Deprem bölgelerindeki kolera tehdidi karşısında neden aşı yapılmıyor: 'Cevap basit'

Bunun da arkasında ilaç şirketlerinin kazancı yeterli bulmamasından dolayı aşı üretmemesi yatıyor

Kolera aşısı Euvichol'ü, Güney Kore merkezli EuBiologics firması üretiyor (AA)
Kolera aşısı Euvichol'ü, Güney Kore merkezli EuBiologics firması üretiyor (AA)
TT

Deprem bölgelerindeki kolera tehdidi karşısında neden aşı yapılmıyor: 'Cevap basit'

Kolera aşısı Euvichol'ü, Güney Kore merkezli EuBiologics firması üretiyor (AA)
Kolera aşısı Euvichol'ü, Güney Kore merkezli EuBiologics firması üretiyor (AA)

Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 6 Şubat Pazartesi meydana gelen iki şiddetli deprem, Türkiye ve Suriye'de en az 40 bin kişinin ölümüne neden oldu.
Yıkımdan kaynaklı ölü sayısının ilerleyen günlerde daha da artması bekleniyor.
Öte yandan halk sağlığı uzmanları, yıkımın getirdiği doğrudan kayıpların ötesinde, depremden etkilenen bölgeyi yakında bir salgının vurabileceğine dair uyarıyor: Kolera.
Uzmanlar bölgede salgın hastalıklara karşı ilk önlemlerden biri olarak koleraya karşı aşılama kampanyası yapılması gerektiği görüşünde. Ancak kolera aşısı stoğu, yaygın olarak kullanılamayacak kadar sınırlı.
Bunun da arkasında ilaç şirketlerinin kazancı yeterli bulmamasından dolayı aşı üretmemesi yatıyor.

Koleranın temel nedeni: Kirli su
Latince adı Vibrio cholerae olan bir bakteriden kaynaklanan, bağırsak enfeksiyonuna bağlı, şiddetli ishalle seyreden koleranın temel nedeni kirli su.
Bakteri, kalabalık ortamlarda yaşayan, savaş, yoksulluk ve doğal afetlerden etkilenen topluluklarda kolayca yayılıp kısa süre içinde ölümlere yol açabiliyor.
Su ve kişisel hijyenin yetersiz olduğu, yerleşik düzeni olmayan nüfus gruplarında ve kamp hayatının olduğu bölgelerde görülme riski yüksek.
Ayrıca kanalizasyon sisteminin içme ve kullanma sularına karıştığı sel ve deprem gibi doğal afetler salgın riskini ciddi biçimde artırıyor.
Enfeksiyon genellikle dışkı karışmış sular aracılığıyla, bu suyun doğrudan içilmesiyle ya da bulaştığı yiyeceklerin yenmesiyle bulaşıyor. Doğrudan temasla (örn: tokalaşma, dokunma ya da hasta bir kişiye tedavi ederken) insandan insan geçtiği de biliniyor.
Karın ağrısıyla bol ve sık dışkılamaya neden olan hastalığın şiddetli seyretmesi durumunda da şu belirtiler görülüyor:
Ağır sulu ishal
Kusma
Sıvı ve mineral kaybı nedeniyle susama hissi
İdrar çıkışının durması
Hızlı kilo kaybı
Mide, kol ve bacaklarda kramplar 
Bu kişilerde vücut sıvılarının hızla kaybedilmesine bağlı dehidratasyon ve şok tablosu ortaya çıkabilir. Tedavi edilmezse saatler içinde ölümle sonuçlanabilir.

Suriye'de zaten kolera salgını var
Maraş merkezli depremler Suriye'nin kuzeyini de çok kötü vururken, halihazırda kolera salgını ve çatışmalarla karşı karşıya olan bölgede yeni bir kriz yarattı.
Çatışmalar ve altyapının çökmesi nedeniyle ağustos ayında akut ishal vakalarında artış yaşanmış ve 10 Eylül'de hükümet kolera salgınını ilan etmişti.
16 Ocak itibarıyla Suriye'nin tamamında toplam 77 bin 561 şüpheli kolera vakası kayda geçmiş, bunların yüzde 50'sinin de kuzeydoğuda olduğu aktarılmıştı.
Uzmanlar kanalizasyon sistemlerindeki hasar nedeniyle kolera salgının Türkiye'deki deprem bölgelerinde de ortaya çıkabileceğinden endişeli.

