmek için adil bir barışı sağlama çabasıyla, kardeş ve dostların desteğiyle yapılacak kalkınma ile gerçekleştirileceğini vurguladı.
Abdulmelik açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Husi milislerin darbe ile başkent Sana ve devletin merkezi kurumları üzerindeki kontrolü nedeniyle Yemen şu an zor ve hassas bir aşamadan geçiyor. Yemen'i ve ulusal kurumlarını desteklemek esastır. Husilerin petrol tesislerine ve limanlara yönelik son terör saldırıları nedeniyle ulusal ekonomi zayıfladığı için Yemen'in dayanıklılığı tükeniyor. Nitekim ülke 800 milyon ila 1 milyar dolar arasında bir zarara uğradı. Başkanlık Konseyi'nin savaşın etkilerinden kurtulma, peş peşe gelen krizler karşısında Yemen'i ve yiğit halkını normal hayata döndürme yönündeki önceliklerine uygun olarak hükümetin çabalarını desteklemeye devam etme gereğini vurguluyoruz.”
Ateşkesin yenilenmesi ve kapsamlı hale getirilmesine yönelik uluslararası tekliflere karşı çıkmayı sürdüren Husi milisler, başta Taiz olmak üzere hükümet güçleriyle temas hatlarında askeri gerilimi sürdürüyor. Ayrıca kontrolü altındaki bölgelerde sivillere yönelik baskılara ve ihlallere devam ediyor.



Filistin Yönetimi, Netanyahu ve Trump'ın açıklamalarından sonra Gazze Şeridi'nin devletleşmesi ve yönetilmesi konusunda ısrarcı

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
TT

Filistin Yönetimi, Netanyahu ve Trump'ın açıklamalarından sonra Gazze Şeridi'nin devletleşmesi ve yönetilmesi konusunda ısrarcı

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa dün yaptığı açıklamada, İsrail'in bir Filistin devletinin kurulmasını ve Filistin Yönetimi’nin Gazze Şeridi’ne geri dönmesini engelleme planının başarılı olamayacağını belirtti.

Bakanlar Kurulu toplantısının başında yaptığı açıklamada Mustafa, “Kesin resmi pozisyonumuz, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza yardım sağlayabilmemiz ve uzun zamandır beklenen bağımsız Filistin devletinin somutlaşmasına yol açacak yeniden inşa sürecini kolaylaştırabilmemiz için tek bir siyasi sistem, birleşik ulusal kurumlar ve tek bir güvenlik kurumu altında herkesin iş birliğini gerektiren Filistin topraklarında Filistin devletinin somutlaştırılmasıdır” dedi.

Mustafa sözlerine şöyle devam etti: “İsrail tarafı bu vizyonla savaşıyor. Tüm kurum ve kuruluşları ulusal otoriteyi zayıflatmak, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza karşı sorumluluklarını yerine getirmemesi için mali abluka altına almak ve geniş bir uluslararası mutabakatın konusu haline gelen Filistin devletinin kurulmasını engellemek için çalışıyor… İsrail planının desteklenmesi başarılı olamayacak. Zira halkımızın iradesi güçlü. Tüm gücümüz ve kararlılığımızla ulusal görevlerimizi yerine getirmek için sorumluluklarımızı üstlenmeye kararlıyız.”

Mustafa, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi sırasında ‘bir Filistin devletinin kurulmasına izin vermeyeceğini’ açıklamasının ardından Filistin Yönetimi'nin bir Filistin devleti kurma ve Gazze Şeridi'ndeki sorumluluklarını üstlenme konusundaki ısrarından bahsetti. Mustafa ayrıca, Netanyahu’nun Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri kabul etmek için bir dizi ülkeyle iletişim halinde olduğunu ifade etti.

cdfgthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazartesi akşamı Beyaz Saray'daki yemekte ABD Başkanı Donald Trump'ı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösteren mektubun bir kopyasını elinde tutuyor. (DPA)

Netanyahu'ya Washington ziyaretinde eşlik eden üst düzey bir yetkili, İsrail'in bir süre daha Gazze Şeridi'nde kalabileceğini doğruladı. Yetkili, Netanyahu'ya eşlik eden gazetecilere yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde Filistin Yönetimi'nin olmayacağını söyledi.

