Motosikletler, Darfur’da cinayet ve yağma aracı

Bölgeye Batı Afrika ülkelerinden gelen motosikletler, yerel köylere yönelik son saldırıya katılırken hükümetin motosikletleri yasaklama girişimleri başarısız oldu

Motosikletler Darfur’da terör ve yağma aracına dönüştü (Independent Arabia – Hasan Hamid)
Motosikletler Darfur’da terör ve yağma aracına dönüştü (Independent Arabia – Hasan Hamid)
TT

Motosikletler, Darfur’da cinayet ve yağma aracı

Motosikletler Darfur’da terör ve yağma aracına dönüştü (Independent Arabia – Hasan Hamid)
Motosikletler Darfur’da terör ve yağma aracına dönüştü (Independent Arabia – Hasan Hamid)

Cemal Abdülkadir el-Bedevi
Yaklaşık dokuz yıldır Sudan’da motosikletler, Darfur bölgesindeki savaş ve çatışmalara güvenlik ve istikrarı daha fazla sarsan ve hem halkı hem de iktidarı korkutmaya devam eden bir unsur olarak eklendi. Nitekim çevikliği, sürüş kolaylığı ve düşük yakıt tüketiminden ötürü motosikletler hızlı yağma ve cinayette daha etkin bir araç.

Yasaklama ve yakma
İnsanlar, Darfur’da hükümetin, bölgenin çoğu eyaletinde motosikletlerin yasaklanıp yakılması için karar almasına rağmen bu motosikletlerin faaliyete ve suç işlemeye devam etmesiyle tekrarlanan sahneleri unutmadı. Ta ki sesi ve yankıları, başkent Hartum’a ulaştı ve “uzun dokuzlu” denen çetelerin bizzat başkentin tüm mahalleleri ve yollarında vatandaşların güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde yağma ve adam kaçırma vasıtası olarak ortaya çıkmasından sonra bu motosikletlerin “çiftli” kullanımı, yani birden fazla kişi binmiş halde kullanımın yasaklanmasına karar verildi.
Darfur’daki Daco kabilesinin hükümdarı Sultan Cafer İbrahim Adem, motosikletlerin bölgede şiddet ve cinayet aracı olarak yoğun bir şekilde belirmesi olgusunun 2014’ün sonu ve 2015’in başında ortaya çıktığını söylüyor. Ona göre “motor ve kalaşnikof tüfeğine sahip olmak, en önemli mal varlığı haline geldikten sonra geçim için önemli bir yağma aracına dönüştü. O kadar ki ‘Motor ve keleş, para olur beleş’ sözü yaygınlaştı, özellikle de askerlik görevinden kaçan ve yurtdışından döndükten sonra sahip oldukları hızlı ve ölümcül bir aletle yağma ve insanların parasını yemek dışında bir şeyi olmayanlar için.”
Adem’e göre, çoğu yasal olmayan ve yerel dilde “boko” olarak bilinen, Darfur’a Batı Afrika ülkeleri ile denetimsiz geçitlerden ulaşan motorların tehlikesi, bireysel suçların artıp çok geçmeden bir lidere sahip örgütlü çetelere dönüşmesinde kendisini gösteriyor. Bu iki suç tipi arasındaki ortak payda, cehalet ve başkalarına karşı aşırı kin ve onların istikrarına göz dikmedir. Motorların ortaya çıkışı, şiddet eylemlerini büyük ölçüde canlandırdı ve yağma, askerden kaçanlar ve kırsal yaşam tarzını küçümseyenler için en önemli geçim kaynaklarından biri haline geldi. Sürekli hareket halinde olmaları ve uzak bölgelerde bulunmaları sebebiyle yetkililerin onları kontrol etmesi zorlaştı ve bu çeteler, yağmacı ve hırsızken ister nazırlar ister belediye başkanları olsun, toplumsal liderlerinin talimatından uzakta, kabileleri arasında sözü dinlenir ve belirleyici atlılara dönüştüler.
Daco Kabilesi Nazırı ise bu motorların yerel köylere yönelik son saldırıda güçlü bir şekilde yer aldığını açıkladı. Eyalet yetkilileri, bu milislerin toplanması konusunda uyarılmalarına rağmen konuyu dikkate almamış, ancak ertesi gün ortak güçler bünyesinde 17 askeri aracı harekete geçirmiş. Bununla birlikte bu güç, saldıran güçlerin kendisinden daha güçlü olduğu gerekçesiyle saldırganları püskürtmekte başarısız olmuş ve böylece suçlular, planlarını gerçekleştirdikten sonra sağ salim sığınıklarına dönmüş.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Nazır, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “Eski rejim hükümetinin, bazı kabilelere savaş için araçlar vermesinden sonra şimdi bu motorlar, kaya kıvrımlarını ve ağaçları aşma, tepelere tırmanma ve yakıp kaçmak için yıldırım hızında saldırma yetenekleri sayesinde silahlı saldırıların tamamlayıcısı haline geldi. Bu da tüm kabilelerin, hızları ve iki üç kişiyi aynı anda taşımaları nedeniyle öne çıkan atlar yerine motor sahibi olmaya çalışmasına sebep oldu.”