Aşı stoğu 2013'te oluşturuldu
Verilere göre her yı, dünya çapında 1,3 ila 4 milyon kolera vakası görülüyor ve 143 bin kadar kişi bu nedenle hayatını kaybediyor.
Öte yandan kolera aşıları epey yetersiz. Aşı stoğu, 2013'te, Haiti'deki kolera salgınından hemen sonra oluşturuldu. O zamandan beri 20'den fazla ülkeye milyonlarca doz aşı sevk edildi.
Haiti'de salgın, 2010'da Birleşmiş Milletler (BM) barış güçlerinin bakteri barındıran lağım suyunu bir nehre boşaltması nedeniyle başlamıştı.
O dönemde Dukoral adında yalnızca bir kolera aşısı vardı ve dünya genelinde yalnızca 250 bin doz bulunuyordu.
Bir dozu yaklaşık 6 dolara mal olan bu aşı, esasen koleradan etkilenen ülkelere giden varlıklı kişiler tarafından kullanılıyordu.
Günümüzde halen kullanılan Dukoral, ağızdan alınan bir aşı ve 150 mililitre temiz suyla seyreltilmesi gerekiyor ve iki doz halinde 6 ayda bir alınması gerekiyor. Bu da afet bölgelerinde kullanımını zorlaştırıyor.

Arz sıkıntısı halen çözülemedi
2011'de Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yine iki doz halinde alınan ama seyreltilmesi gerekmeyen Shanchol adlı ikinci bir aşıyı onayladı. Ayrıca 2013 itibarıyla bu aşının dozu sadece 1,85 dolardan daha ucuzdu.
Böylece 2012'de Haiti Sağlık Bakanlığı, Partners in Health ve Gheskio adlı bir STK'yla ortaklaşa Haiti'nin birkaç kasabasında aşılama kampanyası başlattı ve bu kampanya epey başarılı oldu.
Kolera aşılarına yönelik taleplerin artması ve tedariklerin azalmasıyla birlikte WHO nihayet 2013'te bu aşılar için bir stok oluşturdu.
2013'te WHO'nun 2 milyon dozluk stok için 2 milyon dolar yatırım yaptığı söyleniyor. Ancak arz sıkıntısı halen çözülebilmiş değil.

Son dönemde birçok ülkede salgın var
Suriye ve Haiti'nin yanı sıra Pakistan, Afganistan, Malavi ve Nijerya, gibi ülkelerde de salgınlar devam ediyor. 20 Aralık 2022 ve 15 Ocak 2023 arasında dünya çapında yaklaşık 75 bin kolera vakası kayda geçti.
Bu, salgınlarda çarpıcı bir küresel artış olduğu anlamına geliyor. WHO'ya göre yalnızca 2022'de 29 ülke kolera vakası bildirdi. Önceki 5 yılda bu sayı 20'ydi.
Kolera salgınları iklim değişikliği nedeniyle şiddetlendiğinden, bu artış eğilimi devam edebilir.

Aşılar yokluktan tek doza düşürüldü
Birleşmiş Milletler'in aşı stoğu o kadar yetersiz ki WHO'nun olağan protokolün aksine aşılama iki doz yerine bir dozla sınırlandırılmıştı. BM bunun için acil durum kılavuzu yayımlamıştı.
WHO, Kasım-Aralık 2022'de Suriye'ye 2 milyon doz kolera aşısı yollamıştı. Aşının 4 Aralık'tan itibaren salgının etkili olduğu Halep, Rakka, Haseke ve Deyrizor kentlerinde uygulanmaya başlanacağı belirtilmişti.
Ancak 2022'nin sonunda, aşı arzı da neredeyse tamamen tükendi. Kolera aşılarının yaklaşık yüzde 15'ini üreten Fransız ilaç şirketi Sanofi'nin Hintli yan kuruluşu Shantha Biotechnics, tedarik sözleşmesini feshetti ve WHO stoklarına doz sağlamayı durduracak.

Neden kolera aşısı yok?
Bu noktada akla şu soru geliyor: Nasıl olur da dünya, doz başına 1,50 dolar gibi düşük bir maliyetle hayat kurtaran bir aşıdan mahrum kalır? 
ABD'deki Columbia Üniversitesi Mailman Halk Sağlığı Okulu'ndan profesör Nina Schwalbe'ye göre "cevap basit".
Bilim insanı, "Çünkü bu bir yoksul hastalığı" diyor.
Buna göre, kolera zengin ülkeleri etkilemediğinden dolayı ilaç şirketleri bunlar için yüksek fiyatlar talep edip büyük karlar elde edemiyor.
Kolera aşılarında mevcut küresel pazarın yaklaşık 95 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Ancak bu, büyük ilaç şirketlerinin ilgisini çekecek kadar büyük bir kazanç beklentisi değil.
Örneğin Sanofi, pazarın tamamını ele geçirmiş olsa bile, elde ettiği gelir, şirketin 2022'deki 47,8 milyar dolarlık toplam gelirinin sadece yüzde 0,2'sine denk gelebilir.
Kolera aşısı Euvichol'ün üreticisi Güney Koreli EuBiologics gibi daha küçük üreticiler, bu pazarda kalmaya ilgi duyuyor. Ancak bu da küresel talebi karşılamaya yetmiyor.
Küresel sağlık camiasının da şirketleri daha fazla aşı üretmeye zorlayacak yetkisi yok. Diğer ilaçlarda olduğu gibi, aşıların çoğunda ilk araştırmalar kamusal kaynaklarla finanse ediliyor.
Ancak ilaç şirketlerinin, kârlı olmadığına inandıkları sürece kamu yararı için gerekli olan bir ilacı üretme zorunluluğu bulunmuyor.
 