‘Ertesi gün’ meselesi

Maariv gazetesi ve Walla internet sitesine göre Netanyahu ve Trump, ‘Gazze Şeridi'nde ertesi gün’ gibi merkezi ve karmaşık bir meseleyi görüştü. Görüşmenin ardından bir siyasi yetkili, “Ertesi gün elbette Filistinliler olacak ama Filistin Yönetimi olmayacak” dedi.

Maariv, toplantının ardından yalnızca Amerikalı gazetecilerin içeri alınmasına izin verilmesinin ardından Netanyahu'nun, İsrailli gazetecilerin üst düzey bir yetkili tarafından brifing verilmek üzere çağrılmasını istediğini bildirdi.

scdfgrthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazartesi akşamı Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump'la yediği yemekte konuşuyor. (EPA)

Yetkili, ertesi gün ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Ana ve gerekli koşul Gazze Şeridi'nde Hamas'ın olmamasıdır. Hamas silahsızlandırılmalı ve liderleri sürgün edilmeli. Başka bir güç Gazze Şeridi'ni kontrol etmeli ve silah kullanımını engellemeli.”

Hangi gücü kastettiği sorulduğunda ise “Bunu tartışıyoruz. İsrail ordusu her türlü tehdidi engellemek için her zaman hazır bulunacak. Gazze Şeridi'nde güvenlikten İsrail sorumlu olacak” yanıtını verdi.

Yetkili, Gazze Şeridi’nin sivil kontrolü konusunda şunları söyledi: “Gazze Şeridi'nde gündelik hayatı yöneten bir hükümet sistemi olmalı. Belki belli bir süre için orada olacağız ve bu konuda endişelenmemeliyiz. Eğer ilk aşamada orada olmazsak, iktidarı başka bir tarafa devredebileceğimizden emin olamayız. Gazze Şeridi'ndeki yönetim sistemi Filistinliler tarafından yürütülecek. Kesinlikle Filistinliler olacak ama Filistin Yönetimi olmayacak. Filistin Yönetimi Gazze Şeridi'ni yönetmeyecek.”

Üçüncü görüşme

Trump ile Netanyahu arasında pazartesi akşamı Beyaz Saray'da gerçekleşen görüşme, Trump'ın geçtiğimiz ocak ayında başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana gerçekleşen üçüncü görüşmeydi.

Filistinlilerle barış istediğini ifade eden İsrail Başbakanı, Filistinlilerin gelecekte kuracakları bağımsız bir devleti İsrail'in yıkımı için bir platform olarak tanımladı ve bu nedenle egemen güvenlik yetkisinin İsrail'de kalması gerektiğini savundu.

dfrgty
ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi akşamı Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte (DPA)

Trump, gazetecilerin iki devletli bir çözümün mümkün olup olmadığı sorusuna “Bilmiyorum” dedi ve soruyu Netanyahu'ya yönlendirdi.

Netanyahu soruyu, “Filistinlilerin kendi kendilerini yönetmek için tüm yetkilere sahip olmaları gerektiğine inanıyorum, ancak bizi tehdit edecek herhangi bir yetkiye değil” diye yanıtladı.

Netanyahu ayrıca, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden çıkarılması konusuna da değinerek, İsrail ve ABD'nin, savaştan zarar gören Gazze Şeridi'nden ayrılmak isteyen Filistinlileri kabul edecek ‘birkaç ülke bulmaya yakın’ olduğunu söyledi.

Netanyahu, “Başkan Trump'ın seçim özgürlüğü diye harika bir vizyonu var. Eğer insanlar kalmak istiyorlarsa kalabilirler ama gitmek istiyorlarsa da gidebilmeliler” şeklinde konuştu.

Üst düzey bir İsrailli yetkili yemekten sonra yaptığı açıklamada, İsrail'in Trump'ın Gazzelileri gönüllü olarak göç etmeye teşvik etme konusunda ciddi olduğuna ikna olduğunu belirtti.

Söz konusu açıklamaların ardından Filistin Yönetimi'nden bir kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Onların tutumu biliniyor. Ancak biz siyasi bir süreç başlatmak için uğraşıyoruz. Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs'ü kapsayan bir devlet kurma hakkımızdan taviz vermeyeceğiz.”