Mücadelenin başarısızlığı
Darfur hükümetleri, neredeyse tüm eyaletlerine uzanan bir güvenlik çöküşü dalgasının ardından motosiklet kullanımını yasaklamak için çeşitli girişimlerde bulundu ve hepsi de farklı zamanlarda kendi toprakları üzerinde motosiklet kullanımını yasaklayan kararlar çıkardı. Ancak tüm bu kararlar motor terörünü bitirmede başarısız oldu.
Güney Darfur Eyaleti Yasama Meclisi 2014’te toplum güvenliği kapsamında, dört çeker araçlar ve motosikletlerin kullanımını yasaklayan bir kanunu onayladı ve kanun, bu araçların sahiplerine durumlarını uygun hale koyup araçlarından kurtulmaları için bir süre tanıdı.
Silahlı grupların yağma ve cinayet operasyonlarındaki dikkat çekici artışın ardından Eyalet Hükümeti, Nyala şehrindeki silahlı kuvvetler ve polis idaresinden, vatandaşların sahip olduğu dört çeker araçlarla motosikletleri toplamasını ve bunların tazmin edilmesine ilişkin bir çare düşünmesini talep etti.  
2016 yılının başında Vali Muhammed Hasan Arabi başkanlığındaki Kuzey Darfur Hükümeti, Afrika Birliği ve BM Misyonu UNAMID’in bölgeden ayrılmasından sonra motosikletlerin kullanımını yasakladı. Aynı yıl Batı Darfur Hükümeti, güvenliği sağlamak için acil durum emirleri yayınlayarak eyalet içinde motosiklet kullanımını, ateşli silah bulundurmayı ve puşi (kedmol) takmayı yasakladı.
Eyaletin başkenti el-Cineyne’nin eteklerindeki bir kasabaya yönelik intikam saldırısında ölümlere yol açan şiddet olaylarının ve sonrasında da cinayet, yağma, hırsızlık ve uyuşturucu kaçakçılığı dahil 121 suçta silah kullanımının yanı sıra olaylarda motosiklet kullanıldığına dair ihbar sayısının 131’e ulaşmasının ardından Bölge Hükümeti, bu emirlere aykırı vakalara bakması için özel bir mahkeme kurdu. Mart 2021’de, şiddet olaylarında motosiklet kullanan grupların güvenlik ihlalleri üzerine aynı emirler yinelendi.