Independent Türkçe, Yahoo News, Quartz, WHO, The Verge, Plos Blogs, Anadolu Ajansı



Stresli anlarda partnerler mi evcil hayvanlar mı tercih ediliyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Stresli anlarda partnerler mi evcil hayvanlar mı tercih ediliyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni araştırmaya göre, evcil hayvan sahiplerinin çoğunluğu stresli olduğunda eşleri, aileleri ya da arkadaşları yerine hayvanlarıyla vakit geçirmeyi tercih ediyor.

20 ülkede 30 bin evcil hayvan sahibiyle yapılan küresel anket, kedi ve köpeklerin insanların refahını nasıl etkilediğini ortaya çıkardı.

Araştırma, evcil hayvan sahiplerinin onda 6'sının (yüzde 58) stresli olduğunda kedi ve köpeklerine sarılmayı tercih ettiğini ortaya koydu.

Öte yandan sadece yüzde 32'si eşleriyle, yüzde 23'ü aileleriyle zaman geçirmeyi tercih ettiğini ve sadece yüzde 18'i stresli olduğunda arkadaşlarına veya çocuklarına sarılmayı tercih ettiğini söyledi.

Mars Petcare ve Calm adına YouGov tarafından yapılan ankette, evcil hayvan sahiplerinin yüzde 56'sı stresli zamanlarda konuşmaya gerek kalmadan evcil hayvanlarının kendilerine eşlik ettiğini söyledi.

Ayrıca büyük çoğunluk (yüzde 84), evcil hayvanlarının sadece varlığının bile kendilerini rahatlatmaya yettiğini belirtti.

Waltham Petcare Bilim Enstitüsü'nde kıdemli araştırma müdürü Dr. Tammie King, "Evcil hayvanlarımızı çok sevmemize rağmen onların bize ne kadar çok şey verdiğini genellikle fark etmiyoruz" dedi.

Evcil hayvanınızın günlük 'müdahalelerini' duraklamak, nefes almak ve anda kalmak için sevgi dolu hatırlatıcılar olarak yeniden yorumlamak güçlü bir esenlik aracı işlevi görebilir. Araştırmalar, temasa dayalı evcil hayvan etkileşimlerinin insanlarda oksitosin seviyelerini artırabildiğini gösteriyor. Bu anketin bulguları, daha fazla insanın evcil hayvanların bizi günlük olarak yönlendirdiği küçük esenlik anları üzerinde düşünmesine ve bunları kabul etmesine yardımcı olacak.

Ankete katılanların neredeyse onda 8'i, evcil hayvanlarının kendilerine iş, ev işleri veya görevlere ara vermelerini hatırlattığını ve yüzde 50'si bunun her gün gerçekleştiğini söyledi.

Yüzde 73'ü evcil hayvanlarının onları fazla düşünmeyi veya endişelenmeyi bırakmaya teşvik ettiğini ve ayrıca evcil hayvanlarının onları dışarıda vakit geçirmeye yönlendirdiğini söyledi.

Öte yandan yüzde 77'si evcil hayvanlarının onları ekranlardan uzak durmaya teşvik ettiğini belirtti.

Calm Klinik Şefi Dr. Chris Mosunic şunları söyledi:

Küçük, bilinçli, sakin anların genel refahımız üzerinde büyük bir etkisi olabileceğini biliyoruz ve evcil hayvanlarımız bizi bu konuda yönlendirmek için inanılmaz bir yönteme sahip. Köpeği kısa bir yürüyüşe çıkarmak ya da ekranın önünde gezinen kediyle masamızda kucaklaşmak, sıfırlanmak ve yenilenmek için basit bir an sağlayabilir. Mars'la işbirliği yapmaktan, evcil hayvanlarla aramızdaki bağın potansiyelini vurgulamak için bu verileri ön plana çıkarmaktan  ve daha fazla insanın evcil hayvanlarla ilişkimizin, refahlarına sağlayabileceği harika faydaları keşfetmesine yardımcı olmaktan gurur duyuyoruz.

Independent Türkçe