Aleni saldırılar
Darfur Barosu’ndan bir ekibin hazırladığı bir rapor, Orta Darfur eyaletinin Nertati bölgesindeki vatandaşları oturma eylemine iten sebepleri ortaya çıkardı. Rapora göre söz konusu sebepler şöyle özetlenebilir: Deve sahiplerinden oluşan saldırgan grupların, üniforma giymiş maskeli bazı silahlı milis unsurlarının, motosiklet ve alenen silah kullananların yanı sıra onlarca motosiklet kullanan diğer silahlı milislerin varlığı. Rapor, bu grupları Batı Darfur’un eski valisi ve hükmü kalkan rejimin lideri Cafer Abdülhakem’e bağlı olmakla suçluyor.
Rapor oturma eyleminde bulunanların; bölgedeki vatandaşlar için güvenlik ve korumanın sağlanması, milislerin silahsızlandırılması, resmi düzenli güçlerin dışında silah taşımanın yasaklanması, böyle suçların ortaya çıkmasını ve tekrarlanmasını önlemek için gerekli tedbirlerin alınması, suçluların kovuşturulması, yasanın uygulanarak failler hakkında suç duyurusunda bulunulması, tutuklanıp yargılanmak üzere adli makamlara teslim edilmesi ve caydırılması, motosikletler başta olmak üzere suç işleme vasıtalarına engel olunması yönündeki taleplerini özetliyor.
Zalingei Yolu, Al-Jeneina, başkentlerim ve eyaletlerim arasındaki bağlantı, Orta ve Güney Darfur (Hassan Hamed).
Orta ve Güney Darfur eyaletlerinin başkentlerini birbirine bağlayan Zalinci-Cüneyne yolu (Independent Arabia – Hasan Hamid)
Eski Kuzey Darfur Valisi Muhammed Hasan Arabi’ye göre ise motorları yasaklamaya ilişkin kararlar, olağan güvenlik önlemlerinin bir parçası olmakla birlikte Darfur’daki güvenlik düğümü için köklü değil, sadece geçici bir çözüm. Zira çöl, engebeli ve dağlık bir yapıya sahip bölge ve yolları, motosiklet kullanımına uygun ve sınırların açık olmasından ötürü Hükümet bunu kontrol edemez. Üstelik motosiklet kullanıcılarının büyük bir kısmının kolluk kuvvetleriyle sosyal bağları da mevcut.  
Arabi açıklamasında şu ifadelere de yer verdi: “Darfur bölgesindeki güvenlik durumu, Güney Sudan, Orta Afrika, Çad ve Libya’ya komşu olmasından ötürü oldukça karmaşık. Tüm bu ülkeler, güvenlik kaosu ve siyasi bir akışkanlıktan mustarip; vatandaşları iltica, göç ve yasaklı bazı uluslararası faaliyetlerin zorluğuyla boğuşuyor. Bu da bu bölge ile o ülkeler arasında uzanan sınırları, kontrol edilemez bir hale getiriyor. Özellikle de komşu ülkelerde siyaset ve güvenlik düzeyindeki akışkanlık hali, Afrikalı ve Arap şeklinde etnik olarak bölünmüş bölgeye kadar uzanıyorken.”

Milis motorlar
Darfur’daki Mülteciler ve Yerinden Edilmişler Temsilciliği Sözcüsü Adem Rical ise atların yerini alan yeni araçlar olarak motorların, devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir hükümetinin bazı kabileleri seferber etmeye yönelik operasyonları başlatmasıyla ortaya çıktığını, son zamanlarda bir cinayet ve silahlı saldırı aleti olarak yaygın ve hızlı bir araç haline geldiğini ve düzensiz yağma operasyonları veya büyük örgütlü saldırıların yanı sıra son Belil olayları ve bölgenin başka noktalarında önemli bir rol oynadığını ifade etti.
Hükümetin motorlara el koyup yakmasına ilişkin kararlardan en çok şehir içindeki sıradan vatandaşlar zarar görürken motorlar aracılığıyla suç işleyip temel bir tehlike kaynağı oluşturan motorlu milisler, bu önlemlerin dışında kalıyor. Rical’e göre hala varlığını sürdürmesi ve bu yolla yakılmış toprak siyasetini sürdürmesi de bunun kanıtı.  
BM’ye göre, Sudan’ın batısındaki Darfur’da 2003’ten bu yana silahlı hareketler ile devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir hükümeti arasındaki mücadele ve savaş yıllarının ardından, yaklaşık on beş yıldır süren silahlı çatışma 300 bin kişinin ölümüne ve yaklaşık 3 milyon 200 bin kişinin yerinden edilmesine neden oldu. Yerinden edilmişlerin çoğu, çatışma kurbanı olan kadın, çocuk ve yaşlı masum sivillerden oluşuyor ve bu kişiler, 155’i yerinden edilmişler ve 20’si mülteciler için olmak üzere 175 kampta yaşıyor.  



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.